Gastronomi turizminde ciğerin adresleri: Edirne, Şanlıurfa, Adana, Diyarbakır
Son dönemde tanıtım ataklarıyla gastronomi turizminde öne çıkan ciğer, kentlerin turizm ve ekonomilerine katkı sağlıyor.
Sunumuyla, doğranışıyla, pişirilmesiyle bölgesel farklılıklar gösterse de ciğer, Edirne, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Adana gibi illerde hem yerli halk hem de turistlerin vazgeçemediği lezzetler arasında yer alıyor. Geçmişte gastronomi turizminde çok fazla yeri olmasa da ciğer, son dönemlerdeki tescil ve tanıtım hamleleriyle bazı şehirlerin mutfakları için vazgeçilmezlerden oldu.
Şanlıurfa ve Adana'da sabahın erken saatlerinde
yenen şiş ciğer, öğle ve akşam vakti Edirne'de tüketilen tava ciğer, akşam
menülerinde Diyarbakır'ın közde ciğeri, yerel lezzetler durağı yolcularının
aradığı tatlar arasında yer alıyor. Gastronomi turizminin vazgeçilmezleri
arasına girmesi nedeniyle arzının talebe yetmemesi, son günlerde ciğerin
kilogram fiyatını artırdı, bu da porsiyonlara yansıdı.
Edirne'ye
gelen mutlaka tava ciğerin tadına bakıyor
Edirne'yi Tanıtma ve Tava Ciğer Koruma Derneği
Başkanı Bahri Dinar Edirne tava ciğerinin dünyanın en leziz yöresel
yemeklerinden olduğunu söyledi. Tava ciğerin turistik bir yiyecek haline
geldiğini belirten Dinar, "Dünyanın
her tarafından insanlar, Edirne'ye tava ciğer yemeye geliyor. Bazen bakıyoruz,
müşterilerimiz iş yerimizi açarken 'Tava ciğer servisi başladı mı?' diye
soruyor. Yurt içinden ve dışından gelen turistler bir öğün değil, üç öğün tava
ciğer yiyor. 'Üç öğün tava ciğer yenir mi? Edirne'mizin başka lezzetleri de
var.' diye soruyoruz. Onlar da biz bir kere geldik buraya, bir daha ne zaman
geleceğiz, 3 öğün tava ciğer yiyeyim diyorlar." ifadelerini kullandı.
Dinar, tava ciğere artan ilginin kent ekonomisine
önemli katkı sağladığını söyledi. Edirne'de 30'a yakın tava ciğercisi olduğunu
kaydeden Dinar, ciğercilerde birçok kişinin istihdam edildiğini, ciğerin
garnitürleri olan domates, biber ve soğanın da istihdam oluşturduğunu belirtti.
Ciğerin farklı şehirlerde farklı yöntemlerle
pişirilerek de tüketildiğini ifade eden Dinar, "Bakıyoruz biz Adana'da, Şanlıurfa'da, Diyarbakır'da da ciğerci
kardeşlerimiz var. Onlar da çok güzel ciğer yapıyorlar. Televizyonlardan onları
da seyrediyoruz. Ama biz bu kehribar gibi sarı kelebek kadar hafif tava ciğeri
3 öğüne çıkardık. Sabah, öğle ve akşam insanlar bunu yemeye doyamıyorlar. Tava
ciğerin yanında dünyanın en tatlı acısını yiyoruz. Karaağaç acı biberi. Sadece
ve sadece Edirne'de Karaağaç Mahalle'mizde yetişiyor." diye konuştu.
Şanlıurfa'da
günlük 5 ton tüketiliyor
"Kebap diyarı" olarak nitelendirilen
Şanlıurfa'da günlük ortalama 5 ton civarında ciğer kebabı tüketiliyor. Yemek
kültürü ve lezzetleriyle adından söz ettiren kentin neredeyse her köşesine
kurulan seyyar tezgahlardan dumanlar yükseliyor.
Kaldırıma kurulan küçük masa ve taburelerde
oturanlar, şişlere saplanarak birkaç dakikada pişirilen ciğerin servis
edilmesini adeta sabırsızlıkla bekliyor. Et tüketiminin yoğun olduğu kentte her
gün 500 civarında küçükbaş hayvan kesilirken ihtiyaç durumunda da çevre illerden
ciğer takviyesi yapılıyor. Porsiyonu ortalama 20 lira civarında olan lezzet,
bol soğan, salata ve ayran eşliğinde servis ediliyor. Hatta bazı restoranlar,
"nöbetçi ciğerci" olarak gece gündüz hizmet veriyor.
"Çevre
illerden ciğer takviyesi yapılıyor"
Şanlıurfa Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı
Abdurrahman Acar, kentin gastronomi turizmindeki payının her geçen gün
arttığını söyledi. Gastronomi turistlerinin normal turistlerden iki kat daha
fazla harcadığını belirten Acar, tanıtımı iyi yapılan yemeklerin yatırım olarak
kentlere döndüğünü dile getirdi.
Ciğer kebabının Şanlıurfa'da üç öğün yenildiğini
ifade eden Acar, şunları kaydetti: "Gastronomi
turizminin ilimiz ekonomisine katkısı her geçen gün daha da büyüyor. Kendimize
has bir ciğer kebabımız var, yüzlerce yıldır bizim sofralarımızın
vazgeçilmezlerinden birisi de ciğer kebabımızdır. Çevre illerden günlük
tüketimi karşılayamayınca ciğer takviyesi yaptığımız zamanlar oluyor. Günlük 5
ton civarında kentimizde ciğer tüketiliyor. Ciğer kebabının Şanlıurfa gastronomisine büyük katkısı var. Bizim
şehrin belli bölgelerinde toplu halde olan ciğer restoranları da var. Biz
Şanlıurfa'ya gelen misafirlerimizi ilk ciğer sofrasına oturtuyoruz.
Şanlıurfa'ya gelen ciğer yemeden ayrılıyorsa gelmiş sayılmıyor. Eğer tadına
baktıysanız da vazgeçip bıkamayacağınız bir lezzetle karşı karşıya
kalırsınız."
"Şehir
dışından gelenler var"
Ciğerci Lütfi Yüksekyayla da yaklaşık 25 yıldır
kentte ciğer ustalığı yaptığını söyledi. Şanlıurfa'da sabahın erken
saatlerinden başlayıp gecenin geç saatlerine kadar günün her öğünü ciğer
tüketildiğini belirten Yüksekyayla, "Erkek
kuzu ciğeri kullanıyoruz. Küçük küçük doğrayıp kuyruk yağıyla beraber ciğere
özel olan çelik şişlere saplıyoruz. Şanlıurfa isotunu üzerine serperek
pişiyoruz. Ciğer közde kısık ateşte hemen pişer. Yine sıcak lavaş ekmekle
birlikte servis edilir. Şehir dışından gelen misafirlerimiz komşu illerden ve
ilçelerden günü birlik gelip ciğer yiyip gidenler bile oluyor. Ramazan ayında
iftar ile sahur arasında bu lezzetli keyif sürer." diye konuştu.
Adana'nın
tescilli lezzeti büyük talep görüyor
Adana'da tescilli ciğer kebabı kahvaltı büyük ilgi
görüyor. Kentin tarihi Kazancılar Çarşısı'ndaki "Ciğerciler Sokağı"
adıyla anılan caddede havanın aydınlanmasıyla tatlı bir telaş başlıyor. Mangallarını
kuran esnaf, bir yandan ciğerleri şişe saplarken diğer yandan da etrafına
tabure dizilmiş küçük masaların üzerine ciğerin vazgeçilmezi şalgam başta olmak
üzere bol soğan, domates ezmesi ve yeşillikleri özenle yerleştiriyor.
Sabah saatlerinden itibaren dumanların yükseldiği ve
güzel kokuların yayıldığı sokağa gelen müşteriler, geleneksel kahvaltı
masasındaki zeytin, peynir ve reçel gibi ürünler yerine bol acılı ciğer kebabı
yiyor, çay yerine şalgam suyu içiyor. Tarihi çarşıda yaklaşık 40 yıldır ciğer
kebabı ustalığı yapan Mehmet Demircioğlu, dede mesleğini devam ettirdiğini
söyledi.
Adana'da sabahın ilk saatlerinde kahvaltı olarak
ciğerin tercih edildiğini belirten Demircioğlu, "Her bölgenin kendisine has ciğer kültürü ve tarzı var. Edirne'de tavada,
Diyarbakır, Adana ve Şanlıurfa'da mangalda yapılır. Kimi isotlu pişirir, kimi
sade, kimi yağlı ve kimi de küçük pişirir. Bu, bir tarzdır, sunuma bağlı olan
bir şeydir. Önemli olan ciğerin sade tüketilmesidir. Doğrandıktan sonra hemen
şişe takılıp, güzel bir şekilde ateşte pişirilip insanlara sunmaktır. Adana'da
bir sevdadır sabahları mangalda ciğer." ifadelerini kullandı.
Ciğer turizminin Adana'ya çok katkısının olduğunu
dile getiren Demircioğlu, Türkiye'nin her bölgesinden insanların akın akın ciğer
yemeye geldiğini ve bazen talebi karşılamakta yetersiz olduklarını söyledi. Çarşıda
35 yıldır kebapçılık yapan ciğer ustası İbrahim Akar da Adana ciğerinin
kendisine has lezzetinin olduğunu ve bu yüzden insanların ilgi gösterdiğini
anlattı.
Akar, "İngiltere,
Rusya ve birçok ülkeden gelen müşterilerim var. Burası her gün turist alan bir
yer, turistler ciğere geliyorlar. Çevre illerden de yoğun bir şekilde
geliyorlar. Ciğer Adana'da 24 saat yeniyor. Yerli ve yabancı insanlar buraya
sadece ciğer yemeye geliyor." dedi.
Sabahın erken saatinde başlayan ciğer mesaisinin
gecenin geç saatine kadar devam ettiğini anlatan Mustafa Özhan da yemek
kültürlerinde ciğerin ayrı bir yerinin olduğunu kaydetti.
"Diyarbakır'a
ayağının tozuyla ciğer yemeğe geliyorlar"
Binlerce tarih ve kültür varlığına sahip Diyarbakır,
bünyesinde barındırdığı farklı kültürler sayesinde zengin mutfağıyla da
ziyaretçilerinin büyük beğenisini alıyor. Kentin damak çatlatan lezzetleri
arasında yer alan ciğer kebabı, son yıllarda gördüğü büyük ilgi sonucunda
restoranlardaki menülerin ilk sırasına yerleşti.
Geçmiş yıllarda düşük gelirlilerin tercih ettiği
ciğer kebabı, lezzetiyle yöre halkının yanı sıra turistik amaçlı kente gelen
yerli ve yabancı turistlerin de tercihlerinde ilk sırada yer aldı. Kentte ciğer
kebabına günün her öğününde artan talep dolayısıyla bir yandan mevcut
ciğerciler yeni şubeler açarken diğer yandan da yeni salonlar hizmete sunuldu.
Özellikle tarihi Sur ilçesinde sabahın erken saatlerinde ve gece kurulan seyyar
tezgahlarda hazırlanan ciğer kebabı, yoğun ilgi görüyor.
Kentteki ciğer ustalarından Cuma Akın, 32 yıldır bu
işi yaptığını, ciğer kebabının eskiden az sayıda seyyar arabada pişirildiğini
söyledi. Uzun yıllar önce kentte et ızgara ve sulu yemeklerin daha çok tercih
edildiğini anlatan Akın, "Ciğer, eskiden fakir kebabı iken şimdi zengini
de fakiri de tercih ediyor. Diyarbakır'a gelen ayağının tozuyla ciğer yemeğe
geliyor. Çevre illerden, ABD, İngiltere, Almanya, Fransa gibi yurt dışından
gelen müşterilerimiz de var." ifadelerini kullandı.
Şu anda Diyarbakır'da günde 5 tonun üzerinde ciğer
tüketildiği bilgisini veren Akın, artan talep üzerine şube sayısını ikiye
çıkardıklarını bildirdi.Akın, "Daha
önce tek mangalda yaptığımız ciğer kebabını şimdi 5 mangalda yapıyoruz. İş
yerimiz ilk açıldığında 5 olan çalışan sayısı 50'ye çıktı. Yaklaşık 7 yıl önce
günlük 50 kilogram olan ciğer tüketimi bugün 500 kilograma yükseldi." dedi.
Akın, bazı müşterilerin ciğeri paketleyip uçakla
İstanbul, Ankara ve İzmir gibi Türkiye'nin farklı kentlerine götürdüğünü
belirtti. Van'dan kente gelen Azat Güvener de 15 kişilik arkadaş ekibiyle
gezdiklerini söyledi. Öncelikle kentin tarihi ve turistik mekanlarını ziyaret
ettiklerini belirten Güvener, şöyle konuştu: "Bizim oralarda herkes 'Diyarbakır'da ciğer yiyin.' diye tavsiye
ediyor. Diyarbakır'a adım attığımız andan itibaren 'ciğer yiyeceğiz' düşüncesi
aklımızda var. Kenti gezdikten sonra böyle müthiş bir ciğer kebabı yedik.
Tadına doyulmaz."
Bölgenin birçok yemeğinin güzel olduğunu kaydeden
Güvener, Diyarbakır'a gelen ziyaretçilere ciğer kebabı yemeden dönmemelerini
tavsiye etti.
Bakmadan Geçme





