Salgının göbeğinden mektup var-2

Çin'den sonra Korona virüsünden en çok etkilenen ülke İtalya oldu. İtalya kısa sürede Koronanın Avrupa'daki kaynak ülkesi oldu. Koronanın kasıp kavurduğu İtalya'da yaşayan yazarımız ve iş insanı Cüneyt Özdemir, İtalya'daki gelişmeleri, salgının nedenlerini ve sonuçlarını GÜNDEM için araştırıp bir yazı dizisi haline getirdi. Özdemir, bugünkü bölümde İtalya'daki ağır bilançonun nedenlerini irdeliyor.

Salgının göbeğinden mektup var-2
TAKİP ET Google News ile Takip Et

İtalya'da bilanço neden bu kadar ağır?

İtalyanların; her ülkenin kendine has olan alışkanlıkları gibi birkaç özel alışkanlıkları vardır. Bunlar sosyal hayatlarındaki kuvvetli iletişim ve birlikte zaman geçirme, eğlenme, aile yemekleri ve dini ritüelleri ile ilgili alışkanlıklardır. İtalyanlar gezmeyi de çok severler. Günlük yaşamdan örnekler verecek olursak insanlar sabahları kahvaltısını çok büyük bir oranda '˜bar' dedikleri bizdeki kafe - büfe tarzı yerlerde yaparlar. Saat 07.00'de iş başı alacak insan 06.00 - 06.30 gibi gider poğaçasını yer, kahvesini içer ve güne o muhitte yaşayan iş arkadaşları, komşuları gibi çevresi ile konuşarak başlar. Akdeniz insanının sıcaklığını tamamıyla İtalyanlarda bulabilirsiniz. İletişim mesafeleri çok yakındır ve ellerini sık kullanırlar. Bu sebeple virüsün yayılma hızına etken eden faktörlere katkıda bulunmuş olurlar. İtalyanlar aslında dünya üzerinde biz Türklere en çok benzeyen millettir. Onların da çoğunda bizdeki 'Biz Türk'üz bize bir şey olmaz' anlayışı mevcut biraz. Birçok şeyi ciddiye almazlar ve en esprili milletlerdendirler. Teorik olarak tabii. Yani lafta demek istiyorum çünkü kriz bu noktaya varana kadar hemen herkes bize bir şey olmaz havasındaydı. Şu an ise ölmekten korkuyorlar. Şimdi aynı senaryoyu maalesef kendi öz / ana vatanımda görüyorum. İnsanlarımız oturmasın diye belediyeler bankları kaldırıyor, taş bulup taşa oturuyoruz. Sokağa çıkmayın diyorlar inadına sokağa çıkıyoruz. İtalya'da bilanço ağır ve bana göre daha da ağırlaşacak. Görünen köy kılavuz istemez derler. Virüsü kapan kişi sayısı oldukça çok. 20 Mart tarihinde korona virüsünden ölen sayısı İtalya Sağlık Bakanlığı'nın açıklamasına göre 4 bin 32 idi. 21 Mart tarihinde ise 4 bin 825. İnanılmaz bir rakam değil mi? Sayı artık üçlü beşli artmıyor farkındaysanız 300 '“ 500 - 800'lü olarak artıyor. Canınızı sıkmak ya da sizi bunalıma sokmak istemem ama İtalyan yaşam tarzı ile biz Türklerin yaşam tarzı ve alışkanlıklarını bir gözden geçirin derim. En büyük endişem yakın zamanda bir 'BOOM' dedikleri 1000'li rakamlarla ölen sayılarının açıklanması. Tedbirleri daha disiplinli bir şekilde almış olsalardı olay bu noktalara gelmeyecekti. Bizdeki okulların tatili durumu gibi. Okulların tatil edilmesi burada da ilk önlemdi fakat unuttukları bir şey vardı. Okulları tatil olan insanlar (özellikle üniversite öğrencileri) karantinanın başlayacağı söylentileri üzerine apar topar valizlerini toparlayıp kendi memleketlerine gittiler. Milano Tren Garı'ndaki görüntüler hala gözümün önünden gitmiyor mesela. Savaştan kaçar gibi trenlere bindiler. Balık istifi bir şekilde Napoli'ye, Bari'ye, Lecce'ye ve diğer bölgelerdeki birçok şehirlere gittiler. Karantina kararı alınıp şehir dışına giriş ve çıkışların yasaklanması sonrası okullar tatil edilmeliydi. Size tanıdık geliyor mu anlattıklarım? Benim kuzenlerim de var aralarında İzmir'de okuyup Çerkezköy'e dönen ya da Edirne'ye ailesinin yanına gelen. Kişisel sosyal medya hesabımdan daha ilk gün uyarımı yaptım; 'Kardeşlerim sakın bir yere kıpırdamayın (bizim Trakya'da kullanılır) yani yerinizde kalın. Allah muhafaza eğer bu virüsü aldıysanız size bir şey olmasa bile yolda başka insanlara bulaştırırsınız. Ailenize zarar verebilirsiniz' diye. Devlet olarak bu yasak konulmadığı için büyük bir hareket oldu ülkede kuzeyden güneye, doğudan batıya. Ah İtalyanlar ah İtalyanlar' derken, şak virüs bizde patlak verdi. Bugünlerde İtalya'da 5000'e yakın hayatını kaybeden hasta var. Çin'in nüfusu milyar İtalya'nın 60 milyon Türkiye'mizin 80 milyon civarında. Çin'deki ölü sayısı şu an İtalya'dan daha az. Nüfus sayısına göre yüzdelik dağılım yaparsak İtalya Çin'i katladı. Çin çok sıkı tedbirler aldı ve uyguladı. Benim duyduğum garip bir olay var Çin ile alakalı. Çin'de keskin nişancıların şehrin belli noktalarına yerleştirildiği ve dışarı çıkanların bu yolla korkutulduğu hatta vurulduğu diye. İnsana korkusu bile yeter değil mi? İnanırsınız inanmazsınız o size kalmış bir şey fakat olabilme ihtimalide var. Unutmayalım, İtalya'daki hayatını kaybeden insanlar hastanelerden alınıp yakma merkezlerinde yakılıyor yani imha ediliyor bir bakıma. Ne kadar acı değil mi? İşte bunlar aslında bize olayın ciddiyetini daha da iyi gösteriyor. Daha bir iki gün öncesi İtalya Bergamo Kilisesi'ne 60 kadar askeri araç geldi ve cenazeleri son duaları yapıldıktan sonra araçlara yükleyip yola çıktılar. Bergamo'da yakma işlemini yapacak merkezlerin yoğunluğundan vefat edenleri başka bölgelere sevk edip oralarda yaktılar. Gömmediler, yaktılar. Bilmem anlatabildim mi? (Yarın: İtalya yalnız mı bırakıldı?)

Bakmadan Geçme