Taban fiyat umudu
Edirne Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cengin Yorulmaz, 2018 yılında buğday veriminin çok düşük olması nedeniyle ayçiçeği taban fiyatının çiftçide beklenti yarattığını belirtti. Artan döviz fiyatları nedeniyle çiftçinin kullandığı gübre ve ilaç fiyatlarının da yükseldiğini söyleyen Yorulmaz 'Bizim beklediğimiz ayçiçeği fiyatı 2,50 TL'dir' dedi.
Edirne
Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cengin Yorulmaz, ayçiçeği taban fiyatı
beklentileri ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Yorulmaz, makamında düzenlediği
toplantıda artan döviz fiyatlarına dikkat çekerek, çiftçinin kullandığı gübre
ve ilaç fiyatlarının da yükseldiğini belirtti.
2018 yılında buğday veriminin çok düşük
olması nedeniyle ayçiçeği taban fiyatının çiftçide beklenti yarattığını
belirten Yorulmaz, artan maliyetlerin karşılanabilmesi amacıyla ayçiçeği taban
fiyatının en az 2,50 TL olması gerektiğini söyledi. Taban fiyatının 2,50 TL'nin
altında olması durumunda çiftçinin ayçiçeğine küsme riski olduğuna dikkat çeken
Yorulmaz, mısır ve pamuk üretiminden vazgeçtiği gibi ayçiçeğinden de vazgeçme
riskinin olduğunu söyledi. Trakya bölgesinin yanı sıra son yollarda İç Anadolu,
Adana ve Konya'da da az da olsa ekilen ayçiçekleri ile Türkiye'nin yağ
ihtiyacının yüzde 65'inin karşılandığını belirten Yorulmaz, açığın ise
yurtdışından ithal edildiğini söyledi. Yurtdışından gelen ayçiçeğinin gümrük
vergileriyle birlikte 2,51 TL ile 2,64 TL aralığında olduğunu söyleyen
Yorulmaz; 'Biz de buna yakın bir fiyat olan 2,50 TLtalep ediyoruz' ifadelerine
yer verdi.
Kanola uyarısı yaptı
Yorulmaz, yağlık ürünlerde alternatif ürün olarak kanolanın
da bulunduğuna dikkat çekerken, yetişme sürecindeki iklim şartlarının uygun
olmadığı durumlarda hiç çıkmama riskinin de bulunduğunu söyledi. Kanola yağı
ile ilgili de uyarılarda bulunan Yorulmaz; 'Kanolada mutlaka hibrit veya
sertifikalı tohum ekilmeli, aksi takdirde asit oluşumu dolayısıyla kanserojen
bir yağ olur' dedi.
'Girdi maliyetleri çok arttı'
Ayçiçeği
hasadına az bir süre kala üreticinin girdi maliyetlerinin çok arttığını
söyleyen Yorulmaz; 'Gübredeki artış geçen yıla oranla yüzde 100'ün üzerinde ve
malum olduğu üzere dolar fiyatları her geçen gün artıyor. Bizim yaptığımız
araştırmalara göre yurtdışından tonu 380-400 dolara ayçiçeği geliyor. Bunlara
gümrük vergileri de eklendiği zaman tonu 380 dolara gelen ayçiçeği, 483 dolara
çıkıyor. 5.20 TL'den bunu hesapladığımız zaman 25,11 TL gibi bir fiyat karşımıza
çıkıyor.400 dolardan hesapladığımızda ise 2 bin 641 TL gibi bir fiyat karşımıza
çıkıyor. Buna istinaden bizim beklediğimiz ayçiçeği fiyatı 2,50TL' sözlerine
yer verdi.
'Çiftçinin sıkıntısı ayçiçeğinde giderilmeli'
Çiftçinin
buğdayda yaşanan büyük verim kaybından ortaya çıkan sıkıntısının bir nebze
olsun ayçiçeğinden giderilmesi beklentisinin oluştuğunu belirten Yorulmaz;
'Bölgemizde geçen seneye göre yüzde 20 ile yüzde 50 arası bir verim artışı
olacak. Bu sene Edirne merkezde 200 bin ile 220 bin dönüm civarında ekili bir
ayçiçeği var. İl genelinde ise 1 milyon ile 1 milyon 100 arası. Ayrıca geçen
seneden iyi fiyat yapması dolayısıyla bu senede kanola ekiminde de artış
olacak. Bunlara rağmen Türkiye'de ekilen yağlık bitkilerde açığımız var.
İçAnadolu'da, Adana ve Konya'da da ayçiçeği ekimlerine başlanmasına rağmen ülke
ihtiyaçlarının %65 civarını karşılıyor. Yağ açığını kapatmak için yüzde 35-40
civarı da ithal ediliyor' dedi.
'2.50 TL'lik fiyatı bekliyoruz'
Çiftçilerin
ayçiçeğine küstürülmemesi gerektiğini belirten Yorulmaz; 'Mısırdayaşadığımız
gibi küstüğü zaman çiftçimizi geri çevirmek zor oluyor. Düşük alım fiyatları
dolayısıyla küsen mısır üreticisini geriye döndürmekiçin çok çaba sarfediliyor.
Pamukta da aynı problem var.Çiftçiyi pamuğa teşvik için prim artışı yaptılar.
Keza doların yükselişine endeksli olarak gübre fiyatlarında da aşırı bir
yükselme söz konusu. Bu maliyetleri karşılayabilmek adına ayçiçeğinde 2.50 TL'lik
fiyatı bekliyoruz' ifadelerine yer verdi.
'İnsanlara değer verilmesi gerekiyor'
Türkiye'nin çiftçinin küstürülmesi nedeniyle kendi kendine
yeten bir ülke konumundan çıktığını söyleyen Yorulmaz; 'Çiftçiyi topraktan
uzaklaştırdılar. Girdi maliyetleri yüksek olduğu için kaliteli çiftçilik yapılamıyor.
Zamanında gübresini atamıyor, istediği kadar atamıyor, ilacını atamıyor. Dolayısıyla
verim kalitesi de düşüyor ve kaliteli mahsul sorunu da oluşuyor. Türkiye kendi
kendine yeten bir ülke olacaktır ama bu insanlara değer verilmesi gerekiyor'
dedi.
'Kanoladahibrit tohum kullanılmalı'
Basın
mensuplarının alternatif ürün olarak adlandırılan kanola bitkisi ile ilgili
soru sorması üzerine cevap veren Yorulmaz; 'Alternatif ürün olarak kanolavar.
İklim şartlarının uygun girmesi durumunda kanola iyi getirisi olan bir bitki.
Biodizel ve sofralık yağ olarak kullanılıyor. Sofrada kullanılan kanola yağında
kontrol çok önemli. Asitlik oranı yüksek olduğu zaman kanserojen madde taşıyor.
Kanola bitkisinde muhakkak sertifikalı veya hibrit tohum kullanılması gerekiyor.
Çiftçi, kendi tohumundan tohum ürettiği zaman bu ürünün kanserojen madde
ürettiği biliniyor. Kanolada kendi ürettiği tohum kesinlikle kullanılmaması
gerekiyor. Amane kadar kontrol ediliyor bu bir muamma. Tohumlar mutlaka
sertifikalı, güvenilir yerlerden alınmalı. Ne yazık ki bunun kontrolü yok.
Ayrıca kanolanın devlet desteği ve fiyatı yüksek olmasına rağmen handikapları
var. Eylül ayına kadar iklim şartları uygun gitmezse kış ayını geçiremiyor ve
verim alınamıyor ' sözlerine yer verdi.
Bakmadan Geçme





