Cüneyt Özdemir

Böyle seçim kazanamazsın kardeşim

Cüneyt Özdemir

Üzerinde epeydir kafa yorduğum bir konuydu ama sonra gündemdeki farklı konular nedeniyle gündemimden düşmüş oldu.

Bu vesileyle konuya biraz değişik bir açıdan da olsa değinmek isterim.

Elbette seçime daha çok var.Ama eğer kalan süre de böyle geçecekse AK Parti bu seçimi almak istemiyor gibi bir davranış içinde.

Ev gezmeleri, resmi ve özel kurum '“ kuruluş gezileri, kahvehane gezileri bunların hepsi lazım.

Ancak bir tek gezmekle kazanılıyor olsaydı bu seçimler, o zaman sandıktaki oylar değil adayların gezdiği kişi sayısına bakılır ve kimin kazanacağına öyle karar verilirdi.

Düşünün Gökhan, CHP'nin belediye başkan adayı Recep Gürkan'a yakın bir adam.

Geçmişte AK Parti'de yöneticilik filan da yaptı.O bile isyan etmiş, 'nerede eleştirileriniz?' diyor.

Sadece eleştiri mi?

Nasıl ki bazı konularda AK Parti iktidarı eleştiriliyor ve bir takım sorular soruluyorsa, Edirne'de de CHP ve Recep Gürkan açısından durum aynı.

CHP (aradaki Cengiz Varnatopu dönemi hariç) 1989 yılından bu yana Edirne'de iktidarda, bunun son 5 yılı Gürkan dönemi.

Peki senin hiç soracak bir şeyin yok mu yerel iktidara?

'Çocuk Müzesi denen ama halkın çoktan 'dinozorlar parkı' diye bahsettiği yere '˜sen kaç para harcadın' diyebildin mi?

'Bu su şebekesinin hali ne? Sular yaz kış neden kesiliyor?' diyebildin mi?

'Alt yapıyı neden yapmadın?' diye sorabildin mi?

'Yeni yerleşim bölgesi neden sele teslim oldu' gibi bir sorun oldu mu?

'Belediyedeki istihdamda neden hep yandaşların yakınları var' gibi bir soru geçti mi aklından?

Bu soruları o kadar çok çoğaltabiliriz ki, inanamazsınız.Belki dozu bu kadar olmayabilir ama muhtemelen Gökhan da bunları kast ediyor.

Kıssadan hisse; mücadele etmeden kazanmak olmaz.

***

Yerel basın zor durumda.İlk önce FOX'ta İsmail Küçükkaya 'yerel basına sahip çıkın' çağrısı yaptı.

O çağrıdan kaynaklanan birkaç telefon aldık; 'biz abone olmak istiyoruz' dedi bazı vatandaşlar.

Kamu kuruluşları bu konuda farklı davranıyor.Örneğin Edirne Valisi Ekrem Canalp Edirne Huzurevi ve Millet Kıraathanesi'ne her gazetenin birer abone olması talimatını veriyor.

Yerel basına desteğin Valilik eliyle yapıldığını düşünüp sevinirken bu kez Edirne İl Özel İdaresi daha önceden mevcut olan kendi aboneliklerini iptal ediyor. O iki aboneliği Millet Kıraathanesi ve Edirne Huzurevi'ne yönlendiriyor. Yani Valinin talimatıyla her gazeteye dört abone olacakken yine ikide kalıyor.

Şimdi değişen sadece şu oldu; gazetelerimizi Edirne İl Özel İdaresi okurken bu kez onların yerine millet kıraathanesine giden vatandaşlar ile huzurevi sakinleri okuyacak.

DSİ'nin tavrına ise 'facia' desek yeridir.

Elbette gazetelerimize abone olmak zorunda değil hiçbir kurum, kuruluş ya da kişi.

Ancak dünya kadar yatırım yapan kurumun çalışmaları yine yerel basın sayesinde vatandaşa ulaşıyor.

Edirne'deki bütün günlük gazetelerin aboneliği yıllık olarak 2 bin 500 lira civarı tutuyor.

Bu yılın başında tüm gazeteler DSİ görevlileri tarafından aranıp abonelikler iptal edildi.Gazeteler de DSİ'ye doğal olarak tepkililer.Etkinliklerini takip etmiyorlar, haberlerine yer vermiyorlar.

Anadolu Ajansı mecburen takip ediyor ama gazeteler artık ajansın servis ettiği haberleri de kullanmıyor.

Adına tasarruf denilebilecekse ufacık bir meblağ için DSİ ile yerel basın bir anlamda kavgalı.

Yerel basındaki arkadaşların konuşmalarından anladığım kadarıyla da oldukça kararlılar.

Dediğim gibi kurum ve kuruluşların faaliyetlerine yer veriyoruz, duyurularını yayınlıyoruz.

Üç kuruş tasarruf yapılacak diye yerel basına sırtını dönen kurum ve kuruluşlara biz de sırtımızı dönsek, bir haksızlığa uğradıklarında, bir kampanyaları olduğunda aynı tavrı biz de onlara göstersek fena mı olur?Kısasa kısas!

***

Bir önceki yazımda Edirne Belediyesi'ndeki iki çalışanın toplamda 726 bin lira vurgun yaptığı ortaya çıktığını yazmıştım. Belediye yönetimi bu iki kişinin işine son verdi, adli ve idari soruşturma başlatıldı, birimdeki bazı kişilerin yerleri değiştirildi.

Buraya kadar normal, anormal olan ise çalışma yerleri değiştirilenler arasında bu vurgunu ortaya çıkaranların olması.

Geçen yazımda sormuştum; peki bu skandala yol açanlar kimin torpiliyle Edirne Belediyesi'ne alındı? Sonra ne için işten çıkarıldı? Sonra kimler araya girdi de bu iki kişi yeniden işe alındı?

Var mı bir cevabınız?

 

Yazarın Diğer Yazıları