• Haberler
  • Edirne
  • 'Kırık Kalp Sendromu' duygusal ve fiziksel sağlığı tehdit ediyor

'Kırık Kalp Sendromu' duygusal ve fiziksel sağlığı tehdit ediyor

Kırık Kalp Sendromu duygusal sağlık problemlerinin yanı sıra insan sağlığını fiziksel olarak da etkiliyor. Kırık Kalp Sendromu hakkında açıklamalarda bulunan Kardiyoloji Uzmanı Dr. Çetin Gül, yakın birinin kaybı, ciddi ekonomik kayıplar, aniden kötü bir sağlık teşhisi almanın yanı sıra, özellikle evladını kaybeden anneler arasında daha sık görülen bir durum olduğuna dikkat çekti.

'Kırık Kalp Sendromu' duygusal ve fiziksel sağlığı tehdit ediyor
TAKİP ET Google News ile Takip Et

 

“Kalp krizi riski 21 kat daha fazlad"

Aşırı stres durumunun o kadar etkili olduğunu ve yakınlarından birisinin hayatını kaybetmesi durumunda ilk 24  saat içinde kalp krizi riskinin normal zamana göre 21 kat fazla olduğunu vurgulayan Uzman Dr. Gül, "Bir yakınını kaybettiğinizde bu ilk bir hafta içinde 6 kat fazladır ve normal hale gelmesi bir ayı bulur.  Hatta Japonların tanımladığı stres stres kardiyomiyopatisi dediğimiz diğer adıyla Takotsubo kardiyomiyopatisi, Kırık kalp Sendromu, stresle oluşan geçici bir kalp krizidir. Hastalarda göğüs ağrısı, nefes darlığı, kalp yetmezliği bulguları oluşur.En sık evladını kaybeden annelerde oluşur. O yüzden kırık kalp sendromu, stres kardiyomiyopatisi veya Japonların tanımıyla Takotsubo kardiyomiyopatisi, dediğimiz durumdur. Klinik bulguları kalp krizi ile aynıdır. Anjiyoya alındığında da genelde damarlarında tıkanıklık bulunmaz.  Daha çok stres sırasında salgılanan, aşırı stres hormonları, adrenalin gibi hormonlar kalp kasında ani bir sersemlik şok etkisi ve kalp kası güçsüzlüğü yapabiliyorlar. Aynı anjiyoda bir damarı tıkalı olan, gerçek kalp krizi hastalarındaki bulguların tamamı oluşabiliyor. O yüzden stresin, kardiyovasküler sistemi üzerine etkileri çok önemlidir" ifadelerine yer verdi.

Stresin, kardiyovasküler sisteme etkilerinin kadınlarda çok daha fazla olduğunun altını çizen Uzman Dr. Gül, strese bağlı oluşan kırık kalp sendromunun yüzde 90'ının kadın olduğunun tespit edildiğini ifade etti.

Stresin aslında kelime anlamı olarak baskı, basınç ve gerilim anlamına geldiğini söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Dr. Çetin Gül, aşırı stresin zararlı olduğunu belirterek vatandaşlara uyarıda bulundu.

Stres anında vücutta adrenalin denilen hormonun salgılandığını aktaran Uzman Dr. Gül, bu hormonun fizyolojik etkilerinin kalp atışını ve nefes alıp vermeyi hızlandırdığını, bunun da aşırı fazlasının kan basıncını arttırmasına bağlı kardiyovasküler sisteme zarar verebildiğine dikkat çekti.

Stresin vücutta halsizlik, baş ağrısı, ellerde titreme, terleme, yorgunluk hissi, mide bağırsak şikayetleri, hafıza sorunları, cinsel sorunlar, uyku bozuklukları, yeme içme bozuklukları, aşırı sinirlilik, aşırı hassas olma, arkadaş ilişkilerinde bozulma, hatta alkol, sigara ve uyuşturucu bağımlılığına kadar ilerleyebilecek şekilde belirtileri olabildiğini ifade eden Uzman Dr. Gül, bu durumun çok ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebileceğine değindi.

"Stres kalp ritmini bozuyor"

Stres sırasında salgılanan hormonların  kalp hızını arttırdığını dile getiren Uzman Dr. Gül, bu durumun çarpıntı, nabız yüksekliği ve ritim bozukluklarına yol açabileceğini veya hastanın mevcut ritim bozukluğunu tekrar tetikleyebileceğini aktardı.

Bir başka önemli noktanın ise adrenalin hormonunun aşırı salgılanmasıyla kan basıncı ile tansiyonda ani bir yükselme olabileceğini ve inme riskinin artacağını belirten Uzman Dr. Gül, "Bu durumda kalp yetmezliği olan bir hastanın durumu daha da kötüleşebilir. Yine stres hormonlarının aşırı salgılanmasına bağlı kanda aniden kolesterol yüksekliği, kandaki yağ düzeylerinin aşırı yükselmesi, kanda bir pıhtılaşmaya eğilim olur.  Bu da tansiyon ve ritim kalp hızının yükselmesiyle birlikte bir araya geldiğinde kalp krizi riskini arttırabilir" ifadelerine yer verdi.

Stresin yanında bazı faktörlerin de kalbe zarar verdiğini aktaran Uzman Dr. Gül,"Bozulmuş yeme içme alışkanlığı kilo artışına, şeker ve kolesterol seviyelerinde bozulmaya,  artan sigara ve alkol tüketiminin, artan kortizon seviyesi, şeker hastalığı ve kalp büyümesinin kalbe zarar vermeye başlar. Kortizon seviyesindeki aşırı yükselme ileri dönemde kanser riskini bile arttırabilir" dedi.

Aşırı çay-kahve tüketimi ve uykusuzluğun da kardiyovasküler sistemde stresin yaptığı nabız ve tansiyon yüksekliği ve vücutta kalp krizi riskini arttırabilecek faktörler olduğunu belirten Uzman Dr. Gül, kalp rahatsızlığı ve ritim bozukluğu olan hastalara çay-kahve tüketimini sınırlandırmalarını tavsiye etti.

Sağlıklı bir insanda yaş ilerledikçe nabzın 60'a kadar yaklaştığını belirten  Uzman Dr. Gül, gençlerde 100'e, daha küçük çocuklarda 120'ye, bebeklerde ise 140'a kadar normal kabul edilebildiğini söyledi.

Bir insanın kalp krizi geçirdiğini kalp elektrosu çekmeden veya belli kan tahlillerini yapmadan kesinleştirmenin mümkün olmadığını vurgulayan  Uzman Dr. Gül, hastanın göğsüm ağrıyor demesi, bu ağrının kola sırta vurması, terleme ve nefes darlığının bazen bulantı kusmanın eşlik etmesi gibi durumların kalp krizi geçiriyor olma durumunu işaret ettiğini ifade etti.

KUMRU ÖNGÜN