Mahalle meclisi dönemi
EKK, 28'inci olağan genel kurulunu gerçekleştirdi. Mevcut başkan Ziya Gökerküçük'ün oy birliğiyle yeniden Kent Konseyi Başkanlığı'na seçildiği genel kurulda, yürütme kurulu ve denetleme kurulu üyelikleri de kapalı oylama ile belirlendi. Genel kurulda seçimlerin yanı sıra mahalle meclislerinin kurulması önerisi de dikkat çekti. Öneri oy birliğiyle kabul edilirken kent konseyinde kurulacak mahalle meclisleri çalışma grubu ile Edirne'nin 24 mahallesinde meclis oluşturulması için çalışmalar başlayacak.
Edirne Kent Konseyi (EKK) 28'inci olağan genel kurulunu gerçekleştirdi. Edirne Belediyesi Kültür Merkezi Salonunda düzenlenen genel kurula Edirne Belediye Başkan Vekili Selçuk Çakır, Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Yaver Tetik, Kent Konseyi Başkanı Ziya Gökerküçük, yürütme kurulu üyeleri, denetleme kurulu üyeleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütleri temsilcileri ve vatandaşlar katıldılar. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm şehitler anısına bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile açılışı gerçekleştirilen genel kurulda divan ve sandık kurulu seçimleri düzenlendi. Divan kuruluna Mustafa Aytekin, Cemile Özeker ve Sait Dayıoğlu; sandık kuruluna ise Ayhan Fırtına, Recep Tuna, Denizhan Kurt oy birliğiyle seçildiler. Genel kurulun açılış konuşmasını EKK Başkanı Ziya Gökerküçük yaptı. Gökerküçük, konuşmasında EKK'nin, 2004 yılında kentin ortak aklı ile oluşturulduğunu belirtirken; 'EKK, kent ve doğa yaşamının birikmiş sorunlarının giderilmesine, demokratik, kamucu ve ekolojik temelde bir yerel yönetim anlayışı için çalışmalarına devam etmektedir. Bunun kent yaşamında hayata geçmesi ise biz kent yaşayanlarının yaşam alanlarına sahip çıkması ile olacaktır. Bu anlamda yasal mevzuatlardaki haklarımızı bilen ve geliştirilmesi için çalışan kentliler olmak durumundayız. Kent Konseylerinin görevleri arasında yer alan ancak kentlilerin sahiplenmesi ile hayat bulacak olan çalışmalar için bugünkü koşullar elverişlidir. Bu koşullar ülkenin gidişi ile ile ilintilidir. Çünkü demokrasinin beşiği olan yerel yönetimler merkezi iktidarların ve sermeyenin kıskacına alınmaktadır. Bunu aşmanın yolu yerellerden başlayacak olan demokratik katılımlı kentlerdir' ifadelerine yer verdi.
Mahalli
idarelerin de işini kolaylaştıracak katılımcılığın, kentin sorunlarının
çözümünde gerekli olduğunu vurgulayan Gökerküçük; 'Bu nedenle mahallemizden
başlayan katılım, kentin mağdur kesimlerinin de meclisleşmesi ile
büyütülmelidir. Bu nedenle biz kentliler olarak mevzuatlarımızda olan katılım
hakkımızı bilmeliyiz. Önümüzdeki dönemde örgütlenme çalışmaları devam edecektir.
Delegelerimizin temsil etikleri kurumların da kent yönetimlerine katılımı
önemlidir. 31 Mart seçimlerinde hemen hemen tüm adaylar ve siyasi partilerin
ortak söylemi katılım, meclisler, birlikte yönetim ve şeffaflık idi. Bu durum
kentin sivil örgütlenmeleri için olumlu bir durumdur. Kent Konseyimiz de her
seçim öncesi hazırladığı seçmen bildirgesinde bu talepleri ve kazanan yöneticinin
vaatlerini izlemektedir. Olumlu olanları desteklemekte eksik görülenlerde de uyarıcı
açıklamalar yapmaktadır' dedi.
'Gelecek için tek model'
Gökerküçük,
konuşmasında günümüzde politik varsayımların bazılarının sorgulanmasını
gerektiren bir geçiş aşaması yaşandığını söylerken; 'İktidarı nasıl alacağımızı
değil, ne tür bir iktidar istediğimizi ve belki de daha önemlisi neye dönüşmek
istediğimizi de sormak durumundayız. Herkesin söyleminde olan ancak tabandan
gelen değişim ile hayata geçecek olan katılımcı demokrasi iktidarlardan
bağımsız olarak geleceğimizin kurulmasını sağlayacak tek modeldir. Bu model
ülkemizde ve dünyada dayatılan tekliğin de tek alternatifidir. Bunun için de
demokratik bir toplum yaratmak ve en önemlisi yeni ilişkiler kurabilmek için
kendimizi yeniden tanımlamakla yükümlüyüz. Ve bunu acilen yapamadığımızda birçok
varlığımız gibi kentlerde elimizden gidecektir. Biliyoruz ki kentleşmeyi iki
döneme ayırır bilim insanları. Birinci dönem; ortaçağ sonrası kendi doğal
kuralları içinde oluşan kentlerdir. İkinci dönem ise dünya sermayesinin
kentleri yeniden keşfederek vahşi kentleşmeyi dayattığı dönemdir. İkinci dönem
1950'lerden sonra sermaye krizleri sonrasında dayatılan kentler' sözlerine yer
verdi.
'Kent konseyleri bütünleştirmeli'
1980 ve
1990'lı yılların, dünyada kapitalist ilişkilerin kentlere dayatıldığı yıllar
olduğunu belirten Gökerküçük; 'Reagan, Teacher ve bizde Özallı yıllar bu
ilişkilerin kurulmasını sağlamıştır. Yeni kentleşme uygulamalarına vahşi
kentleşme der bazı bilim insanları. Merkezi güç, yerellere nakit aktarmayı
azaltır ve belediyeler rekabetçi düzene girerek kentleri şirket gibi yönetmeye
zorlanır. Belediye Meclisleri şirket yönetim kurullarına benzer, hizmetler
dışarıdan alınır, kamu hizmet sözleşmeleri ihalelerle yapılır ve genelde en
düşük ücreti veren kazanır. Böylece kendi yağıyla geçinmeye çalışan kent yerel
idaresi kentliden çok şirketlerin faaliyetleri ile ilgilenmek zorunda
bırakılır. Merkezler tarafından zorda bırakılan yerel idarelere en anlamlı
destek kentlilerden gelmelidir. Kent Konseyleri de bu kentlileri örgütleyecek
önemli güç olabilir. Böylece kent dışındaki ideolojiler tarafından dayatılan
sömürü temelli bir şehircilikten, insan türüne uygun bir şehirciliğe giden yolu
çizmek, akılcı ideolojinin, kentli ideolojisinin görevi olabilir. Bunun
için de Kent Konseyleri vahşi kentleşmeye uyum sağlamak veya tepkisel güç
olmaktan ziyade üretimin bir aracı, aktif bir bütünleştirme görevini
yüklenmelidir' dedi.
'Kentler çevresiyle sahiplenilmeli'
Gökerküçük,
konuşmasında kentlilerin sorumluluklarına da dikkat çekerken; 'Kentliler olarak
şu soruyu kendimize sormalıyız; biz kentlerimizi çevresiyle birlikte yaşam
alanı olarak görüp sahiplenecek miyiz yoksa seçimden seçime oy kullanarak
görevini yapmış yurttaş rahatlığına mı ereceğiz? Yanıt elbette kentleri
çevresiyle birlikte sahiplenmek olmalıdır. Çünkü bizler kentleri yaşam alanı,
özgürleşme meydanları olarak algılarken, bizlerin kentlere yığılmasını
isteyenler yani kentleşmeyi teşvik edenler; kentleri tuğla ve harç, çok katlı
binalar ve otobanlar olarak düşünüp krizlerine kaynak olarak algılıyorlar.
İnşaatı bir sanayi olarak görenler spekülatif ilişkilerle toprakları ranta
çevirmektedirler. Bunu kabul ettirmek içinde ideoloji üretiyorlar. Dayatılan
ideoloji; düzene uyun, yaşananlar doğaldır, başka seçenek yoktur, zamanın
ruhuna uyun. Ortaklaştığımız bir söz vardır; başka bir dünya mümkün, evet başka
bir dünya da, başka bir kent de, başka bir kırsal alan da mümkündür. Bizler
dayatılana değil kendi düşüncelerimize göre eylemleri gerçekleştirdiğimizde
güzel günler gelecektir. Bu mücadelede birlikte olabiliyor ve haklarımızı
savunabiliyor isek Kent Konseylerine anlam yüklemiş oluruz' ifadelerine yer
verdi.
'Dayanışma içinde olmalıyız'
Kent
Konseyi delegelerinin, tüm kentliler gibi kente karşı görevlerini yerine
getirmesi gerektiğini söyleyen Gökerküçük; 'Bunun içinde kentlilik bilincini
geliştirici, kentin doğal ve kültürel zenginliklerini koruma mücadelesinde
birlikte olmalıyız. Her gün yoksullaşan yurttaşlar olarak kentlerimizin
demokratik yönetimi sonucunda birbirimizle dayanışma içinde olmalıyız. Bunun
içinde kent içi ve çevresinde üretenler ile tüketenlerin birlikteliğini, dayanışmasını
sağlamak gerekmektedir. Bunu başarmanın yolu; bağımsız olmak, demokratik
ilişkiler kurmak, kentimizi sahiplenmek ve gönüllü olmaktır. Yeni dönemde daha
güzel çalışmaların birlikte yapılması için hiç bir engel yoktur. Yeter ki
isteyelim. Siz delegelerin de bu heyecanı taşıdığını düşünüyorum' dedi.
Kırmızı tabelalara dikkat çekti
Gökerküçük'ün
konuşmasının ardından genel kurulda bir konuşma da Belediye Başkan Vekili
Selçuk Çakır yaptı. Çakır, konuşmasında Tunca nehri köprüsü, Edirne Belediyesi
Kültür Merkezi ile Selimiye Camii meydanına Edirne Belediyesi tarafından asılan
kırmızı renkteki tabelalara dikkat çekti. Çakır, konuşmasında kırmızı renkli
tabelalardaki açıklamalara Kent Konseyi'nin ve Edirnelilerin dikkat etmesi
gerektiğini belirtirken; Kültür Merkezi'nde Koruma Kurulu tarafından iptal
edilen nikâh kıyılaması ile Selimiye Meydanı Yemişkapanı Hanı projesinee
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün itirazı sonucu projenin durdurulmasının
nedenlerini açıkladı. Çakır, kırmızı tabelalarda itiraz süreçlerinin yer
aldığını ifade ederken; tabelaların Edirne'de karşılık bulmamasına rağmen
Ankara'daki genel müdürlüklerde ses getirdiğini söyledi. Çakır, Kent
Konseyi'nin kırmızı tabelaların üzerinde durması gerektiğini ifade etti.
Mahalle Meclisleri önerildi
Çakır'ın
konuşmasının ardından genel kurulda faaliyet raporu ve denetleme kurulu raporu,
Arif Kuday ve Özer Demir tarafından okundu. Raporların okunmasının ardından
genel kurul katılımcıları ve delegeler tarafından konuşmalar yapılırken;
öneriler sunuldu. Öneriler bölümünde Kent Konseyi Mahalle Meclisleri kurulması
amacıyla çalışma grubu kurulması sunulurken; çalışma grubunda seçilecek bir
mahallede örnek olması amacıyla mahalle meclisi kurulması oy birliğiyle
kararlaştırıldı. Öneriler bölümünün ardından genel kurulda kent konseyi
başkanlığı, yürütme kurulu üyeliği ve denetleme kurulu üyeliği seçimleri
gerçekleştirildi. Kent Konseyi başkanlığı seçimine mevcut başkan Ziya
Gökerküçük dışında aday çıkmaması nedeniyle seçim, açık oylama ile
gerçekleştirildi. Gökerküçük, oy birliğiyle yeniden Edirne Kent Konseyi
Başkanlığı'na seçildi.
2 yıl görev yapacaklar
Yürütme kurulu üyeliği ve denetleme kurulu üyeliği seçimleri ise adayların belirlenmesinin ardından delegelerin kapalı zarf oylaması ile düzenlendi. 7 yürütme kurulu ve 3 denetleme kurulu üyeliğinin belirlendiği seçimlerde yürütme kurulu üyeliğine Serpil Tütüncü, Gönül Sayın, Nihat Çolak, İsmail Demiray, Turan Şallı, Mehtap Kodaman, Murat Bulut, Nihal Özocak, Ahmet Tabakoğlu, Ahmet Budak ve Önder Akdağ aday oldular. Denetleme kurulu üyeliklerine ise Özer Demir, Firdevs Selvili ve Erdin Gürer adaylıkları açıklandı. 144 kayıtlı delegenin olduğu seçimlerde 57 delege oy kullanırken; Serpil Tütüncü 48 oy, Gönül Sayın 47 oy, Nihat Çolak 42 oy, İsmail Demiray 43 oy, Turan Şallı 39 oy, Mehtap Kodaman 34 oy ve Murat Bulut 34 oy alarak yürütme kurulu asil üyeliğine seçildiler. Yürütme kurulu yedek üyelikleri ise 17 oy alan Nihal Özocak, 13 oy alan Ahmet Tabakoğlu, 13 oy alan Ahmet Budak ve 9 oy alan Önder Akdağ'dan oluştu. Denetleme kurulu üyeliklerinin seçimlerinde ise 53 oy alan Özer Demir ile 52 oy alan Firdevs Selvili ve Erdin Gürer, denetleme kurulu asil üyeliklerine seçildiler. Genel kurulda Kent Konseyi Başkanlığı'na yeniden seçilen Ziya Gökerküçük, yaptığı açıklamada, Kent Konseyi genel kurulunun, yeni yönetime görevlerini verdiğini söylerken; 'Görevlerimiz vardı ve bunların sağlanması, yapılması için bütün sivil toplum örgütleri ve duyarlı yurttaşlarla beraber 2 yıl içinde bir şeyler yapmaya devam edeceğiz' sözlerine yer verdi.
Bakmadan Geçme





