Ramazan'da tütün uyarısı
Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Leyla Tevfikoğlu Pehlivan, Ramazan'da sağlıklı beslenme konusunda vatandaşlara önerilerde bulundu. Pehlivan, oruç açılırken özellikle su ve çorba gibi sıvı tüketimlerin önemine değinirken yağlı, şekerli ve tuzlu yiyecek ve içeceklerden uzak durulması gerektiğini vurguladı. Pehlivan, açıklamalarında özellikle sigara ve nargile gibi tütün ürünlerinin kullanılmaması gerektiğini söyleyerek 'Oruç açılmasının ardından hemen sigara tüketilmesi sağlık açısından uygun değildir' dedi.
Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Leyla Tevfikoğlu Pehlivan, Ramazan'da sağlıklı beslenme konusunda açıklamalarda bulundu. Sağlık Bilimleri Fakültesi dekanlık binası toplantı salonunda düzenlenen bilgilendirme toplantısında Dr. Pehlivan, vatandaşlara seslenerek iftar ve sahurda tercih edilebilecek yiyecek ve içeceklerle ilgili bilgi verdi. Pehlivan, son dönemde teknolojik gelişimlerin olması ve ulaşımın artmasıyla beraber besine çok daha kolay ulaşılabildiğine dikkat çekerek; 'Böyle olunca da bizim sağlığımız hem olumlu, hem de olumsuz yönde etkilenebiliyor. Özellikle teknolojinin gelişmesiyle besin işleme ve saklama yöntemlerini çok geliştirdiği için aynı zamanda bizim çok daha uzun süre raflarda bekleyen yiyeceklerimiz oluyor. Kadınların çalışma hayatına katılmasıyla beraber ulaşım açısından kadınlar için çok daha kolay oldu. Aynı zamanda bunlar sağlık sorununa neden olabiliyor. Özellikle besine ulaşılabilirliğin artmasıyla beraber her besin, her yere çok kolay ulaşabiliyor. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte hem olumlu yansırken, hem de fiziksel aktivite açısından da bizi kısıtlıyor. Araba transportunun çok gelişmesiyle birlikte fiziksel aktivitemiz de çok azaldı. Sağlık sorunlarımız meydana gelebiliyor ama herkeste bu olacak diye bir şey de yok' ifadelerine yer verdi.
İnsanların
sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme ile birçok şeyi dengeleyebileceklerini
söyleyen Pehlivan; 'Sağlığımızı koruyabiliyoruz ve herhangi bir
rahatsızlığımızda tedavimiz kolaylaşabiliyor. Aynı zamanda yan etkilerini de azaltabiliyoruz.
Bu ay da bizim için en önemli aylardan biri olan Ramazan ayındayız. Beslenme
alışkanlıklarımızın en çok değiştiği ay, Ramazan ayıdır. Sahur ve iftar bizim
için çok önemlidir. Eski düzenimiz kayboluyor. Günlük hayatımızdan çok değişmiş
bir 30 günümüz var. Vücudumuzda farklı adaptasyonlar meydana geliyor. 3 öğünlük
bir düzenden değişiyoruz. Gün içinde 17-18 saat gibi uzun bir açlık süremiz var
ve susuzluk da meydana gelebiliyor. Bunlar bizim metabolizmamızı çok
etkileyebiliyor. Vücut ağırlığı üzerindeki etkisi bazen olumlu, bazen olumsuz
olabiliyor. Birçok insanda, özellikle kadınlardaki vücut ağırlığında 2-4 kilo
gibi vücut artışı meydana gelebiliyor. Enerji alımlarının aslında çok
değişmediği ama bazı insanlarda hafif kilolu ya da şişman bireylerde vücut
ağırlığının artışıyla beraber besin tüketimlerinin ve enerji alımlarının
arttığı gözlemlenmiş. Bu da bizim için çok önemlidir ve bu nedenle öğünlerimizi
iyi planlamamız gerekiyor' dedi.
'Yavaş yemek, iyi çiğnemek önemli'
İftar ve
sahurun önemini vurgulayan Pehlivan; 'Çünkü 2 ana öğün daha çok tercih
ediliyor. Bazı insanlar 4 öğüne kadar çıkabiliyor ama 2 öğün bizim için daha
önemlidir. Ne yediğimiz, nasıl yediğimiz daha da önem arz ediyor. İftarda çok
acıkmış ve susamış oluyor. İnsanlar genellikle su ile oruç açıyorlar.
Arkasından hurma ya da zeytin ile beraber bir açılış yapılıyor ama doygunluk
süresi 15-20 dakika olduğu için bu süreyi ayarlamak gerekiyor. İlk önce bir
çorba ile 1-2 dilim ekmek yiyerek besin alışı hafif bir şekilde başlayarak
doygunluk süresini geçirmekte yarar var. 15-20 dakika kadar bunu yavaş yavaş
yiyerek, iyi çiğneyerek tokluğu da biraz uzatabiliriz. Çünkü çok acıkmış
oluyoruz ve birden bire her şeye saldırdığımız ve hızlı yediğimiz için büyük
bir sorun oluyor. Hazımsızlık, şişkinlik, gaz birikmesi oluyor' sözlerine yer
verdi.
'Sulu yiyecekle başlamalı'
Havaların
ısınmasıyla birlikte susuzluğun da eklenmesiyle kabızlığın ortaya çıkabildiğini
açıklayan Pehlivan; 'Bunları engellemek gerekiyor. Bunun için de 1-2 bardak su ve
çorba gibi sulu yiyecekle başlamak her zaman daha mantıklı oluyor. Arkasından
etli sebze yemeği, kuru baklagil yemekleri, yanında tahıl ürünlerinden pilavı
çok seviyoruz ama mümkünse tahıllı ya da kepekli makarna, kepekli ekmekler ve
bulgur daha çok tercih edilmesi gereken besinlerden birkaçıdır. Salatayı hiç
unutmamak gerekiyor. Bu dönemde ne yazık ki çok kızartmalı yiyecekler de
oluyor. Böyle olunca da bunlar da çok ağır ve yağ oranı çok fazla olduğu için
hazımsızlıklara neden olabiliyorlar. Böyle rahatsızlıkları yaşamamak için de
mümkünse haşlama dediğimiz, yağ eklemeden, yağsız tavada pişirme yöntemleri
olan yemeklerimiz tercih edilirse çok daha iyi olur. Etli sebze yemeklerini,
etin yağı olduğu için yağ eklemeden pişirirsek çok daha sağlıklı bir seçim
olacağını düşünüyoruz' dedi.
'Sütlü ve meyveli tatlılar tercih edilmeli'
Ramazan
ayında tatlıların da çok revaçta olduğuna dikkat çeken Pehlivan; 'Şerbetli
hamur işlerini çok seviyoruz. Bunlar da enerji olarak karbonhidrat ve yağ
içeriği çok yüksektir. Açlık döneminden sonra yükleme için de dezavantaj
oluşturuyorlar. Mümkünse sütlü ve meyveli tatlıları tercih ederlerse çok daha
sağlıklı bir seçim olacaktır ve vücudumuz daha rahat edecektir. Ekmekler
kepekli ya da tam tahıllı olursa her zaman daha iyi bir seçenek olacak. Sahur
da önemli ama sahura gelinceye kadar 1-2 ara öğün yapılırsa, sütlü tatlıları
meyve ile beraber ara öğünde tüketirlerse, yemeğin sonunda hoşaf ya da şekersiz
komposto tercih edilirse sıvı ihtiyacımızı da gidermiş oluruz. Bütün gün susuzluk
yaşıyoruz ve günlük alacağımız sıvımızı da sahura kadar telafi etmemiz
gerekiyor. Bu nedenle 8-12 bardak kadar sıvı ihtiyacımızı karşılamamız
gerekiyor. Bunu bölerek tüketmelerini öneriyoruz' ifadelerine yer verdi.
'Şeker susamayı artırır'
Pehlivan,
açıklamalarında süt ve yoğurt ürünlerinin de az yağlı tüketilmesi gerektiğini
söyleyerek; 'Çünkü son dönemde kalp ve damar hastalıkları çok revaçtadır. Süt
ürünlerimiz de doymuş yağ oranında zengin olduğu için sadece kalp ve damar
hastalıkları için değil; diğer hastalıklar için de risk oluşturuyor. Az
yağlıları tercih edersek ya da kaymaklarını yemezsek çok daha iyi olacaktır.
Sahurda ise 2-3 bardak kadar su, şekersiz herhangi bir hoşaf ya da komposto çok
daha iyi olur. Çünkü basit şekerli olunca susamamızı çok daha artırdığından
dolayı mümkünse az şekerli ya da mümkünse şekersiz olması daha önemlidir. Açık
çay tercih edilebilir. Bitki çayları çok iyidir. Kahvaltı tarzında da
başlanabilir ya da küçük bir öğün de olabilir. Kahvaltı gibi olursa yumurta
olabilir, çünkü tokluğu çok artırıyor. Menemen tarzı da olabilir ama haşlanmış
olursa çok daha iyi olur. Yağ eklemeden pişirilebilir. Çünkü çok yağlı
yiyecekler hem bağırsakları, hem de mideyi zorlar. Aynı zamanda ilerleyen
zamanlarda bulantılara neden olacağından dolayı çok yağlı olmasını önermiyoruz.
Az tuzlu olmasını tercih ediyoruz. Az tuzlu peynir, zeytinler her zaman daha
iyi bir tercih olacaktır. Susuzluğun oluşmaması için iyi bir tedbirdir. Mevsim
yeşillikleri, sebzeler, meyveler, kuruyemişler tokluğu artırır' dedi.
'Reçel ve bal oruç performansını azaltır'
Pehlivan,
yiyeceklerde tam tahıllı ürünleri önererek; 'Bunların yanında çorbalı,
zeytinyağlı sebze yemeğinin yanında yağsız etli bir ürün tercih ederlerse çok
daha iyi olur. Yanında sebzeler, meyveler olursa daha iyi bir öğün olur. Yoğurt
önemlidir. Süt de tercih edebilirler. Yapılan çalışmalarda bireylerin kalsiyum
tüketimlerinin çok daha azaldığına dair veriler var. Ondan dolayı sağlıklı olan
süt ürünlerini, günde en az 2-3 porsiyon, az yağlı olmak şartıyla, iftardan
sahura kadar düzenli bir şekilde tüketilebilir. Basit şeker mümkünse tercih
edilmemeli. Çünkü kan şekerini çok fazla oynatıyor. Reçelin ya da balın aşırı
tüketilmesi veya şerbetli tatlı tüketilmesi kan şekerini çok hızlı
oynatabiliyor. İnsülin salınımıyla beraber bireyler düşük kan seviyesi ile
karşı karşıya kalabiliyorlar. Bunu engellemek gerekiyor. Böyle dalgalanmalar
oruç tutma performansını azaltacaktır' sözlerine yer verdi.
Kimler oruç tutmamalı?
Oruç
tutarken birçok insanın sağlık sıkıntıları yaşayabileceğine dikkat çeken
Pehlivan; 'Baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk, hazımsızlıklar, gaz birikimi,
kabızlıklar insanların oruç sırasında karşılaştıkları sağlık durumlarıdır.
Bunların da engellenmesi mümkündür. Sıvı tüketimlerinin artırılması, basit
şekerleri daha az içeren ürünlerin tercih edilmesi, bol posalı yiyeceklerin
tercih edilmesi orucun neden olduğu sağlık sorunlarını engelleyebilir. Çok
yoğun ve hızlı yemek de bir sorun oluşturuyor. Onun için de yavaş yemek ve
çiğnemek hem doygunluk, hem de hazımsızlığı önlemek için çok önemlidir. Hafif
yürüyüşler de iyi olacaktır. Yemekten 1-2 saat içinde yürüyüş yaparlarsa
sağlıklarını koruma açısından iyi bir seçenek olduğunu da düşünüyoruz. Bazı
durumlarda oruç tutmamak gerekiyor. Hem Kur'an-ı Kerim'de belirtildiği gibi,
hem de sağlık açısından da bazı hastalıklar var ki bu hastalıklara sahip olan
bireylerin oruç tutmasını önermiyoruz. Diyabet, hipertansiyon, böbrek
yetmezliği, hamilelik, ağır işte çalışma, yaşlılık, çoklu ilaç kullanımı,
büyüme gelişme çağındaki çocuklar gibi durumlarda bireylerin sağlığı çok
etkilenebiliyor. Tabi bu bir inanç meselesidir. Arzu eden varsa kendi hekimiyle
görüşerek de bazı ayarlamalar yapılabiliyor. Bunların belirli kriterleri var
ama sağlık profesyonelleri ile iletişim içinde olarak karar verilebilir. Asitli
içecekleri mümkünse tercih etmeyelim. Basit şeker oranları çok yüksek, gazlı ve
aynı zamanda midemize zarar verebiliyorlar. Onların yerine sağlıklı içecekleri
tercih etmemiz gerekiyor. Şekersiz komposto, hoşaf, ayran, maden suyu tercih
etmemiz gerekiyor. Tercih edilirse de küçük porsiyonlarda ve öğün sonrası
olursa kan şekerimiz birden yükselmeyecektir' dedi.
'Tütün ürünleri tüketmeyin'
Pehlivan,
Ramazan ayı başta olmak üzere vatandaşların hiçbir zaman sigara ve nargile
ürünleri tüketmemesi gerektiğine de dikkat çekerek; 'Nargile ve sigara
tüketilmesini hiç önermiyoruz. Ama tercih meselesidir. Özellikle mide
rahatsızlıklarına neden oluyorlar. Zaten oksijenlenmeyi düşürdüğü ve sağlık
açısından birçok kanserojen madde içerdiği için tüketilmemesinde yarar vardır.
Buna rağmen tüketiliyorsa oruç açtıktan birkaç saat sonra tüketilebilir ama bu
da doğru değil. Biz kesinlikle sigara ve nargile tüketimini önermiyoruz. Hiç
kullanılmaması gerekir. Sigara ve nargile sağlığa zararlıdır. Vücudumuz zaten
uzun bir açlıktan çıktıktan sonra birden bire strese girebiliyor. Dengesinde
biraz değişiklikler meydana gelebiliyor. Üstüne de bir sigara yakılmasıyla,
zaten oksijen giriş miktarının azalmasıyla beraber bu stres çok daha
yükselebiliyor ve sağlığımıza çok daha zarar verebiliyor. Bu nedenle sigara
tüketilmesini kesinlikle önermiyoruz. Baygınlıklar, halsizlikler yaşanabiliyor.
Oruç açılmasının ardından hemen sigara tüketilmesi sağlık açısından uygun
değildir. Tüketenlere de hiç tüketmemelerini öneriyoruz' ifadelerine yer verdi.
Bakmadan Geçme





