Cüneyt Özdemir

Odaklanma, odaklanamama arası ince çizgi

Cüneyt Özdemir

O zamanlar bir iki ay sonra tekrar yazmaya devam ederim diye düşünmüştüm. Neyse bu durumda da hayaller ve gerçekler farklı oldu. Bir baktım ki yazı yazmayalı 1 yıl olmuş. Bunun sonucunda şunu anladım ki bir şeyden vazgeçmek çok kolay ve zaman çok hızlı. En önemlisi yazı yazmayarak dinleneceğim düşüncesi yanlışmış. Asıl bir konu hakkında oturup düşündüğün zaman, odaklanabildiğin zaman, bunun üzerine bir şeyler ürettiğin zaman meğer dinleniyormuşsun.

Odaklanma: Sanırım odaklanma ile ilgili her birimiz sorun yaşıyoruz. Teknolojinin gelişimi, her şeye kolay erişim, sürekli her yerden gelen bilgi akışı, doğadan uzaklaşma bunların hepsi odaklamayı etkileyen faktörler. Bedensel, zihinsel olarak hiçbir aktivite yapmamak odaklanma probleminin ortaya çıkmasına yol açıyor. Pandemi sürecinde sürekli konu ile bilgi akışına maruz kaldık; televizyon, radyo, gazete, telefon, sosyal medya. Her birimiz '˜aman artık hiçbir şey izlemeyeceğim, sosyal medya haberlerini okumayacağım' diye karar alarak, '˜kitap okumaya, ders çalışmaya, işlerime odaklanmaya' karar aldım gibi cümleler kurmuştur. Herkes için bunu uygulamak farklı bir şekilde gerçekleşmiştir muhakkak. Ben kendi deneyimimi burada paylaşmak istiyorum. Bu dönemde neye odaklanmak daha kolay oldu. Tabii ki bilgi akışı virüs üzerinden olduğu için odağım oraya karşı yönlendi. Zaten sanırım bunun olması isteniyordu. Peki bu durumda da bir odaklanma var ama bu odak zarar veren bir odak. Çünkü sürekli kötü haberleri, gelişmeleri okumak, dinlemek hepimizi kötü bir şekilde etkiledi.

Odaklanma ile odaklanamama arasındaki ince çizgi. Odaklanmak istediğimiz asıl konu ve sonunda hop bir anda odağımızın başka bir yere kayması ve bunu fark edene kadar dakikaların hatta bazen saatlerin geçmesi. Burada önemli olan farkındalığımızın yüksek olması ve zihnimizi kontrol edebilmek. Bu şekilde dışarıdan gelen uyaranlar odağımızı, dengemizi bozamaz. Bunu nasıl gerçekleştirebiliriz?

Fark et! Biz bilgili tüketmiyoruz. Çok fazla bilgi akışı bizi tüketmeye başlıyor. Her yerden gelen bilgi akışına karşı seçici olmayı öğrenmeliyiz.

Zihni kontrol etmekten bahsettim, bu nasıl mümkün olabilir, nefesin doğasını fark ederek tabii.

Doğru ve iradeli solunum, sadece akciğerler üzerinde olumlu etkiye sahip değildir, tüm metabolizmayı olumlu etkiler. Doğru nefes çalışmaları zihnin kontrol edilmesini sağlar. Kendimizi zihinsel ve bedensel hissettiğimiz zaman doğru uygulama sonucunda beden zihin sistemi yenilenerek daha enerjik olur, yaşam gücü kazanırız. Yazıyı okuduysan ve nefes akışını fark etmek istiyorsan hemen şu an üç kez derin nefes al burundan ve burundan yavaşça ver. Sonra aldığın her nefese şükret ve hakkını ver.

Yazarın Diğer Yazıları