İşadamına FETÖ davası
Edirne'de FETÖ / PDY ile iltisaklı olduğu gerekçesiyle kapatılan bir okula ait arsayı, örgüt adına sattığı iddiasıyla soruşturma başlatılan ve hakkında 'Örgüte bilerek, isteyerek yardım etme' suçundan dava açılan iş adamı ilk kez hakim karşısına çıktı. 2017 yılında tutuklama talebiyle sevk edildiği hakimlikçe 430 bin TL kefalet ve yurtdışı çıkış yasağı ile serbest bırakılan işadamı duruşmada arsa sahibi şirketin kime ait olduğunu bilmediğini, arsanın satışına komisyon karşılığında ticari amaçla aracı olduğunu savundu.
Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile iltisaklı bir şirkete ait arsanın satışına aracılık ederek 'örgüte bilerek, isteyerek yardım etme' suçlamasıyla hakkında Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılan işadamı S. A. B., ilk kez hakim karşısına çıktı. İlk duruşmaya sanık iş adamı S. A. B. ile avukatları katıldı. Sanık S. A. B., Trakya bölgesinde inşaat ve yol tamiri işleriyle uğraşan firmaları olduğunu ayrıca arsa alım satımı ile de uğraştığını, 2010 yılında ise emlakçılık belgesi aldığını ifade etti.
Üç arsa gösterildi
Söz konusu arsadan kendisine 2015 yılının
Ağustos ayında akrabası olan S. B.'nin bahsettiğini ifade eden S. A. B.,'Bir
arsası olduğunu, satmak istediğini söyledi. (İstiyorsan kendin al, sen sat)
dedi. (Okul arsası olduğundan bana lazım değil. Kimsenin işine yaramaz ama
müşteri bulursam satarım) dedim' şeklinde konuştuklarını ifade etti.
Sonrasında emlakçı arkadaşım K. A. K.'nın
kendisine Edirne'de okul yaptırmak isteyen İstanbul'dan kişiler olduğunu söylemesi
üzerine bu kişilere önermesi için okulun arsasının da yer aldığı üç yer
söylediğini ifade eden S. A. B., K.'nin bu kişilere bu üç yeri önerdiğini,
onların da en ucuz ve en uygun olduğu için okulun olduğu yere karar
verdiklerini aktardı.
Tapuda değeri düşük
göstermişler
Daha sonra Eylül ayında bu kişilerle
Edirne'de kendi ofisinde görüştüklerini ifade eden S. A. B., aracı emlakçılar
ve yanlarındakiler dışarı çıktığında baş başa kaldıkları İ.'ye '1 milyon 200
bin TL'ye satacağımı söyledim. Yeğenim olduğunu, arsaya aracı olduğumu izah
ettim. 1 milyon 100 bin TL'ye anlaştık. 3 bin TL kopara verdi. Sözleşme yaptık.
Almayı çok da düşünmüyorlardı. Vazgeçebilecek bir kaparo verdi. 15 '“ 20 gün
sonra aradım. Ayın 20'sinde geleceklerini söylediler. Evrakları gönderdiler.
Benim vekaletim olmadığı için S. B.'ye verdim. Tapuya gitti. 20'sinde İ. Bey
geldi. Tapuda değerin çok çıkması nedeniyle (satışı rayiç bedel üzerinden
yapalım) dedi. 530 bin TL'ye anlaştık. 530 bin TL'yi EFT yaptı. 567 bin TL'yi
ofiste teslim ettiler. Tapuya gittiğimizde İ. adına işlemleri yapacak olan kişi
ve S. B. tapuya gitmişlerdi. İçerde işlemleri hallettiler. İ. beylerden
ayrıldık ' şeklinde konuştu.
'İyi bir fiyata
satıldı'
S. A. B., alınan paradan 450 '“ 470 TL'yi
S. B.'ye teslim ettiklerini, 20 '“ 30 bin TL'yi emlakçıya verdiğini, 70 '“ 80 bin
TL'nin kendisine kaldığını ifade ederek, 'Satış karşılığı aldım. S. B. bana (1
milyona sat) dedi. Üstünü zorladım. Arsa iyi bir fiyata satıldı, ucuza
satılmadı' dedi.
Arsanın rayiç bedel üzerinden satılma nedeninin tapu
harçlarının fazla çıkmasın diye olduğunun alıcının ifadesinde de yer aldığını
ifade eden S. A. B., 'Sadece Vergi Usul yasasına muhalefetten suç oluşabilir'
dedi.
'Suçlamayı bilme
şansım yok'
S. A. B. savunmasının ardından mahkeme
heyetinin sorularını yanıtladı. S. A. B., yanıtlarında satılan arsanın nereye
ait olduğunu S. B.'nin kendisine söylemediğini ifade ederek, '(1 milyon liraya
aldım, sat) dedi. Nereden aldığını söylemedi. S. B.'nin Arda A. Ş.'de
çalıştığını bilmiyordum. Biraz uzak bir kişilik. Çok fazla bir şeyimiz yok.
2015 yılında Arda şirketine yönelik hiçbir suçlama yok. Suçlamalar 2016 yılının
Haziran ayından sonra başlamış. Bunu benim bilme gibi bir şansım yok' dedi.
S. A. B.'nin avukatı da arsanın gizli bir
şekilde değil, Edirne'de herkesin bileceği bir şekilde satıldığını
vurgulayarak, 'S. B. yakalandığında verdiği ifadesinde internet sitesine bile
ilan verdiğini söylüyor. Müvekkilim Arda A. Ş. nedir, kime aittir bilmez.
Arsayı S. B.'ye ait olarak biliyor. Dosyayı okuduğu için Arda A. Ş. olarak
biliyor. Müvekkilim müteahhitlik yapıyor. Bu piyasada böyle bilinir. Bu tür
arsaların alım satımıyla da ilgilenir. Bir arsanın kaç para edeceğini bilir.
Ehil bir kişidir' dedi.
Tanıklar dinlendi
Duruşma daha sonra tanıkların dinlenmesiyle
devam etti. Tanık olarak dinlenen Arda A. Ş.'de dönemin yönetim kurulunda üye
olarak yer alan M. T., arsanın satılmasına ilişkin ayrıca bilgisi olmadığını
ifade ederek, 'Bilindiği üzere zaten biz kağıt üzerinde hak sahibiyiz. O gün
şirket üzerindeki arsanın satışı yapılacak dediler. Telefon ettiler gittim.
Sadece imza attık. S. A. B. yoktu. Satış sebebini bilmiyorum' dedi.
'Arsa S. B.'nin diye
biliyorum'
Tanık olarak dinlenen emlakçı K. A. K. de
İstanbul'dan okul yapmak için gelen kişilerin kendilerine okul arsası
sorduklarını ve kendilerinin de bir tanesi söz konusu arsa olmak üzere 4 tane
arsa sunduklarını ifade ederek, bunların içinden yatırımcının söz konusu arsayı
beğendiğini söyledi. K., 'Arda A. Ş.'ye ait olduğu konusunda bir fikrim yok. S.
B.'nin olduğunu biliyorum. O süreçte bu arsa satılıktı. Bütün emlakçılar
biliyordu. Arsa, tapuda özel okul alanı olarak işliydi. Okul imarında olduğu
için yatırımcıya cazip geldi. Tapuya ve belediyeye giderseniz size sadece
taşınmazın imar durumunu söylerler. Biz kime ait olduğuna bakamayız. Satışta
100 bin TL gibi bir komisyon alacaktık. Yüzde 3'ü bizim olacaktı. 20 bin TL
aldık. Arsanın satılık olduğunu ilk S. A. B.'den duymadık. Bütün emlakçılar
biliyordu' dedi.
Fenerbahçe'ye teklif
etmişler
Tanık A. F. de emlakçı olarak taşınmazı
Fenerbahçe Spor Kulübü için istediğini ifade ederek, 'Fenerbahçe yer bakıyordu.
Okul arazisini herkes almaz. Onların da hoşuna gitti. S. B.'ye götürdüm. (Sonra
görüşürüz) dedi. 15 '“ 20 gün sonra kulüp sıkıştırınca, sordum. S. B., S. A.
B.'nin adını verdi. Anlaştıklarını söyledi' dedi.
A. F., arsanın satılık olduğunu piyasadan
ve S. B.'den duyduğunu ifade etti. F., alım satım bedeli ödememek için satış
sırasında taşınmazları rayiç bedelin biraz üzerinden göstermenin genel bir
uygulama olduğunu ifade etti.
'Okul ekonomik
sıkıntıdaydı'
Duruşmada son olarak S. B. tanık olarak
dinlendi. Tutuklu bulunduğu cezaevinden getirilerek duruşma salonunda hazır
edilen S. B., arsanın satış nedeninin okulun ekonomik sıkıntıda olması olduğunu
söyledi. S. B., 'Biriken maaşlar, azalan öğrenci sayısı, kredi ihtiyacını
kapatmak için o günkü hissedarlar, yönetim karar aldı. Şirketin inşaat, maaş,
banka borçlarının baskısı altında satalım dedik. İnternete ilan koyduk. Talepler düşük geldi,
500 '“ 600 bin TL. M. İ. inşaat talip oldu. 1 milyon TL'ye anlaştık. Sonra
vazgeçtik. Başka bir inşaat şirketi ile 1 milyon TL'ye anlaştık, kredi
çıkmayınca kaldı. Arsa, villa arazisine pek uygun değilmiş. (Burası okul olarak
değerli) dediler. Fenerbahçe okulunun mevzusu vardı. Yönetim kurulunda olduğu
için M. T.'ye satış için yetki aldık. O arada S. A. B.'ye söyledim. (Arsam var satmayı düşünüyorum.) dedim. Pek
ilgilenmedi. Öyle kaldı. Başka talipliler de geldi. İmar değişikliğinden dolayı
düşük fiyat verdik. S. A. B.'ye söyledikten 2 '“ 3 ay sonra muhasebeciyle tapuya
gittim. Tapuda değeri düşük gösterdik. Parayı Bank Asya hesabına yatırdılar.
530 veya 570 olabilir. Üstünü elden aldım. Parayı borçlara kullandım. Bankaya
yatırmadım' dedi.
'Satış sırasında
tapuda yoktu'
Tanık S. B., sanık S. A. B. ve avukatı
ile mahkeme heyetinin sorularını yanıtladı. S. B., sanık S. A. B.'nin arsanın
kendisine ait olduğunu bildiğini ifade ederek, 'S. A.B.'nin komisyon alacağını
biliyordum. Bu arsadan 530 veya 570 bin TL satıştan, 450 bin TL elden aldım. 20
bin TL tapu harcı masrafı var. Muhtemelen onu düşerek verdi. Başkası gelse
istediğimiz fiyatı verse satardık. S. A. B. satış esansında tapuda yoktu. Benim
yanımda değildi' dedi.
'Her şey şeffaf
yapıldı'
Tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme
heyeti sanık avukatlarına söz verdi. Müvekkilinin 'Örgütü üye olmamakla
birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım' suçundan yargılandığını ifade eden
sanık avukatı, 'Bu suçun baş unsuru bilmektir, eylemin bilerek yapılmasıdır.
2015 yılında Arda A. Ş. diye bir şirket var. Şirket sadece bir yeri satmamış,
başka yerleri de satmış, sıkıntıda. Kimse 2015'te (FETÖ ile iltisaklı olan)
demiyordu şirket için. S. B., müvekkile mal kaçırma amacıyla gelmemiş. Ticari
amaçla gelmiş. Mal kaçırılacak olsa cümle aleme duyurulup, en yüksek fiyattan
satılmaz, müşteri aranmaz. Öyle bir niyeti olsaydı müvekkil kendi adına alırdı.
Çok rahat üçüncü bir şahıs bulabilirlerdi. Bu amaçla hareket edilmediği çok
açık ortada. S. B., daha iyi satar diye S. A. B.'ye pazarlık kısmını bırakıyor.
Her şeyden önemli olan müvekkilin ne amaçla hareket etmiş olduğu. Müvekkil
tüccar. Ticari faaliyet olarak bunu yapmıştır. Ucuza satmak gibi bir niyeti
yok. Her şeyi şeffaf olarak yapmıştır. S. B. de komisyon alacağını biliyor'
diye konuştu.
Diğer sanık avukatı da müvekkilinin FETÖ
soruşturmalarında bir kere bile adının geçmediğini savunarak, müvekkilinin
yurtdışı çıkış yasağı ile teminatın kaldırılmasını talep etti.
Yurtdışı yasağı
kaldırılmadı
Mahkeme heyeti, verdiği aranın ardından
İstanbul'a tanıklar için yazılan talimatların dönüşünün beklenmesine ve arsayı
satın almak için S. B. ile görüşen M. İ., A. Y. ve V. B.'nin tanık olarak
dinlenmesine karar verdi. Heyet, sanık S. A. B. hakkında Sulh Ceza
Hakimliği'nce uygulanan güvence bedeli adli kontrol şartı için yatırılan 430
bin TL'nin teminat mektubuna çevrilmesine, B. hakkındaki yurtdışı çıkış
yasağının ise devamına karar vererek yargılamayı ileri bir tarihe erteledi.