Gıdada altın kural denetim
Türkiye Diyetisyenler Derneği ve Sağlıklı Hayatı Teşvik ve Sağlık Politikaları Derneği tarafından düzenlenen Gıda Güvenliği ve Gıdada Bilgi Kirliliği eğitiminin Edirne ayağında gıda güvenirliği konusunda sunum gerçekleştiren Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muhittin Tayfur, günümüzde insan hayatına yaklaşık 140 bin kimyasalın dâhil olduğunu açıkladı. Tayfur, gıda güvenliğindeki standartlara dikkat çekerek 'Üretim denetimli yapılmalı' dedi.
Türkiye
Diyetisyenler Derneği ve Sağlıklı Hayatı Teşvik ve Sağlık Politikaları Derneği
tarafından düzenlenen Gıda Güvenliği ve Gıdada Bilgi Kirliliği eğitimi, Trakya
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev
sahipliğinde gerçekleşti. Balkan Kongre Merkezi'nde 2 oturumda düzenlenen
programın ilk oturumunda gıda güvenliği, ikinci oturumunda ise gıdada bilgi
kirliliği ve iletişim konularında sunumlar gerçekleşti.
Ankara,
İstanbul ve Kayseri'de gerçekleştirilen etkinliklerin ardından programın
dördüncü ayağı Edirne'de düzenlenirken, eğitime; Türkiye Diyetisyenler Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı ve Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi
Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Tayfur, Trakya
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ, Sağlıklı
Hayatı Teşvik ve Sağlık Politikaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Can
Kayaoğlu, akademisyenler ve öğrenciler katıldılar.
Türkiye
Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm
şehitler anısına bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile
başlayan eğitimde açılış konuşmasını Yusuf Can Kayaoğlu gerçekleştirdi.
Kayaoğlu, konuşmasında Türkiye Diyetisyenler Derneği'nin yaklaşık 50 yıldır
Türkiye'de sağlık ve gıda politikalarının düzenlenmesinde önemli bir rol
aldığına dikkat çekerek; 'Biz de Sağlıklı Hayatı Teşvik ve Sağlık Politikaları
Derneği olarak birçok kamu kuruluşu ve derneklerde projeler yürütmekteyiz. Bu
kapsamda da Türkiye Diyetisyenler Derneği ile 2 yıldır birçok toplantıda bir
araya geldik. Bu toplantılarda birçok diyetisyen ve diyetisyen adayı ile
buluştuk' ifadelerine yer verdi.
Geleceğin diyetisyenlerine seslendi
Kayaoğlu'nun
konuşmasının ardından bir konuşma da Prof. Dr. Muhittin Tayfur yaptı. Tayfur, 2
yılda 9 toplantı gerçekleştirdiklerini belirterek; 'Bu toplantılardaki
amacımız, öğrencilerimizi bilgilendirmek ve diyetisyenlerimizin bilgilerini
yenilemek amaçlı katkıda bulunmaktır. Bu mesleğin gelecekteki sahibi olan
sizlere gerçek bilgiye nasıl ulaşılabileceğinin ipuçlarını vermeye çalışacağız.
Hem gıda güvenliği, hem de beslenmede güvenilir bilgi kaynaklarına nasıl
ulaşılabileceği konularında birtakım konulara dikkat çekmeye çalışacağız' dedi.
'Üretim denetimli yapılmalı'
Tayfur,
konuşmasının ardından toplantının ilk oturumu kapsamında gıda güvenliği
konusunda sunum gerçekleştirdi. Tayfur, sunumunda gıdada kasıtsız olarak
bulunan bileşenler ve risk türleri, gıdaya kasıtlı olarak eklenmiş bileşenler,
gıda güvenliğinde önemli temel kavramlar ve gıda güvenliği kuruluşları ile
ilgili bilgiler verdi. Gıda güvenliğinin, gıda kaynaklı hastalıklara neden olan
biyolojik, fiziksel ve kimyasal etkenleri önleyecek şekilde gıdaların
işlenmesi, hazırlanması, depolanması ve son tüketiciye sunulmasını tanımlayan
bilimsel bir sistem döngüsü olduğunu belirten Tayfur; 'Gıda kaynakları
konusunda hastalıklarla karşılaşıyoruz. Günümüzdeki modern yaşamda aile
etimolojisinden geçip, bizim yerimize bu tür ürünler üretip işleyen, bize sunan
kişi ya da kuruluşlar bulunuyor. Eskiden her aile, özellikle şehir dışındaki
bahçesinde kendisi için bir şeyler üretiyordu. Ancak öyle bir çağa geldik ki
herkes bilgisini, yeteneğini bir şekilde ürünleri arz edip bunu bir gelire
dönüştürmeye çalışıyor. Bu durum giderek artış gösteriyor ve dolayısıyla üretim
de denetimli yapılması gerekiyor. Sadece ulusal değil, uluslararası denetimler
de söz konusu' sözlerine yer verdi.
'Gıda güvenliğinde standartlar var'
Ulusal ve
uluslararası üretimlerde biyolojik, kimyasal ve fiziksel bulaşmaların önlenmesi
amacıyla gıda güvenliğinin önemli olduğunu söyleyen Tayfur; 'Özellikle evrensel
gıda güvenliğini sağlayan standartlar vardır. Bunlar, uluslararası
sözleşmelerle tanımlanmıştır. Ülkemizde gıda güvenliğinden sorumlu birinci
derecedeki kurum Tarım ve Ormancılık Bakanlığı'dır. Ulusal ve bölgesel çapta
Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi ile Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi, Uluslararası
çapta ise Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ile FAO
ve DSÖ Ortak Uzman Komitesi vardır. Bunların düzenlediği toplantılarla ortak
gıda sıkıntıları ele alınır ve çözüm üretilmeye çalışılır' dedi.
'Tüketim güvenli olmalıdır'
Üretilen
her ürünün izlenilebilirliğinin önemli olduğunu söyleyen Tayfur; 'Ortak
standartlar önemlidir. Piyasaya sunulmaya kadar geçen süreçte her şey denetim
altındadır. Tüketim güvenli olmalıdır. Çünkü tüketimde toplum içinde risk
grupları vardır. Çocuklar, anne ve babalar, yaşlı bireyler, tedavi görmekte
olan hasta bireyler, özellikle ağır tedavi gören ve bağışıklık sistemi
hastalanmış bireylerin hiçbiri göz ardı edilemez. Son yıllarda gıda
etiketlemelerine düzenlemeler getirildi. Gıda alerjisi olan bireyler için
etiketler getirildi. İşlenmiş ve hazır bir ürünü tüketmeden önce birey, ürün
etiketini okuduğu zaman bir bileşene alerjisi varsa bundan sakınabilme
fırsatını sağlıyor' ifadelerine yer verdi.
Zehri oluşturan doza dikkat çekti
Tayfur,
her şeyin kimyasallardan oluştuğuna ve tüm kimyasalların kötü olmadığına dikkat
çekerek; 'Unutulmaması gereken zehri oluşturan dozdur. Bazı bileşikler var ki
belirli dozda alıyoruz. Örneğin; elma çekirdeğinde '˜Amygdalin' var. Armut ise
'˜Formaldehyde' içerir. '˜Formaldehyde', tek başına alındığında zehir içerir.
Patateste '˜Solanin' vardır. Patates doğru koşullarda depolanmazsa ve '˜Solanin'
belirli bir dozu geçerse zehirlenme riski gösterir. Kabaklarda da değişik
miktarlarda maddeler var. Dolayısıyla
bir şekilde bunlarla karşılaşıyoruz. Tüm bunların yasal çerçevesini çizen
kuruluşlarımız var' dedi.
'İnsan hayatına 140 bin kimyasal dâhil'
Tayfur,
günümüzde insan hayatına yaklaşık 140 bin kimyasalın dâhil olduğunu
açıklayarak; 'Bu nedenle kimyasallar kullanılırken çok özel denetimler
yapılması gerekiyor. İzin verilmeyen birtakım katkı maddeleri kullanılmış
olabilir. Çünkü kayıtlı olmayan bazı kuruluşlar ne yazık ki kısa yoldan kazanç
elde etmek için bu tür yasadışı yollara sapabiliyor. Gıdaya kasıtlı eklenmiş
bileşikler de var. Özellikle küresel anlamda düzenlemelerle kayıt altına
alınmıştır. Ülkemiz de bu düzenlemenin bir parçasıdır. Bugün normal sürecinden
geçmiş 300 kadar bileşik belirli bir amaç çerçevesinde kullanılıyor.
Renklendiriciler, yağlı ürünlerde bozulmasını önleyiciler, kıvam vericiler,
ürün içerisinde topaklanmayı önleyiciler, koruyucular, tatlandırıcılar var.
Hatta birden fazla fonksiyon görenler de var. Bunlar birtakım izinlere tabidir.
Günümüz bilim ve teknolojisinin olanakları çerçevesinde kullanılması ve izin
verilen değerin dışına çıkılmaması yönetmeliklerde birtakım düzenlemeler var.
En önemlisi de güvenlik testlerinden geçmesi gerekir' sözlerine yer verdi.
Tayfur'un sunumunun ardından programda ilk oturum sona erdi. Programın ikinci
oturumunda ise gıdada bilgi kirliliği ve iletişim konularında sunumlar
gerçekleşti.