Kültürel mirasa Eskiz katkısı

Eskiz Atölye, her ay düzenlediği atölye çalışmaları ve söyleşilere bir yenisini daha ekledi. Birbirinden önemli tarihi eserlerinin yanı sıra restorasyon ihtiyacı bulunan kültür mirasıyla da dikkat çeken Edirne için önemli bir söyleşiye ev sahipliği yapan Eskiz Atölye, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nden Prof. Dr. Meriç Bakiler'i ağırladı. Bakiler, Kültürel Mirasın Koruma Onarımında Malzeme Karakterizasyonu söyleşisi ile uzmanlara malzeme analizinde dikkat edilmesi gereken unsurları açıkladı.

Kültürel mirasa Eskiz katkısı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Kültür Varlıkları ve Sanat Eserleri Malzeme Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Taşınabilir Kültür Varlıklarını Koruma Onarım Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Meriç Bakiler, Edirne'nin Dilaverbey Mahallesi'nde restoratör Bilge Turanlı'nın hem kafe, hem de atölye olarak işlettiği Eskiz Atölye Kafe'de Kültürel Mirasın Koruma Onarımında Malzeme Karakterizasyonu konusunda sunum gerçekleştirdi.

                Eskiz Atölye Kafe'nin her ay düzenli olarak gerçekleştirdiği atölye çalışmaları ve söyleşilere, dün gerçekleştirilen Prof. Dr. Meriç Bakiler söyleşisiyle devam edildi. Prof. Dr. Bakiler'in sunumundan önce etkinlikle ile ilgili açıklamalarda bulunan işletme sahibi Bilge Turanlı, Kültürel Mirasın Koruma Onarımında Malzeme Karakterizasyonu söyleşisini, tarihi birçok yapıyı bulunduran Edirne'ye katkısı olması açısından düzenlediğini belirterek; 'Edirne'de çok fazla tarihi eser var. Bu söyleşi, uygulamaların doğru yapılabilmesi adına bir sunum olacak. Meriç Bakiler, laboratuvarı çok doğru yürüten bir hocamızdır. Biz sadece tarihi eserlerde malzeme analizlerinin mutlaka yapılması gerektiğini vurgulamak için bu sunumu gerçekleştiriyoruz. Meriç Bakiler'den rica ettik ve bizi kırmadı. Böylece söyleşiyi düzenlemiş olduk' ifadelerine yer verdi.

                Söyleşi öncesi Kültürel Mirasın Koruma Onarımında Malzeme Karakterizasyonu konusuyla ilgili Edirne'deki kurumlarla da görüşme gerçekleştirdiğini açıklayan Turanlı; 'Vakıflar Bölge Müdürlüğü, KUDEP ya da müze gibi kurumlarda bu işin kontrolünü yapan uzmanlar da bugünkü sunuma katıldılar. Uzmanların burada olması çok önemlidir. Çünkü tarihi eserlerdeki malzeme analizlerini kontrol eden ekip onlardır. Ayrıca yüklenici ve uygulama yapan firmalar da sunuma katıldılar. Tüm tarihi eserlerde olduğu gibi Edirne'deki tarihi eserlerde de ilk yapılması gereken şey malzeme analizi ve doğru projedir. Oradan gelecek veriye göre de doğru restorasyon olacaktır. Dolayısıyla bugün gerçekleşen sunum, Edirne'deki tarihi eserler için de çok önemlidir' dedi.

Özgeçmişi ile başladı

                Turanlı'nın açıklamasının ardından Prof. Dr. Meriç Bakiler, Kültürel Mirasın Koruma Onarımında Malzeme Karakterizasyonu konulu sunumunu gerçekleştirdi. Prof. Dr. Bakiler, sunumuna özgeçmişini açıklayarak başlarken; 'İstanbul Üniversitesi Fizik Bölümü'nü bitirdikten sonra yüksek lisans ve doktora eğitimini yine aynı üniversitenin atom ve molekül fiziğinde yaptım. Dolayısıyla uzmanlık alanım atom ve molekül fiziği ve spektroskopi oldu. Akademik hayatıma da ilk Yıldız Üniversitesi'nde asistan olarak başladım. Bir yıl sonra da 1986 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'ne geçtim. O yıldan beri de Mimar Sinan Üniversitesi'nde çalışmalarımı sürdürüyorum' ifadelerine yer verdi.

'İlk iş tarihçesiyle başlar'

                Yıllar önce Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde fizikçi olarak bulunmanın yadırgandığı, günümüzde ise farklı disiplinlerdeki alanlar arasındaki sınırların kalktığını söyleyen Bakiler; 'Dolayısıyla farklı disiplinlerde çalışan insanlar bir arada, ortak bir alanda çalışmaya başladılar. Bu ortak alanlardan bir tanesi de kültür varlıklarını ve sanat eserlerini koruma onarımı alanı ve hatta buradaki malzeme analizidir. Bu ortak alanda bir iş akışı var. Bu farklı disiplinler, bu iş akışının nerelerinde görev alırlar, ne iş yaparlar? Kültür varlığı dediğimiz eserler, taşınır ya da taşınmaz olabilir. Her ne olursa olsun iş, ilk önce o tarihi eserin tarihçesiyle başlıyor. Tarihçesini çıkartmak lazım. O zaman da devreye tarihçi, sanat tarihçi giriyor. Bunlar tarafından çalışmalar yapılıyor. Böyle bir çalışma sonucunda eserle ilgili geçmiş dönemlerde koruma onarım görüp görmediğiyle ilgili de bilgiye ulaşmış oluyoruz. Hasar tespitinde koruma onarımcılar, mimarlar, eksperler, ressamlar görev alıyor. Bunlar bir arada çalışıyorlar. Hasar tespitini yaptıktan sonra da koruma onarımın nasıl olacağına karar veriliyor. Dolayısıyla hepsi birbirinden önemli adımlardır' dedi.

Ekip çalışmasına dikkat çekti

                Eserlerden örnek alınmak istendiği takdirde mutlaka malzeme konusunda uzman olan kişiler tarafından yapılması gerektiğini vurgulayan Bakiler; 'Bu bir laboratuvar çalışmasıdır. Dolayısıyla burada fizikçi, kimyacı, onarımcı, malzeme mühendisi, jeoloji mühendisleri görev alırlar. Laboratuvara özgün malzemenin gelmesinin ardından raporlanır ve tespit edilen malzemenin hazırlanma aşamasına geçilir. Bunu da hazırlarken malzeme bilgisi olan birilerinin olması gerekiyor. Onarım malzemelerinin hazırlanması, onların kontrolünde yapılması gereken bir çalışmadır. Laboratuvar çalışması sonucunda önerilen özgün malzemeye eşdeğer nitelikteki malzemenin hazırlığı sırasında farklı bir sonuç elde ediliyor ise de malzeme bilgisi olan kişi tarafından tekrar bir analizleme yapılması gerekiyor. O şekilde işe devam etmemek gerekiyor. Bu önemli bir adımdır. Uygulamada da tarihi yapıysa ustaların uygulaması şeklinde gerçekleşecek ama uygulayacak kişilerin yetkinliğinin de sorgulanması gerekiyor. En azından bilen kişilerin kontrolünde uygulamaların yapılması gerekiyor. Bir iş, bir kere yapılıyor. Çok hassas ve dikkatli olarak bu aşamaları geçmek gerekir ki doğru ve düzgün bir onarım veya koruma çıksın. En sonunda da bütün bu bilgilerin arşivlendirilmesi kısmı var. Bütün adımlar, çok önemli adımlardır. Bu adımlarda görev alan tüm meslek gruplarının da varlıkları çok önemlidir. Dolayısıyla bu iş bir ekip çalışmasıdır' sözlerine yer verdi.

'Malzeme analizi bilimsel çalışmadır'

                Sunumunda malzeme analizine de dikkat çeken Bakiler; 'Malzeme analizi, uzman kişiler tarafından yapılan bir laboratuvar ve literatür çalışmalarını içeriyor. Bilimsel bir çalışmadır. Koruma uygulama çalışmalarında rasyonel bir temel oluşturuyor. İlk fizik ve kimya bilimlerindeki çalışmalar, 18'inci yüzyıl başlarında başlamış ve ilk laboratuvar, 1888 yılında Berlin Kraliyet Müzesi'nde, Fredrich Rathgen tarafından kurulmuş. Kuruluş amacı da kraliyet koleksiyonundaki resimlerin bozulmalarının nedenlerini tespit etmek ve bu fenomeni ortadan kaldırmak için yöntemler geliştirmek olmuş. 20'nci yüzyılın ilk yarısında kurulan laboratuvarlarda ağırlıklı olarak resim, yağlı boya tablolar üzerine çalışmalar yapılmış. Daha sonra biraz daha genişleyerek bilimsel çalışmalardan elde edilen analitik veri, nedenler ve etkiler arasında bağlantılar kurarak, malzemenin sergilediği değişim süreçlerini tanımlayan modellerin geliştirilmesine temel oluşturmaktadır. Bu nedenle 20'nci yüzyılın sonlarında koruma bilimi gündeme gelmiş' dedi.

'Koruma bilimi ile ilgilenmeliyiz'

                Koruma biliminin, disiplinler arası çalışma olduğunu belirten Bakiler; 'Beşeri bilimsel, sanat tarihi, mimarlık, bilim ve teknoloji gibi disiplinlerin bir arada çalışma yaptıkları bir alandır. Kültürel mirasla ilgili malzemelerin karakterizasyonu için bilimsel ilke ve yöntemlerin uygulanmasını gerektiren bir bilim dalıdır. Ülkemizde henüz koruma onarım bilimi diye bir bölümümüz yok. Hatta koruma bilimci diye bir ifade de yok. Ama olması gereken bir şeydir. Dünyaya baktığımızda ilk laboratuvarlar 1888 yılında kurulmuş. Ülke biraz geride kalmış ama hiçbir şey için geç değil. Son 15 yılda gerçekten çok büyük ilerlemeler var. Birçok laboratuvarlar açılıyor. Ama bazı şeyleri biraz daha mercek altına yatırarak, eğitim kısmıyla da ilgilenmemiz gerekiyor' ifadelerine yer verdi. Bakiler, sunumunda ayrıca Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Kültür Varlıkları ve Sanat Eserleri Malzeme Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde gerçekleştirilen çalışmaların video gösterimini de katılımcılarla paylaştı. Bakiler, söyleşinin sonunda katılımcıların sorularını yanıtladı. 

 

Bakmadan Geçme