'Siyaset kör dövüşte'

Edirne'de çeşitli temaslarda bulunan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Burak Dalgın, iktidarın ekonomi politikalarını eleştirerek, andımız tartışmasıyla ilgili 'Siyaset ayrı bir gündemde kör bir dövüş ile devam ediyor. Vatandaşın gündemi ekonomi, işsizlik' dedi.

'Siyaset kör dövüşte'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

DEVA Partisi içinde Türkiye'de yeni nesil siyasetin temsilcisi olarak görülen Genel Başkan Yardımcısı Burak Dalgın, Edirne'de çeşitli temaslarda bulunarak bir basın toplantısı düzenledi. Dalgın, iktidarı ekonomi politikaları konusunda eleştirirken, andımız konusundaki tartışmalara değindi.

DEVA Partisi İl Başkanlığı'nda düzenlenen basın toplantısına Dalgın'ın yanı sıra DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın Dış Politika Başdanışmanı Metin Gürcan ve Edirne İl Başkanı Kerem Arda da katıldı. Basın toplantısında ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dalgın, 'Partimizin birinci kuruluş yıldönümünü kutluyoruz. Yıl dönümünde sokakta vatandaşlarla birlikte olduk. Birileri gibi saraylarda veya otel lobilerinde değildik. Amacımız daha fazla sahada olmak. Edirne'ye vatandaşlarla birlikte olmak için geldik. Siyasete baktığımızda vatandaşı ilgilendirmeyen konularda bir gündem var. Vatandaşın gündemi dükkanını açamamak, iş bulamayan gencin derdi var, çarşıya pazara gittiğinde her şeyin yüzde 30-40 daha pahalı olduğunu gören hanımefendinin derdi var. Siyaset bunlardan ayrı bir gündemde kör bir dövüş ile devam ediyor' dedi.  

ANDIMIZ TARTIŞMALARI

Öğrenci andının kaldırılması konusundaki soruları yanıtlayan Dalgın, 'Andımız konusu 2013'ten kalma bir mesele, tekrar bir yargı kararı ile gündeme geliyor. İlk cevap vermesi gereken Cumhur İttifakının büyük ve küçük ortağı. Andımızı kaldıran büyük ortak, kaldırılmasına karşı çıkan küçük ortak, sonra onu tekrar mahkemeye taşıyan büyük ortak. Aile içi tartışmaları var. Onları bir dinleyelim. Bazı pozisyonlarını değiştiriyorlar mı, değiştirmiyorlar mı onu bir görelim. Bugün Türkiye'nin gündemi EBA'ya giremeyip, eğitimini alamayan çocuklar. İnternete bağlanamayan gençler, bir an önce yurt dışına gidip kapağı atmaya çalışan yetişmiş insanlar var. Bugün Türkiye'nin gündemi bu. Bunları çözmek mümkün olmadığı için böyle bir takım sanal gündemlerle devam ediyorlar. Biz bu sanal gündemin parçası olmayacağız. Biz Türkiye'nin gerçek meselelerine odaklanmaya devam edeceğiz' ifadelerine yer verdi.  

EKONOMİ

Ekonomik duruma da değinen Dalgın, Türkiye'nin 40 yıldır aynı yerde saydığını iddia etti. Dalgın, '1976'da Türkiye dünyanın büyük 20'nci ekonomisi. Bu sene geldik gene 20'nci büyük ekonomi olduk. Aradan geçmiş 40 sene, nerdeyse 2 nesil bir arpa boyu yol alamamışız. Benim çocukluğumda Türkiye ile Kore aynı seviyede diye konuşulurdu. Kore, Türkiye'yi 3'e katlamış durumda. Bir sürü dünya markası var, biz hala aynı yerdeyiz. 1989'da Bulgaristan'dan pek çok soydaşımız geldi. Bulgaristan o zaman ne haldeydi, şimdi Leva oldu 4.5 TL. Biz burada ne haldeyiz. 2006 yılında Türkiye'nin milli geliri 8 bin dolar, aradan 14-15 sene geçti, yine 8 bin dolar. 14-15 seneyi yok etmişiz. Ali beyin bakan olduğu dönemde ekonomiyi yani milli geliri 3 bin 500 dolardan almış, 12 bin 500 dolara çıkarmış. Bıraktıktan sonra 8 bin dolara düşmüş. Yılları çarçur eder haldeyiz. Özel sektör 2014'ten 2020'ye kadar hiçbir yeni iş oluşturamamış durumda, sıfır. Mart ayında özel sektörde çalışan sayısı 2014'ten daha düşük. Her yıl 1 milyon genç çalışma çağına girmiş. Bu genç işsizlik meselesi böyle oluşuyor. Gençlerine iş yaratamayan bir ülke. Türkiye cumhuriyet döneminden itibaren 2018'e kadar olan borcu, 2018'den bugüne kadar yapmış bir ülke. Cumhurbaşkanlığı siteminin getirdiği şeyler. Yoksulluk, yalnızlık. Enflasyonun geldiği rakamlar ortada. TÜİK'in rakamlarına kimse inanmıyor. Elimizdeki bilanço bu. Bundan çıkmak mümkün mü? Mümkün. Ama nasıl mümkün, sistem ve zihniyet değişikliği lazım. Türkiye tekrar güçlendirilmiş parlamenter sisteme, ortak aklı arayan bir sisteme geçmesi lazım. Bu aktörlerle Türkiye'nin bu durumdan çıkması mümkün değil' şeklinde konuştu.          

RİSK HARİTASI

Korona sürecine ilişkin risk haritası konusunda tutarsızlık olduğunu ileri süren Dalgın, 'Birincisi verileri düzgün bir şekilde paylaşmamışsınız. İkincisi aynı kuralları toplumun farklı kesimlerine farklı, şahıslara farklı şekilde uyguluyorsunuz. Vatandaş buna nasıl güvensin' diyerek sözlerini tamamladı.   

GÜRCAN: 21. YÜZYILI KONUŞALIM

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın Dış Politika Başdanışmanı Metin Gürcan ise, öğrenci andı konusunda konuştu. Gürcan, 'Andımız kaldırılsın ile kaldırılmasın siyasetine sıkışmamak lazım. DEVA Partisi'nin programında taahhüt ettiği, önemli bir vaat var. Eğitim 3 yaşında başlayacak. Devlet gözetiminde ve ücretsiz. Temel değerleri esas alacak eğitim vizyonundan bahsediyoruz. Türkiye'de 3 yaşında eğitim başladığında 3-3.5 sene boyunca çocuklara temel değerlerimizi aşılayacak bir değerden bahsediyoruz. Bana göre andımız tartışması yapay bir tartışmadır. İçeriye odaklanalım. Andımızın içindeki o temel değerleri, biz çocuklarımızın kalplerine ve beyinlerine nasıl aşılayacağız diye düşünmeliyiz. Vatan sevgisi, bayrak sevgisi, hayvan sevgisi aşılamalıyız. Mevzu budur. Bu tartışmalar kısır tartışmalar. Biz hayatı dikiz aynasından algılamıyoruz. 21'nci yüzyılı konuşalım diyoruz. Bu nedenle tartışma geleceğin tartışması olmalı. Çocuklarımıza okul öncesinde temel değerlerimizi alan eğitimi nasıl sağlarız diye dertlenmeliyiz. Gerisi teferruat. Bütün dünyada ülkeler esnafa destek verirken, bizimkiler önce İBAN verdiler para istemeye başladılar. Kuyumcuların altınlarına bakıyorlar. 128 milyarlık rezervin daha nereye gittiği açıklanamadan, birde kuyumcuların altınlarına talip olmak bana bayağı enteresan geliyor' ifadelerini kullandı.    

ARDA, İSTANBUL'U ÖRNEK GÖSTERDİ

Öte yandan DEVA Partisi Edirne İl Başkanı Kerem Arda da, risk haritası üzerinden yaptığı değerlendirmede Edirne'ye haksızlık yapıldığını ileri sürdü. Arda, 'Türkiye'nin çok yakıcı sorunları var. Korona sürecinde bile adalet sağlanmıyor. Rakamlara bakacak olursak ilk etapta biz 105'te kırmızı olduk. Buna göre önlemlerimiz aldık. Ondan sonraki hafta 175 olduk. Son açıklanan haritada biz 200'e çıktık ama İstanbul 175. İstanbul'da her yer açık, bizde kapalı. Bu adaletsizliktir, kul hakkıdır. Bunun akılla hizanla anlatılır bir yanı yoktur. Edirne ye haksızlıktır. Bizim günahımız ne?' diye konuştu.