Yahya Baba'ya ritüelli anma

Edirne'de Sultan 2'nci Bayezid Külliyesi'ndeki imarethanede 15'nci yüzyılda hekimlere, hastalara ve ihtiyaç sahiplerine yemek dağıtımından sonra artan pilavları, Tunca Nehri'ne balıkları beslemek amacıyla dökmesiyle bilinen Aşçı Yahya Baba, Tunca Nehri'ne pilavlar dökülerek ve mezarı başında dua edilerek anıldı.

Yahya Baba'ya ritüelli anma
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Aşçı Yahya Baba, Sultan 2'nci Bayezid Külliyesi yanında bulunan mezarı başında ve Tunca Nehri'ne pilavlar dökülerek anıldı. 15'nci yüzyılda hekimlere, hastalara ve ihtiyaç sahiplerine yemek dağıtımından sonra artan pilavları, Tunca Nehri'ne balıkları beslemek amacıyla dökmesiyle bilinen külliyenin baş aşçısı Aşçı Yahya Baba'yı anma etkinliğini düzenlendi.

                Trakya Üniversitesi tarafından düzenlenen etkinliğe Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Karabacak ve Trakya Üniversitesi Sultan 2'nci Bayezid Külliyesi Müze Müdürü Ruhi Pehlivancık'ın yanı sıra yerli bazı turistler de katıldı.

                Anma töreni öncesi konuklara Aşçı Yahya Baba hakkında bilgiler veren Müze Müdürü Pehlivancık, 'Sultan 2'nci Bayazid Külliyesi kurulduğu 1488 yılından bu yana tam 532 yıldır ayakta. Bu süre zarfı içersinde hem eğitim, hem sağlık, hem yeme-içme, barınma, ibadet ve birçok hizmeti üstlenmiş. Osmanlı toplumunun bütünleşmesinde kaynaşmasında önemli görevler üstlenmiş bir yapı olarak karşımıza çıkıyor. Bugün burada bu etkinliği yapma amacımız, hem bu toplumsal kaynaşmaya katkıda bulunmak, aynı zamanda şehir dışından gelen misafirlerimize Edirne'yi insanının külliyenin misafirperverliğini göstermek ve bununda ötesinde aşevi geleneği, imaret geleneği yani yoksula yolda kalmışa fakire yardım etme noktasında lokma etkinliği de düzenleyerek imaret geleneğini canlı tutmaya çalışıyoruz' dedi.

YAHYA BABA'NIN ÖLÜM RİVAYETİ

                Külliyenin tarihinden de bahseden Pehlivancık, 5 asır önce yaşamış Aşçı Yahya Baba geleneğini sürdürmenin önemine değindi. Aşçı Yahya Baba'nın imaretin ilk aşçıbaşılarından olduğunu belirten Pehlivancık, 'Kendisi buranın personelini doyurduktan sonra, yakın çevredeki ihtiyaç sahiplerini doyurduktan sonra artan yemeği zayi etmemek adına çöpe atmak yerine Tunca Nehri'ne balıklara atıyor. Zaman içersinde çalışan personelin gözüne batıyor ve idarecilere şikâyetler gidiyor. Kademeli olarak kendisine verilen erzağın miktarını düşürülüyor. Erzak azalıyor ama bereket artıyor. Balıkların hakkını vermeye devam ediyor. Günün birinde şikâyetler sonuç vermeyince Sultan 2'nci Bayezid'a iletiliyor. Sultan Bayezid da, '˜Ben ilgilenirim' diyor. Günün birinde Bayezid Tunca Nehri'nin başına gelip gizlenir. Yahya Baba pilavı döktükten sonra Bayezid gizlendiği yerden çıkıyor ve '˜Ey Yahya efendi devletin mülkünü, malını ziyan etmeye utanmaz mısın?' diye bir sual yöneltiyor kendisine. Kendisi de, bu soru karşısında çok mahcup oluyor ve utanıyor. Başını öne eğiyor ve o sırada Tunca Nehri'ndeki balıklar su üstüne çıkıyor ve '˜Osmanlı Devleti'nin mülkünde hiç mi bizim payımız yok' dediği rivayet ediliyor balıkların. Bunun üzerine Yahya Baba da '˜Artık sırrımız açığa çıktı' şeklinde sitem ediyor kendi kendine ve oracıkta vefat ediyor. Bunun sonunda da çok büyük devlet protokollü bir törenle buradaki mezara defnediliyor. Osmanlı Devleti'nde biliyoruz ki; bu tür üst düzey cenazeler sadece bürokratlar ve padişahlar için gerçekleştirildi. Alışılmışın dışında gömülen bir insandı' diyerek yaşamından kesitler aktardı. Edilen duaların ardından katılımcılar Aşçı Yahya Baba'yı canlandıran bir vatandaş ile birlikte Tunca Nehri'ne pilavlar döküldü.