Edirne'yi örnek gösterdi
Edirne Valiliği himayesinde gerçekleştirilen Akademi Rumeli 4 projesi kapsamında Edirne'de öğrencilerle tarih atölyesinde 2 saat atölye çalışması yapan Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Türkiye Gazetesi'ndeki köşesinde projenin önemine dikkat çekerek Kars, Gaziantep ve Şanlıurfa Valiliklerine de önerdi. Prof. Dr. Şimşirgil, proje ile FETÖ'nün yollarının kesileceğini söyledi.
Edirne
Valiliği himayesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı katkılarıyla Rumeli Akademisi Eğitim ve Kültür Derneği
tarafından gerçekleştirilen Akademi Rumeli 4 projesi kapsamında Edirne'ye
Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Romanya, Bosna Hersek, Kosova, Kırım,
Gagavuz Yeri ve Ukrayna'dan gelen öğrencilerle tarih atölyesinde 2 saat atölye
çalışması yapan Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Akademi Rumeli 4 projesini Türkiye
Gazetesi'ndeki köşesine taşıdı.
Prof. Dr.
Şimşirgil, köşe yazısında Akademi Rumeli 4 projesinin amaçları, atölyelerdeki
eğitimler ve öğrencilere etkisi ile projenin FETÖ'nün özellikle Balkan
Türklerinin gençliği üzerindeki tehlikesine karşı önemine dikkat çekti. Prof.
Dr. Şimşirgil, Edirne Valiliği'nin projesini Kars, Şanlıurfa ve Gaziantep
Valiliklerine de tavsiye etti.
Prof. Dr.
Şimşirgil, köşe yazısında 22 Temmuz günü, Edirne Valiliği'nin '˜Akademi Rumeli
4' programının davetlisi olarak Edirne'de bulunduğunu belirterek;'Ülkemizde
fevkalade faydalı ve güzel faaliyetlerin olduğunu da görüp mesrur oldum.
Valilik, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve Rumeli
Akademisi Eğitim ve Kültür Derneği iş birliğiyle yürütülen '˜Akademi Rumeli 4'
etkinliğine Balkan ülkelerinde yaşayan Türk öğrenciler katılmaktadır.
Ülkemizden de katılımların olduğu programın açılışına dokuz Balkan ülkesinden
lise ve üniversite düzeyinde 180 genç iştirak etti. Programa göre bu öğrenciler
Edirne'de sekiz farklı atölyede uzman isimlerden on gün boyunca eğitim
almaktalar. Böylece katılımcılar kültür-sanat, tiyatro, iletişim, müzik,
gastronomi, tarih, edebiyat gibi birçok alanda kendilerini geliştirme imkânını
bulmuş olacaklardır' ifadelerine yer verdi.
'Yanlış bilgilerle donatılmışlardı'
Projede,
öğrenciler ile Türkiye arasındaki bağların güçlendirilmesinin hedeflendiğini
yazan Prof. Dr. Şimşirgil; 'Projede, 17-25 yaş arası gençlerden oluşan grubun Türkçeyi
aktif kullanmaları, Türk dilinin, kültürünün, tarihinin iyi bilinmesi ve
mensubiyet hissinin Balkan coğrafyasında yaşayan soydaşlar arasında
yaygınlaşması amaçlanmaktadır. Açılışta her ülkeden birer mümessil genci
dinlerken yaşadıkları duyguyu, Türklüğe ve Türkiye'ye karşı sevdalarını görmek
biz izleyenlere ayrı bir heyecan verdi. Açılış bölümünde yaptığım kısa bir
konuşmadan sonra tarih atölyesinde, bu alanı seçen otuz gençle iki saat atölye
çalışması yaptım. Tarihimize büyük ilgilerini görmek beni mest etti. Ancak
özellikle Osmanlı Türklüğü hakkında o kadar yalan yanlış bilgilerle
donatılmışlar ki bu durum da bir o kadar kahretti. İki saatlik atölye
çalışmasının sonunda, Gagavuz Türkü İvan'ın program yetkililerinden birine
gidip '˜Ahmet Hocam bir hafta bizim dersimize girsin' demesi benim için ayrı bir
anlam taşıyordu' dedi.
'Birlikte yaşamanın en güzel örnekleri'
Proje
açılış toplantısının ardından akşam saatlerinde öğrencilere '˜Osmanlı ve
Balkanlar' konulu genel bir konferans verdiğini belirten Prof. Dr. Şimşirgil; 'Bugün
dokuz Balkan ülkesi diyoruz. Oysa 150 sene önce bu dokuz ülke daha başka
ülkelerle beraber Osmanlı Rumeli'siydi. Arada ne sınırlar ne de geçiş vizeleri
vardı. Türkler kadar diğer farklı unsurlar da Osmanlı Türkünün adil idaresi
altında birlikte yaşamanın en güzel örneklerini veriyorlardı. Zira idare
edenler adildi, müsamahakârdı, ihsan sahibiydi. Müslüman olsun Hıristiyan olsun
bütün halkı, '˜vediatullah' yani Allah'ın kendilerine birer emaneti olarak
görüyorlardı. İlk gün programın sonunda gözlemlediğim bu dokuz ülkeden
gençlerin hepsi aynı dili konuşup anlaşmanın mutluluğu ve hazzı içindeydiler.
Nasıl büyük bir medeniyetin evladı olduklarını burada bir kez daha anlıyorlardı.
Çin Seddi'nden Adriyatik'e kadar Türk'ün müthiş gücünü hissediyorlardı. Bir
dönem kendilerinin de verdiği destek ile büyük Osmanlı gücünün ortaya çıktığını
düşünmeleri, belki de gelecek açısından kendilerine ayrı bir şevk ve heyecan
kazandırıyordu' sözlerine yer verdi.
'Bir kısmı açıkça İslam düşmanı'
Prof. Dr.
Şimşirgil, köşe yazısında Balkanlar'daki Türklüğün yıllardır FETÖ'ye terk
edildiğini söyleyerek; 'Gerçeği bil, oyuna gelme! Edirne Valiliği'nin YTB'nin
de desteğiyle gerçekleştirdiği bu projenin tesirini görünce, bu büyük alanın
yani Balkanlar'daki Türklüğün yıllardır FETÖ örgütüne terk edilmiş olmasına
insan gerçekten kahrolmaktadır. Zira bunlar sadece Anadolu'da değil
Balkanlar'da Kafkaslar'da Orta Doğu'da, Afrika'da hülasa bütün dünyada Türk ve
Müslüman kitleleri uyuşturdular, beyinlerini iğdiş ettiler. Şimdi ise baktığımızda
televizyonlarımızda hâlâ '˜15 Temmuz'u unutma, unutturma' sarhoşluğunun hâkim
olduğunu görmekteyiz. İşgal girişimi ile birlikte tam iki ayını ara vermeden
sokaklarda geçiren bu milletin, 251 şehide ve korkunç travmalar yaşanmasına
neden olan bu korkunç vakayı unutması mümkün müdür? Hâlbuki televizyonlarımızın
asıl olarak bu korkunç örgütün otuz beş yıldır beyinleri nasıl mahvettiğini
anlatması ve bir daha yaşanmaması için çözümler sunması gerek! Bu itibarla '˜unutma
ve unutturma' söylemlerinin yerini, '˜gençliğe sahip çıkalım, doğruları
öğretelim, müfredatı düzeltelim, tarihimizi bilelim' benzeri programların
yapılması şart değil midir? Hâlbuki bırakın bunları düşünmeyi ve uygulamayı
FETÖ üzerinden daha kirli oyunlar devşirilmekte ve uygulamaya sokulmak
istenilmektedir. Nitekim televizyonlarda tartışmalara baktığımızda FETÖ
örgütüne şöyle bir değinildikten sonra koro hâlinde cemaatlere ve tarikatlara
saldırıya geçilmektedir. '˜Bu sinsi din ve İslam düşmanlarına karşı uyanık ol!'
diyen yok. Bunların bir kısmı açıkça İslam düşmanı. Bir kısmı ise sinsice
gerçek itikat ve inancı parçalamak isteyen mezhepsizlerdir' dedi.
'Gençlerimizi avlamışlardı'
Prof. Dr.
Şimşirgil, yazısında FETÖ, DEAŞ gibi terör örgütlerinin tehlikelerine dikkat
çekerek; 'Müslümanları, asırlardır Mostar Köprüsü'nün zamkı gibi sıkı sıkıya
bağlı tutan mezhepleri hedef almış İslamoğlu, Taslaman, Bayındır, Öztürk ve
Bayraklı gibi mezhepsizlere hiç söz söyleyen yok. Ümmeti birbirine düşürmek ve
dağıtmak isteyen bu mezhepsizler birlik ve beraberliği ne ile sağlayacaklar
acaba? DEAŞ ve FETÖ nevi örgütleri ortaya çıkaran bataklık hep Ehl-i sünnet
inancını kırmak ve dağıtmak kaynaklı değil midir? 1988 yılı CIA raporlarında '˜ABD,
Fetullah Gülen sayesinde Türk Cumhuriyetlerine bomboş bir İslamiyet götürdü'
deniyordu. O dönem Türk Cumhuriyetlerinden gençlerin akın akın Türkiye'ye
geldiği yıllardı. Ülkemizde ise FETÖ yurtlarının ve evlerinin yerden mantar
biter gibi her tarafta boy gösterdiği bir devirdi. O ülkelerden gelen
gençlerimizi maalesef FETÖ eliyle CIA ajanları avlamıştı. Devlete de irtica ve
gericilikle son sürat mücadele ettiriyorlardı. Erbakan-Çiller hükûmeti bu
yapıya ters bakınca onu dahi FETÖ örgütüne yıktıracak gücü bulmuşlardı'
ifadelerine yer verdi.
Kars, Şanlıurfa ve Gaziantep'e önerdi
Edirne
Valiliği'nin Akademi Rumeli 4 projesinin fevkalade etkili ve mühim olduğunu
yazan Prof. Dr. Şimşirgil; 'Proje, insanın aklına Kafkaslar ve Orta Doğu'yu da
getirmektedir. Zira bizim serhat ilimiz veya dışa açılan kapımız sadece Edirne
değil. Doğu'da Kafkaslara açılan Kars ve Güneydoğu'dan Orta Doğu'ya açılan
Gaziantep veya Urfa Valiliklerimiz de aynı misyonu üstlenebilirler. Bence hiç
vakit de kaybetmemeliler. Zira sadece FETÖ'yütel'in etmekle iş bitmiyor.
FETÖ'nün yürüdüğü yollarda boşluk da bırakmamak gerekiyor. Şimdi FETÖ'nün
ülkemiz ve dinimiz için hain yetiştiren yollarını temizlemek kadar yeni baştan
ve doğru bir biçimde döşemek de büyük önem arz etmektedir. İlgili bütün
kurumlarımız aynı gaye ve metotla bu işe odaklanmak durumundalar. Kars
Valiliğimiz Türk Cumhuriyetlerinden, Urfa veya Gaziantep Valiliğimiz de Orta
Doğu'dan davet edeceği 150-200 üniversiteli Türk genciyle Edirne'deki programı
neden uygulamasınlar? Böylece Türkiye'nin üç valiliği eliyle bütün dünya
Türklerini ülkemizde bir araya getirme ve kaynaştırma imkânını bulmuş oluruz. Kendilerine
hiçbir şey anlatılmasa dahi İslam'ın, Türklüğün, Türkçenin ve ülkemizin gücü
onlara hissettirilmiş olmaz mı? Bizleri neredeyse iki asırdır '˜böl-parçala-yut'
metodu ile mahvetmiş olanların oyunları bozulmaya başlamaz mı?' dedi.
'FETÖ'nün yollarının kesileceği kesindir'
Kars, Şanlıurfa ve Gaziantep Valilikleri tarafından
uygulanmasını önerdiği projede Edirne'de yapıldığı gibi değişik atölyelerde
sanat ve kültür dallarının yanı sıra Türk ve İslam Tarihi ile Türkçe'nin
mükemmel gücü anlatılabileceğini yazan Prof. Dr. Şimşirgil;'Kardeşlik duyguları
pekiştirilebilir, Türkiye'nin her zaman onların yanında olduğu vurgulanabilir,
ülkemize güven duymaları sağlanabilir, bugün en az kırk ülkede güçlü Türk gücü
hissettirilebilir, nihayet gelecekte bu ülkelerde Türk lobilerinin oluşması
sağlanabilir! Evet, düşman boşluk bırakmıyor. Siz bu alanları boş
bıraktığınızda, ABD ve İngiltere gibi dünyanın öbür ucundaki ülkeler gelip
bütün bu sahaları dolduruyorlar. Hatta evinizin içindeki çocuğunuzu alıp size
karşı kullanıyorlar. Sizi de irtica ve mürtecilikle mücadele diyerek yıllarca
oyalayabiliyorlar. Hatta sağ-sol kavgasında olduğu gibi 'irtica ile bin yıl
mücadelemiz sürecek' diyen askeriyenin etkili takımı ile irtica diye
yaftalananFETÖ'yü aynı eller organize edebiliyor. Evet, tarihin en güçlü
devletlerini kurmuş Türk milletinin idarecileri, artık gücünün ve etki alanının
farkında olarak hareket etmeye mecburdur. Aksi hâlde kendisine bugünkü imkânları
da tanımayacaklardır. Bunun için böyle büyük ve etkili organizasyonlarla üç
kıtaya hitap edecek üç valiliğimize üniversitelerimiz ve belediyelerimiz de
desteklerini sunmalıdır. Bu sayede aktivitelerin katlanarak büyüyeceği, daha
büyük neticelerin alınacağı ve FETÖ-vari ihanet şebekelerinin yollarının
kesileceği kesindir. Her şeyi Sayın Cumhurbaşkanımızdan beklemeyelim artık!'
sözlerine yer verdi.
Bakmadan Geçme





