
Bir Ağaç Yanarsa Hepimiz Eksiliriz
ALİ CAN ZERAY
Enez’in masmavi denizi, mis gibi tuz kokan havası ve çam ağaçlarının gölgesinde büyüyen sessiz güzelliği… Şimdi bu güzelliğin bir kısmı, dumanların ardında, küle dönmüş halde. Geçtiğimiz günlerde Enez’de çıkan orman yangını, sadece ağaçları değil; kuşların yuvasını, toprağın bereketini ve çocukluğumuzun hatıralarını da yaktı.
Bir orman yangını, haberde birkaç satırla anlatılır belki “Şu kadar hektar alan kül oldu.” Ama o rakamların içinde saklı olan, bir karıncanın yuvasından kaçışı, bir kaplumbağanın yolda kalışı, kökleri toprağa sıkıca tutunmuş bir çamın çaresiz çığlığıdır.
Enez yangınında da gördük ki; yangın sadece ateşten ibaret değil. İhmalin, dikkatsizliğin, bazen de kasten çıkarılan kıvılcımların eseri. Bir sigara izmariti, bir cam parçası, ya da bilinçsizce yakılan bir ateş… Her biri, yüzlerce yıllık bir ekosistemi birkaç saatte yok edebiliyor.
Ama mesele sadece doğayı kaybetmek değil; biz insan olarak kendimizi de kaybediyoruz. Çünkü orman, oksijenimiz, suyumuz, gölgemiz, geleceğimiz. Orman yandığında, biz de nefesimizin bir kısmını yitiriyoruz.
Enez’deki bu yangın, bize bir kez daha hatırlatmalı Orman yangınlarıyla mücadele sadece itfaiyecilerin değil, her birimizin görevi. Piknikte ateş yakmamak, izmariti yere atmamak, yangın gördüğümüzde anında 112’yi aramak… Bunlar basit ama hayati adımlar.
Gelecekte Enez’in yanan topraklarında yeniden çiçekler açacak, kuşlar yuva kuracak. Ama bu, bizim bilinçli çabamızla olacak. Unutmayalım, bir ağaç yanarsa hepimiz eksiliriz.