Kronik hastalara Korona önerileri
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ, kronik böbrek hastaları veya hipertansiyonlu hastalara Korona virüs tedbirleri sürecinde önerilerde bulundu. Üstündağ, 'Veriler, hastalığın ileri yaşta olanların yanı sıra kronik hastalığı olan bireylerde daha ağır seyrettiği yönünde' dedi.
Trakya Üniversitesi (TÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ, Çin'de ortaya çıkarak tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını sürecinde, hipertansiyon veya kronik böbrek rahatsızlıkları olan hastaların dikkat etmesi gereken noktaları değerlendirdi. Ülkemizde 18 yaş üzeri erişkin bireylerde hipertansif olan hasta oranının yüzde 30, kronik böbrek hastalığı olanların oranının da yüzde 16 olduğunu belirten Prof. Dr. Sedat Üstündağ, her iki hastalığın da ileri yaşlarda daha da yaygın olduğunu ifade etti.
Önlemler
titizlikle uygulanmalı
50-60 yaş aralığı dikkate alındığında toplumun
yaklaşık yüzde 54'ünün hipertansiyon, yüzde 20'sinin ise kronik böbrek
hastalığından muzdarip olduğunu dile getiren Prof. Dr. Sedat Üstündağ 'Covid-19
infeksiyonunda şu ana kadar ortaya konulmuş olan bilimsel veriler hastalığın
ileri yaşta olanların yanı sıra kronik hastalığı olan bireylerde daha ağır
seyrettiği yönünde. Öyleyse, sayıları hiç de az olmayan, genelde yaşları ileri
olan hipertansiyon ve/veya kronik böbrek hastalığı olan vatandaşlarımız
açısından hastalığa yakalanmamak toplumun geneline göre çok daha önemli,
kişisel koruyucu önlemlerin titizlikle uygulanması da bu anlamda çok daha
gerekli. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu önerileri güncellenene
kadar evde kalmaya devam etmek, evden çıkmak zorunda kalınırsa çevredeki
herkesi bu hastalığın taşıyıcısı olarak kabul edip mutlaka burnumuzu kapsayacak
şekilde maske takmak, el hijyenine önem göstermek, kuşkulu her temastan sonra
usulüne uygun olarak elleri sabunla yıkamak, gereken durumlarda el
dezenfektanları kullanmak vazgeçilemez koruyucu önlemler. Sağlıklı uyku,
dengeli beslenme, immün sistemi zaafa uğratacak zararlı alışkanlıkları terk
etmekte elbette çok kritik. Kronik hastalığı bulunanlar için bir başka önemli
konu; ateş, öksürük, boğaz ağrısı, nefes darlığı, koku/tat alamama gibi bu
hastalıkta sık görülen bulgular ortaya çıktığında derhal 184 veya 112 numaralı
telefonları arayarak yardım talep etmek. Hastalık ne kadar erken evrede
yakalanabilirse tedavi başarısı da o kadar artıyor' dedi.
Kronik
hastalıklar kontrol altında olmalı
Kronik hastalar için hastalığa yakalanmamak
kadar mevcut hastalıklarının kontrol altında olmasının da hayati önem
taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Sedat Üstündağ, 'Dünyayı kasıp kavuran bu
enfeksiyon şu ana kadar yaklaşık 270 bine yakın can kaybına yol açtı. Evet, bu
korkunç bir rakam, kabul edilebilecek bir sayı değil. Ancak unutmayalım ki
dünyamız Covid-19 etkisi altında değilken de, dünya genelinde her yıl on milyon
insan hipertansiyon ve komplikasyonları, beş milyon insan ise diyabet ve
komplikasyonları nedeniyle yaşamını kaybediyordu. İlerlemiş kronik böbrek
hastalarındaki yaşam kaybı oranı ise bazı malign hastalıklardan bile daha
yüksek' dedi.
'Yaşam
biçimine harfiyen uyun'
Yaşanılan zorlu süreçte kronik rahatsızlığı olan
hastaların kendilerine önerilmiş diyet, yaşam biçimi ve tedavi kurallarına
harfiyen uymaları, ölçme imkânları varsa usulüne uygun olarak evde kan basıncı,
kan şekeri ölçümlerini yapmaları ve hastalıklarının kontrol altında olup
olmadığını değerlendirmelerinin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Sedat Üstündağ,
'Bu anlamda eğer tuz kaybettiren bir hastalıkları yoksa hipertansiyon ve kronik
böbrek hastalarına evde bulundukları bu dönemde de tuz tüketimine mutlak dikkat
etmeyi tavsiye ediyorum. Biliyorsunuz böbreklerimiz bir günde en fazla 5 gram sofra
tuzunu uzaklaştırabiliyorlar ama ülkemizde günlük diyetimizle bir günde
ortalama 15 gram tuz tüketiyoruz. Tuzu aşırı tüketirsek kan basıncımız düzene
girmez, kan basıncı kontrol altında değilse bu kez böbrek hastalığımız çok
hızlı ilerleyebilir. Bu anlamda bir kez daha hatırlatmayı borç biliyorum. Tuz
sadece tuzlukta bulunmaz, ince bir dilim ekmekte 200 mg, bazı peynirlerin 100
gramında 5 gram, parmesan peynirinin 100 gramında yaklaşık 20 gram tuz bulunur.
Kronik böbrek hastalığı veya hipertansiyonu olan hastalara önerim; lütfen, evde
kaldığınız şu günlerde mümkün olduğunca işlenmemiş gıdaları tercih edin, yemek
pişirirken veya sofrada tuz ilavesi yapmayın. Tuz kısıtlaması dışında
hekiminizin size önermiş olduğu diyet önerilerine bağlı kalın. Hareketsizlik
toplumumuzun önemli bir zaafı. Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi
öğretim üyelerinin gerçekleştirdiği multi disipliner bir çalışmada erişkin
yaştaki bireylerin sadece yaklaşık yüzde 15 kadarının yeteri kadar fiziksel
aktivite gerçekleştirdiği saptanmıştı. Öyleyse, hastalarımız için bir diğer
önerim de hekimleri tarafından yasaklanmışlar dışında ev içi egzersizleri
gerçekleştirmeye gayret etmeleri' ifadelerini kullandı.
Sosyal
medyada bilgi kirliliği var
Bilhassa sosyal medya yoluyla bilgi kirliliğinin
oluşturulduğu bu süreçte hekimlerin ve konunun uzmanı kişilerin açıklamalarına
dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Sedat Üstündağ, 'Burada önemle
vurgulamak istediğimi bir konuda bazı grup tansiyon ilaçlarının bu hastalığa
yakalanmayı kolaylaştırdığı yolunda sosyal medyada dolaşan bilgiler. Şu ana
kadar ortaya çıkmış olan bilimsel veriler hipertansiyon, diyabet veya kronik
böbrek hastalığı tedavisinde kullanılan hiçbir ilaç grubunun bu hastalığa
yakalanmayı kolaylaştırdığını veya hastalığın daha ağır geçirilmesine yol
açtığına dair bilgi ortaya koymamıştır. Hipertansiyonu olan hastalar için
önerim eğer kan basıncınız kontrol altında ise kesinlikle tedavinizin şeklini
değiştirmeyin. Kronik hastaların, hastanelere çok daha kolay ulaşabildikleri
dönemlerde dahi kan basıncı ilaçları zorunlu bir hal ortaya çıkıp
değiştirildiğinde, bazen aylarca kan basıncı kontrolünün tam sağlanamadığı ve
hipertansiyon komplikasyonlarının daha sık ortaya çıktığı dönemler
oluşmaktadır. Hekime ulaşımın daha kontrollü olduğu bu dönemde, bilimsel kanıtı
olmadan yapılacak ilaç değişiklikleri geri dönüşü olmayan kayıplara yol
açabilir. Lütfen kan basıncınız kontrol altında ise mevcut
ilacınızı/ilaçlarınızı kullanmaya devam edin ve hekiminiz tarafından önerilmedikçe
ilacınızı değiştirmeyin' diye konuştu.
Sosyal
izolasyonun önemi
Salgınla mücadelede sosyal izolasyonun önemine
vurgu yapan ve 'Evde Kal' çağrısını yineleyen Prof. Dr. Sedat Üstündağ
konuşmasını şu cümlelerle sonlandırdı: 'Kronik hastalığı olanlara evlerinde
kalmayı öneriyoruz, şikâyet olmadan sadece olağan kontroller için evden
çıkmalarını önermiyoruz. Ancak bu öneri yeni gelişen, var olan şikâyetlerin
ağırlaştığı ve acil durumları kapsamıyor. Böyle durumlarda, kronik hastalığı
olanların şikâyetlerinin niteliğine göre 112'den yardım istemesi, gerekirse
kendi imkânlarıyla ama mutlaka kişisel koruyucu önlemlerini alarak en yakın
sağlık kuruluşuna başvurmaları gereklidir. Bilinmelidir ki, tüm hastanelerde
hastaların güvenliğini sağlayacak önlemler alınmış durumdadır. Yalnız, her
koşulda evden dışarı çıkmak zorunda kaldığında, kişinin kendi dışındaki her
bireyi sağlık çalışanı olsalar dahi Covid-19 taşıyıcısı kabul edip kişisel
koruyucu önlemlerden, maskeyi usulüne uygun kullanmaktan, kişisel mesafeyi
korumaktan vazgeçmemesi önemlidir. İçinde bulunduğumuz günleri el birliği ile
kişisel izolasyon kurallarına uyarak bir an önce atlatabilmek dileğiyle'
diyerek sözlerini tamamladı.