Doğu Akdeniz'den soyutlanmamalıyız
Edirne'nin Uzunköprü İlçesi'nde doğan Orta Doğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, Uçan Profesörün Anıları' isimli kitabının tanıtımına Edirne'den başladı. Bağcı, okurlarıyla imza günü ve söyleşi etkinliğinde buluşurken basın mensuplarının da sorularını yanıtladı. Türkiye'nin Libya kararıyla ilgili açıklamalarda bulunan Bağcı 'Türkiye'nin ulusal çıkarlar açısından Libya'da olması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'den soyutlanmaması gerekir' dedi.
Edirne'nin Uzunköprü İlçesi'nde doğan Orta Doğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Bağcı; Edirne Belediyesi'nin davetlisi olarak geldiği Edirne'de okurları ile buluştu. '˜Uçan Profesörün Anıları' isimli kitabını okurları için imzalayan Prof. Dr. Bağcı, kitabının lansmanında düzenlenen söyleşide de okurlarının sorularını yanıtladı. Devecihan Kültür Merkezi'nde düzenlenen imza günü ve söyleşi etkinliğine Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Yaver Tetik, Emekli Tümgeneral Ali İhsan Gürcihan ve Prof. Dr. Bağcı'nın okurları katıldılar. Söyleşi ile başlayan etkinliğin sonunda Prof. Dr. Bağcı, '˜Uçan Profesörün Anıları' isimli kitabını okurları için imzaladı. Bağcı, etkinlik öncesi basın mensuplarına açıklamalarda da bulundu. Bağcı, '˜Uçan Profesörün Anıları' isimli kitabının ilk tanıtımını Edirne'de gerçekleştirmesinin nedenini açıklarken; 'Edirne'nin kendi içinden yetişen değerlerine sahip çıkmasının en güzel örneğini yaşıyoruz. Kitabımın çıkış noktasının Edirne'den yapılmasını istedim çünkü Edirne'den çıktım. Dünyanın 100'den fazla ülkesine gittim. Bütün deneyimlerimin bir şekilde kitabıma yansıttım. Kitabımın birinci bölümünde 46 ülkeyi anlattım. Bu arada Putin'den Gorbaçov'a, Tayyip Erdoğan'dan Abdullah Gül'e, rahmetli Rauf Denktaş'tan Bülent Ecevit'e kadar çok değişik siyasi liderlerle ve dünyayı yöneten düşünürlerle geniş bir alanda deneyimlerimi aktardım. Onları buradan paylaşmak benim için büyük bir onurdur. Önümüzdeki dönemde Türkiye'nin değişik yerlerinde kitap imza günlerimiz olacak. Ama Edirneli olduğum için buradan başlatmanın doğru olduğunu düşündüm ve çok sevinçliyim. Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ve Uzunköprü Belediye Başkanı Özlem Becan'a bana bu fırsatı tanıdıkları için teşekkür ediyorum. Edirne halkıyla buluşmamın temel düşüncesi; özellikle gençlerimizin yapabileceklerini, bilim adamı olarak dünyayı dolaşabilecekleri, insanlara değişik dillerde konferans verebileceklerini ve daha da önemlisi benim yaşadığım bütün deneyimleri gençlere yansıtmak ve onlara yol açmaktır. Bu nedenle Edirne'de bulunmaktan çok mutluyum' ifadelerine yer verdi.
Bağcı,
dünyanın çeşitli ülkelerinde birçok insanla tanışarak önemli bir bilgi birikimi
elde ettiğini söylerken; 'Dünyanın değişik ülkelerine gidip, değişik insanlarla
görüşüp, onlardan çok şeyler öğrenip bir bilgi birikimine gittim. Okuyucu,
neler yaşadığımı kitabı okudukça çok daha fazla görecek. Beni en fazla
etkileyen kültürel anlamda Çin ve Hindistan oldu. Hindistan ve Çin'i gördükten
sonra Avrupa merkezli bir bakış açısından dünyaya bakışımda önemli bir değişim
oldu. Bunun yanı sıra yabancılık hissetmediğim ülkeler oldu. Yabancı bir ülkeye
gittiğiniz andan itibaren kendinizi yabancı hissedersiniz. Ama benim yabancı
hissetmediğim ülkeler Azerbaycan, Pakistan ve Portekiz oldu. Portekiz, bize çok
benziyor. Bizim 1970-80'li yıllarımıza insan yapıları çok benziyor. Bütün
ülkelerden çok fazla güzel dostluklar kurdum' dedi.
'En çok etkileyen Yesevi Türbesi'
Gezileri
sırasında kendisini en çok etkileyen yerlerden birinin ise Ahmet Yesevi Türbesi
olduğunu açıklayan Bağcı; 'Beni en fazla etkileyen ise Kazakistan'da Ahmet
Yesevi Türbesi'ne gittim. 3 gece 4 gün kaldım. Ahmet Yesevi'nin Trakya'ya
gönderdiği öğrencisi Sarı Saltuk'tur. Bütün Balkanları dolaşır. Ben de onun
türbesine gittiğimde; '˜Sen, 99 bin öğrenci yetiştirdin. Onları Edirne ve
Balkanlara gönderdin. Ben de Edirne'den geri geldim ve şimdi ödeştik' dedim. Bu
durum beni çok etkiledi. Entelektüel anlamda hac olarak da değerlendirdim. Bir
de Kudüs'te Mescid-i Aksa, beni çok etkilemişti. Ama asıl önemli olan hangi
ülkeye gidersem gideyim oranın insanlarını, güzelliklerini tanıyıp öğrenmeye
çalıştım. Dünya çok güzel ve güzel insanlar var' sözlerine yer verdi.
'İsmi kim koydu bilmiyorum'
'˜Uçan
Profesör' isminin sorulması üzerine cevap veren Bağcı; 'Uçan Profesör ismini
kim koydu bilmiyorum ama bana hep öyle diyorlar. Belki de Türkiye örneğinde
benim alanımdaki çok az sayıdaki insanlardan biriyim. Buraya gelmemdeki
ilkokul, ortaokul, lise, üniversite ve doktora öğretmenlerime çok teşekkür
ediyorum. Ben de kitaplarımda öğrencilere yol göstermeye çalışıyorum' dedi.
'Suriye'de yanlışlıklar yapıldı'
Bağcı,
Türkiye'nin dış politikası ile ilgili de soruları yanıtlarken, basın
mensuplarının Türkiye'nin Libya kararını sorması üzerine cevap vererek; 'Türkiye'nin
dış politikasında son dönemde yanlışlıklar da, doğru kararlar da var. Arap
Baharı bize yaramadı, Suriye politikalarında büyük yanlışlıklar yapıldı. Ama
Afrin Operasyonu, Barış Pınarı Operasyonu ve Libya gibi bazı kararlar,
yanlışlıklar içerisinde doğru kararlar olarak değerlendirilebilir. Türkiye'nin
ulusal çıkarlar açısından Libya'da olması gerektiğini düşünüyorum. Ama orada
nasıl olacağı sorusu ayrı bir tartışmadır. Fiziki anlamda asker gidecek mi?
Üsler açılacak mı? Hangi tarafı destekleyeceğiz? Diplomasiyi nasıl
kullanacağız? Bunlar çok detaylı sorulardır' ifadelerine yer verdi.
'Tarihsel sorumluluklarımız var'
Türkiye'nin
Doğu Akdeniz'den soyutlanmaması gerektiğini söyleyen Bağcı; 'Türkiye'nin orada
olması bütün dengeleri değiştiriyor. Örneğin; İsveçli, Burkina Fasolu askerler
olsa önemli değil. Türk askeri dediğiniz zaman işin bütün rengi değişiyor. Bu
biraz da bizim tarihimizle ilgili bir olaydır. Tarihsel sorumluluklarımız var.
Önemli olan Türkiye'nin ulusal çıkarlarının yeniden bir tanımlama sürecine
girmesi ve bunu, Türkiye'nin bir şekilde pratiğe uygulamasıdır. Libya'da
bulunma konusunda zaten bütün partilerde bir ortak mutabakat var. Tartışılan
konu tezkere ve onun getirdiği sorulardır' dedi.