Saros'u yok edecek proje
Saros FSRU limanı ve boru hattı yapımı projesine karşı Çamlıca, Sazlıdere ve Gökçetepe köylerinde toplantı düzenleyerek bölge halkını 2 Ekim Salı günü 11.00'da Keşan Çok Amaçlı Pazar Yeri Belediye Salonu'nda düzenlenecek halkı bilgilendirme toplantısına davet eden bilim insanları, proje ile Saros'un yok edileceğini gözler önüne serdiler.
Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği Edirne Temsilciliği, Edirne Kent Konseyi, Keşan Kent Konseyi, Türk Tabipler Birliği Edirne Tabip Odası ve Trakya Üniversitesi'nden bilim insanları, Saros FSRU limanı ve boru hattı yapımı projesine karşı Çamlıca, Sazlıdere ve Gökçetepe köylerinde toplantı düzenleyerek bölge halkı ile bir araya geldi. Toplantıların ardından heyet, Sazlıdere Limanı'nın proje bölgesini gezerek incelemelerde bulundular.
Toplantılarda
açılış konuşmasını Keşan Kent Konseyi Başkan Yardımcısı Hasan Karagöz yaptı.
Karagöz, konuşmasında Saros'da Sazlıdere ve Gökçetepe Köyleri'nin arasına FSRU
limanı projesinin yapılmak istendiğini belirterek; 'Bunu Trakya'da ve bu
çevredeki köylerde duymayan kalmadı. Boru hattı ile burada sıvılaştırılmış
doğalgaz gelecek. Burada normal gaz haline dönüştürülüp köylerde depolama
yapılacak ve oradan Avrupa'ya basılacak. Trakya'ya, Keşan'a, buradaki köylere
gaz verilmeyecek. Burada yerler istimlak edilecek, Saros öldürülecek. ABD'li
şirketin Katar'daki doğalgazı buradan basılarak Avrupa pazarına sürülecek'
ifadelerine yer verdi.
Karagöz,
projedeki istihdam sayısını da açıklayarak; 'İnşaat halinde 50 kişi çalışacak.
İstihdam vaatleri veriyorlar ama Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ndeki raporda
açıkça yazıyor. İnşaat bittikten sonra çalışacak personel sayısı 10'dur.
Keşan'a ya da buradaki köylerden herhangi birine iş imkanıgibi bir olay söz
konusu değil. Bu proje ile ilgili acil kamulaştırma kararı çıktı. Acil
kamulaştırma kararına Danıştay 6. Daire'ye itiraz edildi. Çünkü acil
kamulaştırmalar savaş zamanı yapılması gereken şeylerdir. Büyük olasılıkla
durdurulup iptal edilecek' dedi.
'Yalanlarını yüzlerine vuracağız'
Projenin
ÇED halkın katılımı toplantısının 2 Ekim'de Keşan'da düzenleneceğini açıklayan
Karagöz; 'Halkın katılarak itirazlarını söyleyeceği bir toplantı yapılacak.
Buradan şu anda etkilenen Gökçetepe, Sazlıdere, Çamlıca, Yerlisu ve Mahmutköy'dür.
İstimlakların kaldırılması için dava açıldı. Sonrası da devam edecek. 2 Ekim'de
itirazlarımızı söyleyeceğiz, protestomuzu yapacağız, dilekçelerimizi vereceğiz.
Keşan'a gelmenizi istiyoruz. Saat 11.00'da Çok Amaçlı Pazar Yeri Belediye Salonu'nda
olacak. Eğer gelirseniz içeri girerken kapıda imza atmak için bir hazirun varsa
kesinlikle imzalamıyoruz. İmzalamadan içeri gireceğiz. Çünkü biz rıza
vermiyoruz. O belgeyi, mahkemelerde bize karşı belge olarak kullanacaklar.
Yapılmasını ve ÇED'ten olumlu rapor çıkmasını istemediğimiz için o tür belge
vermeyeceğiz. Onlar toplantıda anlatmaya çalışacaklar, bizler de yalanlarını
yüzlerine vuracağız. Çünkü yalan söylüyorlar' sözlerine yer verdi.
'Engellemek hepimizin gururudur'
Proje
sorumlusu şirketin Keşan Kent Konseyi'ni ikna etmek amacıyla eski
danışmanlarından bir ismi görüşmeye yolladığını söyleyen Karagöz; 'Şirketin
eski danışmanlarından biri, bizim Yönetim Kurulumuzu ikna etmeye çalıştı. Biz,
ona da itiraz ettik ve kendi önerimizi yaptık. Tamamen karşıyız diye bir
mantığımız yok. İskelelerini Marmara Denizi açıklarına yapmalarını ve bölgede
daha önce yapılan boru hattını kullanmalarını teklif ettik. Ne Saros'u talan
etsinler, ne de tarlalarımızı yağmalamamalarını söyledik. Buna gerekçe olarak
da Çanakkale Boğazı'nda gemi trafiğinin çok yoğun olduğunu söylüyorlar. Bazen
oradan geçmek için 24 saat beklediklerini söylediler. Çünkü çok büyük gemiler
gelecek. O gemiler geri manevrasında en az 50 metre suyu altüst edecek ve Saros
diye bir şey kalmayacak. Oysa dünya harikası bir yer. 30-40 yıl sonra
torunlarımız eski fotoğraflara ve videolara bakarak; 'Bu kadar güzel bir yere
dedelerimiz neden sahip çıkmadılar?' derlerse söyleyecek sözümüz olsun. En
azından '˜Çok uğraştık ama engelleyemedik' diyebilelim. Eğer engellemişsek de
hepimizin gururudur' dedi.
'40 bin 297 ıslak imza toplandı'
Karagöz,
konuşmasında Saros'uma Dokunma imza kampanyasının sonuçlarını da açıklayarak; '40
bin 297 ıslak imza toplandı. 25 Eylül'de Keşan'daki bütün oda, dernek, siyasi
parti temsilcileri ile 14.00'da konferans salonunda bir toplantı yapıyoruz.
Ankara'ya gidecek Kent Konseyi heyeti hazır. Biz, diğer odalardan ve
partilerden de temsilci isteyeceğiz. Temsilci oluştuktan sonra 26 Eylül
Çarşamba günü Keşan'dan Ankara'ya hareket edilecek. 27 Eylül Perşembe günü de
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na 40 bin 297 ıslak imza teslim edilecek. Ayrıca
'˜change.org'ta da 47 bin imza toplandı. Bu imzaları da tedarik etmeye
çalışıyoruz. 90 bin civarında imzayı teslim edeceğiz' ifadelerine yer verdi.
'Doğa parçası tahrip edilecek'
Karagöz'ün
açılış konuşmasının ardından toplantıda söz alan TMMOB Edirne İl Koordinasyon
Kurulu Sekreteri Yüksek Harita Mühendisi Yılmaz Eren, boru hattını geçeceği
yerlerde kamulaştırma yapılacağını söyleyerek; 'Dar ve uzun bir şerit biçiminde
kamulaştırma olacak. O da genellikle toprak altında olacak. Fakat inşaat öncesi
en az 10 metre açılma olacak. Toprağı sıyıracaklar ve bu işlem için kullanılan
iş aletlerini düşünürsek yarım metrelik bir boru için en az 10-15 metrelik doğa
parçası tahrip edilmiş olacak. Sıyırdıkları toprak tekrar üzerine serpilecek
ama eskisi gibi olmayacak' dedi.
'Kamulaştırmaya karşı dava açabiliyoruz'
Eren,
projenin hangi köylüye ait tarlalardan geçeceğinin belli olduğunu belirterek;
'Sizlere daha tebligatlar gelmedi. Şu anda Kadastro Müdürlüğü'nde kontrol
aşamasındalar. Onaylandıktan sonra tebligat aşamasına gelecek. Sizlerin de
itiraz etme şansınız var. Kamulaştırmaya karşı dava açabiliyoruz. Ama bunlar 6
ay içerisinde olması gerekiyor. Kamulaştırma bedeline itiraz edebilirsiniz' sözlerine
yer verdi.
'Denize 85 bin metreküp dolgu yapılacak'
Eren'in
konuşmasının ardından imar inşaatı ile ilgili bilgi veren Edirne İnşaat
Mühendisleri Odası Temsilcisi Nihat Çolak, Saros'ta 85 bin metreküp dolgu
yapılacağını söyleyerek; '283 katlı bir ev kadar hacim var. Denizde liman
inşaatı için kullanılacak. Bu dolgu, oraya gökten inmeyecek. Kamyonlarla
taşınması söz konusu. Yaklaşık 5 bin kamyon limana gidip geri dönecek. Çevreye
vereceği zararı düşünelim. Burada sadece boru hattı değil, çok büyük bir
inşaattan ve denize yapılacak dolgudan bahsediyoruz. Dolgu için de başka bir
alanda neredeyse bir tepe yok edilecek ve denize aktarılacak. Deniz içi yaşam
da tahrip olacak. İnşaat süresi 24 ay diyorlar. Çevre mevzuatında halkın
istemediği hiçbir projenin uygulanamayacağı yazıyor. Burada bütün iş sizlerde.
Her kamu yatırımı doğrudur diye bir şey yok. Biz, her şeye itiraz eden insanlar
da değiliz. Biz, yanlış politikalara itiraz ediyoruz' dedi.
'Doğalgaz mı yiyeceğiz?'
Çolak'ın
konuşmasının ardından bir konuşma da Edirne Tabip Odası Temsilcisi Dr. Ertuğrul
Tanrıkulu da proje sonucunda para karşılığı kaybedilen zenginliklerin parayla
tekrar karşılanamayacağını belirterek; 'Gemilerin denize atacağı atıkları
düşününce; dünyada kendi kendini temizleyen Saros Körfezi kalmayacak. Buradaki
halkın sağlığına da çok zarar verecek. Çevre bu kadar tahrip edilirse, '˜Ben bir
yere 1 milyar tane fidan diktim' demenin de bir anlamı yok. 50 sene sonra bu
güzel köyleri bulamayacağız. Ekonomik krizle karşı karşıyayız ve saman ithal
ediyoruz. Bu köyler de kalmazsa ne yiyeceğiz? Doğalgazı mı yiyelim? Bir ülkenin
yüzde 60'ı ithal olur mu? Gerçekten çok zor durumdayız. Bu doğayı biz,
dedelerimizden değil; çocuklarımızdan miras aldık. Siz topraklarınıza sahip
çıkın' ifadelerine yer verdi.
'Hastalıklar artacak'
Trakya
Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Kaya ise
bölgenin biyolojik çeşitliliğine dikkat çekerek; 'Köylü halkımız; '˜Tarlalarımız
satılacak, oradan 3-5 kuruş belki rant sağlayacağız, 3 kuruş değil 15 kuruş
alacağız' gibi kısa vadeli hesaplar peşinde olmamalı. Projede yapılacak
inşaatta kullanılacak malzeme nasıl gidecek? Bu yollar üzerinden gidecek.
Kamyonlar ne bırakacak? Karbondioksit, toz bırakacak. Bunlar yakındaki tarım
arazilerine gidecek. Tarım arazilerin üzerinde kalmayacak mı? Toprağa işlemeyecek
mi? Oradan yetişen bitkileri kim yiyecek? Biz yiyeceğiz. Eğer meralarda varsa
hayvanlar yiyecek. Hayvanların sütünü kim içecek? Sonuçta, kanser hastalıları
artacak veya adını bilmediğimiz çeşitli hastalıklar gündeme gelmeye başlayacak'
dedi.
'Verim düşecek'
Kaya,
bölgede omurgasız hayvanlar ile bitkilerin döllenmesini sağlayan canlılar
olduğunu söyleyerek; 'Onlar yok olduğu ve bitkilerin döllenmesini engellediği
zaman ne olacak? Verim düşecek. Bunların hepsini yaşayacağız. Trakya bakir bir
bölgedir. Saros mükemmel bir bölgedir. Bu limanın olmasıyla burada bir
hareketlilik başlayacak. Bunun, size fayda sağlayacağını zannetmeyin. Bu
limanın gelirinden size yüzde 5 bile kalmayacak. Ama kahrını çeken siz
olacaksınız' sözlerine yer verdi.
'Yunanistan neden kabul etmiyor?'
Trakya
Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Necmettin Güler ise Saros
Körfezi'nde kurulmak istenen FSRU Gemi İskelesi Projesi'nin Yunanistan'da değil
de neden Türkiye'de yapılmak istendiğini sorarak; 'Yunanistan'ı niye kabul
etmiyor? Yunanistan buradan 60 kilometre uzaklıkta. Biz de zaten buradan alıp
Yunanistan'a pompalayacağız. Dünyada sadece burada bulunan 6 tane endemik bitki
var. Bitkilerden bir tanesi de Sultan Papatyası adıyla geçer. Dünyada başka
yerde yaşamaz. Ekonomik olarak kalkınmak zorundayız ama doğru zamanda, doğru
yerde. Ağır sanayi beraberinde çevre kirliliğini de getirecek. Çevre kirliliği,
böceklerin ölmesi bitkilerin üremesini engeller. Bu da güzelliğiyle övündüğünüz
bu bölgenin olumsuz etkilenmesine neden olur' dedi.
'Gemilerin temiz bıraktığı körfez yok'
Trakya
Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğr. Gör. Doç. Dr. Utku Güner ise
FSRU Gemi İskelesi Projesi'nin içeriği ile ilgili bilgi vererek; 'Burada bir
liman yapılarak gemiler yanaşmayacak. Limanda 2-3 tane gemi bulunacak. Bunlar
gazı alıp sıvılaştıracak rafineri gemileridir. Daha sonra gemilere
aktaracaklar. Liman ile birlikte 2-3 tane rafineri yapılacak. Bu gemiler orada
sürekli çalışacak. Bu gemilerden bir tanesi arıza yapsa ve patlasa, patlama
ışığını köylerden görürsünüz. Tesisler 12 ay boyunca çalışacak. Gemiler
geçtikçe de körfez diye bir şey kalmayacak. Üstelik körfez, Çevre Bakanlığı
tarafından özel çevre koruma bölgesi olarak ilan edilmiş. Öyle bir yer
seçmişler ki etrafında koruma bölgeleri var. Gemiler uçarak gelmeyeceği için,
mutlaka kirleterek gelecekler. Dünyada gemilerin girip de temiz bıraktığı bir
körfez yok' ifadelerine yer verdi.
'144 balık türü yok olacak'
Gemilerin
aldıkları suları tekrar bırakması ile liman bölgesinin yağ içinde kalacağını
söyleyen Güner; '3-5 yıl sonra balıklar ölmeye başlayacak. Bölgede 144 tane tür
var. Böyle bir liman çalışırsa bu 144 tür kalmayacak. Yılda 2 bin ton balık
alınan bölge tamamen ortadan kalkacak. Turizmle birlikte gelen 300 bin turist
de ortada kalmayacak. Yunanistan böyle bir tesisi niye açmıyor? Çünkü orada
turizm var. Orasını kirletmek istemiyor. Bu kadar güzel bir yere niye böyle bir
bıçak sokulmak isteniyor? Anlaşılır gibi değil' dedi.
'Patlama Keşan'dan duyulur'
TMMOB
Edirne Makine Mühendisleri Odası Temsilcisi Erhan Yönel ise limanın
yapılmasının ardından bölgeye 10 adet boru hattının çekileceğine dikkat
çekerek; '10 hattan bir tanesi sadece sıvılaştırılmış gaz üzerinedir. 30 inçlik
1 metre çapındaki borulardan oluşuyor. Diğerleri beyaz ürün transfer hattıdır.
Beyaz ürün denilince akla benzin ve mazot geliyor. Bunun yanında solvent,
evlerimizde kullandığımız diğer gazlar var. Bu hat da 18 inç, 50 santim çapında
boru hattıdır. Bunun yanında 4 tane elektrik hattı var. 3 parmak kalınlığında
su hattı var. Buradaki amaç sadece doğalgaz borularının geçmesi değil. Bunun
yanında motorin, benzin, diğer beyaz yakıt denilen ürünlerin de sevkiyatı
buradan yapılacak. Olabilecek bir sızıntı veya herhangi bir basınç, yan yana
olan hem motorin, hem benzin, hem sıvılaştırılmış gazda meydana gelecek bir
patlama Keşan'dan bile duyulur' sözlerine yer verdi.
Konuşmaların ardından Keşan Kent Konseyi Başkan Yardımcısı Hasan Karagöz, Çamlıca, Sazlıdere ve Gökçetepe köylülerini 2 Ekim'de Keşan'da düzenlenecek halkı bilgilendirme toplantısına davet etti.