
Tavuk su içtikten sonra nereye bakar?
Cüneyt Özdemir
Ben böyle bir söz etmem ama etsem ne olur?
Özellikle Balkan kökenli kişilerden büyük tepki alırım.
Bir grup öğrenci beni konferans için davet etse Trakya Üniversitesi beni kapıdan içeri almazdı.
Neden?
Trakya Üniversitesi, adı üstünde üniversite.
Öncelikli olarak bir bilim kurumuysa birilerinin bir başka etnik kökenden gelenlere saldırı sayılabilecek sözleriyle tanınan birisine yer vermez.
Ayrıca adında 'Trakya' var.
Trakya dediğiniz Balkanların bir bölümü.
Hem adın Trakya olacak hem de Balkan kökenlilere laf söylemiş birisi gelip burada konferans verecek.
Olacak iş mi?
O yüzden ben lafımı girişteki cümleyle tanınan Yusuf Kaplan'a değil Trakya Üniversitesi ve rektörü Erhan Hoca'ya (Tabakoğlu) söylerim.
Yoksa Kaplan tam da cümledeki şekliyle bir düşünceye sahip olabilir, onun düşüncesidir.
Yani ne olursa olsun, Balkanlardan gelen bir etnik yapıyı, topluluğu hedef alarak rencide eden birisinin konuşturulması Balkan kökenlileri üzecektir.
Ben Erhan Hoca'dan bu konferansı iptal etmesini beklerdim.
Ama şu ana kadar bir iptal haberi duymadığımıza göre yazar bugün üniversitede konuşacaktır.
Bu da şu demektir; üniversite yönetimi bunda hiçbir beis görmüyor.
Canınız sağ olsun'¦
***
Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği (BAL-GÖÇ) Genel Sekreterliği de konferansa büyük tepki göstererek şöyle bir bildiri yayınladı:
"İngilizlerin ve Yahudilerin güdümündeki Balkan kökenli azınlıklar, her şeyi kontrol ettiler" ifadesiyle Balkan göçmenlerini rencide eden Yusuf Kaplan'ın Trakya Üniversitesi'nde "Türkiye ve Balkanlar'ın Gelecek Tasavvuru" isimli bir konferans vereceğini kitle iletişim araçlarından öğrenmiş bulunmaktayız. Balkanlar'a, Balkan göçmenlerine ve bölgedeki soydaşlara "tasavvuru" herkesçe malum olan söz konusu şahsın Trakya Üniversitesi gibi Balkan kimliği ön planda olan bir bilim yuvasında konuşmacı olarak ağırlanacak olması büyük bir çelişki oluşturmaktadır. Bizlere yani vatan kaybetmenin ne demek olduğunu bilen ve Türk milletinin asli ferdi olan Balkan göçmenlerine hakaret eden bu şahsın Trakya Üniversitesi'nde konferans verecek olmasının akademik özgürlükle veya bilimle liyakatle hiçbir alakası bulunmamaktadır.
Trakya Üniversitesi bünyesindeki Rumeli Gençlik Topluluğu'nun organizasyonu olan bu konferanstaki konuşmacı seçiminde yaşanılan isabetsizliğin Balkan göçmenleri camiasında büyük bir tepki ve üzüntü yarattığını belirtmek isteriz. Bu noktada başta Trakya Üniversitesi yönetiminin ve ilgili topluluğun etkinliği iptal etmesini bekliyoruz.
Kamuoyuna ve soydaşlarımıza saygıyla duyurulur.
***
Geçtiğimiz günlerde Edirne'de yaşanan 'kent konseyi' tartışmasında bir şey yazmamayı tercih etmiştim.
Ama içim rahat etmedi yine.
Kent konseyinin ne olduğunu bilmeyenler üstüne vazife edinip kent konseyini tartışmaya açtılar.
Trakya'daki kent konseyleri ile Edirne Kent Konseyi kuruluş aşamasında epey farklıydı.
Örneğin bazı ilçelerde, hatta illerde belediyeler hemen konseylere büro, sekreter verdiler, para yardımı yaptılar.
Hatta başkanına otomobil bile tahsis edeni duydum.
Edirne'de bu olmadı, zaten buradaki kent konseyi bunlara tamah edecek kimselerden oluşmuyordu.
Trakya'nın değişik il ve ilçelerindeki kent konseylerinin birçok konuda sesi çıkmadı.
Ama Edirne Kent Konseyi'nin vurduğu yerden ses geldi, uzun yıllar.
O kent konseyi ki, Hamdi Sedefçi döneminde peşkeş çekilen bir yeşil alana yapılmış iki katlı binayı çatır çatır yıktırdı.
Peki sonra ne oldu o kent konseyine?
'Gelin sizin büro kiranızı karşılayalım, masraflarınızı karşılayalım, şunu verelim, bunu verelim' laflarına tamah ederseniz Trakyalı boşuna dememiş: 'Tavuk bile suyu içer, sonra Allaha bakar.'
Ben o vurduğu yerden ses getiren kent konseyini istiyorum.