Döner sermayede yeni dönem

Memur Sendikaları Konfederasyonu'na (Memur-Sen) bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Edirne Şubesi, sağlık ve sosyal hizmetlerinin çoğunluğunun özel gününü barındıran bahar döneminde ebeler, hemşireler ve anneler günü kahvaltısı düzenledi. Lalezar Restoran'da düzenlenen kahvaltıya Sağlık-Sen Genel Başkan Vekili Durali Baki, Sağlık-Sen Genel Başkan Yardımcısı Abdülaziz Aslan, Edirne İl Sağlık Müdür Yardımcısı Uzm. Dr. Mustafa İshak Yıldırım, Sağlık-Sen Edirne Şubesi Başkanı Erhan Turhan ve sendika üyeleri katıldılar.

Programın açılış konuşmasını Edirne Şubesi Başkanı Erhan Turhan yaptı. Turhan, konuşmasında sağlık ve sosyal hizmetler mesleklerinin çok önemli kutsiyet taşıdığını belirterek; 'Her birimiz, üzerimize düşen vazifeyi yapmaya çırpınırken, takdir görmek yerine son dönemde moda olan bir kurumsal hedeflerin peşinden koşmaktayız. Yine, Sağlık Bakanı'mız Sayın Fahrettin Koca'nın, '˜Sağlıkta tasarruf olmaz' sözüne rağmen nereye kadar varacağı belli olmayan bir tasarruf seline kapılmış durumdayız. Sağlık kurumlarında, gelişmiş ülkelerdeki sağlık personeli sayısının 3'te 1'i kadar personel istihdam edilmesine rağmen servislerdeki personel sayısı birer birer azalmakta, 2 sene önce 10 kişinin çalıştığı bir serviste şimdi 8 kişi çalışmaktadır. Buna karşı neredeyse tüm hastanelerde döner sermaye sıfırlanmış, alın terinin karşılığı sadece duaya kalmıştır. 10 sene önce 1 TL'ye alınan bir tüketim malzemesi, bugün 10 TL'ye çıkmış, buna rağmen Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatları hiç değişmemiştir. Sağlık kurumlarında alın teri döken personele yapılan şiddet olaylarına karşı devletimizce birtakım düzenlemeler yapışmış, ancak yetersiz kalmıştır. Yıpranma payı konusunda tam yüzümüz gülecek derken dağ fare doğurmuş, birçok meslektaşımız kapsam dışı kalmıştır. 3600 ek gösterge konusunda verilen umudun sonu bir türlü getirilememiştir' ifadelerine yer verdi.

Turhan, Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğinin farkında olduklarını söyleyerek; 'Ancak diğer kesimlerde ücretli çalışanlar arasında, hatta diğer memurlarla sağlık ve sosyal hizmet çalışanları arasındaki ücret, vergi ve çalışma şartları kıyaslandığında büyük bir tutarsızlık bulunmaktadır. Bir vergi indirimi yapılacaksa, tek geliri aldığı ücret olan devlet memurlarının ve diğer ücretli çalışanların gelir vergisinden başlanmalıdır. Tasarrufa gelinceyse en son durağı sağlık kurumları olmalıdır. Sağlık-Sen olarak yetkili olduğumuz 2010 yılından bu yana geçmişten bugüne birikmiş ve kronikleşmiş birçok sorunla boğuştuk. Üyelerimizin, bize verdiği yetki ile sorunlarımızı çözüme kavuşturmaya da devam edeceğiz' dedi.

'Emperyalist güçlerin oyunu var'

Turhan'ın konuşmasının ardından programda bir konuşma da Genel Başkan Yardımcısı Abdülaziz Aslan yaptı. Aslan, konuşmasında Türkiye'de uzun süredir emperyalist güçler tarafından oynanan bir oyun olduğunu söyleyerek; 'Bu oyunu zaman zaman taşeronlarıyla, terör örgütleriyle yapıyorlar. 15 Temmuz'da da gördüğümüz gibi terör örgütlerini bırakarak bizatihi kendileri bu ülkeye müdahale etmek kaydıyla küresel emperyalizmin egemenlik alanı haline getirip onlara hizmet eden köle zihniyeti bir ülke haline getirmek için yapılan müdahaleydi. Bizler, Memur-Sen olarak ortak akıl mitinglerinde, 15 Temmuz'da, e-muhtırada sahadaydık. Küresel emperyalizme şunu söylüyoruz; elbette kendi içimizde zaman zaman eleştirimizi yapacağız, hatalarımızı düzeltmek adına birbirimize ikazlarda bulunacağız ama tasmalı kafalı küresel emperyalizm şunu bilsin ki bu ülkede onların ellerini ovuşturmasına asla müsaade etmeyeceğiz' sözlerine yer verdi.

'Eski sendikacılık anlayışını geride bıraktık'

Çevresinde son 15 yılda birçok olumsuzluk olmasına rağmen Türkiye'de gerek özgürlükler, gerek hak ve menfaatler, gerekse ekonomik reformlar alanında birçok ciddi adımın atıldığını söyleyen Aslan; 'Bu adımlardan birisi de sendikalardır. Memur-Sen'e bağlı Sağlık-Sen özellikle 2009 yılında yetkili olduktan sonra eski Türkiye'den kalma sendikacılık anlayışını geride bırakarak, Türkiye'deki sendikacılığın hem dünyada, hem ülkemizde yeni bir konseptle yer alabilmesi için istişareye, diyaloğa, yapıcı eleştiriye dayalı, sorumluluk alma bilinciyle ciddi bir sendikacılık yapma örneği gösterdi. Bunun neticesinde toplu görüşmeyi, toplu sözleşme kazanımı olarak elde ettik. Bununla beraber birçok kazanıma imza atmış olduk. 2002'de memnuniyet yüzde 30'lardayken, geldiğimiz süreçte memnuniyet yüzde 78'lere kadar çıkmıştır. Ancak sağlık çalışanlarının bu memnuniyetini aynı oranda göremiyoruz' dedi.

'Döner sermayeyi masaya yatıracağız'

Aslan, 2002 yılında sağlık tesislerine hizmet almak için yılda 2 defa müracaat edilirken, 2019 yılında müracaat sayısının yılda 8'i aştığına dikkat çekerek; '2002 yılında çalışan sayımız 5-6 kat artarken, çalışan sayımız 250 bin civarındayken; bugün 550 bin civarındadır. Maalesef 2 katı artmış durumdadır. Bu başarı, sağlık çalışanlarının kendi zamanlarından vererek başarıyı elde etmiş durumdadırlar. Ancak bu bir yere kadar geldikten sonra çalışanlarımızdaki yıpranmalar, uygulanan mobbing ve şiddet zor duruma soktu. Bu noktada birileri bu başarıyı çalışanlar üzerinde görme yerine, daha değişik mecralarda görmeye başladı. Bunun sonucunda psikolojik durumlar çalışanlarımızda meydana gelmiş durumdadır. Döner sermaye, en çok yaşadığımız sorunlardan birisidir. Öncelik olarak döner sermaye dosyasını önümüzdeki günlerde masaya yatıracağız. Bununla ilgili de bir çalışma yapıldı. İlk talebimize de Bakanlığa yaptık. İlk talebimiz; diğer kurumlarda sabitte kesilen verginin kesilmemesi talebimizi şimdiden hazırlamış durumdayız' ifadelerine yer verdi.

'700 değil 70 taleple gideceğiz'

Sağlık-Sen Genel Başkan Vekili Durali Baki, yeni dönemde sendikal mücadelenin farklı yapılacağını söyleyerek; 'Hükümete taleplerimizi ileteceğiz. Geçmiş dönemdeki toplu sözleşme taleplerinde 700'ü aşkın talep değil, 70'e yakın taleple gidip, gerçek manada ayağı yere sağlam basan, sorun ve sıkıntıları çözme noktasında azami gayret göstereceğiz. 700 tane Memur-Sen'in, 200'den fazla Sağlık-Sen'in talebi ile gittiğiniz zaman Maliye Bakanlığı'nın bürokratları otomatiğe bağlanıyor, ne isterseniz bir şey anlamıyor, her talep 2 dosya olarak düşünülürse yaklaşık 400'ü aşkın dosyayı okuyor ve bürokratın kafası ambale oluyor. Sizin dediğinizden bir şey anlamıyor, '˜Nasıl olsa bunlara 3-5 tane kazanım veririz, kamu çalışanlarının gönlünü razı getiririz' mantalitesinde hareket ediyorlar. Donanımlı arkadaşlarımızla bir araya gelerek, çözülmesi gereken öncelikli talep ne ise onu talep edeceğiz. 40-50'yi asla geçmeyen talep dosyasıyla Maliye Bakanlığı'nın ve süreci yöneten sistemin başındaki kişilerin karşısına çıkacağız. Eğer hükümet bizi dikkate almazsa da 688 sayılı yasanın bize verdiği hükümleri kullanmaktan da asla geri kalmayacağız' dedi.

Döner sermaye bu hafta görüşülecek

Baki, başta döner sermaye olmak üzere sıkıntılar olduğunu söyleyerek; 'Artık döner sermaye, dönmez hale gelmiş. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanları, bir kısım hekimler memnun olsa da ciddi anlamda her sağlık çalışanı bundan rahatsız. Yıpranma, herkesi yıprandırdı. Sayın Bakanımızın seçimlerden önce talihsiz bir açıklaması oldu, '˜hemşirelere 3600 vereceğiz' beyanı oldu. Bunu da sayın bakanın siyasi tecrübesi olmadığı noktasında böyle bir ifade kullanıldığına inanıyorum. Çünkü burada 3600'ü sadece hemşireye verip diğer arkadaşları görmezden gelirseniz, ciddi anlamda yanlış yaparsınız. Kaş yaparken göz çıkarmaz, insanı öldürürsünüz. Sağlık işi, bir bütün işidir. Yapılan işi tüm sağlık çalışanları birlikte yapıyorsa, onun da eşit miktarda dağıtılması gerekiyor. Döner sermaye ile ilgili de günaşırı toplantılar yapıyoruz. Ciddi anlamda aşama kat ettik. Salı ya da Çarşamba günü Bakanlığın sistemini idare eden ve yeni döner sermaye sistemi taslağını hazırlayan bürokratları ve akademisyenleri ile bir araya gelip, oradaki endişelerimizi anlatacağız' sözlerine yer verdi. Baki'nin konuşmasının ardından program Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş) Edirne İl Temsilcisi Emre Promet'in canlı müzik performansı ile sona ererken, kadın katılımcılar için de çiçek dağıtıldı.