Konseylere örnek Edirne

Trakya'daki 19 kent konseyinden oluşan Trakya Kent Konseyleri Birliği, Kırklareli'nde Olağan Genel Kurulu'nda bir araya geldi. Üç oturumda gerçekleşen toplantıda Trakya'daki yerellerin sorunları ve çözüm önerileri tartışılırken kent konseylerinin görev ve yetkilerine dikkat çekildi. Yrd. Doç. Dr. Metin Erten ise sunumunda Edirne Kent Meclisi adıyla kurulan Edirne Kent Konseyi'nin tüzüğünü, örnek tüzük olarak gösterdi.

Konseylere örnek Edirne
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Trakya Kent Konseyleri Birliği Olağan Genel Kurulu, Kırklareli'nde Royal Bilgiç Otel'de gerçekleştirildi. Genel kurula Kırklareli, Edirne, Tekirdağ Kent Konseyleri başta olmak üzere Uzunköprü, Keşan, Süleymanpaşa, Saray, Çerkezköy, Babaeski, Çorlu, Ergene, Şarköy, Silivri, Çatalca, Lüleburgaz, Havsa, Kapaklı, Malkara Kent Konseylerinin yönetim kurulu başkanları, üyeleri ve çalışma grupları katıldılar. İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan genel kurulda, divan kurulu oybirliğiyle seçildi. Divan başkanlığına  Trakya Kent Konseyleri Birliği ve Edirne Kent Konseyi Başkanı Ziya Gökerküçük'ün seçildiği toplantının açılış konuşmasını Kırklareli Kent Konseyi Başkanı Seyfi Meriç yaptı. Meriç, Kırklareli Kent Konseyi'nin kentin sakini değil, kentin sahibi düsturu ile çalışmalarını gerçekleştirdiğini söyledi. Meriç, kent konseylerinin kendi yerellerinde farklı projeler gerçekleştirdiğini belirterek, Trakya Kent Konseyleri Birliği'nin kent konseyinden oluştuğunu söyledi. Trakya'daki yaşam alanlarına yoğun bir saldırı ve talanın olduğunu ifade eden Meriç; 'Saldırı ve talan, çocuklarımıza bırakacağımız mirası hiç edecek şekilde devam ediyor. Doğa için mücadele ön plana çıkıyor. Avrupa'nın en önemli 5 bölgesinden biri olan Istrancalar yoğun saldırı altında. Istrancalar aynı zamanda Trakya'nın tek su toplama havzasıdır' dedi.
'Doğrudan demokrasiye katkı sağlıyoruz'
Meriç'in konuşmasının ardından bir konuşma da Gökerküçük yaptı. Gökerküçük, konuşmasında insanların yerel ihtiyaçlarının belirlenmesinde yerel demokrasi ve katılımcılığın önemli olduğuna dikkat çekerek; 'Temsili demokrasiden doğrudan demokrasiye geçiş sürecine katkı sunan Kent Konseylerini biz kentlilerin doğru algılaması önemlidir. Biz kentliler yanında yerel idarecilerin anlaması da önemlidir. Kent Konseyi oluşum mantığını anlayan yerel idarelerin başarılı olduğu ülkemiz örneklerini incelediğimizde kanıtlanmıştır. 1980 yılından sonra küreselleşme ile birlikte devlet anlayışında birçok yönde değişimler yaşanmıştır. Bu değişimleri tek cümle ile tanımlarsak; devletin üretici rolünü bıraktığı, düzenleyici rolü üstlendiğidir. Tartışılıyor olsa da, karşı olsak da; devletleri bu anlayışa sevk eden nedenler arasında kamu yönetiminde yaşanan etkinsizlik, verimsizlik, kırtasiyecilik, israf, esnek olmayan yönetim şekilleri sayılabilir. Bu bağlamda günümüzde şeffaf, hesap verebilen, adil, tutarlı, hukuka bağlı, vatandaş memnuniyeti ve katılımcı olmak gibi piyasa ekonomisinde yer alan birçok kavram ne yazık ki devlet açısından da kabul görmektedir' ifadelerine yer verdi.
'Kent Konseyleri bir örgütlenme modelidir'
Dünyada ve Türkiye'de kentlerin ve devletin şirket mantığı ile yönetilmesi gerektiğinin söylenir olduğunu ifade eden Gökerküçük; 'Bu yeni liberal tasarımdır ki ya buna uyacağız ve kentlerde tüketici olacağız ya da kamusal alanımız olan kentleri demokratikleştirmek, halkın geleceğini ilgilendiren her kararın yurttaşların katılımı ve onayıyla alınmasını sağlamak için örgütleneceğiz. Hangi yasal zorunluluk ile geldiyse gelsin, hangi koşullar altında oluşturulduysa oluşturulsun Kent Konseyleri bir örgütlenme modelidir. Örgütlerin gücü; katılımcılarının dinamizmi, demokratik olması ve özgürleşme yollarını açması ile ölçülür. Özgürleşme; insanların yaratıcı potansiyellerinin tam olarak ortaya çıkmasıdır. Her bir kişinin özgürce gelişmesi, başkalarının da özgürce gelişmelerinin önünü açar. İnsanın kentlerde ve üretim süreçlerinde yeteneklerini seferber etmesi, kendini geliştirip gerçekleştirebilmesi, özgürlüğün ilk adımıdır. Ama asıl özgürlük, zorunluluklar dünyasının bittiği yerde, insanların kendi yeteneklerini geliştiren etkinliklere zaman ayırabildikleri noktada başlar' dedi.
Örnek kentlere dikkat çekti
Dünyada yaşanan gelişmelere paralel olarak Türkiye'de de kanunlarda yerelleşmeyi ve kolektif karar almayı sağlayacak değişikliklere yer verildiğini söyleyen Gökerküçük; '2005 yılında yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanununu Kent Konseylerinin önünü açmıştır. Bilindiği gibi demokrasi süreçleri Atina demokrasisi ile başlar. Kadın, köle, köylü ve amelelerin olmadığı Atina demokrasisine doğrudan demokrasi denir. Çünkü o günün koşullarında kent; kral çevresi, düşünürler, askerler ve soytarılardan oluşuyordu. O günden bugüne değişen yurttaşlık durumunu da kapsayacak şekilde doğrudan demokrasi hep talep edilir. Bugün siyasi partilerin, seçmenlerin, bürokrasinin ve baskı gruplarının olduğu temsili demokrasi egemendir. Bazı ülkelerde referandum, veto, temsilcilerin azledilmesi uygulamalarını kapsayan yarı doğrudan demokrasi de doğrudan demokrasiye yaklaşma halidir denebilir. Birlikte yönetimin öne çıktığı, kararların tartışılarak birlikte alındığı ve kentlilerin kent konseyleri ve sivil örgütlenmeler yolu ile alındığı katılımcı demokrasi örneklerini de görmekteyiz. Kentsel yaşamın yeniden düzenlenmesi, kent arazilerinin kullanımı ve kent planlaması ile ilgili karar süreçlerinde, yerleşim, ulaşım ve alt yapı hizmetlerinin sağlanmasında kent sakinlerinin doğrudan ya da temsilcileri aracılığıyla verdikleri kararlar belirleyici olabilir. Meslek örgütleri ve sendikaların da içinde yer alacağı Kent Konseyleri, demokratik planlama sürecinde bölgesel ve kentsel kalkınma planları oluşturmada söz söyleyebilir. Yerel idareler kararlarının öncesinde kentin örgütleri ile birlikte olduklarında başarılı olmuşlardır. Bunun Eskişehir, Nilüfer, Odunpazarı gibi örnekleri vardır' sözlerine yer verdi.
Kent konseylerinin görevlerini açıkladı
Kent Konseylerinin görevlerini açıklayan Gökerküçük; 'Kent Konseyleri; vatandaşların-şehrin dinamiklerinin yerel hizmetlerle ilgili görüş ve düşüncelerini belediye yönetimlerine yansıtma işlevi görür. Kent Konseyleri; demokrasinin temel çıkış noktasını oluşturan halkın yönetime katılımına aracılık etme, kendilerine yönelik hizmet üreten kamu otoritelerini etkiler. Şehirler üç beş kişinin yönetimine bırakılmayacak kadar önemlidir. Onun için şehrin ortak aklını arkasına alan bir yönetim yapısına ihtiyaç var ki tam da bu amaçla kent konseyleri vardır. Kent Konseyleri demokratik yaşamın sihirli açacağı değildir ancak biz evrensel hukuk, akılla, bilimle ve inatla içinde olursak toplumsal değişime neden olabiliriz. Kentin sakini olmayıp sahibi olmayı düşünenlerin, şikâyet etmeyip çözüm üretmek isteyenlerin örgütleneceği bir alandır Kent Konseyleri' dedi.
'Kentlerimize sahip çıkalım'
Mevzuatın sınırsız yetki ve hak vermediğini söyleyen Gökerküçük; 'Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, Avrupa Kentsel Şartı uluslararası mevzuattır. Ülkemizde ise anayasa ve birçok yasada katılımcılık üzerine haklarımız olduğu gibi 5393 sayılı Belediye Kanununun; 9. Maddesi Mahalleler ve Mahalle Muhtarlıkları, 13. Maddesi Hemşeri Hukuku, 41. Maddesi Stratejik Plan, 76. Maddesi Kent Konseyi, 77. Maddesi Belediye Hizmetlerine Gönüllü Katılım sorumlu yurttaşların önünü açan mevzuatlardır. O zaman korkuyu aşalım, kendimizi aşalım ve güzel bir gelecek için kentlerimize sahip çıkalım. Kent Konseylerinde çalışalım. Kenarda durmak ve beklemek, idarecilere kızmak hakaret etmek en kötü çözümdür. Umutsuzluktan umut yaratmak elimizdedir' ifadelerine yer verdi.
Edirne'yi örnek gösterdi
Gökerküçük'ün konuşmasının ardından genel kurulun ilk oturumunda kent konseylerini anlama ve çalışma konusunda Yrd. Doç. Dr. Metin Erten sunum gerçekleştirdi. Erten, sunumunda Türkiye'de kent konseyi projesinin tutmadığını söyleyerek; 'Devlet, bu tür yapılar istemiyor. Siyasetin hiçbiri istemiyor. Sokaktaki insanlar olarak da bizim, kent yönetimine katılım gibi bir derdimiz de yok. Ama biz, kent konseylerini gelecek nesillere aktaracağız ve onları bir gün mutlaka yapacaklar' dedi. Erten, kenti birlikte yönetmenin karar alınmadan önce karara karşı çıkabilmek olduğunu ifade ederek; 'Evimizin önünün neden kazılmadığını bilmiyorsak oradan sorun vardır' dedi. Erten, sunumunda Türkiye'de başarılı olan kent konseylerine de dikkat çekerek Edirne Kent Meclisi adıyla kurulan Edirne Kent Konseyi'nin tüzüğünü örnek çalışma olarak gösterdi. Türkiye'de ilk mahalle örgütlenmesinin Fatsa'da gerçekleştirildiğini hatırlatan Erten; 'Katılımcı bütçe de dünyada ilk kez Fatsa'da uygulanmıştır' sözlerine yer verdi.
Genel kurulda ikinci oturumda kentli hakları konusunda Mücella Yapıcı, üçüncü oturumda ise kıyı ve deniz üstü RES gelişmesi ve Trakya son durum konusunda Av. Bülent Kaçar sunum gerçekleştirdiler. Sunumların ardından TMMOB Edirne İl Koordinasyon Kurulu Temsilcisi Nihat Çolak, olağan genel kurul sonuç bildirisinin ileriki günlerde açıklanacağını belirtti ve toplantı sona erdi. 

Bakmadan Geçme