Türkiye'de olimpiyatlar hayal

Trakya Üniversitesi Kırkpınar Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, '˜Her Yönüyle Spor' paneli düzenledi. Panelde Olimpiyat Oyunları konusunda 2008-2012 dönemi Türkiye Judo Federasyonu Başkanı Fatih Uysal, Paralimpik Oyunları konusunda 2012-2016 dönemi Görme Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Abdullah Çetin, Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezleri Koordinatörü Mesut Ergun konuşma sunum gerçekleştirdiler. Panel, bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı. Panelin açılış konuşmasını Kırkpınar Beden Eğitimi ve Spor Yükseokulu Müdürü Prof. Dr. Hakan Tuna yaptı. Tuna, konuşmasında panelin amacını açıklayarak; 'BESYO'da yenilenebilir bilgiyi, bir eğitim süreci içinde panellerle, sempozyumlarla temel olarak öğrencilerimize ve daha sonrasında bunun Yüksekokul sürecinden 2018'in Haziran ayı itibariyle Fakülteleşme sürecine götürmek. Bu yapılanların hepsi Spor Bilimleri Fakültesi olmak üzere yapılan çalışmalardır. Burada en önemli konu, alanında bilimsel kariyeri olan ve bu işin mutfağında olan ve buralarda ürünlerin en güzelini sunan insanların BESYO ile birlikte üniversite ile iç ve dış paydaşların bir arada olmasıdır. Bunun bir ilk olduğunu düşünüyoruz' ifadelerine yer verdi.

Tuna'nın konuşmasının ardından bir konuşma da Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu yaptı. Tabakoğlu, konuşmasında Trakya Üniversitesi'nin Balkanlar'dan en çok öğrenci bulunduran üniversite olduğuna dikkat çekerek; 'Spor alanında da iddialıdır. Değerli Hakan hocam, bu Yüksekokulu nasıl Fakülteye dönüştürürüz gayreti içerisinde çaba gösteriyor. Edirne, bir payitaht şehridir. Balkanları ve İstanbul'u fethetmiş ve büyük şeyler başarmış bir şehirdir. Bu şehrin üniversitesinin de hedefleri büyük olmalı. Biz, bu bilinçle hareket eden bir üniversite olmak istiyoruz' dedi.

Tabakoğlu'nun konuşmasının ardından Olimpik sporlardan judo branşının okul öncesi ve yetişkin öğrencileri gösterilerini sundular. Gösterilerde ayrıca Trakya Üniversitesi öğrencisi 2016 Paralimpik Görme Engelli Judo Branşında Bronz Madalya kazanan Ecem Taşın da gösteri gerçekleştirdi.

Gösterilerin ardından panelin birinci oturumu başladı. Panelde ilk sunumu 2008-2012 dönemi Türkiye Judo Federasyonu Başkanı Fatih Uysal gerçekleştirdi. Uysal, panelde Türk judosunun dünyadaki yeri ve gelişimi için çözüm önerileriyle ilgili yaptığı açıklamada; 'Türk judosunu iki boyutuyla değerlendirmek lazım. Birincisi, branşın ülkedeki yaygınlığı ve tesisleşmesi. İkincisi de uluslararası başarıları. Birincisi, judo dünyadaki ilk 10 branştan bir tanesidir. Tesis, antrenör sayısı, maddi imkan olarak çok iyi seviyedeyiz. Özellikle 400 civarında aktif antrenörümüz var ve bunların 250 tanesi devlet memurudur. Çok güçlü kulüplerimiz var' sözlerine yer verdi.

Judo altyapısında her sene yaklaşık 20-25 bin yeni lisans çıktığını söyleyen Uysal; 'Otomasyon sistemine geçtikten sonra yaklaşık 125 bin lisans sahibi saydılar. Aslında 250-300 bin civarında lisans sayımız vardı ama 2004'ten itibaren kayıt altına alınan 125 bin lisans var. Türkiye'deki en büyük branşlardan bir tanesidir. Ama uluslararası anlamda maalesef istediğimiz seviyede değiliz. Türkiye, madalya sıralamasında ilk 25'tedir. Ama imkan olarak ilk 10'un içindedir. Ama maalesef imkanları sonuca yansıtamadık' dedi.

Uysal'ın sunumunun ardından panelde 2012-2016 dönemi Görme Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Abdullah Çetin sunumunu gerçekleştirdi. Çetin, engellilere fırsat verildiğinde çok şey başarabileceklerini söyleyerek; 'Bizim federasyonumuzun bütçesi, en az bütçesi olan olimpiyat federasyonlarından bir tanesidir. Problemler çok büyük. Yurtdışında çok fazla ülke gezdim. İlk gittiğimde spor okullarını gezdim. Oraları gördükten sonra bizim olimpiyatı da almamız, ülke olarak ilk 10'a girmemiz de hayal' ifadelerine yer verdi.

Devşirme sporcuya karşı odluğunu açıklayan Çetin; 'Oraya verilen para ve harcanan emek bizim çocuklarımıza yatırırsak çok daha faydalı olacağını düşünüyorum. Çünkü devşirme oyuncuların işi para. Parayı alıp çekip gidiyorlar. Onun için kendi sporcularımızın ve antrenörlerimizin dünyadaki antrenör ve sporculardan yetersiz veya yeteneksiz olduğunu düşünmüyorum. Sadece eğitimlerinde problem var. Onların, bizim antrenörlerimizden tek farkı daha disiplinli, daha kendine güvenen ve kurdukları programa harfiyen kendilerinin de uymasıdır. Dışarıdan müdahale olmadığı için de çok rahatlar' dedi.