SABAH yazarları seçmenle buluştu
'Türkiye'nin seçimi' başlığı altında Edirne'de üçüncüsü yapılan ve SABAH Gazetesi yazarlarının seçmenlerle buluştuğu toplantıda SABAH Gazetesi Okur Temsilcisi İbrahim Altay moderatörlük yaptı. Yazarlar Dr. İsmail Çağlar, Prof. Dr. Kerem Alkin, Melih Altınok ve Şebnem Bursalı 24 Haziran'da yapılacak seçimlerin önemine vurgu yaptılar. Konuşmacılar, muhalefetin 'parlamenter sisteme dönüş' konusundaki vaadine karşılık 'kaos' vurgusu yaptı. Tarihi Deveci Han Kültür Merkezi'ndeki toplantıyı çok sayıda kadın da izledi.
SABAH Yazarlar Kulübü 'Türkiye'nin Seçimi' panelini Edirne'de gerçekleştirdi. SABAH Gazetesi Okur Temsilcisi İbrahim Altay'ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele, Takvim Gazetesi yazarı Dr. İbrahim Çağlar, SABAH yazarı Prof. Dr. Kerem Alkin, SABAH yazarı Melih Altınok ve ATV Ankara Temsilcisi, Takvim yazarı Şebnem Bursalı katıldı.
'24 Haziran milat'
ATV Ankara Temsilcisi ve Takvim Gazetesi yazarı Şebnem Bursalı, 24 Haziran'ın bir milat olacağını vurgulayarak, 'Neden 24 Haziran milat diyoruz. Koalisyonlar dönemi artık resmen ve fiilen nihayet bitmiş olacak, inşallah. Ekonomik ve siyasi kriz dönemleri de bitecek, siyaset kurumu güçlenecek. Vesayetler dönemi bitecek, darbeler dönemi de artık tamamen bitecek. 24 Haziran seçimlerinin en önemli püf noktası devlet örgütlenmesinin temellerine yerleştirilmişi militarist ideolojinin temelli ortadan kalkacak olması. Yani daha sivil bir devletin örgütlenebilecek başlangıcın yapılabilecek olacağı bir sistemin getirilmesi en önemli püf noktası' şeklinde konuştu.
'Algı operasyonları sürüyor'
Sıradan siyasi bir mücadelenin yaşanmadığını altını çizen Bursalı, '15 Temmuz sonrasında oynanan oyunları herkes daha iyi gördü. Uyanık olmakta fayda var. Çünkü sıradan bir siyasi mücadele yaşamıyoruz ve yaşamayacağımızı da görüyoruz. Algı operasyonları devam ediyor. Bu algı operasyonları üzerinden insanların 24 Haziran'daki seçimlerine etki edebilecek yönlendirmeler yapılmaya çalışıyor. Tam da bu yüzden her zamankinden daha fazla uyanık olmak ve asla rehavete kapılmamak zorundayız' dedi.
'Türkiye umurlarında değil'
Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığını Türkiye düşmanlığı ile eşdeğer tutan bir anlayışla karşı karşıya olunduğunu ifade eden Bursalı, 'Diyor ki Tayyip Erdoğan gitsin de Türkiye mi batar millet mi batar, işgal mi ediliriz, bölünür müyüz, parçalanır mıyız umurumuzda değil. O yüzden 24 Haziran bu anlamda bir milattır. Hepimizin her zamankinden daha fazla farkında olması gereken bir seçimdir. Ben inanıyorum ki Edirne başta olmak üzere tüm Türkiye bu duyarlılıkla birlikte en doğru kararı verecektir.'
'Bu seçim önemli'
SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü ve Takvim Gazetesi yazarı İsmail Çağlar da dünyanın daha çatışmacı ve rekabetçi bir yer haline geldiğini ifade ederek, 'Bu dünya denkleminde Türkiye ister istemez bu çatışmacı iklimin bir parçası. Tesadüf değildir, yıllar sonra Türkiye sınır ötesi büyük çaplı bir operasyon yaptı. Uzunca bir süre sonra dışa dönük bir hamle yaptı Türkiye, yapmak zorundaydı da. Çünkü bıçak kemiğe dayanmıştı, tehdit büyümüştü. Dünyanın girdiği yeni trend bu. Bu dönemeçte, dünyanın aldığı bu halde güçlü bir Türkiye'ye, hızlı karar alan, yönetiminde istikrarını sağlamış olan bir Türkiye'ye çok daha fazla ihtiyaç var. Herhangi bir uluslararası arenada siyasi bir adımı geciktirme lüksünüz yok. Çok daha hızlı hareket etmelisiniz. Bu Türkiye'yi daha hızlı ve etkin karar almaya itecek, daha istikrarlı bir yönetime yönlendirecek olan bu sisteme geçiş sağlayacak bir seçim bu açıdan da önemli' şeklinde konuştu.
Çağlar, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin isimlerden bağımsız düşünülmesi gerektiğini vurgulayarak, 'En kötü senaryoda bile siyasi istikrar sağlansın diye düşünmek lazım' dedi.
'Erdoğan risk aldı'
Cumhuriyetten bu yana geçen sürenin ciddi bir kısmının tek parti dönemi olarak geçmiş olduğunu kaydeden Melih Altınok 'Halkın sandıktan çıkan iradesini vesayet kurumları aracılığıyla bir şekilde sınırlandıracaksınız. Bunun neyle yapacaksınız; yargıyla yapacaksınız, yüksek yargıyla. Halkın iradesi üzerinde hiyerarşik olarak onu konumlandıracaksınız. O da işe yaramadı, diyelim ki halkın yargıçları var. Askeri darbelerle devreye gireceksiniz. Bunun için terörü devreye sokacaksınız, ekonomik sabotajları devreye sokacaksınız. Bu sistemi böyle dizayn etmişsiniz ve parlamenter sistem adını vermişsiniz. Biz başkanlık sistemini konuşurken Türk tipi başkanlık sistemi vardı. Peki 1950'den beri uyguladığımız parlamenter sistem ne tipi? Yani Türkiye'de uygulanan modelin dünya üzerinde bir örneği var mı? Hiçbir yerde yok. İngiltere'de bir parlamenter monarşi var. Buraya özel dizayn edilmiş, sistemi işlevsiz bırakmak için, halkın siyasi temsilcilerinin sadece yol, su işlerine memur edildiği bir sistem dizayn edilmiş. Asla yapısal dönüşümler, reformlar yapamasın. Biz gidiyoruz sandığa, bir iktidar belirliyoruz kendimize ama o iktidar iş yapamıyor, iş çıkartamıyor. Peki bu yapı nasıl değişiyor. Şimdi şöyle bir irade, bir karar alınmış. 16 yıllık bir iktidardan bahsediyoruz. Rekor kırıldı, Mustafa Kemal Atatürk 15 yıl iktidarda kaldı ama anlattığım gibi seçimli bir süreç değil. Aslında siyasi bir başarı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı şey. Bundan sonra yoluna rahat rahat devam edebilecekken bir risk aldı Cumhurbaşkanı. Yani yüzde 40'larla bu ülkede meclis aritmetiğini ayarlayarak hükümet kurabiliyorsunuz. Hatta AK Parti ilk iktidara geldiğinde daha da az oy almıştı. Peki bir siyasi niye böyle bir irade ortaya koyar, böyle bir riske girer. Şunun için giriyordur, çünkü en iyi yaptığınız iş sandıkta kazanmak, halkı ikna etmekse ve icracı bir isimseniz, siyasetin içinden gelen bir isimseniz bu riski alırsınız. Bu riski şunun için alırsınız; daha güçlü şekilde icraat yapmaya başlarsınız. Ülkenin 24 Haziranda vereceği tercih bunun tercihidir. İşin küresel boyutunu da konuşmak gerekiyor. Biz içerde bu tartışmayı yaparken yani ülke yeniden yapılanırken zaman akıp geçiyor. O kadar çok eksiğimiz var ki bu durumda sadece içerideki formülü çözerek işin içinden çıkacak bir hal yok' dedi.
'Kaos olur'
Muhalefetin eski parlamenter sisteme geçme vaadi olduğunu belirten Altınok daha sonra şunları söyledi: '24 Haziranda sistem kurumsallaşmazsa yani Cumhurbaşkanlığı sistemi işler hale gelmezse çok açık söyleyeyim; bir kaos başlayacak. Bu sürecin 24 Haziran sonrası ne kadar hızlı işleyeceği önemli. 16 yıldır devleti yöneten bir idare var. Devletin her ayrıntısına vakıf. Eğer 25 Haziranda bu iradeden bir dönüş yaşanırsa, çünkü muhalefetin vaadi parlamenter sisteme dönmek, ciddi anlamda bir kriz yaşanacak. Bu kolay da olmayacak. Şöyle ki; biz Cumhurbaşkanlığı sistemine 9 seçim 3 referandumla geldik. Tekrar eski sisteme dönmek de muhalefetin yine aynı performansı sergilemesini gerektirir. Bu da ciddi anlamda bir kaosa neden olur.'
'7 Ekim olaylarının azmettiricisi'
Panelin sonundaki soru '“ cevap bölümünde söz alan AK Parti Edirne İl Başkanı Nesim İba, askerliğini Güneydoğu'da yaptığını aylarca Kuzey Irak'ta kaldığını ve çok sayıda arkadaşını şehit verdiğini belirterek, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin, Edirne'ye gelerek Selahattin Demirtaş'ı cezaevinde ziyaret etmesini eleştirdi. Bunun üzerine tekrar söz alan Yazar Şebnem Bursalı, Demirtaş'ın siyasi düşüncesi nedeniyle değil 7 Ekim olaylarının azmettiricisi nedeniyle cezaevinde olduğunu belirterek 'Hiç kimse kusura bakmasın, hiç kimse Selahattin Demirtaş'tan bir '˜özgürlük savaşçısı' yaratmaya çalışmasın. Böyle yapanları esefle kınıyorum' dedi.
'İkinci nesil reformları yapamıyoruz'
Panelde konuşmacı olan Prof. Dr. Kerem Alkin, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın kaderini değiştirebilecek her türlü potansiyele sahip olduğunun altını çizerek, 'Bunu daha da üst noktaya çıkaracak olan tarihi bir eşikte duruyoruz. Şunu net olarak ifade ediyorum 24 Haziran'daki seçimlerde biz Cumhuriyet tarihinde ilk defa 2. nesil reformların yapılabilmesine imkan sağlayacak, Türkiye'ye yeni bir innovasyon alt yapısı, yeni bir bilim teknoloji altyapısı yeni bir eğitim ve hukuk sistemi, yeni bir girişimcilik ekosisteminin önünü açacak ikinci nesil reformları yapabilecek bir model oluşturacağız. Kıta Avrupa'sının üzerinde tartıştığı eski nesil parlamenter sistemle, Türkiye'yi yeni bir yüzyılda daha iddialı hale getirecek ikinci nesil reformları yapamıyoruz. Bunu aynaya bakıp, kendimize itiraf etmemiz lazım. Ancak ve ancak bu yeni sistemle bu reformları yapabileceğiz. Türkiye'nin artık Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde Tayyip Bey gibi vizyoner bir lider ile profesyonel bir Bakanlar Kurulu'na geçmesinin vakti geldi de geçiyor bile. 24 Haziran'ı böyle görelim, böyle içselleştirelim. 1960'lardan beri verilen bir model değişikliği mücadelesi, bir hata yapıp bu model değişikliğini kişiselleştirirsek, sadece Tayyip Bey üzerinden konuşursak hata yaparız. Afrika'nın geleceği için bile Türkiye'nin daha güçlü olmaya ihtiyacı var.'
Bakmadan Geçme

Kamyon ve otomobil çarpıştı, 5 kişi öldü, 11 kişi yaralandı

REKFOD Çilek Festivali’nde büyük beğeni topladı

"Elektronik sigara daha az zararlı algısına kanmayın"

Meriç Sulaması Projesi'yle tarlalarda modern ve verimli sulamaya geçildi

Şükrüpaşa’da “İki Kuşak Buluşması” etkinliği

Teknofest Topluluğu'ndan çocukların yüzünü güldüren ziyaret