EŞİK: Tartışmalara son verilmeli
Eşitlik İçin Kadın Platformu Edirne İnisiyatifi, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme iddialarına son verilmesini talep etti. Edirne İnisiyatifi'nden yapılan açıklamada, 'Herkesi, İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik müdahalelere karşı harekete geçmeye ve İstanbul Sözleşmesi'nin hiç kimseye ayrım yapılmaksızın toplumun tüm bireylerine uygulanması konusunda dayanışmaya çağırıyoruz' denildi.
Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekileceğine dönük iddialara ilişkin açıklama yapan Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) Edirne İnisiyatifi, sözleşmeden çekilme tartışmalarına son verilmesini istedi. Kadına karşı şiddetle mücadelede hayati önemi olan İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması yönünde bir toplumsal iradenin olmadığını ifade eden EŞİK Edirne İnisiyatifi temsilcileri yaptığı açıklamada, 'Herkes bilmeli ki, kadınlar hayatlarının ve haklarının politik pazarlıklara konu olmasına izin vermeyecek! Bunun aksi yönde davranan tüm siyasetçiler kadınların mücadelesini görmeli ve sesini duymalıdır, çünkü kadınlar şiddetsiz bir yaşamı kendi elleriyle kuracak ve kadın haklarını ortadan kaldırmaya çalışan hiçbir siyasi hareket bu topraklarda kazanamayacaktır' ifadelerine yer verdi.
AK
PARTİ MYK'DA GÖRÜŞÜLECEK İDDİALARI
Yayınlanan bir
haberde, 'AK Parti Merkez Yürütme Kurulu'nda (MYK), İstanbul Sözleşmesi'nin
yeniden tartışılacağından' söz edildiği belirtilen açıklamada, 'Haberde,
Bakanlıklar ve AK Parti'nin hukukçu kurmaylarının İstanbul Sözleşmesi ile
ilgili hazırladıkları yol haritalarının tartışılacağı belirtilmektedir. Buna
göre; Sözleşme'den çıkılmasının ve bu durumda '˜yeni bir yasanın hazırlanması'
ve '˜yeni bir sözleşmenin oluşturulması' seçeneklerinin tartışıldığı ifade
edilmektedir. Ya da belli kesimlerin saldırısı altında olan, Sözleşme'nin '˜Temel
haklar, eşitlik ve ayrımcılık yapılmaması' konusunu düzenleyen 4. maddesine
şerh (yorum bildirimi) konulacağına işaret edilmektedir. AK Parti MYK
toplantısında alınacak karara göre Cumhurbaşkanı'nın çalışamaya dair son kararı
vereceği ve bu kararın ilgili çevrelerde tartışmaya açılacağı söylenmektedir. İstanbul
Sözleşmesi'nden çıkılmasını kim istiyor?' ifadelerine yer verildi.
'ÇOĞUNLUK
ÇIKILMASINI İSTEMİYOR'
Kadına karşı şiddetle
mücadelede hayati önemi olan İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması yönünde bir
toplumsal iradenin olmadığı belirtilen açıklamada 'Metropoll Stratejik ve
Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından gerçekleştirilen Türkiye'nin Nabzı
Temmuz ayı araştırmasında açıkça görülmektedir, Hükümetin İstanbul
Sözleşmesi'nden çekilmesini onaylamayanların oranı yüzde 63.9, fikri
olmayanların oranı yüzde 19.4 olarak açıklanmıştır. Sözleşme'den çıkılmasını
açıkça isteyenlerin oranı ise sadece yüzde 17'dir. Kaldı ki bu kesimin bir
bölümü de kadınlara yeterli söz hakkının verilmediği sansür ortamında, tek
taraflı ve Sözleşme'yi çarpıtan propagandanın etkisi altındaki kişilerdir' denildi.
'TALEP
KİMDEN GELİYOR AÇIKLANMALI'
Sözleşme'den çıkılması
yönündeki tartışmaların gündeme gelme şekli ve zamanlaması, bu talebin hangi
kişi ve gruplardan geldiği ve dayanakları kamuoyuna açıklanması istenilen
açıklamada şunlara yer verildi; 'Ancak,
farklı cemaatlerin talepleri doğrusunda hareket edildiği yönünde haberler
yayınlanmaktadır. Bu konuda kamuoyu derhal aydınlatılmalı ve bu tartışmalara
son verilmelidir.
Herkes bilmeli ki, kadınlar hayatlarının ve
haklarının politik pazarlıklara konu olmasına izin vermeyecek! Bunun aksi yönde
davranan tüm siyasetçiler kadınların mücadelesini görmeli ve sesini duymalıdır,
çünkü kadınlar şiddetsiz bir yaşamı kendi elleriyle kuracak ve kadın haklarını
ortadan kaldırmaya çalışan hiçbir siyasi hareket bu topraklarda
kazanamayacaktır.'
İSTANBUL
SÖZLEŞMESİ'NDEN ÇIKILMASI NE ANLAMA GELİR?
Sözleşme'den
çıkılması, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi insan hakları
sisteminden de çıkması, demokrasiyi yadsıması ve eşitlik ilkesi, ayrımcılık
yasağı gibi temel ilkelerden vazgeçmesi anlamına geldiği ifade edilen açıklamada,
'Anayasa'da insan haklarına saygılı bir hukuk devleti olduğu yazılıyken
Türkiye'de hala İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasına yönelik tartışmaların
yürütülüyor olması, Anayasa'nın fiilen değiştirilmesine yönelik bir adımdır.
Kadınlar üzerinden başka bir toplumsal yapı oluşturmaya dönük, toplumsal
cinsiyet eşitliğini yok sayan bu girişim sadece kadınlara yönelik değil, tüm
toplumun temel hak ve özgürlüklerine yönelik bir saldırı niteliği taşımaktadır.
Türkiye'de yaşayan herkesin insan hakları sisteminin koruması dışında kalmasına
neden olacaktır. Temel insan hakları bir bütündür ve ayrım gözetilmeksizin
herkes için eşit şekilde uygulanmalıdır. Sözleşme'nin 4. maddesi bu konuya
ilişkindir, şiddetle mücadele söz konusu olduğunda (cinsiyet, toplumsal cinsiyet,
ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka tür görüş, ulusal veya sosyal köken, bir
ulusal azınlıkla bağlantılı olma, mülk, doğum, cinsel yönelim, toplumsal
cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, medeni hal, göçmen veya mülteci
statüsü veya başka bir statü gibi, herhangi bir temele dayalı olarak) kimseye
ayrımcılık yapılamayacağını belirtir. Bu maddeye çekince konulması,
Sözleşme'nin çekincelere ilişkin 78. maddesi uyarınca mümkün değildir. Kaldı
ki, Sözleşme'ye çekince ancak Sözleşme'nin imzalandığı ya da onaylandığı
aşamada konulabilir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu iki aşamada da bunu
yapmamıştır. Bu nedenle, artık İstanbul Sözleşmesi'nin hiçbir maddesine çekince
konulamaz. Kamuoyu bu konuda ısrarla yanlış bilgilendirilmektedir. Sözleşme'nin
4. maddesine ilişkin, (kamuoyu tarafından şerh olarak bilinen) bir yorum
bildirimi yapılması da mümkün değildir; çünkü 4. madde Sözleşme'nin dayandığı
ilkeleri içeren temel düzenlemelerden biridir ve insan hakları sözleşmelerinin
temel amacına ve anlamına aykırı yorum bildirimi yapılamaz. Ayrıca yorum
bildirimi yapılması, Devleti Sözleşme'nin herhangi bir maddesini uygulamaktan
muaf hale getirmez. Yorum bildirimi yapılsa dahi, Devlet Sözleşme'nin
bütününden sorumludur. Sözleşme'deki yükümlülüklerini yerine getirip
getirmediğine dair izleme ve denetleme tüm Sözleşme dikkate alınarak yapılır'
denildi.
HAK
NÖBETİNE EŞLİK ÇAĞRISI
AK Parti MYK
toplantısında konuşulacak tüm bu seçenekler; Türkiye'nin Sözleşme'ye taraf
olarak kalmaya devam ediyor gibi görüneceği, ancak Sözleşme'yi uygulamayacağı
anlamına geldiği ifade edilen açıklamada son olarak şunlar vurgulandı; 'Yani
Devlet bu ülkede yaşayan kadınların öldürülmesini, sakat bırakılmasını,
fiziksel ve ruhsal olarak yaralanmasını, temel haklarını kullanamamasını görmezden
geleceğini tüm dünyaya ilan etmiş olacaktır. Sözleşme'ye yönelik söz konusu
saldırıların sadece kadınların değil tüm toplumun meselesi olduğu fark
edilmeli; temel hak ve özgürlüklerini kullanmak, demokratik bir hukuk
devletinde eşit, özgür ve şiddetten uzak bir yaşam sürmek isteyen herkes
kadınların hak nöbetine eşlik etmelidir. Eşitlik İçin Kadın Platformu olarak
herkesi, İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik müdahalelere karşı harekete geçmeye ve
İstanbul Sözleşmesi'nin hiç kimseye ayrım yapılmaksızın toplumun tüm
bireylerine uygulanması konusunda dayanışmaya çağırıyoruz.'