Polis yazardan ilk kitap
Edirne İl Emniyet Müdürlüğü Bölge Trafik Şube Müdürlüğü polislerinden İbrahim Tuncay Mercancı, görevindeki 19'uncu yılını Polis Teşkilatı'nın kuruluşunun 174'üncü yıldönümünde Ceren Yayıncılık'tan çıkan ilk kitabı '˜Dürüst Yalan' ile taçlandırdı. Mercan, mesleki birikimini okuma tutkusu ile birleştirerek yazdığı romanıyla Edirneli okurlara yeni bir eser sunarken '˜Dürüst Yalan' romanıyla birlikte hem sert mizaçlarıyla anılan polislerin duygusallığını göstermeyi, hem de kitap okumayanları okumaya teşvik etmeyi amaçlıyor
Edirne, edebiyat hayatına yeni bir isim daha kazandı. Polislik mesleğinde 19'uncu yılına giren ve Edirne İl Emniyet Müdürlüğü Bölge Trafik Şube Müdürlüğü'nde görevine devam eden İbrahim Tuncay Mercancı, Türk Polis Teşkilatı'nın kuruluşunun 174'üncü yıldönümünde ilk kitabını yayınlamanın mutluluğunu yaşadı. Ceren Yayıncılık'tan yayınlanan '˜Dürüst Yalan' adlı romanını okurlara sunan Mercancı, kitabı yazma sürecinde en çok destek gördüğü eşi Kader Mercancı için imzalarken; GÜNDEM'e açıklamalarda bulundu.
Lüleburgaz'da
1974 yılında dünyaya gelen Mercancı, 9 yaşında babasının teşvikiyle başladığı
okurluğun polislik mesleğiyle etkileşimiyle birlikte yazmaya karar verdiği
romanını anlatırken; Edirne İl Emniyet Müdürü Ali Kemal Kurt ve meslektaşlarından
da destek gördüğünü söyledi. Mesleki bilgi birikiminin kitap yazma sürecinde
önemli katkılar sağladığını belirten Mercancı; ilk kitabının hikâyesini GÜNDEM
okurları için açıkladı.
Mercancı,
hayatında polislik mesleğini verdiği bir renklilik olduğunu söyleyerek; 'Farklı
yöreleri geziyoruz, insanları tanıyoruz. Tanıdıkça da bunlar birikim yapıyor. Değişik
örf ve adetler görüyorsun ve onlarla birlikte yaşamak zorundasın. Meslek etiği
bunu gerektiriyor. Gittiğimiz her yerde de o yerin insanına uymaya çalışıyoruz.
Her yörenin kendi kültürü var. Doğal olarak da bizi de geliştiriyor. Kitap
süreci de böyle başladı. Bu birikimler kitabı ortaya çıkardı. Örneğin; bir
restoranda yaşadığım sahneyi romandaki kahramana da yaşattım. Bazı
yaşadıklarımı kitaptaki kahraman da yaşayacak. Kurgu ama gerçekten de çok uzak
kalmadım' ifadelerine yer verdi.
'Hedefim kitap okumayanlar'
Dürüst
Yalan romanında okuyucuya akışkanlık kazandırmak amacıyla günlük konuşma dili
kullandığını söyleyen Mercancı; 'Okuyan kişi de kendinden bir pay bulabilir.
Özellikle hedefim, kitap okumayı çok fazla sevmeyenlerdir. Kitap okumanın da keyifli
olduğunu, sinemaya göre daha çok tat verdiğini göstermek amacındayım. Bugün bir
film, iki saatte biter. Benim kitabım 650 sayfa ve iyi bir okuyucu beş günde
bitirebilir. İsterse on günde de bitirebilir. Ama bir filmi on gün
izleyemezsin. Edebiyatla çizilmiş sahneler vardır. Arka fonları, üzerindeki
kıyafetleri anlatıyorsun. Oysa sinemada bunu görsel olarak bir kez görürsün.
Benim bunu anlatmam, insanların alt belleğinde bir şeyleri tetikleyecek ve
düşünmeye başlayacaklar, hayal güçleri gelişecek. Kitap okuyan insanın kelime
haznesi, düşünmesi genişler. Düşünemeyen anlatamaz, anlatamayan toplumda da yer
bulamaz. Herkesin toplumda bir yeri vardır ama önemli olan o yerin nerede
olduğudur' dedi.
'İlk bilgisayarımı yazmak için aldım'
İlk
kitabının yayınlanmasının ardından ikinci kitabını da yazmaya başladığını
açıklayan Mercancı; 'Bugünlerde de ikinci çalışmama başladım. Okuyucudan iyi
bir geri dönüş alabilirsem belki de beni kamçılayacak ve daha iyisini yapmayı
deneyeceğim. Yaşanan güzel bir aşk hikâyesi var. Hepimizin yaşarken belki de
anlatamadığı duyguları anlatıyor. Kitap yazmak, benim gençlik hayalimdi.
Rahmetli babam, kitap okuma konusunda çok iyiydi. Dünya klasiklerini okuyarak
kitap okumaya başlamıştım. Belki de bu özelliğimi genetik olarak babamdan almış
olabilirim. Örneğin; '˜Uçan Kaz' çizgi filmi çıkmadan kitabını okumuştum. 600
sayfalık bir kitaptı ve 9 yaşındaki bir çocuk için ağır bir kitaptı. Kitap
okumaya başladığım zamanlarda da, '˜Ben de yapabilir miyim?' diye kendime
sormuştum. İçinde bir şey uyanınca da ağır ağır alevleniyor. Tabi o dönemlerde
de biraz imkân durumu ön plandaydı. Fakat mesleğime başlayıp maddi durumu
yakalayınca da ilk bilgisayarımı, kitabımı yazmak için aldım' sözlerine yer
verdi.
'Eşimin müthiş desteği oldu'
Dürüst
Yalan romanının baskıdan çıkmasının ardından ilk örneğini özellikle eşi Kader
Mercancı için imzaladığını belirten Mercancı; 'Eşimin kitap yazmam konusunda
çok büyük desteği oldu. Kitapta da teşekkür bölümünü onun için yazdım. Kadın
karakterlerimi ondan esinlendim. Kadın karakterleri birebir yakalayabilmem için
gözlemlemem gerekir. Kitapta yaşanılanlara kadın karakterlerin nasıl tepki
verebileceğini eşime sordum. Erkek karakterleri düşünebiliyordum ama kadın
karakterlerde zorlanıyordum. Sonuçta
belli bir yaşına gelmiş kadını yazmak farklı, genç bir kadını yazmak farklıdır.
Bunları hep gözlemleyerek, gerçeğe yakın bir şekilde yazmaya çalıştım. Eşimin
müthiş bir desteği oldu' dedi.
'Yazmak için değil, keyif alarak yazdım'
Romanını
şark görevi sırasında yazdığını açıklayan Mercancı; 'Dışarıda gezmeyi çok
sevmiyordum ve evimdeki dinlenme saatlerimde yazdım. O dönemde ayrıca çocuğumuz
olmuştu. Hem çocuğumuzla ilgileniyordum, hem de içimdeki yazma tutkusunu
gideriyordum. Eşim, bu alevi hiç söndürmedi. Kitabı yazarken iki defa
duraksamama rağmen devam etmemi sağladı. Müthiş bir destek verdi. Kitap
bittikten sonra da ilk eşim okudu. Kitabın yazım süreci iki yılda tamamlandı. 6
ay sadece konusunu düşündüm. Kitapta 55 karakter kullandım ve tek tek şekil
vermeye çalıştım. Bazı gizli karakterlerim de var. Kitapta hiç konuşmuyorlar
ama okurken varlığını hissedebiliyorsunuz. Yazım şekli 9-10 ay almıştır ama bir
o kadar da akışkanlığı bozulmasın diye konuların üzerinden geçtim. Kitapta kötü
insanlarla mücadele eden bir korumanın hayatı var. Bazı bölümlerde iki gün
bekleyerek yazma tempomun gelmesini beklediğim zamanlar da oldu. Yazmak için
değil, içimden gelerek ve çok keyif alarak yazdım. Pozitif enerjimi aktardığımı
söyleyebilirim. Okuyan kişiye de bunun geçeceğine inanıyorum' ifadelerine yer
verdi.
'Sert olduğumuz kadar duygusalız'
Kitap
yazma sürecini meslektaşlarıyla paylaştığında çok büyük destek gördüğünü
söyleyen Mercancı; 'Kitap yazdığımı meslektaşlarım biliyorlar. Özellikle İl
Emniyet Müdürümüz çok destek verdi. Her konuda desteklediğini ve iyi bir
çalışma olduğunu söyledi. Polis olarak bizi, insanlar sert mizaçlı olarak
görüyorlar. Meslek itibariyle devlet otoritesi denilen bir sistemin içindeyiz.
Ama o sert yapının altında aslında duygusal insanların da var olduğunu bu kitap
anlatıyor. Bizler, sert olduğumuz kadar duygusal da insanlarız. Ben bir polisim
ve aşk romanı yazdım. Eşimle 24 yıllık evliliğim var. Çok severek evlendim ve
hâlâ seviyorum. Kalbimde o aşkı yaşıyorum ama sokağa çıktığın zaman kötü bir
insana yaklaşırken o duygusallığı bir kenara bırakmalısın. Mesleğimizin
profesyonelliği buradan başlıyor. Herkese eşit davranıyoruz. Bizde din, dil,
ırk ayrımı yapmak yok. Karşımıza kim gelirse dinlemek zorundayız. Herkesin
haklı bir dünyası var. Onlara saygı duyuyoruz. Biz yargı değil, yürütme
kolundayız. Biz yargıya taşırız ve yargı karar verir. Sertlik aslında meslekten
geliyor. Yoksa oğlum ikna ettikten sonra ben de herkes gibi oturup animasyon
filmler seyredebiliyorum. Oğullarımla zaman geçirmeyi de çok seviyorum. Belki de
arada ben de çocukluğumu yaşıyorum ve hoşuma gidiyor. Evin belli bir geçim
kaynağı ve korumacılığı bendedir ama demokrasi de vardır. Yapılacak işlerde söz
sahibi ailemdir' dedi.
'Okuyucular bize daha sıcak bakacak'
Mesleğinde
yaşadığı her olaydan bir kitap yazılabileceğini ifade eden Mercancı; 'Mesleğimle
ilgili bir kitap yazmaya çalışsam sayfalar yetmez. Örneğin; Rize'de trafik
polisliği görevimde 9 yaşındaki bir çocuk, bir kamyonet kazasında hayatını
kaybetti. Çocuk kollarımda vefat etti. O sırada aynı yaşta oğlum evde ve
anlatılmaz bir duygu yaşıyorsunuz. Buradan bile bir kitap çıkabilir. Oysa bu
kitap, o yaşadığım olaylardan beni kenara alarak dinlendiren, sakin tutan bir
taraf oldu. Ama bu kitapla insanların, bizim mesleğimize daha sıcak
bakacaklarını düşünüyorum. Biz, bir nevi evdeki baba gibiyiz. Çünkü evdeki
kanunu belirleyen babadır. Anneye naz yapabilirsin ama baba yapılacak dediği
zaman yapılır. Devletin de yürütme kolu olarak kanunları biz uyguluyoruz. Kırmızı
ışıkta geçmiş bir insanı affetme şansım yok. Geçmeyenin hakkı ne olacak? Öyle
bir ince çizgide duruyoruz ki kişilerin kalplerini kırmadan yasayı uyguluyoruz'
sözlerine yer verdi.
'Polisiyelerde bulunamayacak teknik bilgi de var'
Kitap
yazımı sırasında meslektaşlarından da yardım aldığını açıklayan Mercancı; 'Kitabımı
yazarken mesleğimdeki konuşmalardan da yararlandım. Bir korumanın hayatını
yazdığım için koruma şubedeki arkadaşlarıma danıştım. Aşk romanı olabilir ama
kitap bir cinayetle başlıyor. Mesleğimden edindiğim birikimi kitabımda
kullandım. Belki de birçok polisiye kitapta bulunamayacak teknik bilgiler de
var. Örneğin; Hollywood filmlerinde bir oyuncu, canlandıracağı karakter için
3-4 ay kurs alıyormuş. Bu durum kitaplar için de geçerli. Hiçbir şeyi yapmak
için yapmamalı. Emek sarf etmek lazım. Ben de kitabımdaki kahramanı kurgu olsa
da gerçeğe yakın yazmaya çalıştım. Yeri geldi dövüş eğitmenleriyle, doktorlarla
görüştüm. Her zaman gerçeğe yakın olmasını istedim' dedi.
'Edirne halkı değerlendirecektir'
Dürüst
Yalan romanının Ceren Yayıncılık'tan çıktığını belirten Mercancı; 'Şeref
Kurtiş, kitabıma iyi bir destek verdi. Biraz da beni cesaretlendirdi. Kitabı
dijital ortamda gönderdim. Onun tecrübesine güvendim. Kitabı beğendiğini
söyledi. Ondan da olumlu tepkiler alınca kitabı basmaya karar verdik. Yaklaşık
3 aylık bir düzenleme, kapak tasarımı süreci oldu. Bugün de kitabı ilk kez
elimize aldık. Edirne halkını seviyorum ve burada severek görev yapıyorum.
Edirne halkındaki kaliteyi sadece Eskişehir halkında görmüştüm. Okumuş,
beyefendi, hanımefendi insanlar var. Mesleğimi zorluk çekmeden yaptığımı
söyleyebilirim. Edirne halkına bir şey anlattığımız zaman çok güzel tepkiler
alıyoruz. Kalp kırmadan çalışabilecek güzel illerden biri ve Edirne halkının
kitap sevgisini biliyorum. Kültürlü bir halk ve onlara keyifli bir kitap
hazırladık. Tüm Türkiye'ye yaymaya çalışacağız ama '˜insanın ekmek yediği yer
vatanıdır' denir. Edirne halkını çok seviyorum ve kitabımı değerlendireceklerini
düşünüyorum' ifadelerine yer verdi.
Bakmadan Geçme





