Nalça, 'Milletin İradesine Kastedenlerle Hesabımız Bitmedi'
Edirne'de, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin 65'inci yılı nedeniyle AK Parti İnsan Hakları Birim Başkanlığı tarafından bir basın açıklaması yapıldı. AK Parti Edirne İl Başkanlığı binasında gerçekleşen etkinlikte açıklamayı İl Başkan Yardımcısı ve İnsan Hakları Birim Başkanı Murat Nalça okudu. Nalça, demokrasiye karşı yöneltilen tüm darbe girişimlerinin karşısında olduklarını ve bu duruşun süreceğini belirtti.
AK Parti Genel Merkez İnsan Hakları Başkanlığı'nın koordinasyonunda 81 ilde eş zamanlı yapılan açıklamalar kapsamında, Edirne’de düzenlenen programda Kadın Kolları İnsan Hakları Başkanı Arzu Uysal Akgün, Gençlik Kolları İnsan Hakları Başkanı Berkay Bayar ve İnsan Hakları Başkan Yardımcısı Tuba Karabulut da yer aldı. Toplantıda 27 Mayıs 1960 askeri darbesine ve ardından yaşanan sürece ilişkin hazırlanan metin kamuoyuyla paylaşıldı.
“DARBELERLE HESAPLAŞMA, DEMOKRASİ MÜCADELESİNİN BİR PARÇASIDIR”
Açıklamanın başında, darbeye zemin hazırlayan vesayet anlayışını hatırlatmak ve bu anlayışa karşı durmak için bir araya geldiklerini belirten Murat Nalça, demokrasi uğruna hayatını kaybeden Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ı rahmetle andı. 27 Mayıs’ın Türkiye’de demokrasinin askıya alındığı, halkın iradesinin hiçe sayıldığı ilk büyük müdahale olduğunu söyleyen Nalça, bu tarihten sonra gelen her darbenin temelinde 1960 müdahalesinin izleri bulunduğunu dile getirdi.
Menderes hükümetinin halktan büyük destek alarak birçok alanda reform yaptığını hatırlatan Nalça, dini özgürlüklerin artırılması ve ekonomik kalkınmanın ön plana çıkmasıyla tek parti zihniyetinin sarsıldığını ifade etti. Bu gelişmelerin bazı çevrelerde rahatsızlık yarattığını ve 1957 yılından itibaren darbe planlarının sistematik biçimde devreye sokulduğunu belirtti.
“YASSIADA'DA ADALET DEĞİL, SİYASİ LİNÇ YAŞANDI”
Darbe sonrası yargılamaları hatırlatan Nalça, Yassıada’da kurulan sözde mahkemelerde hukukun askıya alındığını ve Demokrat Partililerin asılsız suçlamalarla yargılandığını vurguladı. Bu süreçte sadece Menderes ve arkadaşlarının değil, aynı zamanda halkın seçme hakkının da idam edildiğini söyledi. Darbenin ardından kurulan vesayet düzeninin yıllar boyunca siyasete ve millete karşı bir baskı aracı haline geldiğini, seçilmiş hükümetlerin sürekli tehdit altında çalışmak zorunda kaldığını dile getirdi.
“AK PARTİ, VESAYETLE YÜZLEŞEN İLK İKTİDAR OLDU”
AK Parti’nin 2002’de iktidara gelmesiyle birlikte vesayet düzenine karşı sistemli bir mücadele başlatıldığını ifade eden Nalça, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bu vesayet zincirinin birer birer kırıldığını söyledi. Devlet ile milletin yeniden bütünleştirildiğini vurgulayan Nalça, “Ancak bazı odaklarda hâlâ darbe heveslisi anlayışlar yaşamaya devam ediyor. Bu zihniyet farklı görünümler altında kendini göstermeyi sürdürüyor” dedi.
Bu zihniyetin kimi zaman sokak gösterileriyle, kimi zaman medya üzerinden yapılan kışkırtmalarla veya devletin kurumlarına yönelik itibarsızlaştırma kampanyalarıyla ortaya çıktığını kaydeden Nalça, “Ancak bizler buradayız ve dimdik ayaktayız. Demokrasiye yönelik her tehdidin karşısında kararlılıkla durmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“DARBELERİN KARANLIĞINI UNUTTURMAYACAĞIZ”
Türkiye’nin bir daha benzer karanlık dönemleri yaşamaması için mücadeleye devam edeceklerini belirten Nalça, vesayet odaklarına karşı verilen bu mücadelenin yalnızca siyasi değil, aynı zamanda bir insan hakları meselesi olduğunu söyledi. Nalça, “Bu ülkenin bir dakikasını bile darbecilere teslim etmeye tahammülümüz yok. Bu nedenle çalışmalarımızı azimle sürdüreceğiz. 27 Mayıs’ı ve yaşattığı acıları unutmayacağız, unutturmayacağız” dedi.
Toplantı sonrasında, 27 Mayıs dönemine ait arşiv belgelerinden ve gazete kupürlerinden oluşan bir sergi de ziyarete açıldı. Kumru Öngün
