• Haberler
  • Edirne
  • Mezar Taşları Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya

Mezar Taşları Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya

Edirne'de Beylerbeyi Camisi Mezarlığı'ndaki Osmanlı'dan mezar taşları bakımsızlıktan dolayı yok olma tehlikesi yaşıyor. Sanat Tarihçisi ve Yazar Prof Dr. Engin Beksaç, Tahrip edilen mezar taşlarının Osmanlı'dan kalma en önemli yapılardan biri olduğunu ve ihmal sonucu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirtti.

Mezar Taşları Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Osmanlı İmparatorluğu'na 88 yıl başkentlik yapan kentte, cami, medrese ve taş köprülerin yanı sıra Osmanlı’dan kalma mezar taşları ile dikkat çekiyor.

Her caminin bahçesinde koruma altına alınan taşlar, kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından kırılarak zarar görüyor.

Tahrip edilen mezar taşlarının bir bölümü de Babademirtaş Mahallesi'nde tarihi Beylerbeyi Camisi Kabristanlığında bulunuyor.

 Beylerbeyi Camisi Kabristanlığında bulunan yüzlerce mezar taşı tahribe uğrayarak duvar dibine dizilmiş durumda.

Mezarlık bölümünde ayakta olan çoğu ecdat yadigarı esere ise büyük zarar verildiği görüldü.

Beylerbeyi Cami’sinde tahrip edilen mezar taşlarının Osmanlı’dan kalma en önemli yapılardan biri olduğunu dile getiren Sanat Tarihçisi ve Yazar Prof. Dr. Engin Beksaç, “İçinde bulunduğumuz kabristan Edirne’nin en önemli kabristanlarından biri. Beylerbeyi camii 15’nci Yüzyılın başlarında 1429’lardan kalma bir yapı. Ve onunla birlikte kabristanında da 15’nci yüzyılından başlayarak yapılan definlerin izleri var. Edirne’nin en önemli Osmanlı kabristanlarından biri. Burada karşımıza çıkan taşlara baktığımız zaman taşların her biride bir sanat harikası niteliğinde. Ama maalesef Edirne’nin kaderi kabristanlarının bakımsızlığı, yok olmuşluğu ve sürekli olarak ihmal edilmesidir. Edirne’de pek çok yerde ihmal olağan bir durum maalesef. Bazı imar çalışmaları yapılmak istense de kimse mezarlıkları görmek istemiyor. Sanki mezarlıklar ata yadigârı değilmiş gibi. Bazı noktalarda buralar ihmal ediliyor. Bunun en güzel örneklerinden biri de burada karşımıza çıkan beylerbeyi kabristanı.” Dedi.

Kabristanların tekrar ele alınarak onarılması ve korunma şartlarının da düzenli bir biçimde ortaya konması gerektiğini belirten Beksaç, “ İlginç olan ise burada daha önce çalışmalar yapıldı. Burada bir temizlik faaliyeti yapıldı. Hatta burası bir açık hava müzesi şeklinde düzenlenecekti. O dönemde bile bazı taşlar kırılarak kenara yığıldı ve duvar dibinde kaderine terk edilmiş olarak bırakıldı. Bu gün bile kabristana girdiğimiz zaman bir sürü yeni kırık görüyoruz. Yani bu kırıklar sadece eski dönemin kırıkları değil şu anda da kırılmanın ve bakımsızlığın devam ettiğini gösteren izlerdir. Bu kabristan esasında çok ciddi bir biçimde korunması gereken kabristanların başında geliyor. Çünkü Osmanlının en erken süreçlerinden belki de Edirne’de ki Osmanlı kimliğinin ilk teşekkür ettiği süreçlerden biri. İmparatorluğun ilk başladığı günlerden beri gelen ata yadigârıdır. Bunların bakımsız kalması üzücü. Ama Edirne için bu gayet artık normal bir duruma geldi. Edirne bu kabristanların bakımsızlığıyla belki de dünya üzerinde en önde gelen şehirlerden biri. Bunların hepsinin esasında ciddi bir biçimde tekrar ele alınması, tekrar onarılması ve korunma şartlarının da düzenli bir biçimde ortaya konması gerekmektedir.” Şeklinde konuştu.

Beksaç, mezar taşlarının önemli devlet insanlarına ait olduğunu aktardı.

İhmalden dolayı mezar taşlarının yok olma tehlikesi yaşadığını söyleyen Beksaç, “Mezar taşlarına ilk bakışta bile burada önemli devlet memurlarının olduğunu gösteren izler var. Hatta esasında kabristan bir Bektaşi kabristanı olarak karşımıza çıkıyor. Burada ki türbe bile yakın tarihlere kadar harabe bir biçimdeydi. Türbe tamiri edildi fakat türbenin tamir edilip terk edilmiş olması nedeniyle hala bu bakımsızlık devam ediyor. Bu da yatan zatların ilginç bir biçimde 15’nci  yüzyıldan başlayarak 20’nci  yüzyıl başlarına kadar defin yapıldığını gösteren mezar taşları mevcut. Bunların çoğu da önemli devlet insanları olarak karşımıza çıkıyor.” İfadelerini kullandı.

 Mezar taşlarının bakımının göz ardı edildiğini dile getiren Beksaç, “Burada defineci faaliyetinin olması son derece doğal, her yerde defineci faaliyeti var. Ama burada verilen zarar daha çok ihmalden kaynaklanıyor. Yani gerekli kişilerin, gerekli yetkililerin, burayla ilgilenenlerin ya da ilgilenmesi gerekenlerin bunu göz ardı etmesinden, ilgilenmek istememesinden kaynaklanan bir sorun. Bu rastlantı değil, bu kasıtlı bir terk ediştir.” Dedi.

 Çevre halkıda mezar taşlarının yetkililer tarafından bir an önce koruma altına alınması gerektiğini belirtti. Fahrettin Baydar

Fahrettin Baydar