Türkiye'nin kraliçesi Edirne
Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü'nün Dünya Arı Günü semineri kapsamında açıklamalarda bulunan Namık Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Necati Muz, Edirne arıcılığının Türkiye'nin vazgeçilmezi olduğunu belirterek 'Edirne arıcılığı Türkiye'nin kraliçesidir' dedi. Muz, açıklamalarında Türkiye'de ilk defa milli bir ilaç üretmeye çalıştıklarını söyledi.
Dünya Arı Günü semineri, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Vali Dursun Ali Şahin Konferans Salonu'nda gerçekleşti. Namık Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Necati Muz, Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Devrim Oskay ve İl Müdürlüğü Gıda ve Yem Şubesi'nde görevli Gıda Yüksek Mühendisi Kadir Süzme seminerde sunum yaptılar. Seminere; konuşmacıların yanı sıra Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Atilla Bayazıt ve arı üreticileri katıldılar. Seminer ile ilgili açıklamalarda bulunan Bayazıt, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü olarak Dünya Arı Günü nedeniyle seminer düzenlediklerini belirterek; 'Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda alınan bir kararla her yıl 20 Mayıs tarihinde Dünya Arı Günü kutlanıyor. Bu yıl burada ilk kez kutlanacak. Avrupa'nın bir şehrinde kutlandı, ikinci olarak da Türkiye'de kutlanıyor. Namık Kemal Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Necati Muz, Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Devrim Oskay ve İl Müdürlüğü Gıda ve Yem Şubesi'nde görevli Gıda Yüksek Mühendisi Kadir Süzme seminerde sunum yapacaklar' ifadelerine yer verdi.
Arıların önemine dikkat çeken Bayazıt; 'Arı, küçük böceklerdir. Kimimize göre arılar bize sadece bal sağlıyorlar. Biz sadece ballarıyla ilgileniyoruz ya da bize vermiş oldukları çeşitli ürünler var. Ama arıların başka bir özelliğini de fark etmemiz gerekiyor. Arılar, doğadaki en büyük polenleyicilerdir. Bütün çiçekli bitkilerin polenlemesinden sorumlu küçük böceklerdir. Biz de bu yüzden bugün özellikle arıların bu özelliğinden bahsedeceğiz' dedi.
'Ayçiçeği ve kanola verimini artırıyor'
Edirne'nin ayçiçeği tarımında önde gelen iller arasında olduğuna dikkat çeken Bayazıt; 'Türkiye üretiminde üçüncü sırada yer almaktadır. Yapılan araştırmalara göre ayçiçeği veriminde yüzde 25-50 oranında arıların bir katkısı var. Verim oranını artırıyor, aynı zamanda boş tane oranlarını da azaltıyor. Bölgemizde ekilen kanola bitkisinde de verim oranlarını yüzde 50-60 oranında artırmaktadır. Arıların bu özelliklerinin dışında yediğimiz meyve ve sebzelerin büyük bir kısmı arıların çiçekleri polenlemesinden dolayı sofralarımıza kadar gelmektedir. Et ve süt ürünlerinin bile meydana gelmesinde arıların büyük önemi vardır. Sadece arılar değil, diğer polenleyici böceklerin de bu konuda büyük yeri var. Bir kısım çiçekler doğada rüzgar ile polenleniyor ama hiçbiri arıların polenlediği gibi yerini tutmuyor. O yüzden biz, bugün bir farkındalık yaratalım, arıların bu yönüne dikkat çekelim istedik' sözlerine yer verdi.
'Onları dikkate almamız gerekiyor'
Kırsal alanda istihdam sağlamak amacıyla arıcılığın önemli olduğunu söyleyen Bayazıt; 'Çok küçük maliyetlerle bu konuda gelir kazanılabiliyor. Bal satışlarından insanlar geçimlerini sağlayabiliyorlar. Her geçen gün de artmaktadır. O yüzden bu yönü de önemlidir. Eğer biz arıları kaybedersek, yediğimiz meyvelerin ve sebzelerin birçoğunu kaybetmiş olacağız. Sadece tahıllarla beslenmek zorunda kalacağız. O yüzden biz bu küçük böceklere bundan sonra biraz daha farklı gözle bakmamız, onları dikkate almamız gerekiyor' dedi.
'864 ton kadar da bal üretimimiz var'
Edirne'de 54 bine yakın arılı kovanın olduğunu söyleyen Bayazıt; 'Yaklaşık 760 tane arı işletmemiz mevcuttur. 864 ton kadar da bal üretimimiz var. Bunlar ayçiçeğinden meydana geliyor. Ayçiçeğinde sabit arıcılarımızın yanında gezginci arıcılarımız da var. Arıcılarımızın ilimize gelmesini istiyoruz. Verimler üzerinde gerçekten büyük bir oranları var. O yüzden onları ilimize bekliyoruz. Sabit arıcılarımızın da arılarını artırmalarını istiyoruz. Arılar bizim için, geleceğimiz için, gıda kaynaklarımızı sürdürebilmemiz için önemli' ifadelerine yer verdi.
'Kaynaklar oluşursa arıcılık gelişecektir'
Bal ormanlarının da önemine dikkat çeken Bayazıt; 'Bal ormanlarında kestane balı, karaçalı balı, ıhlamur balları, çiçekli orman ürünleri olmak üzere hepsi arıların bal kaynağıdır. Bunlardan nektar topluyorlar ve kovanda bal haline dönüştürüyorlar. Orman İşletmemizin yapmış olduğunu bu çalışmalar da arıcılığın geleceği açısından önemlidir. Bal ormanlarının oluşturulmasından sonra insanların biraz daha arıcılığa ilgileri artıyor. Etrafta arıların beslenebileceği kaynaklar oluşursa arıcılık da o denli gelişecektir' dedi.
'30 bin TL hibe'
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın arıcıları desteklediğini söyleyen Bayazıt; 'Kovan, ana arı ve damızlık ana arı desteği veriyoruz. Aynı zamanda çiftçilerimize de kovan veriyoruz. 30 bin TL hibe desteğimizle onlara kovan dağıtıyoruz. Dolayısıyla arıcılığa elimizden geldiği kadar önem ve destek vermeye çalışıyoruz. Çünkü biz bunun bilincindeyiz' sözlerine yer verdi.
'En çok karaçalı ve ayçiçeği balı üretiliyor'
Edirne'de gezginci arıcıların Ayçiçek balı yaptığını söyleyen Bayazıt; 'Bizim bir de meralarımızda kurulu karaçalılarımız var. Hatta karaçalı balının da birçok hastalıklara karşı iyi geldiği söyleniyor. Bölgemizde en çok karaçalı ve ayçiçeği balı üretilmektedir. Bizim bölgemizde Lalapaşa, Süloğlu ve Keşan'da özellikle üretiliyor' dedi.
'Milli İlaç Projesi gerçekleştiriyoruz'
Bayazıt'ın açıklamalarının ardından bir açıklama da Namık Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Necati Muz yaptı. Muz, açıklamasında Dünya Arı Günü'nün her 20 Mayıs gününde kutlanacağını söyleyerek; 'Bu kapsamda Türkiye'de yapılan etkinliklerden bir tanesi de bugün Edirne'de gerçekleştiriliyor. Edirne'deki arı yetiştiricilerimiz ile bir araya gelip onlara arıcılık hakkında bilgilendirme yapacağız. Bizim burada yürüttüğümüz çok ilginç bir projemiz var. Edirne Arıcılar Birliği'nin verdiği destekle biz, Türkiye'de ilk defa milli bir ilaç üretmeye çalışıyoruz. Projemizin ismi '˜Milli İlaç Projesi'dir. Edirne Arıcılar Birliği, projemizin ortağıdır. Bunun yanında Kırklareli ve Tekirdağ Arıcılar Birlikleri de projemizin ortağıdır. Projeyi destekleyen ana kuruluş Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı TAGEM'dir. Edirne Arıcılar Birliği'nin bu konuda verdiği çok ciddi destekler var. Milyon dolarlarla ifade edilecek bir bütçesi var. Tekirdağ Uçmakdere'de, Şarköy yakınlarında bir proje aralığımız var. Orada kendi arılarımız var. Ihlamurlar Vadisi diye tabir ettiğimiz bir alan var. 10 kilometre çapında izole bir bölgemiz var. O bölgede Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ'dan toplayıp götürdüğümüz en üstün ırktaki arılarımızı bir araya getirdik. Bu arılarımızın yanında onlara zarar veren Varua isminde bir parazit var. Son yıllarda meydana gelen arı ölümlerinin en önemli etkenlerinden birisidir. Arılara virüslü bir parazit bulaştırıyor. Bunun tedavisine yönelik bir ilaç geliştirmeye çalışıyoruz' ifadelerine yer verdi.
'Ayçiçek balı, nötr bir baldır'
Projenin 2016 yılından beri devam ettiğini söyleyen Muz; 'Bu ilaç geliştirildiğinde yurt dışına bağımlılık ortadan kalkacak. Bu ilaçlar tamamen ithal ediliyor. Bu ilacı ihraç eder duruma geçeceğimizi umuyoruz. İlacımızın en büyük özelliği balda kalıntı bırakmaması ve arıcılar için en önemli olan nektar akımı döneminde bile kullanılabilmesidir. Bu bölgenin en büyük özelliklerinden birisi Ayçiçek balı olmasıdır. Ayçiçek balı, şu anda dünya üzerinde olmazsa olmaz diyebileceğimiz tek bal türüdür. Çünkü Ayçiçek balı, nötr bir baldır. Her türlü bal ile istediğiniz oranda karışır. O balın tadını, kokusunu, rengini değiştirmez. Şu anda Türkiye'de ve dünyada bal üretimi yapan firmalar, Ayçiçek balını alıp toplamaya, kendi ballarıyla karıştırmaya mecburdur. Böyle de kritik bir önemi vardır. Meyve bahçesi üreticilerinin de arılara zararı olmayan tür ilaçları kullanması arıcılarımızın menfaatine olacaktır' dedi.
'Benim gözümde kraliçedir'
Edirne iki nedenden dolayı Türkiye arıcılığının benim gözümde kraliçesidir. Birincisi; burada bir Karaçalı balı var ki dünyanın en kıymetli ballarından birisidir. Özellikle üst solunum yolu hastalıklarında grip, nezle ya da sigara içenlerin, sigarayı bırakmak için kullanabilecekleri, akciğerlerini temizlemek için kullanabilecekleri dünyadaki en kıymetli baldır. En saf üretildiği yerlerden biri Edirne'dir. İçinde bulunduğumuz karaçalının çiçeklendiği şu günlerde bal, nektar karaçalıdan gelir. Bu yüzden saflık oranı yüksektir. Edirne'nin diğer önemli yönü, Ayçiçek balının çok saf olarak üretildiği en önemli bölgelerimizden birisidir. Bu iki yönü itibariyle Edirne arıcılığı, Türkiye'nin vazgeçilmezidir. Edirne arıcılığı Türkiye'nin kraliçesidir' sözlerine yer verdi.