DP'den whatsapp'lı toplantı
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, DP Edirne İl Başkanı İbrahim Özyılmaz ve yönetim kurulu üyelerinin düzenlediği basın toplantısına '˜whatsapp' uygulaması ile telefondan canlı bağlantı gerçekleştirdi. Uysal, en kısa sürede Edirneliler ile bir araya geleceğini belirtirken toplantıda konuşma yapan Özyılmaz, DP'nin İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile yürüyeceğini söyledi. Demokrat Parti Edirne İl Başkanı İbrahim Özyılmaz ve yönetim kurulu üyeleri, Tarihi Ciğerci Bahri Bey'de basın toplantısı gerçekleştirdiler. Basın toplantısına Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal da '˜whatsapp' uygulaması ile canlı bağlantı gerçekleştirdi.
Özyılmaz, toplantıda gerçekleştirdiği konuşmada siyasi hayatının 15 yaşında Adalet Parti Lüleburgaz İlçe Gençlik Kolları'nda başladığını belirterek; 'O günden bugüne devam ediyorum. 13-14 yıl siyasete ara verdim. 2 yıl önce Uzunköprü'den Edirne'ye taşındıktan sonra tekrar Partimizi teşkilatlandırmak ve Demokrat Parti'nin yeniden teşkilatlarını kurup siyasetimize devam etmek üzere başladım. 1 yıl önce ilçe kongrelerimizi, akabinde il kongrelerimizi yaptık ve genel kurula da 11 tane Ankara delegesi götürerek katıldık' ifadelerine yer verdi.
Demokrat Parti'nin iddialı bir siyasi parti olduğunu söyleyen Özyılmaz; 'Çok genç bir genel başkanımız var. Süleyman Demirel gibi bu partiyi belirli noktalara taşıyacağından hiç şüphemiz yok. Zaten bunu çok kısa zaman içerisinde hep beraber göreceğiz. Her ay il başkanları toplantısına katılıyorum. 10 gün önce Sakarya'da yapılan bir etkinliğe katıldık. İl Başkanlığımızın STK'lara vermiş olduğu 400-500 kişilik bir yemekli toplantıydı ve orada ayrıca parti binamızın açılışı vardı. Genel Başkanımız bizi de davet etti. 2 gün Sakarya'da beraberdik. Oradan da Yalova'ya geçtik. Yalova'nın bizim geçmişimizde ayrı bir önemi var. Yalova'ya 77 plakayı zamanın Genel Başkanı ve Başbakanı Tansu Çiller hanımefendi ile vermiştik. 2 dönem öncesine kadar da orada Belediye Başkanlığı'nı da sürekli alıyorduk. Orada da çok güzel bir genel kurul oldu. Yalova'daki o genel kurulda adeta bir genel seçim varmış havası yaratıldı. Çok güzel bir atmosferdi. Arkadaşlarımız da iyi hazırlanmış. Demek ki tabanda da o ses var. Taban, yukarıdan bir kıpırtı bekliyor' dedi.
'Türkiye'de iki parti hiçbir zaman bitmez'
Özyılmaz, zaman zaman Edirne'de ziyaretler gerçekleştirdiğini söyleyerek; 'Bazı köylere gidiyorum. 276 tane köyde ayak basmadığım köy yok. Uzunköprü'nün bütün köylerine gitmişimdir. En az gittiğim köye 4-5 defa gitmişimdir. İlimizin ve diğer ilçelerimizin de hiç gidilmeyen köylerine bile en az 1 defa gitmişimdir. Geçmişinde böyle bir siyasi yapım var. Bundan sonraki süreçte de sık sık bir araya geleceğiz. Çünkü Demokrat Parti bu ülkeye gerçekten çok gerekli bir partidir. Demokrat Parti, bu ülkede çoğulcu demokrasiyi, çok partili sistemi getiren bir partidir. 1946'da kurulmuş olup, 1950 sonrası tek adamlığa son veren bir partidir. Demokrat Parti, Türkiye'nin geçmişteki çimentosu, taşı ve temeli. Onun için bu parti mutlaka ve mutlaka mecliste olmalı. Bizim öyle bir yapımız var ki bize şimdi sağ parti derler ama biz sağ parti olsak dahi bir merkez partisiyiz. Biz, ne kadar sosyal demokratsak o kadar sosyal demokrat olan, bir milliyetçi ne kadar milliyetçi olduğu söylerse o kadar milliyetçi olan, bir vatanperver ne kadar vatanperverse 5 misli daha fazla vatanperver olan bir siyasi yapıya sahibiz. Biz gerekirse CHP ile gerekirse İYİ Parti ile ki; zaten İYİ Parti ile yapılmış bir protokolümüz de var. Sayın Akşener de bunu söylediler. Biz zaten Genel Başkanımızla bunu defalarca görüşüyoruz. Onun için gelecek ilk seçimlerde biz Türkiye Cumhuriyeti'nin geçmişte olduğu gibi TBMM'de ilk olacak olan partilerden biriyiz. Bütün partiler gelir geçer ama iki tane parti vardır ki o partiler hiçbir zaman bitmez. Ne kadar uğraşılsa da o maya devam edecektir' sözlerine yer verdi.
'Akşener ile yürüyeceğiz'
Özyılmaz, toplantıda AK Parti, MHP ve BBP'den oluşan milli mutabakata Demokrat Parti'nin desteğinin olup olmayacağının sorulması üzerine açıklamalarda bulunarak; 'AK Parti'den bizim Genel Başkanımıza 2012 senesinde Bakanlık görevi teklifi geldi. Yanında da 3 tane milletvekili belirlemesi teklif edildi. Bizim partimiz, borçlu bir partidir. En son 25 Ekim'de son icra kaldırıldı. Partimizin üzerinde aşağı yukarı 40-50 milyon TL'lik bir icra vardı. Bunun yaratılma sebebi de AK Parti'dir. Melih Gökçek, ihaleye vermiş olduğumuz partinin arsasını, İmar Yasası'nı değiştirerek inşaatını durdurdu. Dolayısıyla müteahhit, buraya bir para harcadı. Partiye de bir para vermişti. Orada 250 tane dükkân yapılacaktı. Bunların yarısı partiye verilecekti. Tabi bu iş uzadıkça faizler büyüdü. Bu da 40-50 milyon TL gibi bir para oldu. Mahkemeyi kazanıyoruz ve Melih Gökçek tekrar bir İmar Yasası yapıyor. Bir daha, bir daha derken en son Melih Gökçek gitti. İmar Yasası olduğu yerde kaldı ve o para da çok cüzi rakamlara, neredeyse aslına dönüştürülerek ödendi. AK Parti, o zaman bizim zafiyetimizden yararlanmak istedi. Bizzat da bizim Genel Başkanlığımızı yapmış olan, partimizden ihraç edildikten sonra AK Parti'ye katılmış olan, bugünün İçişleri Bakanı teklifi getirmiştir. Bizim Genel Başkanımıza bir bakanlık ve üç tane milletvekilliği, genel merkezimize de 135 milyon TL para teklif edilmiştir. Bizim Genel Başkanımız da elinin tersiyle itmiştir. O günden bugüne de Genel Merkezin masraflarını da yüzde 70 olarak Genel Başkanımız bizzat kendi aile şirketinden ödeyerek bugünlere gelmiştir. Bizim yer alacağımız cephe kesinlikle bellidir. Akşener ile beraber yürüyeceğiz. Ama bu arada CHP ile de olmaz demiyorum. Çünkü Sayın Kılıçdaroğlu ile Genel Başkanımız her hafta en az bir defa görüşüyorlar' dedi.
'˜Whatsapp' ile bağlandı
Özyılmaz'ın açıklamalarının ardından toplantıya telefon uygulaması '˜whatsapp' ile canlı yayın bağlantısı gerçekleştiren Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Türkiye'nin çok can alıcı bir gündemi olduğuna dikkat çekerek; 'Bizler de bu gündem içerisinde bulunduğumuz noktada Türkiye'nin ve milletimizin önceliklerinden bakmaya devam ediyoruz. Tarihin bu önemli ve kritik eşiğinde demokrasimize ve devletimize yeni bir boyut ve derinlik katma mecburiyetimizin olduğu bu eşikte maalesef Türk demokrasisinin eksikleri olduğunu biliyoruz. Demokrasi açığımızı kapatmak noktasında Türkiye'nin çok partili hayata geçtiği günden bugüne önemli emekleri var. Ama bu maalesef tarihi geri akıtırcasına özellikle 16 Nisan referandumundan itibaren hukuk ve demokrasi noktasında farklı sıkıntıları da bu olağanüstü hal ikliminde 15 Temmuz ile beraber yaşıyoruz. Bütün bunlara rağmen bugün Türkiye'nin kutuplaşmaya mahkum olmamasını diliyorum. Ülke siyasetinin maalesef bu kutuplaşmayla beraber popülizme de mahkum olduğunu görüyoruz' ifadelerine yer verdi.
'Ortadoğu'da masada değilseniz menüdesinizdir'
Uysal, Türkiye'nin Suriye krizinin başladığı andan itibaren 4 milyona yakın mülteciyi bağrına bastığını belirterek; 'Beraberinde orta ve uzun vadede Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit edecek pek çok gelişmelerin yaşandığı bir noktada maalesef siyasi merkezlere baktığınızda Türkiye'nin öncelikleriyle değil, bunun da siyasi arenada bir rekabet unsuru haline getirilmeye çalışıldığına şahitlik ediyoruz. Bundan da büyük üzüntü duyuyoruz. 15 Temmuz gibi bir travma ve FETÖ darbe teşebbüsü sonrası Türkiye'nin müşterekliğini artırması gerekirken, maalesef referandum süreciyle beraber derinleşen, daha da kaygılarımızın arttığı bir dönemin içerisindeyiz. TSK ve Türkiye'ye 700'ün üzerinde küçüklü, büyüklü taciz, roket ve yakınlarda Hatay'a, Kilis'e bombaların nasıl düştüğünü de hepimiz biliyoruz. Türkiye, bu tacizlere meşru müdafaa hakkı ile beraber bir ön alıcı müdahale yapma ihtiyacı hissetti. Bu bölgede Adalet Partisi'nin ve Demokrat Parti geleneğinin önemli İçişleri Bakanlarından İhsan Sabri Çağlayangil'in güzel bir ifadesi vardı; '˜Eğer Ortadoğu'da masada oturmuyorsanız kendinizi menüde bulursunuz' demişti. Türkiye, arkasına silahlı gücünü ve kapasitesini koyarak buralara yeniden şekil verilecek bir süreç içerisindedir' dedi.
'TSK'nın yanında olmalıyız'
Türkiye'nin kendi önceliği ile bölgenin istikrar ve güvenliğini temin edecek bir perspektif ile Suriye krizine kendi durduğu noktadan bakmaya gayret gösterdiğini söyleyerek; 'Bizde şu sorunlar da var; buraya niçin ve nasıl geldik? Bu mesele, TSK'nın yanında olmaktır. Bizler de dün olduğu gibi bugün de hem devletimizin, hem milletimizin hem de ateş çemberi içinde mücadele veren TSK'mızın, Mehmetçiğimizin yanındayız. Ben, Türkiye'nin sahip olduğu tarihsel deneyimler dolayısıyla istenildiği kadar yanlış istikamete, yanlışlar silsilesi içinde bir politika izlense de Türkiye'nin 2 asırlık bir akıl ortaya koyarak; Meşrutiyetten Cumhuriyete ve çok partili yaşama ve bugün geldiğimiz noktada tarihi yürüyüşünü devam ettirecek akıl ve iradeye hepimizin zihninde, genetiğinde var olduğu kanaati içerisindeyim. Elbette siyasetin meselesi, ülkenin sahip olduğu potansiyeli ortaya çıkarmaktır' sözlerine yer verdi.
'Türk Telekom satılmamalıydı'
Uysal, AK Parti iktidarının uzun zamandan bu yana Türkiye'de iktidar olmasına rağmen Türkiye'nin yapısal meselelerini çözemediğini söyleyerek; 'Daha dün Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı ve ekonomist Cemil Ertem açıklama yapıyor ki Türk Telekom satılmamalıydı. Bundan 10 yıl evvel bu kurumların satılmaması gerektiği, bu kurumların stratejik kurumlar gerçeğini ifade edenlere yapılmadık hakaretlerin kalmadığı noktadan bugün bu noktaya geldiklerini görüyoruz. Bir söz vardır; '˜300 sene ömrümüz olsa deneme yanılma metoduyla öğrenmelerine sabretsek' diye. Bugün Türkiye'de yaşanılan maalesef akıl, demokratik geleneklerimizin süzgecinden geçirerek ortaya bir politika konulmamaktadır. Genel geçer, günlük rüzgârların ışığında Türkiye maalesef savrulmaktadır. Milletimizin sağduyusu bütün eksikleriyle beraber büyük sıkıntılar yaşadığımız, siyasete bireylerin katılımının önünün kapatıldığı, yapısal olarak siyasete katılımın önüne büyük engeller oluşturulmasına rağmen önümüzdeki seçimin önemli olduğunu söylüyorum. Türkiye belki bir kararla pek çok kararı, bir düğme ile pek çok düğümü kesercesine verecektir. Bu açıdan bizler, bir kişiye şahsi husumeti ele alarak değil, Türkiye'nin öncelikleriyle, temel ihtiyaçlarıyla ve dünden bugüne, yarına taşıyacağımız temel değer ve ideallerle süreci şekillendirmeye gayret ediyoruz. 16 Nisan referandumu sonrası siyasetin mahiyetinin değiştiğini de hem seçim süreçleri itibariyle hem de seçim itibariyle hep beraber biliyoruz. Bu manada siyasi partilerin salt rekabeti olmaktan çıktığı bir noktada Demokrat Parti olarak biz de kendi önceliğimizde bu süreç içerisinde demokrasinin bizi, Türkiye'nin refahını ve güvenliğini takip edici belirli tercihleri yapma noktasında farklı değerlendirmelerimiz de var. En kısa sürede Edirne'mizde tüm Edirnelilerle ben de buluşmak isterim' dedi.