Eroğlu'na tepkiler sürüyor
Orman ve Su İşleri eski Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu'nun Edirne programında yaptığı konuşma tepki çekmeye devam ediyor. CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu ile Edirne Kent Konseyi Başkanı Ziya Gökerküçük, Eroğlu'nun '˜Edirne eskiden köy gibiydi' ve Hareket Ordusu'na '˜Çapulcu Ordusu' dediği sözlerine büyük tepki gösterdiler. Gökerküçük, Eroğlu'nu yanlış ve yanlı beyanını düzeltmeye davet etti.
Orman ve Su İşleri eski Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu'nun Edirne programı kapsamında ziyaret ettiği Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Edirne İl Başkanlığı'nda yaptığı konuşma tepki çekmeye devam ediyor. Eroğlu'nun; 'Ne yapılmışsa AK Parti hükümetleri zamanında yapıldı. Eskiden Edirne köy gibiydi' sözleri ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurmay Yüzbaşı olarak görev aldığı Hareket Ordusu'na '˜Çapulcu Ordusu' olarak hitap etmesine bir tepki de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu ile Edirne Kent Konseyi Yürütme Kurulu Başkanı Ziya Gökerküçük'ten geldi.
CHP
Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, sosyal medya platformu Facebook
üzerinden '˜Sadece bakıp göremeyen kişiye' başlığıyla yayımladığı yazıda
Eroğlu'na tepki gösterirken; 'Edirne köy gibiydi AKP ile gelişti diyen eski
Bakan demek ki sadece bakmış, görememiş. Neyi görememiş? 18 yılda Edirne'nin
neleri kaybettiğini görememiş. Öncelikle insanlarını kaybetmiş bir Edirne var
sayın eski Bakan. Bugün uyguladığınız ekonomi politikalarının sayesinde iş
bulamayıp İstanbul, Çorlu ve Çerkezköy'de çalışan Edirneli sayısı o kadar fazla
ki hemşehri dernekleri, mahalleler oluştu' ifadelerini kullandı.
'FABRİKALARIMIZI KAYBETTİK'
Edirne'nin
fabrikalarını kaybettiğini söyleyen Gaytancıoğlu; 'Tabii ki sen bilmezsin Uzunköprü'de
herkesin bildiği Buzcular yağ fabrikası vardı, şimdi yok. Birçok kişi burada
çalışmış emekli olmuştu, şimdi yok. Meriç'te un, yağ ve tekstil fabrikaları
vardı şimdi yok, Havsa'da MAMSAN, SEK, İSMAK fabrikaları vardı şimdi yok.
Lalapaşa'da çimento fabrikası vardı, hâlâ var ama özelleştirildi. Edirne'de
birçok tekstil, süt, yağ, un ve çeltik fabrikaları vardı şimdi yok. Bana AKP
döneminde Edirne'ye yapılan fabrika gösterebilir misin sayın eski Bakan, ama
ben sana onlarca kapanan fabrikayı gösterebilirim sayın eski Bakan' dedi.
'BULGARLARA BAĞIMLI TİCARET OLUŞTU'
Edirne'nin
esnafını kaybettiğini belirten Gaytancıoğlu; 'Sizin uyguladığınız ekonomi
politikaları sayesinde Bulgar vatandaşlara bağımlı bir ticaretimiz oluştu sayın
eski Bakan. Pandemi nedeniyle kapılar kapanınca gerçekler ortaya çıktı sayın
eski Bakan, ya bundan sonra yeniden kapılar kapanırsa ne olacak sayın eski
Bakan. Esnafımız borçlu, kira, BAĞ-KUR ve SGK primlerini ödeyemiyor sayın eski
Bakan. Edirne çiftçisini kaybetti sayın eski Bakan. Buğday, ayçiçeği ve çeltik
üreten ve şimdi bunları sayenizde ithal eden ülkemiz sadece bu 3 ürüne yılda 3
milyar dolar ödüyor. Yani bu 3 ürün ithal edilmese Edirne ekonomisine en az her
yıl 500 milyon dolar bu 3 üründen gelir sayın eski Bakan. Uyguladığınız bu
tarım politikası ile çiftçilerimiz borçlandı, köylerimiz boşaldı, köy
okullarımız kapandı sayın eski Bakan' sözlerine yer verdi.
'EDİRNE SİZE İNANMIYOR Kİ OY VERMİYOR'
Gaytancıoğlu,
Edirne'nin yatırımlarını da kaybettiğini ifade ederken; 'Hani büyük projeler
olarak Çakmak, Çömlekköy, Suakacağı, ipsala Korucuköy barajları yapılıp
bitirilecekti. Kaplumbağa hızıyla sürüyor ya da hiç başlamadı. 1 tane kamuya
ait büyük bir yatırım yok sayın eski Bakan. Köylerde sulama göletleri kurudu
sende sulamadan sorumlu Bakan iken sayın eski Bakan. Edirne doğasını kaybediyor
sayın eski Bakan. Saros Körfezi tehdit altında, yandaşa peşkeş çekiliyor sayın
eski Bakan. Saros'ta Katar, TÜGVA, TÜRGEV kol geziyor sayın eski Bakan. Ergene
nehri kanser saçıyor sayın eski Bakan. Sözde 2014'de balık tutacaktınız,
Ergene'de sinek bile yaşamıyor sayın eski Bakan. Demek ki Edirne size inanmıyor
ki oy vermiyor sayın eski bakan' dedi.
'BİZLERİ ÇOK KEZ KANDIRMIŞTIR'
Edirne
Kent Konseyi Başkanı Ziya Gökerküçük, Cumhuriyet fırsatları ile Bakan olan
Veysel Eroğlu'nun, Cumhuriyet karşıtı, yanlı ve yanlış bilgileri kapsayan,
uydurma tarih ile cumhuriyete inanmış Edirnelileri üzdüğünü söylerken; 'Sayın
Eroğlu, yıllarca yaptığı bakanlık görevi esnasında '˜hizmet' adı altında
uzmanlık alanı saydığı su konusunda maalesef bizleri çok kez kandırmıştır.
Bakanlık gibi icra görevi olmaması nedeniyle şimdi de uzman olmadığı tarih
alanında halkı kandırmayı acaba kendine görev mi üstlenmiştir?' ifadelerine yer
verdi.
'˜ÇAPULCU ORDUSU' SÖZLERİNE TEPKİ
Eroğlu'nun
Edirne'de Balkan Savaşı'nda şehit düşen dedesini ziyaret etmesini saygıyla
karşıladığını belirten Gökerküçük; 'Ancak bu vesile ile yaptığı konuşma
talihsizlik değil cehaletine kanıttır. 'Edirne'miz acılarla dolu yıllar yaşadı.
Burada Edirne'nin işgali çok büyük bir acıydı. Ancak bunda neler etkili oldu
kısaca hatırlatmak istiyorum. O zamanki hükümetler maalesef çok sık
değişiyordu, istikrar yoktu. 1909 yılında Sultan Abdülhamit tahttan indirildi.
Ondan önce 31 Mart Vakası ve Hareket Ordusu diye '˜Çapulcu Ordusu' İstanbul'a
yürüdü. Neticede Sultan Abdülhamit'i tahttan indirdiler.' Her toplum gibi
dünyada gelişen demokrasi deneyimlerine katılmak ve katkı sunmak isteyen
Osmanlı, Meşrutiyeti kabul eder. Buna itiraz eden ve baskıcı bir otokrasiyi
getirerek toplumu dünyadan ayırıp yüzyıllarca yıl geriye götürmek isteyenlere
karşı çıkmak bir vatan ve insanlık borcudur. Bu önemli görevi üstlenen Hareket
Ordusu'nun Kurmay başkanı ise Kolağası Mustafa Kemal Bey'dir. Bu nedenle bu
şerefli görevi yapanları '˜Çapulcu Ordusu' diye karalamak tarihi yanlış anlamak
değil toplumu yeniden bir yöneticinin emrinde kör kuyulara sürüklemektir. Ki
durup dururken Abdülhamit'in tahttan indirilmesini anımsayarak bunu sağlayan
Hareket Ordusu'na saldırmak, koalisyonları küçümseyip güçlü tek parti
güzellemesi yapmak bazı kesimlerce oluşturulmaya çalışılan otokratik yönetim
tarzına hazırlık mıdır? İnsanlık tarihi boyunca süren bu çatışmada Sayın Eroğlu
hangi taraftandır? Hareket Ordusu kazanımı ile o güne göre ileri adım olan
Meşrutiyet ve devamında dağılmak zorunda olan Osmanlı'nın bağrında kurulan
Cumhuriyet'ten yana mıdır yoksa padişah dışında tüm idarecilere karşı olan ve
dini diline dolayarak halkı kışkırtan Volkan Gazetesi sahibi Derviş Vahdeti ve
şürekâsından yana mıdır? Sayın Eroğlu bu yanlış ve yanlı beyanını düzeltmelidir
veya tarafını açıklamalıdır' dedi.
'ZAMAN VE KAYNAK KAYBI'
Eroğlu'nun
Edirne ziyaretinde yaptığı konuşmadaki her konunun yanlış ve yanlı olduğunu
söyleyen Gökerküçük; 'Hepsine yanıtlarımız vardır. Öngörüsü olmadan, sağlıklı
planlanmadan, yöre halkı ile görüşülmeden yapılan tüm çalışmalar maalesef zaman
ve kaynak kaybıdır. Sayın Eroğlu'nu bizler tarihi saptırmaları ile değil de
icraatları ile tanıyorduk. Zaten kendisi ve iktidarı da hep icraatları ile
övünür. Ancak övündüğü icraatlar yapılmak zorunda olanlardır ve görevdir.
Sorun; bu görevlerden olup yapılmayanlar, yapılamayanlardır. Bir diğer sorun da
devlet kasasından yakın ve yandaş kişilere gereksiz icraatlar yoluyla nakit
aktarmaktır' sözlerine yer verdi.
'ERGENE KANDIRMACASI UNUTULMADI'
Eroğlu'nun
Orman ve Su İşleri Bakanlığı yıllarında ormanların talanına ve suların kişilere
satılmasına tüm kapıları açtığını söyleyen Gökerküçük; 'Ergene kirliliğine tek
çare olan '˜fabrikaların yasalara uygun çalışmasını sağlamak' yerine göz yummuş
ve milyarlarca liramızı gereksiz yatırımlarda heba etmiştir. Onlarca kez Ergene
Nehri'nin temiz akacağı, balık tutulacağı, masmavi olacağı türünden verilen
tarihler hep boşa gitmiştir ve bu kandırmacaları bir kesim insan unuttu ise de
büyük çoğunluk unutmamıştır. En son vaat ise 2020 yılı idi ki yılın sonlarına
yaklaşmaktayız. Yapılan ve beklenen kirli suyun tam arıtılmayarak Marmara
Denizi'ne deşarjıdır' dedi.
'HARCANAN PARA BİLİNEMİYOR'
Edirne
yatırımlarından Çakmak Barajı'nın bitirilemediğine dikkat çeken Gökerküçük; 'Bakanlığına
bağlı olmasa da '˜dev yatırım' olarak tanıtılan '˜Müezzinoğlu Köprüsü' de henüz
bitmedi ve nedense gündeme gelmemiş.
Bunları es geçen Eroğlu '˜Kanal Edirne'yi öne çıkarmış ki Karaağaç
semtinde yapılan tarımda verimliliğin düştüğünü ve semtte sineklerin arttığını
daha yeni gördük, okuduk. Harcanan para bilinemiyor. Öte yandan Meriç Nehri'ni
'˜Meriç Kanalı'na dönüştüren 145 milyonluk proje gereksiz ve henüz sonuca da ulaşmış
değildir. Her iki çalışma da kentte tartışılmamış, paylaşılmamış ve olumsuzluk
dışında bir sonuç sağlamamıştır ki uzmanların öngörüsüne göre gelecekte daha da
olumsuz sonuçları göreceğiz' ifadelerini kullandı.
'EDİRNE'NİN DENİZİ SAROS'DUR'
Eroğlu'nun
Edirne'ye deniz sözü verdiğini de hatırlatan Gökerküçük; 'Kanal Edirne
bölgesinde oluşturulacak deniz bölgeye daha da zarar verecektir. Edirne'nin
denizi Saros'dur. Saros'a yapılması planlanan ve Saros'u yok edecek olan FSRU
doğalgaz çevrim ve depolama tesisinden vazgeçilmesi, kıyıların özel sektöre
kiralanmasının durdurulması gibi kararları aldırırsa kentimize en büyük
hizmettir. Üç akarsuyu bulunan kentimizde bunlardan yararlanma olanağı
sağlayamayan idarelerin deniz sözü ile bizleri kandıramayacaklarını artık
bilmeleri gerekir. Dere ıslah çalışmaları ve barajlar, göletler elbette
yararlıdır. Ancak bu çalışma sonrasında su kullanımı ücretli hale getirilmeye
başlanmıştır. Köylerdeki içme sularından arazide su kullanımına kadar hepsinin
zamanla ücretli olması düşüncesinin altyapısı olduğunu da unutmamamız gerekir.
Oysa devlet yurttaşlarının sağlıklı yaşamı ve üretimi için yapmakta zorunlu
olduğu hizmetleri yapar ve ücret talep etmez' dedi.
'HAKKINDA ÇOK KOŞULACAK'
Gökerküçük,
Eroğlu'nun hakkında çok konuşulacak izler bırakmış birisi olacağını ifade
ederken; 'Bugün itibarı ile bilinmeyenleri de ortaya çıktığında sanırız daha
doğru fikirlerimiz olacaktır. Ancak şu kesindir ki Cumhuriyetimiz otokrat, tek
adamcı rejimleri geride bırakmıştır ve bunu savunanları da lanetle anacaktır.
Öte yandan günü geldiğinde vergilerimizin nerelere nasıl harcandığı gün yüzüne
çıktığında kimlerin devleti '˜şirket' gibi yönettiği ve zenginliklerimizi
şirketlere peşkeş çektiği görülecektir. Önemli olan yıllarca iktidar olmak
değildir. Önemli olan; iktidardan ayrılınca, tarih ilerledikçe de toplumun,
insanlığın gözünde, gönlünde iktidar olmaktır. Biz Edirne Kent Konseyi olarak
Cumhuriyet aydınlanmasını, kentli haklarımızı, doğayı koruma mücadelemizi
sürdüreceğiz' sözlerine yer verdi.