MERDİVEN ALTI TEPKİSİ

TÜDEF ve TÜKODER Genel Başkanı Aziz Koçal, GÜNDEM'i ziyaret ederek Türkiye'deki tüketici hakları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Koçal, korona virüsü salgınında hak ihlallerinin arttığını söylerken Türkiye'de alım gücünün düşmesiyle vatandaşların merdiven altı ürünlere yöneldiğini belirtti. Koçal, dövizin yükselmesi ile alım gücünün düşmeye devam edeceğine dikkat çekerken 'Vatandaşlar nasıl merdiven altı almasın? '˜Evinizde içki yapmayın' diyorlar ama nasıl yapmasın?' dedi.

MERDİVEN ALTI TEPKİSİ
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) ile Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Aziz Koçal, TÜKODER Edirne Şube Başkanı Tarık Kenan Parlar ve TÜKODER Güngören Şube eski Başkanı Av. Engin Çoban, GÜNDEM'i ziyaret ederek, Türkiye'deki tüketici hakları ile ilgili açıklamalarda bulundular. Koçal, ziyarette TÜKODER'in tüketicileri bilinçlendirmek amacıyla gerçekleştirdiği çalışmaları açıklarken; bugün Edirne'de ürün güvenliği, piyasa gözetimi ve denetimi ile uygunluk değerlendirmesi alanlarında farkındalığı geliştirmek amacıyla teknik destek projesi olan ürün güvenliği eğitim düzenleneceğini söyledi.

'HAYAT EVE SIĞMADI'

Türkiye'deki tüketicilerin hak ihlallerinin pandemi süreci ile arttığını belirten Koçal; 'Özellikle e-ticaret hacmi genişledi. '˜Evde kal' dedik ama hayat eve sığmadı. Dolayısıyla ciddi sıkıntılar yaşandı. Kargolarda, özel okullarda, düğün salonlarında sorunlar yaşandı. TÜKODER, 30 yıllık geçmişi olan bir dernektir. Hak temelli, emek eksenli mücadele veren, kamu yararına bir derneğiz. Türkiye'de 43 şubemiz var. Tüketiciler, karşılaştığı sorunlarda bizleri arayarak ne yapması gerektiklerini soruyorlar. Bizler de sorunu detaylı olarak öğrenirken, onları da doğru bir şekilde yönlendiriyoruz. Sorun yaşadıkları firmaya ihtar çektiriyoruz ve kamu kuruluşlarına çözüm noktası için yönlendiriyoruz' ifadelerini kullandı.

'BİLGİLENDİRME ÇALIŞMASI YAPACAĞIZ'

TÜKODER'in tüketicinin bilinç seviyesini yükseltmeyi amaçladığını söyleyen Koçal; 'Tüketicinin hakları konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapıyoruz. Yarın (bugün) da tüketicinin ürün güvenliği çerçevesinde toplantı yapacağız. Tüketicilerin ürün güvenliği ile ilgili bir sorunla karşılaştığında ne yapması gerektiği, ürün alırken güvenli ya da güvenli olmadığını anlaması ve buna karşı nerelere başvurması gerektiğiyle ilgili bilgilendirme çalışması yapacağız. Bilinçli bir tüketici, bilinçli alışveriş yaparsa hem alışverişten kaynaklı sorunları daha fazla yaşamayacak, hem de ekonomisine de katkı sunacak' dedi.

'9 AYRI HAKKIMIZ VAR'

TÜKODER'in diğer bir amacının da Türkiye'deki evrensel tüketici haklarının karşılığını bulması olduğunu belirten Koçal; 'Temel ihtiyaçların karşılanması hakkı, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı, bilgi edinme hakkı, ekonomik çıkarların korunması hakkı gibi 9 hakkımız var. Türkiye de bunun altına imza attı ama birçok uluslararası anlaşmaya imza atılsa da karşılığının verilmediği birçok anlaşma da var. Bizim mücadelemizin bir yanı da bunun karşılığının bulunmasıdır. Örneğin; TÜKODER'in çevre ile ne gibi bir ilgili olduğunu soruyorlar ama sağlıklı bir çevreye yaşamak benim hakkımdır. Ormanı, yeşili, ağaçları yok ettiğiniz zaman nasıl bir çevrede yaşayacağım?' sözlerine yer verdi.

'TEMEL İHTİYAÇLAR EVRENSEL HAKTIR'

Koçal, temel ihtiyaçların karşılanması çerçevesinde tüketicinin sağlıklı gıdaya ulaşım hakkı bulunduğunu söylerken; 'Besin değeri yüksek, güvenilir gıdaya ulaşacağız. Burada da diğer meslek kuruluşları ile ortak çalışmalar yürütüyoruz. Örneğin; pandemi sürecinde bilim insanlarımız, vatandaşlarımızın bağışıklık sistemini güçlendirmesi gerektiğini söylüyor. Öyle bir yaşam çelişkisi içerisindeyiz ki bağışıklık sistemini güçlendirmek için güvenli gıda ile beslenmek gerekiyor. Güvenli gıda ile beslenmek için ekonomik gelirin, alım gücünün yüksek olması gerekir. Fakat pandemi sürecine baktığınızda işten çıkarmalar ve düşük ücretle çalışmalar ile herkesin alım gücü düştü. Alım gücü düşen tüketici nasıl bağışıklık sistemini güçlendirecek? Ayrıca tüketicinin bütçesine maske giderleri de eklendi. Tüketicinin, koruyucu olması açısında günde 2 tane maske kullanması gerekiyor. Bir ailede 4 kişinin dışarıya çıktığını düşünürsek 8 maske, bir ayda 240 TL yapar. Ayrıca dezenfektanı da var. Bugünün şartlarında asgari ücretle çalışan bir tüketici için ciddi bir rakam oluyor. Kişinin temel ihtiyaçlarını karşılamak evrensel haktır. Bunu sağlamak da kamu otoritesinin görevidir. Bu çerçevede baktığımızda Türkiye'de bunu göremiyoruz' dedi.

'AÇLIK SINIRI ASGARİ ÜCRETİN ÜZERİNDE'

Türkiye'deki açlık sınırına dikkat çeken Koçal; 'Açlık sınırı, asgari ücretin üzerinde çıkmış durumdadır. Türkiye'nin 3'te 2'si yoksullukla mücadele ediyor. Yoksulluk sınırına baktığınızda insanın insan olmaktan kaynaklı eğitim, ulaşım gibi tüm giderlerini içine alan bir sınırdır. Türkiye'de 7 bin TL'nin üzerinde maaş alan kaç kişi var? Ülkede bütünsel düşünmek gerekiyor. Tüketici haklarıyla ilgili bilincin oluşması için eğitim şart. Eğitim seviyesinin yüksekliği gerekiyor. Türkiye'de hem üretici, hem de tüketiciler tüketici haklarını bilirse sorunlar asgari seviyeye iner. Bizde maalesef üretici, tüketici haklarını değil de daha çok maliyetleri düşürmeyi düşünüyor. Tüketici, alım gücü düşük olduğu için merdiven altı ürünlere yöneliyor. Bu dengeyi koruyamıyoruz' ifadelerine yer verdi.

'VATANDAŞ NASIL MERDİVENALTI ALMASIN?'

Türkiye'de alkolden alınan vergilerin de çok yüksek olduğunu belirten Koçal; 'Bu vergileri, insanların içmemesi için yükseltiyorsanız, başka yöntemlere başvurmalılar. İnsanları eğitimle bundan vazgeçirebilirsiniz. Vergilere yükselterek insanları alkolden uzaklaştıramazsın. Alkolün zararlarını okul çağlarından başlayıp insanlara öğreterek bunu engelleyebilirsin. Biz her yıl eğitim sistemiyle oynuyoruz. Sürekli değiştirilen bir eğitim sistemi içerisinde bilimden uzak ve çağdaş bir eğitim sistemini uygulamadığınız sürece Türkiye'de ne tüketici hakları gereği gibi yerine oturur, ne de tüketici bilinci yerine oturur. Döviz yükseliyor, yükseldikçe de girdi maliyetleri yükseliyor. Girdi maliyetleri yükseldikçe ürünlere zam gelecek ve tüketicinin alım gücü biraz daha dibe vuracak. O zaman da, '˜Merdiven altı ürünlerden almayın' diyecekler. Vatandaşlar nasıl merdiven altı almasın? '˜Evinizde içki yapmayın' diyorlar ama nasıl yapmasın?' dedi.

'TOPLUMA YÖNELİK YASALAR YAPILMIYOR'

16 Ekim tarihinin Dünya Gıda Günü olduğunu hatırlatan Koçal; 'Türkiye'deki insanların sağlıklı, güvenilir ve besin değeri yüksek gıdaya ulaşması çok zor. Üreticinin üretim girdilerindeki maliyetinin yüksek olması nedeniyle üretim düşmüş. Türkiye tarım ülkesi ama saman ithal eder duruma düşmüş. Düne kadar peynir ithal ediyorsunuz ve yarın da başka ürünler ithal edeceksiniz. Türkiye'de şirketlere ve kişiye özel yasal düzenlemeler yapılıyor. Toplumsal fayda düşünülerek, topluma yönelik yasal düzenlemeler yapılmıyor' sözlerine yer verdi.

'MUALLAK BİR YASA YAPILIYOR'

TBMM'de tüketici haklarıyla ilgili yeni bir kanun oluşturma çalışmasının gerçekleştirildiğini söyleyen Koçal; 'Meclis'te bir kanun oluşturdular; gıdalarla ilgili açıklama yaptığınızda tüketiciyi yanıltıcı bilgi verildiğinde ceza ile karşı karşıya kalacaksınız. Bunun kıstası ne? Yok. Örneğin; Nişasta Bazlı Şeker, tüketici sağlığına zararlı diyorum. Bunu üretenler de zararı olmadığını söylüyor. Bunu tespit edecek olan kim? Ben böyle bir açıklama yaptım ve NBŞ üreten işletmelerin oluşturduğu dernekler tekzip gönderdi. NBŞ'nin zararlı olduğunu Sağlık Bakanlığı internet sitesinden yayınladı. Dünyada NBŞ üretimi sürekli azalıyor. ABD'de minimum seviyeye indirdiler. Biz STK temsilcileri olarak tüketicinin bilinçlenmesi için beyanat veremeyecek miyiz? Bir ürün tağşiş üründür dediğimde beni cezalandıracak mı? Muallak bir yasa yapılıyor. Bunun da nedeni, toplumun dinamiklerinin ya da ilgili STK'ların, meslek odalarının dikkate alınmadan yazılması ve lobi çalışmasıyla meclise gelmesidir. Türkiye'de maalesef tüketici hakları konusunda biraz gerideyiz' diye konuştu. 

Bakmadan Geçme