İriş'ten birlik vurgusu
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş, Suriye'nin İdlib kentinde yaşanan gelişmeler karşısında birlik çağrısında bulunarak, 'Dün dost diye ifade edilen ülkelerin tavırlarının çok net bir şekilde anlaşıldığı bir zaman diliminde bulunuyoruz' dedi.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş, gündeme dair açıklamalarda bulundu. İdlib'de yaşanan son durum nedeniyle birlik çağrısında bulunan İriş, 'Suriye'de ki hain saldırı sonucunda şehit olan kardeşlerimize Allah'tan sonsuz rahmet diliyoruz, bütün milletimizin başı sağ olsun. Bu tabi çok önemli bir dönüm noktası gibi gözüküyor. Bulunduğumuz coğrafya çok önemli bir coğrafya, tarih boyunca en çok medeniyetin kurulduğu ve en çok savaşa tanık olan bir coğrafyada bulunuyoruz. Buralarda tutunmanın birinci şartı, burada yaşayan millet olarak birlik ve beraberliğimizin kıymetini bilmek ve birlik beraberliğimize zarar verecek her türlü tavırdan ve her türlü olumsuzluktan kaçınmak. Diğer taraftan birlik ve beraberliğimize kuvvet kazandıracak unsurları ve değerleri hakim kılmaktan geçiyor. O bakımdan fikri ve vicdanı hür insanların yaşadığı bir ülke olmak durumundayız' dedi.
'Komşularla
ilişkiler yeniden detaylanmalı'
Özellikle dış politikada
ki stratejilerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savunan İriş, 'Bunun tamda
zamanıdır. Dün dost diye ifade edilen ülkelerin tavırlarının çok net bir
şekilde anlaşıldığı bir zaman diliminde bulunuyoruz. Denklemler yeniden gözden
geçirilmeli, bu bölgede huzurun ve barışın sağlanmasının en önemli şartlardan
bir tanesinin çevremiz ile olan ilişkilerimizi yine kendi irade ve kabiliyetimizle
çözmemiz lazım, komşularımızla olan ilişkilerimiz yeniden detaylandırmamız
lazım, üçüncü ülkelerin araya girerek, fitneler çıkartarak, ortalığı
karıştırarak ateşe çevirmek istediği bölgemizde, ateşi söndürmemiz lazım, yine
bu iş bu ülkeye düşüyor' diye konuştu.
'Sakin
hareket etmeliyiz'
Dış politikası
konusunda sakin hareket etmemiz gerektiğini söyleyen İriş, 'Özellikle dış politikada 2 kelime var
'˜uhulet' (Sakin) ve '˜suhulet' (Nazik) yani bu 2 kelime tarih boyunca
kullanılmıştır. Uhulet ve Suhulet ile hareket etmemiz lazım, siyasilerde
halkımızın da bu havayı yaşaması lazım, bu atmosferde düşüncelerini
paylaşmaları lazım. Yani telaşa gelmeden, düşünerek ve aklı selim bir şekilde
imkanlarımızı iyi hesaplayarak dengeleri iyi kontrol ederek politikalar
geliştirmemiz ve onu uygulamaya sokmamız lazım. Bu ülke hepimizin ülkesi,
beraber yaşıyoruz, başka ülkemiz yok. Bu ülkenin birliği, beraberliği, huzuru
ve refahı ancak verilen kararların toplum vicdanına yansımasıyla mümkün
olabilir. Yani bir grubun çok beğendiği, diğer tarafın da hiç beğenmediği ise
orada bir problem var demektir. Siz doğru zannedebilirsiniz ama toplumun önemli
bir kısmı o uygulamayı doğru bulmuyor ve içine sindiremiyorsa onu anlaşılır
hale getirmek yönetimin görevidir, siyasetin görevidir. Hele hele milli
meselelerde, dış politikada kesinlikle çok büyük bir çoğunluğun ittifak ettiği
stratejiler hayata geçirilmelidir. Dolayısıyla böyle politik bir günde bir defa
daha ifade etmek istiyoruz ki, her şey yeniden gözden geçirilmeli, denklemler
yeniden ele alınmalı, bu istikamette stratejiler geliştirmemiz lazım. Devleti
yöneten kadrolardan ve siyasetin üst yönetimlerinden bunları bekliyoruz'
şeklinde konuştu.
'Bu
ülkenin çözmeyeceği sorun olmayacaktır'
Ülkemizin bağrı yandı.
Ailelerin iki defa bağrı yandı ama daha büyük felaketler yaşamamak için artık
belli grupların düşüncelerinden öte bütün toplumu kapsayacak fikri, öneri ve
çözümler ortaya koymamız lazım. Aslında bunlar çok zor şeyler değil, Milli
görüş bunları 50 yıldan beri konuşuyor, yeter ki kutuplaşmayalım. Farklı
fikirler farklı siyasi öneriler olabilir bunlarda sıkıntı yok ama hele hele dış
politikada asla farklılık taşınmaz, toplumun tamamına yakın kısmının o
politikaları benimsemesi ve özümsemesi lazım. Uhulet ve suhulet ile bu konular
ortaya konduğunda eminim ki bu ülkenin Allah'ın izni ile çözemeyeceği hiçbir
sorun olmayacaktır' diyerek sözlerini tamamladı.