Küçükbaş hayvancılığın stratejik önemi

Edirne Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Veteriner Hekimi Adem Akbay, küçükbaş hayvancılığın Türkiye tarımı için stratejik önem taşıdığını vurgulayarak, kırsal alanlarda aile işletmelerinin sayısının azalması nedeniyle sektörün ciddi sıkıntılar yaşadığını ve teşviklerle desteklenmesi gerektiğini dile getirdi. Akbay, “Coğrafi yapımız küçükbaş hayvancılığa oldukça elverişli. Fakat tüketimdeki düşük oran, küçükbaş etinin yeterince tanıtılmadığını gösteriyor. Hem yerli halkı hem de turizm sektörünü bu etin faydaları ve lezzeti konusunda bilinçlendirmek gerekiyor. Tüketim artırılırsa, sektör daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşur” ifadelerini kullandı.

Küçükbaş hayvancılığın temelini oluşturan aile işletmeleri, özellikle finansman bulmada ciddi engellerle karşılaşıyor. 2024 yılında tarım kredisi başvurularının yüzde 40’ının teminat eksikliği nedeniyle reddedildiğini hatırlatan Akbay, “Hayvan alım maliyetleri yükseldi, işletmeler büyüyemiyor. Kredi limitlerinin güncel maliyetlere göre düzenlenmesi gerekiyor. Ayrıca kooperatif garantisi ya da bireysel kefalet sistemi gibi uygulamalarla üreticilerin finansmana erişimi kolaylaştırılmalı” dedi.

Hayvancılık desteklerinin önemine de değinen Akbay, son yıllarda bu alanda olumlu adımlar atıldığını ve ‘Hayvan ve Sürü Sağlığı’ başlığıyla kapsamlı bir destekleme tebliğinin yürürlüğe girdiğini hatırlattı. Aşılama ve küpeleme masraflarının da düşürülmesinin üreticiler açısından büyük avantaj sağlayacağını sözlerine ekledi.

Akbay, aşılama ve küpeleme masraflarının ayrı bir bütçeden karşılanması gerektiğini belirtti. Küpeleme sisteminin hem hayvan refahını gözeten hem de izlenebilirliği sağlayan bir yapıya dönüştürülmesi gerektiğine dikkat çeken Akbay, yayımlanan tebliğde bu alanda önemli adımlar atıldığını ve kapsamlı bir düzenlemenin hayata geçirildiğini söyledi.

Koyun ve keçilerin orman altındaki otları tüketerek yangın riskini azalttığını ifade eden Akbay, sektörün her açıdan desteklenmesi gerektiğini vurguladı. “Koyun ve keçiler, orman altındaki otları tüketerek yangın riskini ciddi şekilde azaltıyor. Bu hayvanlar ekosistem için doğal bir koruma mekanizması oluşturuyor. İşletmelere kalıcı yapı yapmadan faaliyet izni verilmeli. Orman köylüsünün üretimden kopması hem sektör hem doğa için olumsuz sonuçlar doğurur” dedi.

Mera alanlarının korunmasının önemine de değinen Akbay, “Hayvancılığın temel üretim alanlarını kaybetmemek için mera ve otlaklar öncelikli olmalı. Enerji ve maden projeleri elbette önemli, fakat bu yatırımların hayvancılık alanlarıyla çelişmeyecek şekilde planlanması gerekir. Aksi halde hayvancılığın bel kemiği olan alanlar yok olur” ifadelerini kullandı.

Meraların iklim değişikliğine uyum sağlaması için sulama göletleri, çeşmeler ve altyapı yatırımlarının desteklenmesi gerektiğini belirten Akbay, köylere yönelik bu projelerin üreticiyi ayakta tutacak en önemli adımlar arasında olduğunu söyledi.

Küçükbaş sütü ve peynirciliğinin de desteklenmesi gerektiğini belirten Akbay, “Bu üretim hem kırsal kalkınmaya katkı sağlıyor hem de Türk mutfağının uluslararası tanıtımı için fırsat sunuyor. Ancak bu işletmelerin altyapı ve pazarlama desteğine ihtiyacı var. Coğrafi işaret ve marka çalışmaları ile üreticilere yol gösterilmeli” dedi.

Son olarak sektörde sürdürülebilir büyümenin sağlanabilmesi için küçükbaş üreticilerinin sorunlarına kalıcı çözümler bulunmasının şart olduğunu vurgulayan Akbay, “Edirne Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği olarak sektörün güçlenmesi için gerekli adımların atılmasını istiyoruz. Küçükbaş üreticisinin sorunlarını çözmek, Türk tarımının geleceği için hepimizin sorumluluğudur. Bu alana yapılacak her yatırım sadece üreticilere değil, ülkemize de büyük katkı sağlar” diye konuştu.