Zehirin şifresi KARPUZ olmuş

Edirne'nin Doyran köyünde geçtiğimiz Mayıs ayında bir evde ele geçirilen 55 kilo skunk maddesi ile ilgili başlatılan soruşturma kapsamında haklarında dava açılan sanıklar ilk kez hakim karşısına çıktı. İkisi firari, üçü tutuklu 7 sanığın yargılandığı davada, ifadesi alınan tutuklu sanık 'Maddi durumum bozuktu, uyuşturucu naklini kabul ettiğim' derken, tutuksuz yargılanan bir sanık ise 'Ben çuvalları boya hammaddesi olarak biliyordum' diye savunma yaptı. Selanik'ten Türkiye'ye getirilen uyuşturucunun şifresi ise 'karpuz' olarak belirlenmiş.

Zehirin şifresi KARPUZ olmuş
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Edirne Jandarma Komutanlığı ekipleri, 2018 yılı Mayıs ayında yaptıkları teknik takip ve çalışmalar sonucunda Türkiye'de yaşayan Arnavutluk vatandaşı K. B.'nin Yunanistan'da yaşayan Yunan uyruklu D. S. ile irtibata geçtiğini ve uyuşturucu madde temini konusunda koştuklarını ve anlaştıklarını tespit etti. Konuyla ilgili S. K. ve A. Y.'nin Edirne'de görüştüklerini de tespit eden jandarma ekipleri, yaptığı operasyonla A. Y.'nin Edirne'ye bağlı Doyran Köyü'nde yaşayan babasının evinde 55 kilo 806 gram skunk ele geçirdi.

Olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında, iletişimin tespiti kayıtları, sinyal bilgileri ve A. Y.'nin ifadelerinden yola çıkılarak olayla ilgisinin olduğu saptanan D. D., K. B., Z. D. ve E. K. gözaltına alındı. A. Y., D. D. ve K. B çıkarıldıkları adli makamlarca tutuklanırken, Z. D. ve E. K. ise adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Şüpheliler S. K. ve D. S. hakkında ise yakalama kararı çıkarıldı. Tüm şüpheliler hakkında 'Uyuşturucu ve uyarıcı madde ithal etme' suçundan iddianame düzenlenerek, Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar A. Y., K. B., D. D., tutuksuz yargılanan sanıklar Z. D. ve E. K. ile sanık avukatları katıldı. Duruşmada ilk olarak sanıklar hakkında düzenlenen iddianame okundu. İddianamenin okunmasının ardından sanıkların ifadelerine geçildi.

Tutuklu sanık A. Y., yakın arkadaşına verdiği çek nedeniyle ekonomik sıkıntıya girdiğini ifade ederek, 'Bana Yunanistan tarafından alınıp, Türkiye'ye getirilecek bir uyuşturucu olduğu, Türkiye'den bana telefon edecek kişilere teslim edileceği söylendi. Beni yanlış isimlerle aradılar. İlk arayan kişi telefonu D. S.'den aldığını, uyuşturucu getirme işi olduğunu söyleyerek Edirne'de buluşmak istedi' dedi.

'Edirne'de buluştuk'

Arayan kişiyle Edirne'de bir alışveriş merkezinde buluştuğunu ifade eden A. Y., 'Bu kişilerle AVM'de buluştum. İsimlerini bilmiyorum. Otoparkta buluştuk. Ben kendi aracımla onların yanına geldim. Onların aracının arka koltuğuna oturdum. Biri direksiyonda, biri sağda oturuyordu. Kendileri bana (Biz seni arayacağız. Malzemenin ne şekilde ne zaman geleceğini söyleyeceğiz) dediler. Bu sırada hiçbir şekilde para konuşulmadı' şeklinde konuştu.

Şifre karpuz

Buluşmanın ardından evine gittiğini ve D. S. tarafından arandığını aktaran A. Y., 'D. S. beni aradı. Malzemeyi Selanik'ten 50 karpuz olarak alacağını şifreli bir şekilde söyledi. Bir gün sonra (Ben malzemeyi aldım) diye aradı. (Akşam saat 21'de bizim tarafa malı salacağım, al) dedi.

'Nehre attığı ip koptu'

A. Y., belirlenen saatte nehir kıyısına gittiğini bu sırada nehrin Yunanistan tarafında bulunan sanık D. S.'nin uyuşturucu maddeyi nehre saldığını ifade etti. A. Y., 'Nehrin mesafesi 40 '“ 50 metredir. D., iple uyuşturucu maddeleri ucuna bir ağırlık bağlayarak Meriç Nehri'ne salmıştı. Ancak ip koptu. Bunun üzerine benden bot getirmemi istedi. Ben de evden getirdiğim botla suyun içine girerek, zaten 4- 5 metre mesafede olan malı ipinden çekerek aldım' ifadelerini kullandı.

'E. taşımak için yardım etti'

Uyuşturucu maddenin bulunduğu poşetleri yürünebilir bir mesafeye getirdikten sonra bot üzerinde iple çektiğini, diğer sanık E. K.'nin de malzemeyi karaya çıkardıktan sonra taşımak için kendisine yardımcı olduğunu ifade ederek, 'Suyun aktığı yer daha alçakta vadi şeklindedir. Toprak kısım sudan 4 '“ 5 metre yar şeklinde yüksektedir. Ben kenara getirdiğimde buradan malzemeyi yukarı E. ile birlikte taşıdık. E., malzemenin boya hammaddesi olduğunu biliyordu. Ben kendisine o şekilde söyledim. E.'nin durumu iyi değildi. Ayrıca başka sıkıntıları da vardı. Ben kendisinin yardımcı olabileceğini düşündüm. Kendisine bin lira verecektim. Ben kilogram başına 150 Avro alacaktım' şeklinde konuştu.

'Nehrin yarısı onların yarısı bizim'

Uyuşturucuyu koyduğu poşetleri bağladığı ipin ucuna ağırlık bağlayarak nehir üzerinden Türkiye tarafına saldığı iddia edilen D. S.'nin nehrin karşı tarafındaki Yunan kasabasında yaşadığını ifade eden A. Y., 'D. S. daha önceden tanırım. Meriç Nehri'nde balıkçılık yapar. Biz köy olarak nehre girebiliyoruz. Zaten su zaman zaman kuruyor. Nehrin yarısı onların yarısı bizim. Zaman zaman biz onların onlar bizim tarafımıza girebiliyor. Suyun karşısına malzemeyi getiren D. S. idi. Malı nerden, kimlerden ve nasıl temin ettiğim konusunda bilgim yok' dedi.

'Zaten pişmandım'

A. Y. olay tarihinde köy çıkışında jandarma ekiplerinin kendisini yakaladığını ve malın yerini sorduklarını ifade ederek, 'Ben de babamın evinde dedim. Eve götürdüm. Deponun içinde malzemeleri teslim ettim. Ben yaptığım işten zaten pişmandım. Ekonomik zorluk sebebiyle bu işe girmiştim. Jandarma da sorunca malın yerini gösterdim' dedi.

'Ses kayıtları incelensin'

Arnavutluk vatandaşı olması nedeniyle, Arnavutluk ülkesinden bağlantıları sağladığı ve haklarında yakalama kararı bulunan sanıklar D. S. ve S. K. ile birlikte hareket ettiği iddia edilen tutuklu sanık K. B. ise 23 yıldır Türkiye'de yaşadığını ifade ederek, İstanbul'da bir restoranda çalıştığını ve birilerinin telefonunu kendisinden habersiz kullanmış olabileceğini söyledi. K. B., şunları söyledi: 'Çalışan arkadaşlar veya müşterilerden telefon isteyen oluyor, nezaketen vermiş olabiliriz. Cezaevine girdikten sonra kimin almış olabileceğini düşündüm. G. isminde bir müşterimiz vardı. Olay tarihlerinde benden telefonumu istedi. Ben de telefonu kendisine verdim. Çalıştığımız yerde kamera kayıtları mevcuttur. Benim olay hakkındaki bilgim ve görgüm bundan ibarettir.'

K. B., iddianamede yer alan tape kayıtlarındaki sesin kendisine ait olup olmadığının anlaşılması için ses kayıtlarının incelenmesini talep etti.

'Olayla uzaktan yakından alakam yok'

Tutuklu sanık A. Y. ile görüşmek ve pazarlık yapmak için yakalamalı sanık S. K. ile birlikte İstanbul'dan Edirne'ye geldiği iddia edilen tutuklu sanık D. D., Edirne'ye gitmeyi S. K.'nin teklif ettiğini ifade ederek, kendisinin Edirne'ye sahibi olduğu petshopa köpek bakmak için geldiğini söyledi. İlk olarak A. Ç. İsimli bir köpek yetiştiricisiyle görüştüklerini ancak anlaşamadıklarını ifade eden D. D., 'Sonrasında alışveriş merkezine gittik. Araçta S. K. ile ben vardık. 15 '“ 20 dakika sonra otoparka bir şahıs geldi. Adının A. Y. olduğunu dosyada öğrendim. Satılık arabası vardı. Arabasına müşteri buldum. Anlaşamadık. İstanbul'a döndük. Bu olayın nasıl gerçekleştirildiği, nasıl olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Benim önümde konuşulan arabaya müşteri konusudur. Benim bu olayla uzaktan yakından alakam yok. Ben otobüste seyahat halindeyken polisler beni aldı. Böyle bir şey olsa ben niye kendi adıma bilet kestireyim?' şeklinde konuştu.

'Olayla ilişkim yok'

D. D. ve S. K. ile birlikte aynı araçta Edirne'ye gelen ve tutuksuz yargılanan sanık Z. D. de suçlamaları kabul etmeyerek, A. Y. ile alışveriş merkezinin otoparkında buluşmada orada bulunmadığını öncesinde araçtan inerek, A. Ç. ile birlikte alışveriş merkezine girerek alışveriş yaptıklarını ifade etti. Z. D., olayla ilişkisi olmadığını savundu.

'Boya hammaddesi sanıyordum'

Tutuksuz sanık E. K. de nehir üzerinden salınan poşetleri taşımada A. Y.'ye yardım ettiğini fakat poşetlerin içindeki maddeyi 'boya hammaddesi' olarak bildiğini ifade ederek, 'A. Y. boya işi yapmaktadır. (Yunanistan'dan boya gelecek) deyince aklıma kötü bir şey gelmedi. Ben hammaddenin ne olduğunu bilmem. Türkiye'den duyduğumuz kökten, ottan boya yapılmakta. Ben böyle bir şey diye düşündüm. Çöpten, ottan gelen bir malzeme ve kaçak malzeme olduğu için inandım. Bin lira teklif etti ben de kabul ettim. A. Malzemeyi suyun içinden aldı. Ancak ben veren kişiyi görmedim. A., ben gittiğimde suyun kenarındaydı. Botla suyun içine gitti. A., malı çıkardıktan sonra ben de paketleri birer birer yardan yukarı çıkardım. A.'nın arabasına taşıdım' dedi.

Tahliye çıkmadı

Sanıkların ifadelerinin ardından duruşma savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini ve dosyada eksikliklerin tamamlanmasını talep etti. Sanık avukatlarının savunmalarının ardından mahkeme heyeti; tutuklu sanıklar A. Y., K. B. ve D. D.'nin bu hallerinin devamına karar verdi. Heyet, dosyadaki eksikliklerin tamamlanması için tamamlanması için yargılamayı ileri bir tarihe erteledi. 

Bakmadan Geçme