'Saros Körfezi yaşasın'

CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, TBMM'de Türkiye Çevre Ajansı'nın kurulmasına dair kanunun görüşüldüğü birleşimde söz aldı. Gaytancıoğlu, Saros FSRU limanı ve boru hattı projesini gündeme getirdiği konuşmasında, bilirkişi raporunun açıklanması için 60 günlük süre olmasına rağmen bölgeye dozerlerin girdiğini hatırlatırken 'Bırakın bari çevre kendi kendine yaşasın. O körfez de kendi kendini temizleyen bir körfez olarak kalsın' dedi.

'Saros Körfezi yaşasın'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülen (TBMM), 232 sıra sayılı Türkiye Çevre Ajansı'nın Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 5. Maddesi üzerine söz aldı. Gaytancıoğlu, TBMM'de Edirne'nin Keşan ilçesine bağlı Sazlıdere ve Gökçetepe köylerinin arasına yapımı planlanan Saros FSRU limanı ve boru hattı projesini gündeme getirdi.

Gaytancıoğlu, konuşmasında kanun teklifinin 5'inci maddesinde Çevre Ajansı'nın Yönetim Kurulu ve Danışma Kurulu Üyelerinin belirlenmesi olduğuna dikkat çekerken; '5'inci maddede ne var? Çevre Ajansı'nın Yönetim Kurulu ve Danışma Kurulu üyeleri var. Yani sizin seçeceğiniz, sizin atayacağınız kişiler var. Devlet veya özel sektörde çevre konularında, muhtemelen tabii ki çevre konularında, uzman olması gerek. Ama siz, onu bir şekilde çevreyle ilişkilendirirsiniz. Kimi atayacağınızı da az çok biliyorum. Kimi atayacaksınız? Herhâlde bir sınav yapmayacaksınız. Size en çok kim yakınsa, kim istediklerinizi yapıyorsa, pandemi dönemi bile olsa çevreyi kim katlediyorsa, kim ona izin veriyorsa tabii ki onları atayacaksınız. Yani çevre talanına izin verenleri atayacaksınız. Yani halkın karşı çıkmasına rağmen, yasaların '˜olmaz' demesine rağmen, bilimin '˜kesinlikle burası uygun değildir' demesine rağmen; yandaşlarınızın çıkarları söz konusuysa ya da son günlerde Katar'ın menfaatleri nasılsa, buna '˜tamam' diyecek birileri olacak' ifadelerini kullandı.

'KATAR SAROS'U 2013'TE ÖĞRENMİŞ'

Saros FSRU limanı ve boru hattı projesinin arkasında da Katar'ın bulunduğunu söyleyen Gaytancıoğlu; 'Benim vereceğim örneğin arkasında da Katar var. Örnek ne? Benim bölgemdeki Saros Körfezi. Bilmiyorum, hiç gittiniz mi Saros Körfezi'ne? Gitmediyseniz mutlaka gidin. Çünkü Saros Körfezi, dünyanın kendi kendini temizleyebilen ender körfezlerinden bir tanesidir. Saros Körfezi'ni bilmiyorsanız, çok büyük yazık. Ama Katar 2013 yılında öğrenmiş mesela. Ansiklopediye de bakmamış; incelemiş, '˜burası bana uygun demiş'. Neden? Çünkü Katar, doğal gazını FSRU denilen gemilerle naklediyor. İskenderun'a sürekli bir gemi gönderiyor. Gazı oradan bize gönderiyor. Şimdi de; 'Ben Avrupa'ya da açılayım. Avrupa'ya açılmanın yolu Saros Körfezi'nden geçer. Oraya ben, BOTAŞ'la bir anlaşma yapayım, bir liman yaptırayım.' demiş' sözlerine yer verdi.

'KATAR AŞKINDAN DOLAYI'

Gaytancıoğlu, proje kapsamında bölgede gerçekleştirileceklere dikkat çekerken; 'Yapacakları liman nasıl bir yer biliyor musunuz? 10 bin ağaç kesilecek, 35 kilometre boru döşenecek; hiçbir istihdam yok, doğal güzellikler yok olacak. Halk karşı, bilim insanları, '˜olmaz' diyor. ÇED toplanıyor; 14 ayrı görüş, 14'te 14 '˜hayır' çıkıyor. Kuş bilimciler, çevre bilimcileri, ziraatçılar, ormancılar, inşaat mühendisleri '˜hayır' diyor. İnşaat mühendisleri bir de diyor ki; '˜Ya 7 kilometre ilerisinde aktif bir fay hattı var, böyle bir yere bu iş yapılamaz.' Ama Katar aşkı var ya, Katar aşkından dolayı. Arkasında Katar var, '˜O gemiler oraya gelsin, önemli değil; biz buraya bir liman yaparız'. ÇED olumsuz oluyor ama kimsenin sokağa çıkmadığı bir dönemde Çevre Bakanlığı'nda bir toplantı yapılıyor. ÇED anında '˜Olumlu'ya çevriliyor ve bizler tekrar itiraz ediyoruz, Edirne Bölge İdare Mahkemesi'ne başvuruyoruz' dedi.

'60 GÜN VARKEN DOZERLER GİRDİ'

Projeye karşı hukuka başvurulmasının ardından mahkeme talebi ile yeniden bilirkişi heyeti oluşturularak bölgede inceleme gerçekleştirildiğini hatırlatan Gaytancıoğlu; '8 Kasım günü dosyalar verildi. Ben de oradaydım. Bilirkişiler daha raporlarını yazmadan her biri raporları aldı, dosyaları aldı. Daha 60 günlük süre varken birdenbire dozerler içeri girdi. Yani niye anlatıyorum bunu? Şimdi siz de böyle bir ajans kuracaksınız, baskı yapacağınız kişiler de arkasında Katar varsa her şeye '˜Tamam' diyecek. Bölgedeki yurttaşlar tam 45 bin imza topladılar. Yani halk, bilim, hukuk karşı ama siz yanındasınız. Neden? Çünkü Katar buraya gemilerini getirecek, gazı boşaltacak' ifadelerine yer verdi.

'YÜZLERCE GEMİ GELECEK'

Gaytancıoğlu, projenin hayata geçmesi halinde Saros Körfezi'ne gelecek gemi sayısına da dikkat çekerken; 'Bir de diyorlar ki sözde; '˜Sene 1 veya iki tane gemi gelecek.' Hayır, öğrendik yüzlerce gemi gelecek, seferler düzenlenecek. Ya bırakın da bari yeşil yaşasın. Deniz ile yeşil ne kadar güzel gidiyor. Orada turizm yapılıyor, insanlar tarlalarını ekip biçiyorlar. Tarımı zaten mahvettiniz. Tarım Kredi Kooperatiflerine borcu yüzünden çiftçilerin traktörleri haczedildi, inekleri haczediliyor. Bırakın bari çevre kendi kendine yaşasın. O körfez de kendi kendini temizleyen bir körfez olarak kalsın' diye konuştu.

ÖNERGE REDDEDİLDİ

Gaytancıoğlu'nun konuşması CHP sıralarından alkış alırken; TBMM Başkanlığı'na 232 sıra sayılı Türkiye Çevre Ajansının Kurulması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 5'inci maddesinin ikinci fıkrasının değiştirilmesi önergesi reddedildi. Gaytancıoğlu'nun da imzasının bulunduğu önergede; 'Yönetim Kurulu; Ajansın karar organı olup, yedi üyeden oluşur. Yönetim Kurulu; en az dört yıllık yükseköğretim görmüş, meslekleri ile ilgili konularda kamu kurum ve kuruluşları veya özel kuruluşlarda en az beş yıl süreyle görev yapmış, mesleki açıdan yeterli bilgiye, deneyime ve Devlet memuru olma niteliğine sahip kişiler arasından Bakan tarafından üç yıl süre ile görevlendirilir. Kurul üyeliği için herhangi bir siyasi parti üyesi olmama şartı ve en az 1 üyenin çevre mühendisi odası önerisiyle, en az 1 üyenin ilgili kâr amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşlarından, en az 1 üyenin ajansın faaliyet alanında çalışmış akademisyenlerden seçilmesi şartı aranır' ifadeleri bulunuyordu.