Kömür işletmesi kimin?

Edirne'nin Demirhanlı Köyü'nün Ortaburun Merasında hazineden kiraladığı 80 dönümlük alanda kömür işletmesi açan bir firma, ortaya çıkan kirlilik ve mera tecavüzü nedeniyle 3 köyün sakinlerinin tepkisini çekiyor. Demirhanlı, Musabeyli ve Hacıumur köylerinin sakinleri, firmaya karşı eylem gerçekleştirirken, kömür işletmesinde yetkili bulunmaması dikkat çekti. İşletme sahibinin oğlu olduğunu söyleyen Ahmet Uyar adlı bir kişi ise görevli olmadığını belirterek işletme sahibinin Ankara'da olduğunu iddia etti.

Kömür işletmesi kimin?
TAKİP ET Google News ile Takip Et


Edirne'nin Demirhanlı Köyü Ortaburun Merasında 80 dönümlük bölümü hazineden kiralayarak kömür işletmesi açan bir firma, köy sakinlerinin tepkisini çekiyor. Kömür işletmesinde yetkili isimlerin köy sakinleri ile görüşmediği iddia edilirken, işletmenin çalışmaları sonucunda dere yatağının bozulduğu, meranın yüzde 20'si ile dere kıyısındaki tarlaların yüzde 50'sinin su altında kaldığı açıklandı.

Kömür işletmesinin uygulamaları Demirhanlı, Musabeyli ve Hacıumur köylerini etkilerken, toplamda 500 dönümlük bir arazi ile tarihi bir köprünün de sular altında kaldığı belirtildi. Ellerindeki dövizlerle alanda eylem gerçekleştiren köylüler, kömür işletmesine tepki göstererek zararlarının karşılanmasını ve işletmenin doğaya saygılı olmasını istediler.

Yetkililerden kömür işletmesinin zararlarına karşı yardım isteyen köylüler, hasat zamanının yaklaştığına da dikkat çekerek üründe yaşanan sıkıntıları açıkladılar. Köylüler, açıklamalarının ardından kömür işletmesindeki yetkililerle görüşme talep ederken, işletme sahibinin oğlu olduğunu iddia eden Ahmet Uyar adlı bir kişi köylüleri karşıladı. Uyar, görevli olmadığını belirterek, işletme sahibinin Ankara'da olduğunu iddia etti.

'165 dönüm yere tecavüz var'

Demirhanlı Köyü Muhtarı Sadullah Biçen, kömür işletmesi ile ilgili yaptığı açıklamada, işletmenin bulunduğu alanın bin 35 dönüm köy merasının içerisinde bulunduğunu söyleyerek; 'Hazine buraya havaalanı için el koydu. Fakat ben dava açtım ve mahkemeyi kazandım. Yargıtay da onadı. Bu işletmenin sahibi 80 dönüm yeri hazineden kiralıyor, parasını yatırıyor. Fakat meranın diğer kısımlarına tecavüze devam ediyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Edirne İl Müdürlüğü ile Çevre ve Şehircilik Edirne İl Müdürlüğü'ne müracaatlarımızı yaptık. Onlar da buraya gelerek durumu gördüler. 165 dönüm yere tecavüz var' ifadelerine yer verdi.

'Tarla sahipleri mağdur'

Biçen, kömür işletmesinin dere yatağını bozduğunu söyleyerek; 'Karşı taraftaki tarlaların yüzde 50'si tamamen su altında. Meramızın yüzde 20'si su altında. Biz, çevreyi kirletmeyen bir işletme istiyoruz. Bu konuda mağduruz. Tarla sahipleri zaten mağdur. Ayçiçekleri kurudu. Hasat dönemi yaklaşmasına rağmen hasat etmeye gidemiyoruz. Hava kirliliği de yapıyor. Poyraz estiği zaman köyün içine sis bulutu çöküyor. İşletme sahibi kömürü kilden ayırmak için yıkıyor galiba. Yasal işlemler de başladı. Bu konuya savcılık da müdahil. Fakat biz mağduruz. Bu nedenle vatandaşlarla eylem kararı aldık. Valilik, İl İdare Kurulu, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Edirne İl Müdürlüğü, Mera Komisyonu da olayın içinde. 10 gün önce çevreciler de geldi. Onlara ceza da yazıldı. Karşılarında muhatap da bulamadılar. Mal sahibi başka, imza yetkisi başkasında. Doğayı, toprağı, suyu kirletmeyen bir işletme istiyoruz. Bu işletmeyi burada istemiyoruz' dedi.

'Tarihi köprü çökebilir'

Toplam 500-600 dönümün sular altında kaldığını söyleyen Biçen;'Burada Gelinhanım adlı tarihi bir köprü var. Bu tarihi köprü tamamen sular altında ve çökme tehlikesi var. Bu köprü, bizim köyümüzün su hudutları içerisindedir. Böyle devam ederse köprü yıkılacak. Karşı tarafa geçişi sağlayan tek köprü. Karşı tarafta Hacıumur ve Musabeyli köylerinin arazileri var. Kullanılan bir köprüdür.  Bu köprü için de Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne gideceğim. Bu köprüye gelen su 15-20 gündür var. Daha önce köprüden geçiş sağlanıyordu. Ama köprü su altında kaldı' sözlerine yer verdi.

'Dereye zift gibi siyah bir su akıyor'

Kömür işletmesinin, kömürü kilden ayırmak amacıyla su kullandığını söylediğini belirten Biçen; 'Onun için suyu burada stok ediyor. Fakat bu kadar geri tepeceğini tahmin etmiyorduk. Kömürün suyunu da dereye salıyorlar. Çevreciler de bunu tespit ettiler, '˜Bu kömürden çıkan pisliği arıtma ile öğüteceksin, belirli aralıklarla salacaksın. Bunu direkt dereye salamazsın' dediler. Dereye zift gibi siyah bir su akıyor. Çevreye kötü bir koku yayılıyor.Ayçiçekleri sudan dolayı da çürüyor' dedi.

'Yetkili bulamıyoruz'

Demirhanlı Köyü sakinlerinden Hüseyin Öztürk ise tarlasının sular altında kaldığını söyleyerek; 'Komşularımızın arazileri de aynı şekilde. Ektiğimiz mahsullerimiz çürüdü. Şu anda hiçbir şekilde müdahale edemiyoruz ve 40 dönümlük tarlamın 20 dönümü sular içerisinde kaldı. Şirketle görüştük, '˜Biz halledeceğiz' dediler ama hiçbir konuda da yardımcı olmadılar. Şu anda aradığımız yetkiliyi de bulamıyoruz, Ankara'ya gitmiş. Çocuğu var ama çocuğunun da hiçbir bilgisi yok' ifadelerine yer verdi.

'5 senedir burada'

Alanda 30 dekarlık bir arazisi bulunduğunu söyleyen Necdet Çetin ise 3 yıldan bu yana arazisine giremediğini ifade ederek; 'Mağdurum ve mağduriyetimin giderilmesini istiyorum. Kendime muhatap bulamıyorum. Hiçbir işlem yapmıyorlar. Tarla sahipleri olarak hepimiz mağduruz. Bu şirket, 5 seneden beri burada' dedi.

'İşletme müdürleri 1 ay çalışıp gidiyorlar'

Dere kenarında 43 dekar arazisinin bulunduğunu belirten Ahmet Tuna ise arazisinin 28 dekarının tamamen çürüdüğünü söyleyerek; 'İşletme sahibine birkaç kez gitmemize rağmen muhatap bulamadık. Bizi sadece işletme müdürleri ile görüştürdüler. İşletme müdürleri de 1 ay çalışıp gidiyorlar. Geldiğimizde muhatabımız yok. Sesimizi duyurmak istiyoruz' sözlerine yer verdi.

'15 bin dekarlık yere geçemiyoruz'

Hacıumur Köyü Muhtarı Nuhfel Göksu ise köy sakinlerinin tarihi köprünün sular altında kalmasıyla yaşadıkları mağduriyeti açıklayarak; 'Bütün arazilerimizin su altında kalan tarihi köprünün çıkışında olmasından dolayı çok mağduruz. 20 günden beri köprüyü kullanamıyoruz. Hasat mevsimi yaklaştı. Yaklaşık 15 bin dekarlık yere geçiş yapamıyoruz. Şu anda köprü tamamen su altında ve kullanılmaz durumda. Biz de bu şekilde mağduruz. Bu suyun buradan alınmasını istiyoruz. Gerekli yerlere de dilekçemizi verdik. Ancak bugüne kadar bir işlem görmedik. Bu işe el atılmasını istiyoruz' dedi.

'Verdikleri sözleri tutmadılar'

Demirhanlı Köyü sakinlerinden Mehmet Yıldırım ise bölgede kardeşi ve babası ile ortak alanı bulunduğunu belirterek; 'Bu şirket ilk geldiğinde artezyen yapmak istediler. Ben izin vermedim. Zirai araştırmaya gittim ve istedikleri yere artezyen yapabileceklerini söylediler. İzin verdik ve artezyen yaptılar. Daha sonra kömür olduğunu söylediler ve istediler. Kömürü alıp yeri kapatacaklarını söylediler. Dere ıslahı yaparak suyun akışını sağlayacaklarını ve köprü yapacaklarını söylediler. Tarla satmaya karşı olduğum için yerimi de kiraya verdim. Fakat işletme, verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmedi. Dere ıslahı ve diğer sözlerini yapmadı. Bu nedenle davacıyım. 2015 yılında 2 yıllık sözleşme yaptık. 2017 yılında otomatik olarak 1 yıl uzuyormuş ve bilmiyorduk. Bu yıl sözleşmemiz 19 Ekim'de dolacak' ifadelerine yer verdi.

'Gereğinin yapılmasını istiyoruz'

Demirhanlı Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Tuncay Aladağ, köylülerin tarım ve hayvancılıkla geçindiğine dikkat çekerek; 'Köyümüzde yaklaşık 2 bin küçükbaş, yaklaşık bin 500 tane büyükbaş hayvan var. Önceler burada şırıl şırıl akan bir dere vardı. Hayvanlar burada otlayıp, dereden su içiyordu. Ama şu anda tarlalar su içinde. Meradan 80 dönüme yakın bir kiralama yaptıklarını söylüyorlar. Ama daha da yayılmışlar. Burada yıkama yapıp suyu dereye salıyor. Daha önceleri kalorisi düşük olduğundan dolayı leonardit üretimi yapılacağını ve düzleyerek gideceklerini söylediler. Fakat durum onların dediği gibi değil. İnsanlar, hayvancılık yapanlar mağdur. Burada bir tane hayvan yok. Bir tane meramız var. O da Haziran aylarında kuruyor. Burası dere boyunda olduğu için biraz daha yeşil kalıyordu. Gereğinin yapılmasını yetkililerden istiyoruz' dedi.

Görevli yok

Açıklamaların ardından köylüler, işletmeye giderek görevlilerle görüşme talebinde bulundular. İşletmede, işletme sahibinin oğlu olduğunu iddia eden Ahmet Uyar adlı bir kişi köylüleri karşılarken, görevli olmadığını söyledi. Köylüler ise Uyar'a tepki göstererek; 'Zehirleniyoruz, köye duman geliyor. Köyde bir tane domates, biber yetişti mi? 3 yıldır mağduriyetimizi gidermiyorsunuz. Bir tane de yetkili yok' dediler. İşletme alanında çok sayıda hurda artıklarının yanı sıra plakası bulunmayan bir adet ambulansın yer alması dikkat çekti. 

Bakmadan Geçme