Koronada 10 AĞUSTOS uyarısı
Edirne Tabip Odası Dr. Gürcan Altun, Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca'nın sahillerdeki yoğunluğun artmasına karşı yaptığı, '˜Birinci dalga sahillere indi' uyarısının ardından korona virüsü salgınının bulaşma riskini değerlendirdi. Dr. Altun, korona virüsü salgınındaki vaka artışının 10 Ağustos tarihinden sonra ortaya çıkabileceğini belirtirken vatandaşların kurallara uymaması sonucu Edirne'de de artışların görülebileceğini söyledi.
Dünyada ve Türkiye'de devam eden korona virüsü salgınına rağmen yaz mevsiminde artan hava sıcaklıklarıyla beraber Kurban Bayramı tatilini sahillerde değerlendirmek isteyen vatandaşlar, ülkenin birçok sahil kentine adeta akın ettiler. Edirne'nin Keşan ve Enez ilçelerine bağlı Saros Körfezi sahillerinde de vatandaş yoğunluğu dikkat çekerken; Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, korona virüsü salgınına karşı uyarıda bulunarak; 'Birinci dalga sahillere indi. Tatilde dikkatli olalım' açıklaması yaptı. Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Gürcan Altun, Koca'nın uyarısının ardından sahillerdeki yoğunluğun Edirne'ye ve Türkiye'ye etkilerini değerlendirirken; vatandaşlara korona virüsü salgınına karşı uyarılarda bulundu. Dr. Altun, 10 Ağustos tarihine dikkat çekerken; vatandaşları kapalı alanda bulunmamaya, sosyal mesafe kuralına uymaya, maske ve dezenfektan kullanımına dikkat etmeye davet etti.
'10 AĞUSTOS'TAN SONRA ORTAYA ÇIKACAK'
Sahillerde
ortaya çıkan yoğunluğun sadece Edirne'de değil, Türkiye genelinde yaşandığını
belirten Dr. Altun; 'Özellikle veri akışının olduğu İzmir bölgesinde olguların
çoğu Alaçatı kaynaklı. Aydın bölgesinde Kuşadası kaynaklı olgu sayısı artmış
durumda. Muğla'da ise Bodrum ve Marmaris kaynaklı. Buna bakıldığında durum,
tatil sürecinin bir yansıması olarak görülüyor. Bunlar ilk olgular ama orada
bulaştırdıkları olguları bilmiyoruz. Olgu sayısındaki artış muhtemelen 10
Ağustos'tan sonra ortaya çıkacak' dedi.
'ARTIŞLARI GÖRMEYE BAŞLAYACAĞIZ'
Edirne'nin
Saros Körfezi sahilinde ciddi bir yoğunluğun ortaya çıktığını söyleyen Dr.
Altun; 'Burada denetimler önemli. Sahillerde kolluk kuvvetleri ve zabıta sayısı
yetersiz olduğundan sosyal mesafeye uyulması insanlarımıza kalıyor. Bu
hastalığın etkeni, kurallara uyulmadığı takdirde bulaşıcılığı yüksektir. Buna
bağlı olarak biz de artışları görmeye başlayacağız. Edirne'de yaşayanlar için
olabildiği gibi dışarıdan gelenler de hastalığı getirebilecek ya da buradan
götürebilecek. Bu durum Edirne genelinde bir yükseliş gibi görünüyor olsa da
ülkedeki yükselişte de etkisi olacaktır' ifadelerini kullandı.
'CERRAHİ MASKELERİN KULLANIMI 8 SAATTİR'
Dr.
Altun, korona virüsü salgını tedbirlerinden maske kullanımına dikkat çekerken;
'Maskeyi aslında hasta olan bireyin kullanması gerekiyor. Ama sosyal mesafeye
uyulmaksızın hareket ediliyor. Taşıyıcı olan bireyler testle ortaya konmadığı
için normalleşme sürecine geçilmesiyle beraber bir anda hasta sayısı çok artıp,
sağlık kurumları kilitlenmesin diye getirilen bir uygulamadır. Maskelerin de
koruyucu süresi bellidir. Özelliği olmayan kumaştan yapılmış maskeler, günlük
kullanılıp yıkandıktan sonra güneşte kurutulması suretiyle kullanılabilir.
Cerrahi tip maskelerin kullanım süresi 8 saattir. O maskeyi 3-4 gün
kullanıyorsa o da hastalık etkeni olmaya başlıyor' dedi.
'SOSYAL İZOLASYON ÖNEMLİ'
Korona
virüsü salgınından korunması için en temel tedbirin sosyal izolasyon olduğunu
vurgulayan Dr. Altun; 'İnsanların kapalı bir ortamda bulunmadığı yerlerde,
1,5-2 metre mesafenin olduğu yerlerde yüzünüze birisi hapşırıyor olmadığı
müddetçe bu hastalık geçmez. Bunlara dikkat edilmeli. Alışveriş için girilen
kapalı mekânlarda da en kısa sürede alışverişinizi tamamlamak ve oradan
ayrılmak gerekiyor. Çünkü ortam havalandırmalarıyla ilgili ciddi sıkıntılar
var. Çoğu yerde klima üniteleri kapatıldı. Çünkü klima ünitelerinin çoğu
dışarıdan taze hava verme şeklinde değil, ortam havası da veriyor. Ortam havasında
hastalık etkeni varsa, onun da daha fazla insana ulaşmasını sağlıyor. Bu
aşamada sosyal izolasyon konusunda dikkatli olmak, kapalı mekanlarda çok fazla
vakit geçirmemek lazım. Kapalı mekânlarda mutlaka maskeli olmak gerekiyor'
sözlerine yer verdi.
'HER FIRSATTA SU VE SABUNLA YIKAYIN'
Korona
virüsü salgınından korunmak için el temizliğinin de önemine dikkat çeken Dr.
Altun; 'El temizliği de çok önemlidir. Çünkü temas edilen yerlerde daha önce
hasta etkenini bırakmışsa hastalığın geçişi özellikle ellerimizi göz, ağız gibi
yüzeylerden mümkündür. Ellerimizi her fırsatta su ve sabunla yıkamak koruyucu
tedbirler arasındadır. İnsanlar gereksiz yere seyahat etmesinler. Çünkü fazla
hareket ediyor olmak, hastalık etkeniyle karşılaşmak anlamına gelir' dedi.
'SUDAN GEÇİŞ GÖSTERİLEBİLMİŞ DEĞİL'
Deniz suyundan korona virüsünün bulaşabileceğine dair iddialara da yanıt veren Dr. Altun; 'Denizde su ile geçiş net olarak gösterilebilmiş değildir. Bununla ilgili yapılacak bilimsel çalışmalar sonucu yüksek vakalı sonuçlar varsa dikkat etmek lazım. Deniz ya da göl gibi büyük sularda hastalık etkeninin oranı azalıyor. Dolayısıyla hastalık sadece vücudumuza aldığımız etken değil; o etkenin hastalık yapma potansiyelinin yüksekliği, kişinin vücudunun o zamanki direnci de etkendir. Sudan geçiş gösterilebilmiş değildir. Sahillerdeki en temel sıkıntı, yakın mesafeden kaynaklı, daha çok damlacık enfeksiyonu dediğimiz şeylerdir. Ama enfektif bir su ise, hastalık etkini açısından çok yoğun virüs içeriyorsa, suyun içinde gözünüzü açtığınızda ya da solunum yollarınıza kaçan bir miktar su ile de bunun bulaşabilirliği teorik olarak mümkündür. Dünyada virüsün izini takip etmeye yönelik yapılan birtakım çalışamalar var. Atık sulardan virüsün izolasyonunu yapıyorlar. Gösteriyorlar ama hastalık yaptığına dair bir bilimsel çalışma şu anda çıkmış durumda değil' ifadelerine yer verdi.