Profesörlerden nükleere övgü

*Trakya Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 4. Uluslararası Katılımlı Anadolu Enerji Sempozyumu'na katılan TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Sadık Kakaç ve Nevada Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Yunus Ali Çengel,Akkuyu Nükleer Santrali'ni övdüler. Kakaç, nükleer santrallerin temiz enerji grubuna dahil olduğunu söyleyerek 'Bir tane Türkiye'de olsun ne fark eder?' ifadelerine yer verdi. Çengel ise nükleer enerjiye ekonomik olarak bakılması gerektiğini söyleyerek 'Rönesans yaşanması dahi mümkün' dedi.

Profesörlerden nükleere övgü
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Trakya Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 4. Uluslararası Katılımlı Anadolu Enerji Sempozyumu'na katılan TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nin uluslararası ödüllü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Sadık Kakaç ve Nevada Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Yunus Ali Çengel,Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili açıklamalarda bulundular.
Prof.Dr. Sadık Kakaç, 3 Nisan'da Beştepe'de düzenlenen temel atma töreni ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından temeli atılan Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili açıklamasında dünyada çeşitli ülkelerde 440'ın üzerinde nükleer santral olduğuna dikkat çekerek; 'Akkuyuda kurulacak 4 üniteden birisi. Diğer 4 ünite de Sinop'ta kurulacak. İlk santralin temeli şimdi atıldı. Bu santral 1200 megawat gücünde bir santral ve 7 yıl sonra biter. Çünkü nükleer santrallerin kurulması biraz uzun sürer. Dolayısıyla şimdiye kadar hep kömür santrallerinden ve karbondioksitten şikâyet ediliyordu. Nükleer santrallerin en büyük avantajlarından birisi de karbondioksit salınımları yoktur. Hatta temiz enerji grubuna dâhildir' ifadelerine yer verdi.
'Türkiye'de de olsun ne fark eder?'
Tüm enerji üretimlerinin çeşitli zararları olduğunu söyleyen Kakaç; 'Nükleer santrallerde de problemler vardır ama teknik bakımdan bu problemler halledilmiştir. Bugün dünyada muhtelif şehirlerde 440'ın üzerinde nükleer santral vardır. Komşularımızda da var. Bir tane Türkiye'de olsun ne fark eder? Dolayısıyla nükleer santralin sorunları teknik bakımdan çözülmüştür' dedi.
'Geç atılmış bir adım'
Akkuyu Nükleer Santrali'ni '˜geç atılmış bir adım' olarak değerlendiren Kakaç; 'Akkuyu'nun seçimi ve lisansı 1976 yılında alınmıştır. Çünkü yerin seçimi önemlidir. Deprem olmayacak, kalabalık bölgelerin yanında olmayacak, deniz kenarında olacak. Bütün şartları yerine getiren Akkuyu için hiçbir sorun yok. Dünyada mevcut kriterler zaten var. O kriterleri gerçekleştirmeden kurmak mümkün değildir. O şartları gerçekleştirdiğiniz takdirde içinde bulunduğumuz kampusa bile santral kurabilirsiniz' sözlerine yer verdi.
'Nükleer enerji kalıcı bir şey'
Nevada Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Yunus Ali Çengel ise nükleer enerjinin dünyanın bir gerçeği olduğunu söyleyerek; 'Şu anda çok sayıda ülkede nükleer santraller kuruluyor, eskiler devirden alınıyor, yeni teknolojiler de geliştiriliyor. O yüzden nükleer enerji kalıcı bir şey. Maliyet, risklerin azaltılması ve konum olarak doğru modellendiği sürece nükleer enerjiden çekinmek için bir sebep yok. Bunun bir şekilde enerji karışımının bir parçası olması lazım. Bunda da bir sıkıntı yok' dedi. 
'Bütün dünya bunu yapıyor'
Çengel, her enerji üretiminde olduğu gibi nükleer enerjide de güvenlik sıkıntılarının olabileceğine dikkat çekerek; 'Kömür santrallerini düşünün; madenlerde kaç kişi ölüyor? Güneşe bakın; güneş radyasyonundan dolayı her yıl binlerce kişi kanser oluyor. Ama bu demek değildir ki onlar kötü enerji. Sadece tedbirlerinin alınması lazım. Şu anda da bütün dünya tedbirlerini alıyor. O nedenle nükleer enerjiye olumlu bakmak lazım. Nükleer enerji yatırımlarına da ekonomik olarak bakmak lazım. Ekonomik olarak olumlu olduğu sürece enerji karışımının parçası olması gayet mantıklı. Bütün dünya zaten bunu yapıyor. Şu anda nükleer enerji kötü bir şey değil. Amerika'da çok daha güvenli ve verimli teknolojiler de geliştiriliyor. O yüzden bir Rönesans yaşanması dahi mümkündür. Olumlu ve temkinli yaklaşmak lazım. Akıl ve bilim bunu gerektirir' ifadelerine yer verdi. 

Bakmadan Geçme