Miniklere foleyi anlattı
Türkiye'nin ilk foley stüdyosunun kurucusu, foley sanatçısı Ali Ören, Dünya Keşif Merkezi'nde 'Foley Çocuk Atölyesi' etkinliğinde çocuklarla bir araya geldi. Dizi ve filmlerde ayak sesi, kapı çalma sesi gibi her türlü sesi nasıl ürettiklerini anlatan Ören, katılımcı miniklere seslerin nasıl yaratıldığını canlı örneklerle gösterdi. Meraklı miniklerle seslerin yaratımı hakkında beyin fırtınası yapan Ören, miniklerin sorularını yanıtlamayı da ihmal etmedi.
Edirne'de 3- 10 yaş arası çocukların keşif duygularını geliştirmek ve içlerindeki mucidi ortaya çıkarmak amacıyla Ocak ayında hizmete giren Dünya Keşif Merkezi farklı bir etkinliğe imza atarak, çocukları Türkiye'nin ilk ve tek foley stüdyosu olan Ören Film'in kurucusu, foley sanatçısı Ali Ören ile bir araya getirdi. Merkezde düzenlenen 'Foley Çocuk Atölyesi'ne katılan çocuklar foley sanatıyla tanışarak, sanatın inceliklerini öğrendi.
'Büyükler bilmezken, çocuklar öğrenecek'
Foley seslerinin ve foley sanatçısının ne
olduğunu Türkiye'de daha büyükler bilmiyorken, bu etkinlikle çocukların bu
yaşta öğreneceğine dikkat çeken Ali Ören, 'Bugün burada da çocuklara bunlarla
alakalı değişik seslerin çıktığını anlatabildiğim, onların ufkunu açabileceğim,
aslında kamera arkasında işlerin kamerada göründüğünden farklı olabildiğini
yansıttığım bir sunum olacak. Mesela bir
korku filmi izlerlerse korkmamaları gerektiğini, farklı şeylerden farklı sesler
çıkabildiğini, hayatın içerisinde bunu değerlendirebildikleri bir bakış açısı
elde edebilmeleri adına böyle bir şeyi anlatmaya, öğretmeye çalışacağım'
şeklinde konuştu.
Şemsiyeden kuş, kibrit kutusundan at
sesi
Türkiye'de foley sanatçılığını üç dört
kişinin yaptığına ve mesleğin herhangi bir okulu olmadığını belirten Ören,
'Usta çırak ilişkisiyle ilerleyen bir şey. Zamanımızda bilgisayarlarla ve
teknolojiyle bazı şeyler yapılabilmesine rağmen, hali hazırda bu sektörde
dijitalin dışında insan gücünün önemini ve ihtiyacını anlatan, değişik
ekipmanlardan farklı sesler çıkartabildiğimiz, örneğin bir şemsiyeden kuş sesi,
bir elektrik süpürgesi hortumundan fil sesi, bir kibrit kutusundan at sesi gibi
seslerin hala filmlerde kullanıldığı, dizilerde yapıldığı, aktif yayında olan
işlerde bu seslerin bu şekilde konduğu, yürüme seslerinin, silah seslerinin,
vücut seslerinin, bireysel olarak benim tarafımdan bire bir yapılıp, kaydedilip
sonrasında görüntüyle eşlenerek, ekrana yansıtıldığı bir meslek dalı. Ben bunu
babamdan, babam da dedemden öğrenmiş. Dede mesleği bizim bu. Hali hazırda da bu
şekilde ilerleyen bir meslek. Herhangi bir eğitim dalında branşı yok. Benim
birisine öğretmemle ilerleyebilir' dedi.
Diriliş '“ Ertuğrul'dan örnekler
Ören, daha sonra katılımcı miniklere ses
efektlerini yaptığı Diriliş '“ Ertuğrul dizisinden örnekler vererek, dizideki
atların yürüyüş seslerini, kılıçla dövüş sahnelerindeki kılıç seslerini ve
karakterlerin pelerin seslerini ellerindeki objelerle nasıl çıkardıklarını
gösterdi. Miniklerin merak ettiklerini yanıtlayan Ören, miniklerden gelen yorum
ve önerilere de yer verdi. Sunum sırasında minikler zaman zaman Ören'e eşlik
ederek objelerden gereken ses çıkarmayı birlikte deneyimledi.
'İşi profesyonelinden öğrenelim dedik'
Dünya Keşif Merkezi'nin kurucusu eğitimci
Elif Barut da çağa ayak uyduran değil, çağı yaşayan öğrenciler yetiştirmek
istediklerini ifade ederek, 'Bize gelen öğrencilerin talepleri de daha çok
dijital ortamlarla, teknoloji ile ilgili. Öğrencilere sorduğumuz zaman bunu
(foley) bilmediklerini fark ettim. Aslında ilgileri var ama tam olarak ne
olduğunu şekillendiremiyorlar. Biz de işi profesyonelinden öğrenelim dedik'
şeklinde konuştu.
'Başımıza icat çıkarmalarını istiyoruz'
Dünyanın gerçekten bir keşif merkezi olduğunu ifade eden Barut, 'Çocukların deneylerle, bilimle aslında tam olarak başımıza icat çıkartmalarını istiyoruz. Aslında her çocuğun DNA'sında bir keşif vardır. Biz çocukların tam olarak kendi potansiyellerini görmelerini sağlıyoruz. Bu amaca hizmet ediyoruz. Kendi buluşlarını yapmaları konusunda aslında küçük bir ışık oluyoruz' ifadelerini kullandı.