Mültecileri göndermek çirkin siyaset

Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi ve Teşkilat Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, Edirne İl Başkanlığı ziyaretinde açıklamalarda bulundu. Çalışkan, Türkiye'nin sınır kapılarını düzensiz göçmenlere açması ve sonucunda ortaya çıkan düzensiz göçmen akını konusuna değinirken 'Bugün yaşadığımız kriz neticesinde sınır kapılarımızı açıp, bunları Avrupa'ya bir tehdit unsuru olarak göndermek, çirkin siyasetin bir üslubu ve yansımasıdır' dedi.

Mültecileri göndermek çirkin siyaset
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi ve Teşkilat Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, Edirne İl Başkanlığı'nı ziyaret etti. Çalışkan, ziyaretinde Suriye'de rejim güçleri tarafından gerçekleştirilen saldırı ve hayatını kaybeden 36 şehit, Türkiye'nin sınır kapılarını düzensiz göçmenlere açması ve sonucunda ortaya çıkan düzensiz göçmen akını, tüm dünyada yayılmaya devam eden koronavirüs vakaları nedeniyle Türkiye'nin çeşitli ülkelerle sınırlarını kapatması konularında açıklamalarda bulundu.

Çalışkan, toplantıda Surye'de rejim güçlerinin saldırısının ardından ilk kez Dolmabahçe'de AK Parti İstanbul Milletvekilleri ile buluşmasında konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, Suriye konusunda ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı konuşmasının son bölümünü gülerek anlatması ve katılımcıların da gülerek karşılık vermesine tepki gösterdi. Çalışkan, açıklamalarında Suriye'deki savaşın sona erdirilmesi gerektiğine de dikkat çekti. Savaş nedeniyle Suriye'den Türkiye'ye iltica eden Suriyelilerin de sorunlarını hatırlatan Çalışkan, Türkiye'nin mültecileri Avrupa'ya tehdit olarak göstermesinin de çirkin bir siyaset üslubu olduğunu ifade etti.

Çalışkan, başta Edirne'nin Pazarkule Sınır Kapısı'nda yaşanan binlerce mültecinin akını ve ortaya çıkan dram ile İdlib'te meydana gelen saldırının unutturulmak istendiğini söyledi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Türkiye'den Avrupa'ya çıkış yapan mültecilerin sayısını açıklamasına da tepki gösteren Çalışkan, Soylu'yu gerçekleştirdiği açıklamalar nedeniyle '˜At Yarışı Spikeri'ne benzetti. Çalışkan, konuşmasında tüm dünyada yayılmaya devam eden Koronavirüs vakalarına da dikkat çekerken, Türkiye'nin Irak, İtalya ve Güney Kore ile sınırlarını kapattığını da hatırlattı. Çalışkan, toplantıda ayrıca şehit haberleri sonucu sosyal medyada ortaya çıkan tepkiler nedeniyle internetin yavaşlatılmasına da tepki gösterdi.

Erdoğan'ın toplantısına tepki

Türkiye'nin olağanüstü badireler atlatmaya devam ettiğini söyleyen Çalışkan; 'Bugün itibariyle ülkemizde tam olarak tüm vatan sathı matem yurdu haline geldi. Acımız son derece büyük. Bugün şehitlerin daha cenazeleri kaldırılmadan şehitler üzerine fazla konuşmak doğru değil. Üzülerek belirtmeliyiz ki dün basına yansıyan devletin en üst kademesindeki insanların, daha şehit kanları yerde kurumadan, taziyeleri alınmadan, cenazeler defnedilmeden, olayları başka yerlere çekmeleri asla kabul edilebilir bir durum değildir. Bu ne İslamidir, ne vicdanidir, ne insanidir, ne de ahlakidir. Bunu şiddetle kınadığımızı belirtmek isterim. Bol miktarda şehit cenazesinin olduğu bir dönemde insan kilitleniyor. O nedenle de şu anda acımızı paylaşmaktan başka ifade edebilecek hiçbir şeyimiz yok' ifadelerine yer verdi.

'İlk düğme yanlış iliklendi'

Saadet Partisi'nin 2012 yılının Ocak ayında, Suriye'ye iç savaş başlamadan önce bir heyet gönderdiğini açıklayan Çalışkan; 'Ben de Sayın Genel Başkanımızın tercümanı olarak bu heyetin içerisinde yer aldım. O gün, bundan tam 9 yıl önce Suriye konusunda ne söylediysek, bugün de aynı şeyleri tekrar ediyoruz. Diyoruz ki; en kötü barış en iyi savaştan iyidir. Her ne pahasına olursa olsun, mutlaka en acil bir şekilde kanın durdurulması sağlanmalıdır. Biz ülke olarak Suriye konusunda ilk düğmeyi yanlış ilikledik. 9 yıldan beri hiçbir gün makul politika üretmediğimiz için bugünkü neticeler olumsuz bir noktaya geldi' dedi.

'Esad ile çözüme gidilmeli'

Çalışkan, açıklamalarında Türkiye'nin Beşar Esad ile çözüm yoluna gitmesi gerektiğini belirtirken; 'Bugün geldiğimiz noktada bataklığın içerisinde batmış bir ülke olarak; '˜hemen derhal Suriye'den çekilelim' gibi bir sözü doğru bulmuyoruz. Ancak bugün yapılması gereken şey bir şekilde katil Trump ile, katil Netenyahu ile, katil Putin ile oturup aynı masada görüşebiliyorsak; katil Beşar Esad ile de bir şekilde çözüm yoluna gidilmelidir. Soçi mutabakatıyla beraber Suriye'nin bu hale geleceği belliydi. Soçi mutabakatıyla muhaliflerin kontrolündeki Halep teslim edildi, tüm muhalifler İdlib'e toplandı. Bugünkü yaşanan son, önceden belirlenmiş bir sondu' sözlerine yer verdi.

'Suriyelileri göndermek çirkin siyaset'

Suriyeli mültecilerin yaşadığı sıkıntılara da dikkat çeken Çalışkan; '9 yıl önce plansız bir şekilde sınırımızdaki mayınları temizleyenler, ardından bu mayın temizledikleri yere beton blok ördüler. Milyonlarca insan vatansız kaldı. Türkiye'nin 9 yıl boyunca Suriyeliler'e verdiği en büyük zarar, sınır kapısını açıp milyonlarca insanın ülkemize mülteci olarak kabulü ile o milyonlarca insanın vatansız kalmasına zemin hazırlanmasıdır. Suriye'de çok sayıda servet sahibi insan, orta direk gelir sahibi insan tümü ülkemize gelmekte ve büyük bir perişanlık yaşamıştır. Bu da iş başındaki insanların basiretsizliği, ferasetsizliği, aldanmışlığı neticesinde gerçekleşmiştir. Bugün de bu yaşadığımız kriz neticesinde sınır kapılarımızı açıp, bunları Avrupa'ya bir tehdit unsuru olarak göndermek de aynı çirkin siyasetin bir üslubu ve yansımasıdır' dedi.

Türkiye'nin sınır kapılarını düzensiz göçmenlere açması ve sonucunda ortaya çıkan düzensiz göçmen akınında yaşanan olumsuz görüntülerin, İdlib'te yaşanan acı felaketi gölgelemek amacı taşıdığı söyleyen Çalışkan; 'Göründüğü kadarıyla İdlib'te yaşanan bu acı felaketi gölgelemek üzere işbaşındakiler değişik yöntemlere başvurmaktadırlar. Bunlardan bir tanesi botlardır. Şu anda uluslararası bir suç olmasına rağmen göz göre göre 20 kişilik botlara 40 '“ 50 tane insanın bindiğine şahit oluyoruz ve televizyonlar, bu görüntüleri canlı olarak yayınlıyor. Öyle anlaşılıyor ki; '˜bot ölümleriyle yeni insanlar ölsün, böylece gündemi başka yere çekelim' denmek isteniyor. İdlib acısını bot ölümleriyle perdelemek istiyorlar' ifadelerine yer verdi.

Soylu'yu at yarışı spikerine benzetti

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Türkiye'den Avrupa'ya çıkış yapan mültecilerin sayısını açıklamasına da tepki gösteren Çalışkan; 'Ülkede huzur ve güvenliği tesis etmekle görevli olan bir şahsın adeta tahrik edercesine her saat başı seçim sonuçları açıklar gibi ülkeyi terk eden mültecilerin sayısı ile ilgili açıklama yapması da gerçekten hafif bir üsluptur. Bunu da şiddetle kınıyoruz. İçişleri Bakanı'nın görevi sınır, kapılarına sahip çıkmaktır. At yarışı spikeri gibi dakika başı kaç insanın ülkeyi terk ettiğini, Türkiye'yi dünya karşısında zor durumda bırakacak açıklamalar yapmak değildir. Böyle bir sayı verilecekse bunu ancak basın verebilir. İçişleri bakanı olayı tahrik etmez, yatıştırmaya çalışır. Bakan olan bir kişi, ülkeyi zor durumda bırakmak için değil; tam tersine ülkenin sıkıntılı dönemini örtbas etmek için gayret eder' dedi.

'Yaşanan dramı örtbas ediyor'

Türkiye'nin koronavirüs nedeniyle Irak, İtalya ve Güney Kore ile sınır kapılarını kapadığını hatırlatan Çalışkan; 'Yaşanan virüs hadisesi nedeniyle dün gece itibariyle Irak, İtalya ve Güney Kore ile sınır kapılarımız yüzde 100 kapandı. Bu da İdlib'te yaşanan felaketin örtbas edilmesine yönelik yeni bir girişimdir. Bugün itibariyle bu virüsün Çin'de, İran'da etkili olduğunu görüyoruz. Özellikle ülkemizi ticari açıdan sıkıntıya sokacak, kesintisiz bir şekilde kapının sonuna kadar kapatılması da sadece yaşanan dramın örtbas edilmesinden başka bir şey değildir. İş başında, yönetim sorumluluğu olan insanların biraz daha duyarlı, ferasetli, aklıselim davranmaları gerekir. Bugün, bunlardan çok uzakta olduğumuzu görüyoruz. Umarız ki Sayın Cumhurbaşkanı'nın etrafına kümelenmiş, odaklanmış o aklıselimden uzak insanlar, aklıselim insanlara yerlerini teslim ederler de iyi politikalar ortaya çıkar' sözlerine yer verdi.

'Veri akışını durdurmak çirkince'

İdlib'te şehit haberlerinin sosyal medya üzerinden yayılmasıyla internette yaşanan yavaşlamalara da tepki gösteren Çalışkan; 'Bir acı yaşadık, milletçe üzüntülüyüz ama bu üzüntünün sonucunda oturup ağlayacak değiliz. Bu üzüntünün sonucunda internetin kesilmesini hepimiz yaşadık. Olay, facia yaşanmış; buna çözüm olarak sosyal medyayı, internet ve veri akışını durdurarak çözüm bulmak, ancak olağanüstü durum yaşayan üçüncü dünya ülkelerinde bile görülmeyecek çirkinlikte olaylardır. Bu acı hepimizin acısıdır. Yurt sathında şehitler meydana gelmiştir. Sağcısı, solcusu hiçbir ayrım gözetmeden tüm yurda acı düşmüştür ve bu acı hepimizin acısıdır' dedi. Çalışkan, toplantının sonunda Türkiye'de yaşanan acıların son bulması için 80 milyon vatandaşın el ele vermesi gerektiğini söyledi. 

 

 

Bakmadan Geçme