Selimiye ayıbı
Sinan'ın Dehası temasıyla bu yıl 431'incisi düzenlenen Mimar Sinan'ı anma etkinlikleri kapsamında konuşma yapan Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Selimiye'nin yapılışından yaklaşık 450 sene sonra Selimiye meydanının düzenlenememesini ayıp olarak nitelendirerek 'Bu dönemin ayıbıdır' dedi. Törende konuşma yapan Mimarlar Odası Edirne Temsilciliği Başkanı Serap Kuru ve İnşaat Mühendisleri Odası Edirne Temsilciliği Başkanı Nihat Çolak da Sinan'ın eserlerine sahip çıkılmasını ve Yemişkapanı Hanı ısrarından vazgeçilmesi gerektiğini söylediler.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Edirne Temsilciliği önderliğinde, Edirne Belediye Başkanlığı, Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, İnşaat Mühendisleri Odası Edirne Temsilciliği, Edirne Kent Konseyi, Edirne Fotoğraf Sanatı Derneği ve Mimar Sinan Ortaokulu işbirliğinde '˜Sinan'ın Dehası' temasıyla 431'inci Mimar Sinan'ı anma etkinlikleri kapsamında çelenk töreni düzenlendi.
Mimar
Sinan Anıtı'nda düzenlenen törene Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Mimarlar
Odası Edirne Temsilciliği Başkanı Serap Kuru, İnşaat Mühendisleri Odası Edirne
Temsilciliği Başkanı Nihat Çolak, Edirne Kent Konseyi Başkanı Ziya Gökerküçük,
akademisyenler, sivil toplum örgütlerinin üyeleri ve vatandaşlar katıldılar. Mimarlar
Odası Edirne Temsilciliği, İnşaat Mühendisleri Odası Edirne Temsilciliği ve
Edirne Belediyesi'nin Mimar Sinan Anıtı'na çelenk sunması ile başlayan
programda, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları
ve tüm şehitler anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunularak, İstiklal
Marşı okundu.
Törenin
açılış konuşmasını Mimarlar Odası Edirne Temsilciliği Başkanı Serap Kuru yaptı.
Kuru, konuşmasında Mimar Sinan'ın, Türk kültür ve uygarlık tarihinin
yetiştirdiği en büyük değerlerden biri olduğunu belirterek; 'Dört padişahın
saltanatına isabet eden uzun ömrü boyunca birbirinden ilginç ve güzel
tasarımlarını hayata geçirme şansına sahip olmuştur. Mimarlık mesleği, içinde
bulunduğu dönemin ekonomisinin, toplumsal yaşamının ve beğenilerinin
yansımasıdır. Sinan'ın yapıtları da yaşadığı dönemini yansıtır' ifadelerine yer
verdi. Sinan'ın Süleymaniye ve Selimiye Camii gibi iki görkemli eserinin UNESCO
tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dâhil edildiğini hatırlatan Kuru;
'Böylece '˜İnsanın yaratıcı dehasının başyapıtları' olarak üstün evrensel değer
taşıdığı tüm dünya tarafından kabul görmüştür. Sinan'ın hak ettiği değer
kendisine bir kez daha verilmiştir. Sinan bütün dünyanın kabul gördüğü bir dehadır'
dedi.
'İlk heykelini yapan Edirnelidir'
Sinan'ın
vefatından sonra geçen uzun yılların ardından hak ettiği değeri ilk olarak
'˜Sinan'ın heykelini yapınız' diyerek Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiğini
söyleyen Kuru; 'Bu sözü vasiyet kabul edilerek Türkiye Emlak ve Kredi Bankası
tarafından Hüseyin Anka Özkan'a, Sinan'ın ilk anıt heykeli tasarlatılmıştır. Ne
mutlu bize ki Hüseyin Anka Özkan, Edirne'nin Lalapaşa İlçesinin Domurcalı köyünde
doğan hemşehrimizdir. Yaklaşık 5 metre yüksekliğinde ve 7 ton ağırlığında olan
anıt, Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nin önünde yer almaktadır. Şu an
önünde bulunduğumuz Sinan Heykeli ise Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından
1986 yılında açılan yarışma sonucunda elde edilmiştir. Eserin sahibi Heykeltraş
Ümit Öztürk'tür. Mimar Sinan Belediye Başkanı İbrahim Ay'ın zamanında yerine
konmuştur' sözlerine yer verdi.
'Bir şeyler yanlış gidiyor'
Kuru,
Edirne'deki Sinan'ı anma günlerinin geçmişinin 1930 yıllarına kadar gittiğini
belirterek; 'İlk anma töreni Edirne Halk Evi öncülüğünde Edirne Maarif Mimarı
Kemalettin Bey ve edebiyat öğretmenlerinin katılımı ile Selimiye Camii
avlusunda düzenlenir ve günümüze kadar gelinir. Mimar Sinan'ı anmak ve O'nu
anlamak adına yaptığımız bu etkinlikler hep devam edecek. Bundan hiç kimsenin
şüphesi olmasın. Ancak O'nun şaheseri Selimiye Camii için hazırlanan Selimiye
Camii Çevresi Kentsel Tasarım ve Peyzaj Projesi'ni geçen bu zaman zarfında
sonuçlandıramıyorsak, içinde bulunduğumuz bu alanı Sinan'a ve Selimiye'ye yakışır
bir hale getiremiyorsak, ilimizi ve Selimiye'yi görmeye gelen misafirlerimize
bu alanı bu şekilde gösteriyorsak, geçen yıl söylediklerimizi bu yıl yinelemek
zorunda kalıyorsak, bir şeyler yanlış gidiyor demektir. Başta karar vericiler
olmak üzere herkesi O'nun kültürümüze ve uygarlık tarihine bıraktığı eserlerine
başta Selimiye olmak üzere sahip çıkmaya davet ediyoruz' dedi.
Çolak'tan kurumlara Sinan uyarısı
Kuru'nun
konuşmasının ardından törende bir konuşma da İnşaat Mühendisleri Odası Edirne
Temsilciliği Başkanı Nihat Çolak yaptı. Çolak, konuşmasında Sinan'ın birçok
sanat yapısıyla muhteşem mimarlık ve mühendislik örnekleri bıraktığını
söyleyerek; 'Bunları korumak ve gelecek nesillere aktarmak bizim görevimizdir.
Ancak ne yazık ki günümüze ulaşan eserlerinin bazılarının gereken ilgili
görmediğini, sahiplenilmediğini, kaderine terk edildiğini görüyoruz. Bunlardan
birisi, Edirne'nin su ihtiyacı için yapılan Taşlımüsellim Su Yolu'dur. İlgili
kurumları, DSİ ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nü bir kez daha uyarıyoruz;
Taşlımüsellim Su Yolu'nu ihya edin, Edirne'ye kazandırın; kültür, tarih
turizmine kazandırın. Kazandırın ki mimar ve mühendis Koca Sinan'ın eseri,
gelecek nesillere taşınmış olsun' ifadelerine yer verdi.
'Yemişkapanı ısrarından vazgeçilmeli'
Çolak,
Selimiye Camii alan düzenlemesinin yapılamamasının üzücü olduğunu vurgulayarak;
'Selimiye'ye gölge düşürecek Yemişkapanı Hanı'nın yeniden inşası ısrarından
vazgeçilmeli, bir an önce Selimiye çevresi Sinan'ın ustalık eserine yakışır bir
düzenlemeye kavuşmalıdır. Sinan'ın eserlerine, kültürüne ve uygarlık tarihine
bıraktığı yapıtlarına sahip çıkmanın bir yolu da Sinan'ın mühendislik ve
mimarlık ilke ve yaklaşımlarının, mühendislik ve mimarlık eğitiminde başlı
başına bir ders olarak okutulması olduğunu düşünmekteyiz' dedi.
'Selimiye meydanının düzenlenememesi ayıptır'
Çolak'ın
konuşmasının ardından törende bir konuşma da Edirne Belediye Başkanı Recep
Gürkan yaptı. Gürkan, konuşmasında Selimiye'nin yapılışından yaklaşık 450 sene
sonra Selimiye meydanının düzenlenememesinin ayıp olduğunu vurgulayarak; 'Bu da
bu dönemin ayıbıdır. Bunda en büyük pay sahibi Edirne Belediyesi'dir. Göreve
geldiğimde özellikle Yemiş Kapanı'nın bulunduğu alanda 12 tane sondaj kuyusu
açılmış, etrafı tahta perdelerle çevrilmiş ve yaklaşık 2 yıldır öylece duruyor
haldeydi. '˜Nedir bu?' diye sorduğumuzda; burada UNESCO kapsamında bir
rekreasyon projesinin yapıldığı ama Koruma Kurulu'nun sondaj kazısı istediği;
sondaj kazısı da yapıldıktan sonra kurtarma kazısı istediği, belediyenin itiraz
ettiği, kurulun ısrar ettiği ve Ankara Yüksel Kurulu'na giderek yaklaşık 2
yıldır bu şekilde beklemişti. Buna bir çözüm bulmak gerekiyordu. Bunu böyle
stabil halde bırakmak ne Sinan'a ne de Selimiye'ye ne de insanlığa yakışan bir
davranıştı. Biz de harekete geçtik, kurulla konuştuk ve kurtarma kazısının
yapılması kararına '˜uygundur' dedik. Ardından dönemin Edirne Valisi'nin
desteğiyle ama tamamen Edirne Belediyesi'nin imkânlarıyla, ekonomik
katkılarıyla ve Edirne Müze Müdürü'nün başkanlığında kurtarma kazısına
başladık' sözlerine yer verdi.
Proje neden durduruldu?
Edirne
Belediyesi'nin, Türkiye ilk kez kurtarma kazısı yapan belediye olduğunu ve
kazanın 15 ay gibi kısa bir sürede bitirildiğini hatırlatarak; 'Bu arada revize
ettiğimiz, yenilediğimiz rekreasyon projesi de bir taraftan yürüyordu. Kurtarma
kazımız bitip, han temelleri ortaya çıkınca yeni bir değerlendirme yapmak
gerekiyordu. Burada iki projeyi eş zamanlı olarak yürütmeye başlamıştık.
Birincisi; Selimiye'nin etrafını 360 derece çeviren bir rekreasyon projesi.
İkincisi ise Yemiş Kapanı Hanı kurtarma kazısıydı. O dönemde belirli arkadaşlar
tarafından ısrarla hanın ihya edilmesi kararının desteklendi. Biz de Sayın
Cumhurbaşkanı'nın İstanbul için ifade ettiği o meşhur söz olan '˜İstanbul'un
siluetini biz mahvettik '˜ sözünün Edirne'de de yaşanmaması için Selimiye'nin
önünde herhangi bir ihya çalışmasının olmaması gerektiği fikrini savunduk. Bu
konuda bir toplantı için otorite olan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay'ı davet ettik.
Burayı da ziyaret etti ve asla böyle bir ihya çalışmasının olmaması gerektiğini
söyledi. Ardından ülkemizde ikinci bir otorite olan Prof. Dr. Metin Sözen'i
davet ettik. Metin Hoca da gezdiğinde aynı fikri ifade etti. Ve bu görüşlerin
ardından Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu da Yemiş Kapanı
Hanı'nın bir arkeopark olarak değerlendirilmesi başlangıcı noktasında koruma ve
konservasyon kararı verdi. Rekreasyon Projemiz de onaylandı. Sadece malzeme
seçimine kaldı. Biz tam bu aşamadayken Vakıflar Genel Müdürlüğü, Ankara yüksek
kurula itiraz etti. Yüksel Kurul, nedenini açıklamadığı, hiçbir gerekçe
sunmadığı bir kararla Edirne Bölge Kurulu'nun Koruma ve Konservasyon Kararı'nı
iptal etti. Dolayısıyla Rekreasyon Projesi'nin uygulanması da durdurulmuş oldu'
dedi.
'Başka yapabileceğimiz var mı?'
Rekreasyon
projesinin durdurulmasının üzerinden yaklaşık 1 buçuk yıl geçtiğini açıklayan
Gürkan; 'Bununla ilgili gerekli görüşmeleri ve çalışmaları yaptık. Ama bir
mesafe alamadık. Ardından geçtiğimiz ay ilimize gelen Sayın Cumhurbaşkanı'mıza
hoş geldin karşılamasına gittiğimde konuyu arz ettim. Selimiye Rekreasyon
Projesi ve Yemiş Kapanı Hanı ile ilgili hazırladığımız dosyayı da kendisine
takdim ettim. Şimdi o değerlendirmeyi bekliyoruz. Diğer taraftan da Yüksek
Kurul'un iptal etmiş olduğu Edirne Koruma Bölge Kurulu'nun Koruma ve
Konservasyon Kararı'nı iptal kararı için de Edirne İdare Mahkemesi'ne açmış
olduğumuz dava devam ediyor. Edirne Belediyesi'nin bundan başka yapabileceği
bir şey var mıdır? Bunu bilen varsa söylesin ben bunu da yapmaya hazırım. Selimiye'yi
böyle bırakmayacağız. Bu dönem umut ediyorum ki doğru olan karar çıkacak. Selimiye
Rekreasyon Projesi ile Yemiş Kapanı Hanı Akreopark Projemizi ve Orduevi
Kavşağı'ndan başlayarak Ziraat Bankası Kavşağı'na kadar gidecek olan Cumhuriyet
Meydanı Projemizi tamamlayarak, bu muhteşem bölgeyi, Edirne'nin altın üçgenini
geçmişindeki görkemine ve geleceğe umut vadeden bir hale dönüştüreceğiz' ifadelerine
yer verdi.
Koca Sinan'ı canlandırdı
Gürkan'ın
konuşmasının ardından törende Mimar Sinan'ı temsilen tiyatro oyuncusu Burak
Gündoğdu konuşma yaptı. Gündoğdu, Mimar Sinan'ın Edirnelilere seslenişini dile
getirerek; 'Her yıl 9 Nisan'da geleceğime dair bir söz vermiştim. Sözümü tuttum
ve şehirlerin sultanı, sultanların şehri Edirne'ye yine geldim. Bu güzel şehri
doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine adımladım ve 4 minaresi, tek
kubbesiyle ufka mıhlanmış Selimiye'nin karşısına geçtim. Gelen geçenleri
dinledim de epey bir üzüldüm, duymaz olaydım. İnsanlar betonlaşmalardan
kurtulmak, doğayla, yeşille iç içe olmak adına savaşır durmuşlar. Kepçelerin
önüne geçip, '˜Yeşil alan istiyoruz' dediğinizde beni nasıl gururlandırdıysanız;
bugün de yine el ele vererek aynı özveriyi gösterdiğinizi görmek istiyorum.
Şehrin yöneticileri, bana kulak verin; Selimiye'yi kullanıma açın. Önümüzdeki
yıl tekrar geldiğimde, Selimiye'nin önünde kahvesini yudumlarken gazetesini
okuyan, koşuşturan bebeler görmek ümidiyle aranızdan ayrılıyorum' dedi.
Gündoğdu'nun konuşmasının ardından Mimarlar Odası Edirne Temsilciliği Başkanı
Serap Kuru, Gündoğdu'ya hediye takdim ederken; çelenk töreni sona erdi.
Bakmadan Geçme





