Meclis Doyran'a geldi
TBMM İnsan Hakları Komisyon Üyeleri, Doyran köyünü ziyaret ederek Meriç nehrinden Yunanistan'a geçmeye çalışan düzensiz göçmenlerle ilgili bilgi aldılar. CHP'li Mahmut Tanal, düzensiz göçmen sorununun bir dünya sorunu olduğunu belirtirken bölgede incelemelerde bulunan İYİ Partili Orhan Çakırlar ise Edirne'de düzensiz göçmen kampı kurulmasından endişe duyduğunu söyledi. Komisyona eşlik eden Edirne Vali Yardımcısı Ali Uysal ise Türkiye'nin düzensiz göçmenlere nehirden bot ile geçme konusunda yardımcı olduğuna dair iddiaları reddederken 'Biz yardımcı olsak bir günde buradan 200 bin kişi geçiririz' dedi.
Edirne'nin Yunanistan'a açılan Pazarkule Sınır Kapısı'ndaki düzensiz göçmenlerle ilgili incelemelerde bulunmak amacıyla gelen Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları Komisyon Üyeleri, Doyran köyünü ziyaret ettiler. Edirne Vali Yardımcısı Ali Uysal'ın da katıldığı ziyarette AK Parti Bursa Milletvekili ve Komisyon Başkanı Hakan Çavuşoğlu ile komisyon üyeleri yer aldılar. Komisyonun ziyareti sırasında bölgede İYİ Parti Grup Başkanı ve Edirne Milletvekili Orhan Çakırlar incelemelerde bulundu.
İYİ Parti
Grup Başkanı ve Edirne Milletvekili Orhan Çakırlar, bölgede gerçekleştirdiği
incelemelerin ardından düzensiz göçmenlerin yaşadığı insanlık dramı ile ilgili
açıklamalarda bulundu. Çakırlar, Edirne'de 27 Şubat Perşembe gecesinde bugüne
büyük sıkıntılar yaşandığını söylerken; 'O güzergâh üzerinde ne kadar insan
görebiliriz diye öncelikle Kapıkule'ye gittim. Bunun iki sebebi var, sorgulamak
lazım. Meriç'te sudan geçmenin hayati tehlikesi var. Kapıkule Sınır Kapısı'nda sadece kara
sınırımız var. Kapıkule güzergâhında yaklaşık 500 kişilik kafile gördüm. Onlar
geri dönüp Edirne'ye doğru yürüyorlardı' ifadelerine yer verdi.
Çakırlar,
Pazarkule Sınır Kapısı'nda ise düzensiz göçmen izdihamı yaşandığını
belirtirken; 'Bu insanlar gümrüğe yüklenince Yunan polisinin silah kullandığını
duydum. Gaz bombasından ben de etkilendim. TBMM İnsan Hakları Komisyonu da bir
basın toplantısı yaptı. İlk günlere göre gelenlerin azaldığını söylüyorlar.
Resmi rakamlara göre 135 bin mültecinin sınırı geçtiği söyleniyor. Ama nasıl
geçtiler? Gerçekten geçtiler mi? İpsala'da geçen bir kişi Yunan askerleri
tarafından vurulup öldürüldü. Bu tür insanlık dışı olaylar 1912 yılındaki
Balkan Savaşı'nda yaşanan göçü hatırlatıyor. Çok insanlık dışı bir dram var.
Tüm dünyanın aklını başına toplaması lazım. Batının bu insanları bir şekilde
dünya nüfusu içinde absorbe etmesi lazım. Türkiye'de 7 milyona yakın böyle
insan var. Bunlar resmi olmayan insanlardır.
İnsanlık dramı yaşandığını düşünüyorum' dedi.
'Paraları bitince ne yapacaklar?'
Edirne'ye
gelen düzensiz göçmen sayısında azalma olduğuna dair iddiaları yanıtlayan
Çakırlar; 'Gelenlerin sayısında azalma olması normaldir. Çünkü gelenler uzun
süredir Türkiye'de yaşıyorlar ve Türkçe biliyorlar. Bunlar tahmin ediyorum ki
bir miktar para biriktirmişlerdir ve bu ümitle buradan geçmeyi düşünmüşlerdir.
Birçoğunun da daha önce gitmiş olanlar vasıtasıyla Avrupa'da göbek bağı vardır.
Oralara yerleşiriz ümidiyle gidiyorlardır. Ama bunun, insanlık dramını
çözeceğini düşünmüyorum. Bu insanlar 3-5 kuruş ile geldiler, buralarda çadır
kurdular, birkaç zaman idare edecekler. Yarın ceplerindeki paralar bitince ne
yapacaklar? Hayırseverler nereye kadar bakacaklar?' sözlerine yer verdi.
'Kamp kurulmasından endişeliyim'
Pazarkule
Sınır Kapısı'nda düzensiz göçmen yoğunluğu yaşanmasına rağmen temizlik ve
hijyenin bulunmadığına dikkat çeken Çakırlar; 'Ekilebilir arazilerde sorun var.
Bir pırasa tarlası gördüm, harman yeri gibi olmuş. Tarla sahibi, bu insanlar ne
kadar hoş bakacak? Bunun bir sıkıntı yaratacağını düşünüyorum. Devlet,
askeriyle, polisiyle, valisiyle, emniyet müdürüyle orada ama nereye kadar?
Avrupa'nın biraz gözünü açıp Türkiye'nin feryadını duyması lazım. Bu insanlık
adına duyması lazım. İleriye dönük endişeler taşıyorum. Buraya gelseler ne
olacak? Ama şehre yakın bir yerde mülteci kampı gibi büyük bir kampın
kurulmasından endişe duyuyorum. Huzurlu bir şehirde toplumun tepkisinin
olmamasını dilerim. İnşallah kısa bir sürede bu insanlık dramı çözülür' dedi.
'Kendi botlarını getiriyorlar'
Çakılar'ın
açıklamalarının ardından bölgede TBMM İnsan Hakları Komisyonu incelemelerde
bulundu. İncelemeler sırasında Edirne Vali Yardımcısı Ali Uysal, Meriç nehri
kıyısına gelen düzensiz göçmenlerin, bot yardımıyla Yunanistan'a geçiş
yapabildiklerini söylerken; 'Karşıda askerler var. Biz valilik olarak bot verme
gibi bir görevimiz yok. Kendileri botları getiriyorlar ya da buradan temin
edebiliyorlar. Biz valilik olarak böyle bir işleme girmiyoruz' ifadelerine yer
verdi.
'Yardımcı olsak 200 bin kişi geçiririz'
Uysal,
basın mensuplarının Doyran köyündeki düzensiz göçmenlerin götürüldükleri yeri
sorması üzerine verdiği cevapta; 'Dün (önceki) akşam buradaki mültecilerin
nereye götürüldüğüne dair bilgim yok. Biz bu insanlara insani yardım olan her
yardımı yapıyoruz. Sağlık, beslenme anlamında özellikle kadın, çocuk ve
hastaların her türlü ihtiyacını karşılıyoruz. Yoksa bizim devlet olarak başka
bir tutumumuz yok' dedi. Yabancı basında Türkiye'nin mültecilerin geçmesine
yardımcı olduğuna dair iddialara yanıt veren Uysal; 'Kesinlikle öyle bir şey
yok. Biz yardımcı olsak bir günde buradan 200 bin kişi geçiririz. Biz öyle bir
devletiz' sözlerine yer verdi. Uysal, ayrıca basın mensuplarının İçişleri
Bakanı Süleyman Soylu'nun 130 bin kişinin geçtiğine dair açıklamalarının doğru
olup olmadığına dair soru sorması üzerine konuyla ilgili yorum yapamayacağını
söyledi.
'Geçenler nasıl sayılıyor?'
Doyran
köyündeki incelemeler sırasında CHP İstanbul Milletvekili ve komisyon üyesi Mahmut
Tanal da açıklamalarda bulundu. Tanal, düzensiz göçmenlerin pazarlık konusu
yapılmaması gerektiğini söylerken; 'Burada hak ihlali var. Yunanistan şu kadar
geçti, Türkiye bu kadar geçti diyor. Bunlar nasıl sayılıyor? Ne oluyor? Akşam
gelindi, sabah baktık yok, her insan geçti kabul ediliyor. Bunların hepsi
afaki. Burada bilimsel anlamda şu kadar insan geçti yok. Buraya gelmiş olabilir
ama burada kalmayıp geldiği illere geri dönmüş olabilir. Nasıl sayıyorlar? Bu
toplumu inandırabilecek açıklamalara ihtiyaç var. Buradan gidenleri de karşıya
geçmiş gibi sayıyor olabilirler. Yorum yapamıyorum' dedi.
'Bu bir dünya sorunudur'
Asıl sorunun, düzensiz göçmen sorunu olduğunu söyleyen Tanal; 'Hangi coğrafyada dünyaya geleceğini seçme özgürlüğün yok. Mülteci sorunu bir insan hakları sorunudur. Mülteciler kendi iradeleriyle bu statüye düşmüş de değiller. Maalesef hayat o kadar acımasız ki insanları sığınmacı konumuna düşürüyor. Bu bölgesel bir sorun da değil. Bu sadece Türkiye'nin, Avrupa Birliği'nin de sorunu değil. Bu bir dünya sorunudur. Bu sorunun çözülmesi lazım. İktidar, bugüne kadar yurt dışına çıkışı engelliyordu, şimdi kapıları açtı, ister git ister kal diyor. Görebildiğimiz manzaranın şu sıkıntısı var; bir önceki sınır kapısındayken oradaki biber gazı atışları vs. insan hakları ihlali açısından büyük bir şeydir. Ama mülteciler de karşı tarafa taş atıyorlar. Bence bu hususlar büyük bir tehlike yaratıyor. Bu anlamda herkesi sağduyulu düşünmeye davet ediyorum. Burada sağduyu davranmak lazım. Temel eksenimiz insan hakları olması lazım. İnsan haklarının üzerinde partizanca olmaması lazım. Mültecileri de parasal pazarlık konusu da yapmamak lazım. Bunu pazarlık konusu yapmak da vicdansızlık olur' ifadelerine yer verdi. Heyet, köy muhtarı Çevik'ten bilgi almasının ardından köyden ayrıldı.
Bakmadan Geçme





