Halkın enflasyonu yüzde 35
CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, 23 Haziran'da gerçekleştirilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin ardından ilk kez basın mensupları ile bir araya geldi. Gaytancıoğlu, seçimlerin tamamlanmasının ardından TBMM'nin, Türkiye'nin sorunlarıyla uğraşması gerektiğini söylerken Edirne çiftçisinin buğday, kanola ve ayçiçeğindeki sorunlarına dikkat çekti. Gaytancıoğlu, ayrıca Türkiye'de ciddi bir enflasyon olduğunu söylerken 'TÜİK enflasyonu makyajlasa da, halkın gerçek enflasyonu yüzde 35'lere çıktı' dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, 31 Mart Yerel Seçimleri ile başlayan ve 23 Haziran'da gerçekleştirilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri ile sonuçlanan seçim maratonunun ardından ilk basın toplantısını gerçekleştirdi. CHP Edirne İl Örgütü toplantı salonunda düzenlenen toplantıya CHP Edirne İl Başkanı Fevzi Pekcanlı ve CHP Edirne Merkez İlçe Başkanı Nedim İşcan da katıldı.
Toplantının
açılış konuşmasını gerçekleştiren Pekcanlı, Gaytancıoğlu'nun İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri nedeniyle Edirne'nin gündeminden bir
buçuk ay uzak kaldığını belirtirken; 'Doğal olarak kendi uzmanlık alanı hasat
sezonu olmasından dolayı az önce de Ticaret Borsası'na bir ziyarette bulundu. Sayın
vekilim, İstanbul'da Şile'de uzun zamandır, genel merkezin verdiği görevi
yerine getirdi. Oradan da ciddi bir oy artışıyla Edirne'ye döndü. İstanbul
seçimlerinin ardından herkes normale dönmeye çalışıyor' ifadelerine yer verdi.
Pekcanlı'nın
konuşmasının ardından toplantıda açıklamalarda bulunan Gaytancıoğlu, 31 Mart
Yerel Seçimleri sürecini değerlendirirken; 'Aslında 31 Mart'tan bu yana
Türkiye'de bir dengesizlik var. 31 Mart gecesi biliyorsunuz ki AA seçim
sonuçlarını gecikmeli verdi. Bundan dolayı bizim de partimizin içinde bulunduğu
tutanaklara göre yapılan değerlendirmelerde sonuçların yanlış olduğu, daha
doğrusu bizim İstanbul seçimlerini kazandığımızı biz biliyorduk. Nedense YSK
bunu geciktirdi ve seçimin sonucu açıklanmadı. 17 gün süren bir çuval bekleme,
seçim sonuçlarını bekleme sürecinde tüm geçersiz oylar sayıldı, 6 tane ilçede
geçerli-geçersiz tüm oylar sayıldı ama sonunda Ekrem İmamoğlu kazandı ve 18
süreyle de İstanbul'u yönetti. Bu süre içerisinde Ekrem İmamoğlu ne yaptı?
Sadece düğmeye bastı ve şeffaf bir yönetim sergiledi. Bir istatistik var; 3
buçuk milyon kişinin aynı anda Ekrem İmamoğlu'nun basın toplantısını seyrettiği
ortaya çıktı. Su ücretlerine, taşıma ücretlerine indirim yaptı. Halkımız da
bunu gördü. Ne kadar israf yapıldığını açıkladı. Örneğin; 100 km'de 10 litre
yakan bir otomobilin 214 litre yaktığını, bunun da yanlış olduğunu belgeledi.
Bunu da İstanbul halkı gördü ama bir irade görmedi, tek adam rejimi bunu
görmezden geldi ve baskı yaparak, irade kullanarak, yedek üyelerden oluşan
YSK'na baskıyla seçimlerin iptal edilip yenilenmesi gerektiği kararı alındı'
dedi.
'CHP asla bir erken seçimi istemiyor'
YSK'nın
seçim tekrarlama kararının ardından CHP genel merkezinin, İstanbul'un 39
ilçesinde 39 milletvekilini görevlendirdiğini söyleyen Gaytancıoğlu; '5'er
günlük periyodlarla diğer milletvekili arkadaşlarımız bize yardıma geldi.
Meclisi de bırakmadık, 25 milletvekili arkadaşımız da TBMM'de sürekli görev
yaptı. Yani partimiz tüm bireyleriyle sürekli İstanbul'a gidip hemşerilik
ilişkileri kuruldu ve sonunda halkımız da bize güvenerek 800 binin üzerinde
farkla seçimi kazandık. Bize göre bu yerel seçimdi ama birilerine göre;
'˜İstanbul'u alan Türkiye'yi alır' mantığıyla hareket edilirse demek ki artık
Türkiye'de bir takım değişikliklerin olması gereklidir. Buradan şu sonuç
çıkmasın; CHP asla bir erken seçimi istemiyor. Çünkü geçtiğimiz yıl bir seçim
yapıldı ve seçimlerin süresi 5 yıldır. 2023'e kadar görevde olan bir iktidar
var. Ama bu halden Türkiye'yi kurtarmak istiyorlarsa bizler de kendilerini
muhalefet olarak her zaman desteğe hazır olduğumuzu söyledik. Ama tek adam
rejimiyle bunun gitmeyeceğini herkes biliyor. Şimdi kendi içlerinde
tartışmalara başladılar. Biz bu tartışmalara CHP olarak uzağız. CHP her zaman,
muhalefette de kalsa, iktidar da olsa görevini yapar' sözlerine yer verdi.
'Edirne ve Trakya'da rekolte yüksek'
Gaytancıoğlu,
toplantıdan önce Edirne Ticaret Borsası'nı ziyaret ettiğini açıklarken; 'Borsanın
işleyişine, ürün alımlarına baktık. Rekolteye ilgili bilgiler aldık. Bizim için
yerel seçimler bitmiştir, kazanan Ekrem İmamoğlu olmuştur. Bundan sonra
yapılacak ilk genel seçimde de inşallah CHP iktidarıyla tanışacaktır. Türk
halkı tek adam rejimiyle bu işin yürümediğini gördü. Türkiye'nin gündeminde
emeklilikte yaşa takılanlar varken, emeklilikte intibak sorunu varken bu çok
ciddi bir sorundur. TBMM'nin bu sorunlarla uğraşması gerekir. TBMM'nin şu anda
uğraşması gereken sorun hükümetin işsizliği nasıl çözeceği, hükümetin bu
çözümüne destek vermek ve ona yardım etmektir. Bugün buğday piyasasını gezdik.
Edirne ve Trakya'da rekoltemiz gerçekten yüksek ama unutmayalım fiyat 1250 '“
1300 TL aralığında geziniyor. Aynı buğdaya Türkiye Cumhuriyet'i Rusya'dan 1,5 TL
fiyat ödüyor. Şimdi çiftçimiz seviniyor, en azından iyi bir verim elde ettiği
ve ürününü de rahatlıkla satabileceğini düşünüyor' dedi.
'Parlamenter sisteme geçilmeli'
Edirne'de
buğdayda rekolte ve kalitenin yüksek olmasına rağmen Türkiye'de buğday
üretiminin 22 milyon ton değil, 18-19 milyon ton gerçekleşeceğini söyleyen
Gaytancıoğlu; 'Türkiye'de bir buğday kıtlığı yaşanacak dedik. Türkiye bu açığı
ithalatla kapatacak. İthalatta da 1,5 TL'nin üstünde fiyatlarla satın alıyoruz.
Çünkü döviz çok arttı. Üretimi planlayamayan bir iktidar, günü birlik
politikalarla, sıfır gümrük vergisiyle sorunları çözmeye çalışıyor. Bu sorunlar
bu şekilde çözülmez. Günü birlik politikalarla sistemi götürmeye çalışıyorlar.
Bu sistem çökmüştür, tek adam rejimi kesinlikle çökmüştür. Türkiye Cumhuriyeti'nin
bir an önce demokratik parlamenter sisteme geçmesi gerekmektedir. Burada CHP
olarak elimizden gelen desteği vermeye hazırız. İnsanların da artık bunu
görmesi gerekir ki İstanbul halkı da bunu görmüştür ve ondandır ki çok mağdur
olan İmamoğlu'na çok ciddi bir destek vermiştir ve yüzde 10'luk bir farkla
başkan seçilmiştir' ifadelerine yer verdi.
'Türkiye'de ciddi bir enflasyon var'
Seçimlerin
ardından yapılması gerekenleri TBMM'yi çalıştırmak, halkın sorunlarını çözmek,
ekonomiyi yeniden üretir hale getirmek ve işsizliği çözmek olarak belirten
Gaytancıoğlu; 'İşsizlik rakamları Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırıyor.
Türkiye'de hukuk sistemine güven yok. İmar barışı yeniden uzatılıyor, niye?
Çünkü hükümet bir an önce para toplamak istiyor. Askerlik yasasını
değiştiriyor. Biz muhalefet olmasaydık Cumhurbaşkanı'na verilen yetkiyle
isteyen askerlik yapacaktı, isteyen yapmayacaktı. Sokağa çıktığınızda neler
konuşuluyor? '˜Kredi kartı borcunu ödeyemedim', '˜çocuğum işsiz', '˜hastanede sıra
bekledim', '˜ilaçları aldım ama bir daha hastaneye gidecek param yok'. Yol
parası bulamıyor insanlar, ekmek fiyatları artıyor. Pazara çıktıklarında
fiyatların ne kadar arttığını görüyorlar. Türkiye'de ciddi bir enflasyon var. Enflasyonu
TÜİK makyajlasa da, enflasyon sepetine olmayacak şeyleri koysalar da, halkın
gerçek enflasyonu yüzde 35'lere çıktı. Gelirler bu derece artmıyor, asgari
ücretteki artış bu düzeyde değil, şimdi memurlara artış yapılacak, bu düzeyde
değil. Enflasyon makyajlanarak 15-16'larda çıkartılarak bu işler çözülmez.
İnsanlar gelir kaybına uğruyor. Türkiye Cumhuriyeti şu anda üretim
dinamiklerini bitirmek üzeredir. Her şeye zam yaparak değil, üretimi arttırarak
sorunları çözmek lazım' dedi.
Kanoladaki tehlikeyi anlattı
Gaytancıoğlu,
konuşmasında Edirne'deki önemli ürünlerden biri olan kanoladaki tehlikeye de
dikkat çekerken; 'Kanola bölgemizde önemli bir üründür, bir yağ bitkisidir.
Türkiye'nin ciddi yağ açığı varken, geçen sene 2400 '“ 2500 TL'lere çıkan
kanoladaki fiyat, bugün 1,90 TL'ye kadar inmiştir. Nedeni; üretimi
planlayamayan, yönlendiremeyen, desteklemeyen bir iktidar var. Sizin yağ
açığınız var, yağa ciddi anlamda döviz ödüyorsunuz, komşularınız sizin
sayenizde zengin oldu, bizim üreticimiz istikrarsız fiyatlarla karşı karşıya.
Bunun bir sahibi yok mudur? Devlet TMO'yu görevlendirsin, kanolayı da yağ
açığının kapatılması konusunda devreye sokmasında fayda var. Zorlamayla o
kurumu, bu kurumu devreye sokmak yerine devlet kendi kurumlarını düzenlesin.
TMO'yu tamamen lisanslı depoculuk yapacak bir kurum haline getirerek, '˜artık
ben oynamıyorum, piyasayı özel sektöre bırakıyorum' mantığı son derece
yanlıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nde devlet, babadır. Babanın görevini yapması
lazım. TMO'yu kuranlara boşu boşuna '˜çiftçinin kara gün dostudur' demediler.
Kara gün dostuysa burada bir şekilde devreye girmeli' sözlerine yer verdi.
'İktidar, çiftçiyi görmezden geliyor'
Ayçiçeğinde
ise sadece Edirne'de 60-70 bin dekarlık alanda tarlaların bozulduğunu söyleyen
Gaytancıoğlu; 'Peki bu tarlaları bozanlar, yani o tohumu satanlar; '˜alın size
bu tohumu verelim, bizi mazur görün' dediler mi? Demediler. Belki '˜çiftçiye
karşı paketin üzerinde uyarı yaptık' diyecekler ama sonuçta bu çiftçiye tohum satıyorlar.
Senin pazarın bu. Bunu bir kere de sen çözmeye çalış. Bunu defalarca anlattık. Küresel
sermayeyi bu kadar Türkiye pazarına sokan bu iktidar şimdi çiftçiyi görmezden
geliyor. Çiftçi bize derdini anlatıyor ama inanın biz bu sorunu iletecek bir kurum,
yetkili bulamıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti zor günler yaşıyor. Bugünlerden çıkış
hep beraber, el ele, kardeşçe olacak' dedi.
Gaytancıoğlu'nun
konuşmasının ardından toplantı sona erdi.