Cüneyt Özdemir

Ulusal Egemenlik

Cüneyt Özdemir

Atatürk fahri hemşehrisi olduğu Erzurum'dan milletvekili olarak seçilmişti. Sivas'tan Ankara'ya giderken Osmanlı Bankası'ndan bin lira borç aldıklarını biliyoruz. Kalem kalem tüm harcamaların yazıldığı bir borç defteri de sürekli yanlarındaydı. Yokluk ve bir sürü zorlukla mücadele ettiler. Aralık ayıydı. Ankara'ya vardıklarında 700 piyade ve 3 bin atlıdan oluşan Seymen Alayı onları karşıladı. Kendilerine Ziraat Mektebi tahsis edilmişti. İstanbul'daki Meclis-i Mebusan ile sürekli görüşmeler yapılıyordu. İstanbul'daki meclisten Kuvayi Milliye'nin dağıtılmasını isteyen düşman devletler, bunun imkansız olduğunu anlayınca Mustafa Kemal Atatürk'ün ordudan atılması ve İstanbul'un işgali kararını aldılar. 16 Mart sabahı İstanbul resmen işgal edilmişti. İşgal sonrası Meclis-i Mebusan kendini feshetti ve birçok vekil Ankara'ya gizlice ulaşmak için yola çıktı. İttihat ve Terakki binası halkın yardımıyla elden geçirildi ve 1. Meclis hazır hale getirildi. Ceylan derisi koltuklar yoktu tabii ki de, okullardan alınmış masalar, kahvehanelerden alınmış gaz lambaları vardı. Resmi yazışmalarda Türkiye, Türk kelimeleri geçmeye başlamıştı. Ve 23 Nisan 1920 Cuma günü Hacı Bayram Camii önündeki kalabalık Cuma Namazı sonrası 1. Meclis'imizi kurbanlar keserek, dualar okuyarak açtılar. Meclise Sakal-ı Şerif getirildi, kutsal emanetlerin önünde vatanı kurtarmak için yeminler ettiler, dualar okudular. Bu meclis düşman kuvvetleri yurdumuzdan atılana kadar bir karargah görevi de gördü.  İşte bu meclis Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin doğduğu yerdir. Halkın temsilcilerini seçip Yasama, Yürütme ve Yargı değerlerini koruduğu yerdir. 101 yıl önce atılmış bu temeller ve örülmüş duvarlar milletimizin demokrasiye ne kadar bağlı olduğunun bir kanıtıdır. Avrupa ve Dünya'nın birçok yerinde diktatörlükler var iken ulu önder Mustafa Kemal Atatürk halkın oyları ile milletvekili olmuş, millet meclisinde oy birliği ile Meclis başkanı olmuş, daha sonraki yıllar Kurtuluş Savaşı'nı vermiş ve bizlere bu güzel ülkeyi armağan olarak bırakmıştır. Almanya'da iktidarı ele aldıktan sonra kendini Führer ilan eden Adolf Hitler gibi ya da İtalya'daki Benito Mussolini gibi yapmamıştır. Bizlere gerçek bir demokrasi hediye etmiştir. Şu anki mecliste görev yapan milletvekillerimizin hepsinin bu şuurda olmasını arzuluyorum. 1. Meclis'teki vekillerin amacı vatanı kurtarmaktı. Yeri geldi aç yattılar, yeri geldi uykusuz kaldılar. Binlerce lira maaş almadılar. Buradan çağrı yapıyorum; gelin maaşlarınızı bir öğretmen maaşı seviyesine çekin. Yasa teklifi vermek sizin elinizde, maaşlarınıza zam yapacağınıza Milli Mücadele ruhuyla maaşlarda indirim yapın. Binlerce aile pandemi dolayısıyla ay sonunu zor getiriyor. 24 Haziran 2018 seçimlerinde ben de bildiğiniz üzere bağımsız milletvekili adayıydım. Öğretmen maaşından fazla maaş almayacağımın taahhüdünü vermiştim. Bana göre vatanını, milletini çok seven birisi bu pandemi döneminde bu maaşı almaz ve düşürülmesi için ön ayak olur. Ben; en azından utanırım yani onu söylemeye çalışıyorum. Yine de sizin bileceğiniz iş tabii, sonuçta vekil olan sizlersiniz ama sizleri seçen ise bizler, yani halk. Atatürk'ün dediği gibi 'Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir!' Bu sözü unutmamanızı temenni ederim. Hep birlikte nice 23 Nisanlara inşallah.

Yazarın Diğer Yazıları