Sayıları 4 Milyonu aşan ev genci teknoloji bağımlılığı ve hikikomori gerçeği
Pandemi sonrası dijitalleşmenin hız kazanmasıyla birlikte, Türkiye'de eğitimde ya da istihdamda yer almayan, günlerini evde geçiren gençlerin sayısı 4 milyonu aştı. Uzmanlar, bu gençlerin önemli bir kısmının 'hikikomori' sendromu ile karşı karşıya olduğuna dikkat çekiyor. Sosyal hayattan tamamen çekilen bu bireyler, teknolojik bağımlılıkla ve yalnızlıkla mücadele ediyor.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Uzman Psikolog Utku Tohumcu, Japonya kökenli bu sendromun artık Türkiye’de de yaygınlaşmaya başladığını belirtti. Hikikomori’nin; bireyin evden çıkmaması, sosyal ilişkilerden uzaklaşması ve işlevsellik kaybıyla tanımlandığını vurgulayan Tohumcu, dijital çağın etkisiyle bu durumun küresel bir sorun haline geldiğini söyledi.
DİJİTAL BAĞIMLILIK, YALNIZLIĞI BESLİYOR
Tohumcu, sosyal medya ve teknoloji bağımlılığının, sosyal izolasyonu tetikleyerek benlik saygısında düşüşe ve yalnızlık hissinde artışa neden olduğunu aktardı. 2019 yılında meslektaşlarıyla kaleme aldığı bir çalışmaya da atıfta bulunan Tohumcu, “İnternet ve akıllı telefon bağımlılığı bireyleri fiziksel dünyadan uzaklaştırırken, dijital ortamda bir ‘yalancı sosyallik’ sunuyor. Bu da bireyleri yalnızlığa mahkum ediyor” dedi.
Japonya’da resmi verilere göre 1 milyona yakın hikikomori vakası bulunurken, Türkiye’de henüz sistematik bir veri çalışması yapılmadı. Ancak Tohumcu, eğitimde veya iş gücünde yer almayan ve zamanını evde geçiren 4 milyon gencin varlığının, durumun ciddiyetini ortaya koyduğunu ifade etti.
BELİRTİLER VE TETİKLEYİCİLER
Hikikomori’nin belirtileri arasında uzun süreli ev içi izolasyon, tersine dönen uyku düzeni, kişisel hijyenin ihmal edilmesi, dijitale aşırı yönelim, depresyon ve düşük benlik algısı yer alıyor. Tetikleyici unsurlar arasında ise aşırı koruyucu aile yapısı, sorumluluk almadan büyüme, eğitim ve işsizlik baskısı, pandemi sonrası dijitalleşmenin normalleşmesi ve sosyal medya ile oyun bağımlılığı öne çıkıyor.
“EKRANLARI BIRAKIP BİRBİRİMİZE BAKMA VAKTİMİZ GELDİ”
Bu tehlikeli sürece karşı toplumsal önlemlerin alınması gerektiğini belirten Tohumcu, kapsayıcı “Dijital Farkındalık Programları”nın hayata geçirilmesini öneriyor. Akıllı cihazların bilinçli kullanımı ve çevrimdışı yaşam kalitesinin artırılmasının önemine dikkat çeken Tohumcu, bireysel düzeyde ise psikolojik destek, farkındalık ve özgüven gelişimini destekleyici psikoterapi süreçlerinin faydalı olacağını vurguladı. Kumru Öngün
Bakmadan Geçme





