
DURUN SİZ KARDEŞSİNİZ!
Cüneyt Özdemir
Nedenini kestirmek güç değil.
Çünkü seçim yaklaşıyor.
AK Parti İl Başkanı İlyas Akmeşe CHP'lileri kenar mahallelere yatırımları engellemekle suçladı.
CHP İl Başkanı Fevzi Pekcanlı durur mu?
O da verdi veriştirdi.
Sonra yine Akmeşe yaylım ateşi açtı.
Bu böyle uzayıp gidecek diye düşünüyorum.
Çünkü AK Parti artık Edirne'yi kazanmak istiyor.
Edirne Belediye Başkanı AK Parti'den olsun istiyor.
İlyas Akmeşe, genel merkezin bu isteğine göre hareket ediyor.
Şimdi sırada Pekcanlı ve CHP var.
Bakalım onlar Akmeşe'nin son söylediklerine ne diyecekler.
Dedik ya onların kapışmaları son zamanlarda alevlendi.
Peki daha önce böyle miydi?
Tam tersi AK Parti ve CHP buraya kadar kankaydı.
Birlikte yenen yemekler, jestler.
O zaman öyle şimdi ise böyle oldu.
'Durun siz kardeşsiniz' diyesim var her iki tarafa.
Hatta arşivimi karıştırsam iki başkanın selfie fotoğrafını bile bulurum.
Ama seçim durumları işte.
Mecburen çatışacağız.
***
Bir taşkını daha atlattık.
Edirne'deki 30 yıllık gazetecilik yaşamımda kaç taşkın gördüm, kim bilir.
Hatta bazı yıllar peş peşe taşkın yaşadık.
Genç ve meslekte yeni muhabir arkadaşlar için heyecan verici bir olay olabilir ama biz eski gazeteciler
artık kanıksadık.
Hatta artık aksiyon arıyoruz.
Örneğin adam boyu derinlikteki suyun üzerinde, askerlerin zırhlı personel taşıyıcılarıyla veya tanklarla
Karaağaç'a ulaşmak ya da yeniden Edirne'ye dönmek heyecanlıydı, bir o kadar da tehlikeliydi.
Çünkü vatandaş gazeteci karışımı 20 civarı insan olurdu o zırhlının üstünde.
Ayağınız kaysa çılgınca akan taşkın sularının içindesiniz.
Mevsim kış mesela.
Ne kadar yüzme bilirseniz bilin, kar etmez.
Dedim ya genç meslektaşlarımız o aksiyonu yaşayamayacak.
Alternatif köprü var, Meriç ve Tunca köprüleri kapansa trafik oradan işliyor.
Sular yükselirken Karaağaç halkını ya da o taraflarda işi, gücü, yakını olanları bir telaş sarardı.
Artık o yok.
Ne zırhlı, ne tank, ne telaş; yeni köprüden basıp gidiyorsun veya geri dönüyorsun.
Yeni köprü ulaşıma çare oldu ama taşkınlara bir çare değil tabi.
Edirne nehir taşkınlarıyla yaşamaya alışacak.
Daha doğrusu ya bu sorunu kökten çözeceğiz ya da taşkınla yaşayacağız.
Peki bunun çözümü ne?
Uzmanı değilim.
Ama bir mantık yürütebilirim.
Bunu daha önce de yazdım.
İşin uzmanı arkadaşlar darılmasınlar ama bu nehirlerin yatağını adam gibi temizlemeden bu
taşkınlardan kurtulamayız.
DSİ ihale mi yapacak, kendi olanaklarıyla mı temizleyecek ama nehirlerin yatağını temizlemek
gerekiyor.
Ama öyle yüzbinlerce Avroluk ihalelerle daha önce yapılan göz boyamalar olmasın lütfen.
İşi adam gibi yapalım, o zaman en azından taşkın olsa bile hayatı olumsuz etkilemez.
Bu arada Namık Kemal Döleneken'in dediği gibi sıradışı yağışlar yaşayacağız.
O başka; tabiat anayı darılttık.
Cezasını çekeceğiz'¦