Mumcu'ya ilk karanfil basından
Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konulan bomba ile 24 Ocak 1993 günü katledilen araştırmacı yazar ve gazeteci Uğur Mumcu, vefatının 28'inci yıl dönümünde Edirne'deki anıtında düzenlenen törenle anıldı. Törende Mumcu anıtına ilk karanfili basın mensupları sunarken tören katılımcıları anıtı karanfillerle süsledi.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Edirne Şubesi, 24 Ocak 1993 günü Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konulan bomba ile katledilen araştırmacı yazar ve gazeteci Uğur Mumcu'yu vefatının 28'inci yıl dönümünde düzenlediği törenle andı. Uğur Mumcu anıtında düzenlenen törene; Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Geçmiş, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Fevzi Pekcanlı, Demokrat Parti İl Başkanı İbrahim Özyılmaz, ADD Şube Başkanı Celil Özcan ve yönetim kurulu üyeleri, CHP İl Kadın Kolları Başkanı Çiğdem Gegeoğlu, CHP İl Gençlik Kolları Başkanı Sergen Kuru, CHP Merkez İlçe Gençlik Kolları Başkanı Ahmet Kıyı, Edirne Kent Konseyi Başkanı Ziya Gökerküçük, DİSK Emekli-Sen Şube Başkanı Sait Dayıoğlu, Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Şube Başkanı Mine Hepgüllü, Türk Yunan Bulgar Dostluk Grubu Derneği (TUYUB) Başkanı Önder Akdağ ile vatandaşlar katıldılar.
'PLANLI SALDIRIDIR'
Törende
konuşan ADD Şube Başkanı Celil Özcan, Mumcu'yu vefatının 28'inci yıl dönümünde
anarken; 'Demokrasi şehitlerimizi unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı bir kez
daha haykırıyoruz. Hak, hukuk, adalet, demokrasi, insan hakları, özgürlükler ve
laik cumhuriyet için canlarını hiçe sayan aydınlarımızın dediği gibi,
yüzyılların birikimi ve yüzyılların öngörüsü olan Atatürk devriminde kul yerine
yurttaş, ümmet yerine millet vardır. Hurafe ve hilafet yerine, bilim ve
akılcılık vardır. Cumhuriyet, demokrasi, milli egemenlik ve laiklik vardır. Aile,
soy, hanedan, kişi ve sınıf yönetiminin yerine, çok partili parlamenter sistem
ve özgürlükler vardır. Hukukun üstünlüğü ve tarafsız yargı vardır. Düyun-u
Umumiye ve ekonomik bağımlılık yerine, planlı, üretime dayalı, kamucu ekonomi
anlayışı vardır. Devlet sosyaldir. Onurlu dış politika, bütünleştirici ve üniter
iç siyaset anlayışı vardır. İnsan hakları, kadın ve erkek eşitliği vardır. Milli,
karma ve çağdaş eğitim sistemi vardır. Bilinmelidir ki, 1950'lerden bu yana
çoğunlukla Mustafa Kemal'e ve Atatürk devrimine diş bileyenlerce yönetilen
ülkemizde, bugünleri öngören ve bunu yüreklice dile getirip mücadele eden Uğur Mumcu
gibi öncülerin katledilmeleri; toplumun bilinçlenmesini engellemeye, toplumsal
duyarlılığı köreltmeye, tepki verme yetisini, mücadele kararlılığını yok etmeye
yönelik planlı saldırılardır. Aslında geleceğimize yapılan bu saldırıları,
sadece terör veya siyasi cinayet olarak nitelemek, olan biteni kavramaya
yetmeyecektir' ifadelerini kullandı.
'AMAÇ YURTSEVERLERİ SUSTURMAKTI'
Saldırıların
31 Ocak 1990'da ADD Kurucu Başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy'un katledilmesiyle
başladığını belirten Özcan; 'Sistematik bir şekilde sürdürülen aydın kıyımı;
aslında bir '˜meydanı boşaltma' operasyonuydu ve gelecekte ülkemizde sahnelenecek
oyunların da habercisiydi. Katledilenlere bakıldığında bu karanlık güçlerin ne
kadar seçici davrandığı görülecektir. Cinayetler sadece ses getirmek için
işlenmemiştir. Amaç; kamuoyu oluşturma gücü çok yüksek olan yurtseverleri,
devrimcileri susturmaktı. Tek kişinin yönettiği, TBMM'nin
itibarsızlaştırıldığı, hesap sorulamayan, sorgulanamayan bir iktidar için engeller,
bu cinayetlerle kaldırıldı' dedi.
İKTİDARI ELEŞTİRDİ
Özcan,
Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yaşına yaklaşıldığı günümüzde mevcut siyasi
durumu eleştirirken; 'Cumhuriyetimiz 100'üncü yaşına gelirken, ona yakışmayacak
şekilde, tek kişinin hâkimiyetinde, demokrasiden uzak, haktan, adaletten yoksun
bir Türkiye'de yaşıyoruz. Ülkeyi yöneten iktidar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni
şahsi malı gibi kullanıyor. Atatürk'ün '˜Gençliğe Seslenişindeki tüm koşullar,
bizzat iktidar eliyle tamamlanmış durumda. Ülkeyi yönetenlere sesleniyoruz; şu
an devleti siz yönetiyor olabilirsiniz, ancak unutmayın ki; sahibi siz
değilsiniz. Bu cumhuriyetin sahibi; hak arayışlarının, demokrasi taleplerinin
üzerine TOMA'larınızla, biber gazlarınızla, coplarınızla yürüdüğünüz
işçilerdir. Bu cumhuriyetin sahibi; kapısına kelepçe taktığınız üniversitelerin,
size rağmen bilim yuvası kalması için mücadele eden öğrencileri, öğretim
üyeleridir. Bu cumhuriyet, önüne barikat kurduğunuz madencilerindir. Bu cumhuriyet,
insanüstü bir çabayla çalışan, yönetemediğiniz salgın yüzünden meslektaşları
birer birer ölen sağlık emekçilerinindir. Bu cumhuriyet, Mustafa Kemal
Atatürk'ün cumhuriyete bağlı nesiller yetiştirme görevi verdiği
öğretmenlerindir. Bu cumhuriyet, askıda ekmeğe muhtaç ettiğiniz, açlık sınırı
altında ücrete mahkûm ettiğiniz halkın, göç etmek zorunda bıraktığınız
köylünün, ürettiğini satamayan çiftçinindir. Bu cumhuriyet, yurdun dört bir
yanında doğa katliamlarınıza, talanlarınıza dimdik karşı duran çevre, yaşam savunucularınındır.
Bu cumhuriyet, parçalayarak zayıflatmaya çalıştığınız, bağımsız baroları
savunurken, cübbeleriyle yerlerde sürüklediğiniz hukukçularındır. Bu cumhuriyet,
halkın haber alma özgürlüğüne engel olmak için kararttığınız ekranlar,
verdiğiniz cezalara rağmen cumhuriyetten yana yayın yapmaktan asla vazgeçmeyen
gazetelerin, televizyon kanallarının, basın emekçilerinindir. Bu cumhuriyet,
susturamadığınız, engelleyemediğiniz Atatürk'ün kıymetini bilen
sanatçılarındır. Bu cumhuriyet, umutlarını kırdığınız, geleceklerini
kararttığınız ama eğitmemek için elinizden geleni yaptığınız; ancak bir türlü
ele-avuca alamadığınız, yandaş kılamadığınız gençlerindir' sözlerine yer verdi.
MUMCU'NUN SÖZLERİNİ HATIRLATTI
Konuşmasında
Uğur Mumcu'nun, 'İnsanlara can güvenliği sağlayamamış bir düzene hukuk devleti,
devrimcilerin faili meçhul cinayetlere kurban gittiği bir düzene demokrasi,
yolsuzlukların devlet yetkililerini sardığı bir düzene Anayasa düzeni
denilemez. Bu, katiller demokrasisidir, bu, hırsızlar düzenidir' sözlerini
hatırlatan Özcan; 'Adaletin ve demokrasinin kalmadığı ülkemizde, yeniden adalet
ve demokrasi için mücadele etmek bir insanlık görevidir. Bu, insanlık için bir
mücadeledir. Bu, aydınlık ile karanlığın savaşıdır. Cumhuriyetin gerçek
sahiplerini Atatürkçü düşünce sisteminin çatısı altında toplanmaya çağırıyoruz.
Sultanın karşısında eğilmeden, bükülmeden dimdik duranlar, namuslu kalanlar,
dinlenmemek üzere yola çıkanlar, Atatürk'ün gösterdiği hedefe hiç durmadan
yürüyenler, bu mücadelenin mutlak galibi olacaklardır. Devrim ve demokrasi
şehitlerimiz boşuna ölmediler. Canlarıyla ektikleri, kanlarıyla suladıkları
tohumlar yeniden yeşeriyor.
Zafer, Atatürk cumhuriyetinin, Atatürk
devriminin, Atatürkçü düşüncenin olacaktır' diye konuştu.
KARANFİLLERLE SÜSLENDİ
Özcan'ın
konuşmasının ardından törende Mumcu anıtına ilk karanfilleri, Edirne'deki basın
mensupları bıraktılar. Basın mensuplarının ardından katılımcılar, Mumcu anıtını
karanfillerle süslediler. Tören, karanfillerin anıta sunulmasının ardından sona
erdi.