Sorumluluktan kaçamadı
Edirne İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Geçmiş, Saros FSRU Gemi İskelesi projesi ile ilgili, Meclis'in yasal çizgisi nedeniyle karar alma, engelleme ve yaptırım yetkisinin bulunmadığını söyledi. Toplantıyı izleyen çevre hukukçusu Av. Bülent Kaçar ise Geçmiş'in açıklamalarını değerlendirerek Meclis'in bölgesindeki yatırım, proje ve gelişmelere dair görüşme açmasında, görüş bildirmesinde, karar almasında yasal veya idari herhangi bir sakınca bulunmadığını söyledi.
Edirne İl
Genel Meclisi Başkanı Mehmet Geçmiş, İl Genel Meclisi Salonu'nda düzenlediği
basın toplantısında Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi(BOTAŞ) Genel
Müdürlüğü tarafından Edirne İli, Keşan İlçesi, Sazlıdere Köyü sınırları
içerisinde yapılması planlanan Saros FSRU Gemi İskelesi projesi ile ilgili
açıklamalarda bulundu. Toplantıya basın mensuplarının yanı sıra Trakya
Platformu üyesi çevre hukukçusu Av. Bülent Kaçar da
katıldı.
Geçmiş,
açıklamasında Saros Körfezi kuzey kıyıları ve yakın çevresinin 2006 yılında
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim
Bölgesi, 2010 yılı Bakanlar Kurulu kararı ile de kıyılarının jeomorfolojik,
peyzaj, ekolojik, biyogenetik ve turistik özelliklerinin bozulmadan korunması
amacıyla Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildiğine dikkat çekti.Geçmiş, Özel
Çevre Koruma Bölgesi'nde Özel Çevre Koruma Kurulu Başkanlığı'nın yetkili
kılındığını ve Çevre ve Orman Bakanlığı'nın kararı uyarınca Saros Körfezi'nin yaklaşık
75 bin hektarlık bölümü Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildiğini açıklayarak;'Ayrıca
Danıştay 6. Dairesi'nin de, Enez Dalyan Gölü'nden Kuzey Saros'a kadar ki alanda
kıyı kuşağının doğal yapısı ve içerdiği ekolojik içerikliğinin korunması
gerektiğini ifade eden kararı da vardır. Bu belgelere rağmen, Saros Körfezi'ne
kıyısı bulunan özel bölgelerde kanunsuz çalışmalar ve düşünceler hiç bitmiyor'
ifadelerine yer verdi.
'Likit doğalgaz taşınacak'
FSRU'nun
sıvılaştırılmış doğalgaz transferi için kullanılan özel bir gemi tipi olduğunu
söyleyen Geçmiş, gemilerin yanaşacağı iskeleye ihtiyaç olduğunu ve iskelenin Saros
Körfezi'nin Sazlıdere ve Gökçetepe arasındaki bir bölümüne yapılmasının
planlandığını söyledi. Projede 52.3 hektarlık alanında 270 metrelik bir iskele
yapılarak uç kısmında oluşacak dolfenler ile 2 tane FSRU gemisinin
bağlanacağını ve Saros Körfezi'ne girecek 100 bin tonluk gemilerle iskeleye
likit doğalgaz taşınacağını ifade eden Geçmiş;'FSRU gemileri aracılığıyla
doğalgaz karadan Mahmutköy BOTAŞ doğalgaz ana dağıtım hattına, orman içinden
döşenecek borularla nakledilecek. Yapılması planlanan boru hattı kıyıda yer
alacak. Sabit tesislerden çıkarak yaklaşık 17 kilometre devamla
Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Boru Hattı'na bağlanacak' dedi.
'Turizm bölgesi olmaktan çıkacak'
Projede
iskelenin yanı sıra FSRU gemilerinin yanaşma alanında görevli römorklar için
dolgu platformunun da yapılacağını hatırlatan Geçmiş; 'Römorkların barınması
sağlanacak, ayrıca mekanik atölye, marangozhane, elektrik atölyesi, ambarlar,
liman irtibat ve kontrol odası, iş alanları da inşa edilecek. Böylece toplam
dolgu alanının yaklaşık olarak 13 bin 500 metrekarelik alan büyüklüğüne sahip
olup bu kapsamda dolgu miktarı da 85 bin metreküp olarak hesaplanmaktadır'
sözlerine yer verdi.
Projenin
doğaseverleri, sivil toplum kuruluşlarını ve yerel halkı ayaklandırdığını
belirten Geçmiş; '100 bin tonluk gemilerin Saros Körfezi'ne giriş çıkışları ile
denizde büyük dalgalar oluşacak, bu dalgalarla su altı ve kıyı kumulların
yapısı ve yerleri değişecektir. Balıkçılık, turizm ve dalış turizmi olumsuz
etkilenecektir. Karaya çıkarılan gaz, 17 kilometrelik başka bir hatla BOTAŞ'ın
ana dağıtım şebekesine bağlanacağından söz konusu 17 kilometrelik alanda
bulunan ormanlar ve tarım alanları zarar görecektir. Bölgede büyük bir ağaç
kesimi olacaktır. Bölge, bu proje ile turizm bölgesi olmaktan çıkacak, sanayi
bölgesine dönüşecektir. Gemilerin faaliyeti sırasında büyük atık ve sızıntılar
olacak, bu durumda çevre kirliliği yaratılacaktır' dedi.
'Saros'a büyük zarar verecek'
Saros Körfezi'nin
birinci derece deprem bölgesi olduğuna dikkat çeken Geçmiş;'Bir deprem
felaketinde liman ve boru hattının zarar görebileceği dolayısıyla Saros
Körfezi'ne de büyük zarar vereceği açıktır. Projeye karşı olanlar ile Edirne
Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Abdullah Bülbül ve firma temsilcileri 20 Temmuz
2018 tarihinde halkın katılımı ile ÇED toplantısı düzenlendi. Toplantının
Sazlıdere köy kahvesinde yapılacağı duyurulmuştur. İlk toplantıya katılım
çoktu. Kahvenin, halkın toplantı yerine girmesine yetecek fiziki koşulları
taşımaması gerekçesiyle ertelendi. 4 Ağustos 2018 tarihinde Resmi Gazete' de
yayınlanan bir karar, bu projeyle ilgilenenleri hem şaşırttı, hem üzdü'
ifadelerine yer verdi.
'Yangından mal kaçırılmıştır'
2 Ekim
2018 tarihinde, Keşan Belediyesi Çok Amaçlı Pazaryeri Kompleksi ve Tiyatro
Salonu'nda ÇED Değerlendirme toplantısının yapıldığını ifade eden Geçmiş;'Toplantıya
Edirne Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Abdullah Bülbül, firma yetkilileri ile
vatandaşlar katıldı. Bülbül, salonda bulunanlara projeyle ilgili sunum
yapılacağını, sonra da taleplerin alınacağını söyledi. Projeye karşı çıkan
gurup adına konuşan avukat Bülent Kaçar, '˜Proje, Saroz Körfezi'nin bütün
ekolojik dengesini bozacak, dönüşümü olmayan hasarlar verecek. Bu proje iskele
adı altında yapılacak, ormanlarımızı yıkıma uğratacak yıkım projesidir' dedi.
Daha sonra firma yetkililerinin yapmak istediği sunum, kalabalık tarafından sık
sık kesilince Bülbül, uzun süren tartışmaların ardından itiraz dilekçelerini
almadan salondan ayrıldı. ÇED Yönetmeliğinin 9. maddesine göre, sivil toplum
kuruluş temsilcileri ve vatandaşların yazdığı yüzlerce itiraz dilekçelerinin
Edirne Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından alınmadığı, vatandaşlara söz
hakkı verilmediği, yetkililerin toplantı bitirilmeden ayrıldığı tutanakla
tespit edilmiştir. Bu toplantıda yangından mal kaçırılmıştır, bir sonuç
çıkmamıştır' sözlerine yer verdi.
Projenin,
uluslararası sözleşmelere, 2006 ve 2010 yıllarında alınan Bakanlar Kurulu
kararlarına aykırı olduğunu ve doğayı tahrip edeceğini söyleyen Geçmiş;'Hukuk
kurallarına uygun, böyle bir özel bölgeden geçirilmeden amaca ulaşabilen bir
başka yolun düşünülmesi ve bulunulmasından yanayım. Çünkü sadece burada
yaşayanlar değil dünyada yaşayanlar Saros Körfezi'nin dünya üzerinde kendi
kendini temizleyen 3 körfezden biri olduğunu bilir. Yerel yönetimlerin ve
siyasilerin en büyük, önemli görevlerinden biri; yaşadığı kentin kültür, sanat
ve çevreye olan duyarlı bakış açılarıdır. Çünkü biz bu dünyanın sahibi değil
çocuklarımız ve torunlarımız adına emanetçileriyiz' dedi.
'Yaptırım yetkimiz yok'
Geçmiş,
açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Basın
mensuplarının Saros FSRU Gemi İskelesi projesinin yapılmak istediği bölgedeki
Edirne İl Genel Meclisi'nin çalışmalarını sorması üzerine cevap veren Geçmiş; 'Sazlıdere'ye
gittik. İl Genel Meclisi'nin yasal bir çizgisi var. Bölgeye gidiyoruz,
çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalar neticesinde kamuoyunu ancak böyle
bilgilendiriyoruz. Bir karar alma, engelleme gibi bir yaptırım yetkimiz yok.
Ancak kamuoyuna STK'larla, çevrecilerle bilgi verip ortak akılla durmamız
gerekir. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda KHK ile almış olduğu acele
kamulaştırma kararı var. Her şeyi çok çabuk yasal hale getiriyorlar. 2006
yılında Saros Körfezi, Turizm Gelişim Alanı ilan edildi. Bununla ilgili
çalışmalar 12 yıldır bitirilemedi. Ama burayı FSRU dediğimiz gemilerin limana
bağlanması ile ilgili 15 günde KHK ile işi bağladılar ve herkesin elini kolunu
bağlı bir yasal hale getirdiler. Ancak toplumsal ve ortak akıllı bazı şeylere
dur demeyi öğreneceğiz. Birlikte demokratik yoldan tepkilerimizi ortaya
koyacağız. Saçlımüsellim'deki, Mecidiye'deki taş ocaklarını nasıl
engellediysek, bu gibi şeylerin yapılmasını engellemeye çalışacağız. Başta
Bülent Kaçar'ın bu konudaki emeğini yok saymadan, onun hukuksal anlamdaki
öncülüğünde nasıl bertaraf ettiysek, topraklarımızı kurtardıysak, burada da
yine birlikte, ortak akıllı, el ele, kol kola karşı çıkmaya devam edeceğiz'
ifadelerine yer verdi.
'Yasal veya idari herhangi bir sakınca yok'
Geçmiş'in açıklamalarının ardından Edirne İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Geçmiş'in basın açıklamasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Av. Bülent Kaçar; 'Edirne İl Genel Meclisi Başkanı Sayın Mehmet Geçmiş'in açıklamalarını az önce dinledim. Biz, Haziran ayından beri Saros FSRU Liman İnşaatı ve 17 kilometrelik doğalgaz boru hattıyla ilgili Edirne İl Genel Meclisi'nin aylık oturumlarında görüşme yapılmasını, bir rapor hazırlanmasını ve bir karar alınmasını bekliyoruz. Edirne İl Genel Meclisi'nin kendi bölgesindeki yatırım, proje ve gelişmelere dair görüşme açmasında, görüş bildirmesinde, karar almasında yasal veya idari herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Zaten Sayın Başkan Mehmet Geçmiş, daha önceki basın beyanatlarında konuyla ilgili olarak bir araştırma ya da inceleme yaptıklarını, bu konuda bir hazırlık yaptıklarını ifade etmişlerdir. Ama bir araştırma ve inceleme raporunun hazırlanmadığını görüyorum. Bu raporun hazırlanması, kamuoyuna açıklanması, Meclis'te gündeme gelmesi, görüşmeye açılması, Edirne'yi temsil eden siyasilerin, temsilcilerin bunu ortaklaşa değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu kararın, raporun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na, Enerji Bakanlığı'na, Edirne Valiliği'ne bildirilerek; ilin, halkın ve temsilcilerinin bu projeyi istemediğini de gerekçeli olarak ortaya konması gerektiğini düşünüyor ve halk olarak bunu bekliyoruz' dedi.