Her biri sanat eseri köprüler
'Köprüler şehri' olarak bilinen Edirne'de her biri sanat eseri durumundaki taş köprüler, kentin en önemli süsü olarak dikkati çekiyor.
Sanat tarihçisi Altay Bayatlı, yaptığı açıklamada, Edirne'nin köprüler şehri olmasının Avrupa'daki fetih hareketlerinin hareket noktası olmasıyla doğru orantılı olduğunu söyledi.
Köprülerin her birinin, kanalları, dereleri ve
nehirleri geçme amacı taşımasına karşın estetik olarak da bir dizi kolye gibi
sıralandığını ifade eden Bayatlı, Osmanlı döneminde pek çok taş köprü
yapıldığını anımsattı. Edirne'de 13 taş köprü bulunduğunu belirten Bayatlı
bugün pek çoğu kullanılan Gazi Mihal, Yıldırım, Saraçhane, Fatih, Kanuni, Yeni
İmaret, Yalnızgöz, Tunca, Meriç, Seferşah gibi köprülerin yanında, kullanılmayan
Kanatlı, Kazan ve Taş köprüleri de olduğunu dile getirdi.
En
meşhurları Meriç ve Tunca köprüleri
"Edirne'nin
Tarihi Köprüleri" yüksek lisans tezi hazırlayan Bayatlı, bunların en
meşhurlarının aynı istikamette bulunan ve adeta birbirine yol veren Tunca ve
Meriç köprüleri olduğunu vurguladı.
Bayatlı, Mecidiye Köprüsü olarak bilinen Meriç
Köprüsü'nün II. Mahmut'un ferman buyurmasıyla yapımına başlandığını ve
Abdülmecid zamanında tamamlanmasıyla bu isimle anıldığını söyledi.
II. Mahmut'un ahşap köprü yerine taş köprü
istemesi üzerine inşanın başladığının altını çizen Bayatlı, şöyle konuştu: "II.
Mahmut Meriç kenarında bir konağa ziyarete geldiğinde Meriç Köprüsü'nün yerinde
bulunan ahşap bir köprüyü görerek 'bunu artık bir taş köprü olarak görmek istiyorum'
diye ferman buyurmuşlar. Ondan sonra inşaatına başlanmıştır fakat padişahın
ömrü yetmediği için köprü Abdülmecid döneminde tamamlanmıştır ve hizmete
açılmıştır. Çok sanatlı bir köprüdür, ayaklarında çeşitli betimlemeler vardır
buna ejderha betimlemeleri dahil, tarih köşkünde resim sanatı kullanılmıştır,
iç tavanında duvar resimleri mevcuttur ve ilginç bir olay da köprünün inşaatı
yapıldığı sırada buna şimdiki adıyla cumhurbaşkanlığı arşivlerinden ulaşıyoruz,
köprü inşaatı yapılırken ayaklarında Edirne'nin eski kale surlarından kalma
taşların kullanıldığını görmekteyiz. Çok sanatlı bir köprü olarak Edirne'mize
hala hiçbir sıkıntı yaşattırmadan hizmet vermektedir.''
Bayatlı, dönemin
defterdarı Ekmekçizade Ahmet Paşa tarafından yaptırılan Tunca Köprüsü'nün,
yaptıranın adıyla da anıldığını belirtti. Köprünün önemli bir sanat yapısı
olduğunu ifade eden Bayatlı, şunları kaydetti: "Sultan I. Ahmed Han'ın
Edirne'yi çok sevmesi Tunca Nehri üzerinde gezintiler yapması ve köprünün
bulunduğu bu bölgeden devamlı olarak geçmesinden mütevellit dönemin Edirne
Defterdarı Ekmekçizade Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Daha önce bu
köprünün yerinde, ahşap ve Yeni Köprü olarak isimlendirilen (Meriç Köprüsü
yapıldıktan sonra bu isim Eski Köprü olacak) köprü yıktırılıp yerine taş olarak
yapılmıştır. Köprü dönemin ünlü mimarlarından ve Sultan Ahmed Cami'nin de
mimarı olan Mimar Sedefkar Mehmet Ağa tarafından 1607-1615 yıllarında
yapılmıştır. Yapıldığı tarihten itibaren köprü Edirne'nin en önemli ve sanatlı
köprüsü unvanını almış, Tunca Nehri kıyısındaki konaklardan köprünün
rıhtımlarına ve saraya sandallarla geziler düzenlenmiştir. 10 gözlü olup, boyu
140 metre, genişliği 7 metredir."
Diğer
köprüler
Bayatlı'nın
aktardığına göre, hala kullanımda olan diğer köprüler ise şunlar: Gazimihal
Köprüsü: Edirne'nin fethinden hemen sonra harap durumda olan köprü 1402 yılında
temeline kadar söküp yeniden yaptırıldı. 16 gözlü, 184 metre uzunluğundaki
köprü Osmanlı komutanlarından Gazi Mihal Bey'in adı ile anılıyor. Yıldırım
Köprüsü: İsmini hemen yakınında bulunan Yıldırım Bayezid Camisi'nden alan köprü
9 gözlü, 125 metre boyunda. Saraçhane (Şehabeddin Paşa) Köprüsü: Köprü Sultan
II. Murad'ın Sarayiçi olarak anılan ormanlık bölgeye yaptırdığı saraya
ulaşabilmesi için veziri Hadım Şehabeddin Paşa tarafından 1452 yılında
yaptırıldı. Köprü 10 gözlü, ilavesi ile boyu 120 metre uzunluğuna sahip. Fatih
(Has Bahçe, Cephanelik, Bönce, Süvari) Köprüsü: Fatih Sultan Mehmet tarafından
1452 yılında yaptırıldı. Köprü kronolojik olarak has bahçeye bağlandığı için
"Hasbahçe", saraya civardan gelen bönce kaynağından istifade ettiği
için "Bönce", 1844 yılında sarayın cephanelik olarak kullanımından
dolayı "Cephanelik", 1878 yılında sarayın ortadan kalkmasından sonra
civara yapılan süvari kışlalarından dolayı "Süvari" ve bugün de
yaptıran Fatih Sultan Mehmet'ten dolayı "Fatih" Köprüsü adını aldı.
Ortada büyük, yanlarda daha küçük olmak üzere 3 gözlü olan köprü 34 metre
boyunda 4 buçuk metre genişliğe sahip. Yeni
İmaret (Sultan II. Bayezid) Köprüsü: Köprü 1612 yılında yaptırıldı. 8 gözlü
köprü 126 metre boyunda. Kanuni (Saray Köprüsü): Köprü bugün Kanuni Köprüsü
olarak isimlendirilse de Edirne halkı tarafından 'Saray Köprüsü' diye de
bilinir. Ortasındaki iki gözü büyük yanlardaki küçük olmak kaydıyla 4 gözlü olan
köprü 60 metre boya sahip. Yalnızgöz (Tekgöz) Köprüsü: Sultan II. Bayezid
Köprüsü'nün (1488) yapımından sonra Tunca Nehri bu bölgede iki kola ayrılıp
ortada bir adacık oluşturması sonrası şehir tarafında yeni bir ek köprüye
ihtiyaç duyulması nedeniyle, Sultan II. Selim Han döneminde 1567-1570
tarihlerinde yaptırıldı. Altı gözünden birinin büyük olması nedeniyle Yalnızgöz
olarak anılıyor. Seferşah (Mustafa Paşa) Köprüsü: 1601-1602 yıllarında Sultan
III. Mehmed Han tarafından Yıldırım ve Gazi Mihal köprülerinin arasını su
basması ve bu bölgedeki Seferşah Türbesi de dahil olmak üzere birçok yere zarar
vermesi sonucu yaptırıldı.