Doğa dostu atölye

Edirne'de doğa ve insan sağlığına zararlı ürünlere karşı düzenledikleri etkinliklerle günümüz tüketim toplumunun yarattığı doğa tahribatına karşı farkındalık yaratan doğaseverler, Mistik Sabun Atölyesi ile doğal sabun yapımı çalışması gerçekleştirdiler. 3 grup toplam 6 kişiden oluşan atölyede 9 adet doğal sabun üretilirken, doğal malzemelerden yapılan sabunların doğa ve insan sağlığına hiçbir zararı olmadığı açıklandı.

Doğa dostu atölye
TAKİP ET Google News ile Takip Et



Mistik Sabun Atölyesi, Edirne doğa ve insan sağlığına zararlı ürünlere karşı düzenlenen etkinliklere verdikleri destekler ile adından söz ettiren doğa dostu gönüllüler ile doğal sabun yapımı atölyesi gerçekleştirdi. Mistik Sabun Atölyesi Kurucusu Kimya Mühendisi Simge Yanıkdağ'ın İstanbul'dan Edirne'ye gelerek gerçekleştirdiği atölyeye Edirne'den 6 kişi katıldı.

Atölyenin Edirne'de gerçekleşmesi için sosyal medyada araştırma yaparak Yanıkdağ ile iletişime geçen ve sınırlı sayıdaki atölye katılımcılarının belirlenmesinde koordinasyonu sağlayan Özge Kılıç Uysal, atölye çalışması öncesi Mistik Sabun Atölyesi'nin Edirne'de düzenlenme aşamalarıyla ile ilgili bilgi verdi. Uysal'ın açıklamalarının ardından Atölye kurucusu Simge Yanıkdağ ise atölye çalışmasında ortaya çıkarılacak doğal sabun ve materyallerini açıkladı.

Uysal, Yanıkdağ ile sosyal medyada iletişim kurduklarını belirterek; 'Mistik Sabun ismiyle açtığı sayfadan iletişim kurduk. Bir atölye düzenlememiz durumunda İstanbul'dan gelip gelemeyeceğini sordum. O da minimum 5 kişi olursa gelebileceğini söyledi. Bugün de soğuk yöntem, doğal malzemelerle sabun yapım atölyesi düzenliyoruz. Sabunu ev temizliğinde, cilt ve saç bakımında plastik ambalajsız ve doğal içerikli olduğu için kullanıyoruz. Sürekli sipariş vermektense yapımını kendimiz öğrenelim istedik ve Simge Yanıkdağ'ı davet ettik. Atölyemizde 6 öğrenci var. Doğal yağ ve bitkilerle sabun yapımını öğreneceğiz' ifadelerine yer verdi.

'Doğaya zararı olmayan temizlik'

Doğal sabunun yapım aşamasında ve kullanımında doğaya hiçbir zararı olmadığını söyleyen Uysal; 'Ayrıca ben de doğaya zararı olmayan deterjan vs. gibi ürünler yapabiliyorum. Ev yapımı ürünler tabii ki piyasada satılanlar kadar etkili olmuyor. Genelde Türk ev hanımını tatmin edecek temizlik sunmuyor olabilir ama gerçekten doğaya hiçbir zararı olmayan, doğaya hiçbir atık çıkarmayan, sıfır atıkla temizlik yapılabilecek ürünler yapıyorum. Hem de cildimize de çok daha faydalı. Çünkü hepsini kekik, nane, kahve, gül, zeytinyağı gibi yenebilir malzemelerden yapıyorum. Sabunda ise sadece kostik var ama o da mecburen sabun yapımında kullanılması gerekiyor. Eskiler bunu kül suyu olarak kullanıyorlarmış. Kül suyunun işlenmiş hali diye biliyorum' dedi.

'Kullanılanlar insana da doğaya da zararlı'

Atölyenin 5 buçuk saat süreceğini belirten Uysal; 'Çünkü sabunun soğumasını da beklememiz gerekiyor. Evde bulaşık yıkamaktan, çamaşır deterjanı yapmaya; saç yıkamaktan, cilt yıkamaya kadar her şeyde sabun kullanılırsa hem cilde hem de doğaya bir iyilik yapılmış olur. Ayrıca sulara karıştığında da hiçbir şekilde zarar vermiyor. Şu anda insanlar sabundan çok duş jeli, şampuan ve deterjan kullanıyorlar. Onlar hem insan cildine ve sağlığına zararlı, hem sulara karıştığında hayvanları zehirliyor, hem yer altı sularına kadar karışıyor ve tekrar içme sularımıza kadar bize geri dönüyor. Marketlerde satılan bu kimyasalları ne kadar az kullanırsak o kadar iyi olur. Bugün 2-3 TL'ye duş jeli satılıyor. Petrol bazlı olduğu için bunu vücuda sürmemek gerekiyor. Onun yerine su ve sabun ile temizlik yapmak çok daha akıllıca olur' sözlerine yer verdi.

'Edirne'de kadın girişimciler yapabilir'

Atölyede palm yağının kullanılmayacağını açıklayan Uysal; 'Orangutanların yaşam alanı olan yağmur ormanlarında ağaçlar kesilerek yerine palm ağacı dikiliyor. O yüzden kullanmıyoruz. Doğaya en az zararı ya da zararı olmayan maddeleri kullanıyoruz. Türkiye'de de zeytinyağı bulması hem çok kolay, hem de her yerde zeytin yetiştirilebiliyor. Yurtdışından gelecek yağları kullanmaktansa elimizdeki yağları ve yereldekileri kullanmak maddi olarak da daha mantıklı olur. Edirne'de sabun yapımı atölyesi için talep olursa tekrar düzenlemeyi çok isterim. Daha çok insan yaparsa çok mutlu olurum. Keşke kadın girişimciler yapsa ve satsa. Ben farklı şehirlerden satın alıyorum. Onun yerine Edirne'den satın alırım. Edirne'de sabun yapılıyor ama içinde parfüm ve renklendirici boya var. Bunlar doğal sabunlar değil. Nasıl işlemlerden geçtiğini de bilmiyorum. O yüzden bu doğal sabunu özellikle kadınlar yapıp satsa, hem maddi bir gelir olur hem de doğa için bir kazanım olur' dedi.

'Sabun yapımını okulunda öğrendim'

Atölye kapsamında İstanbul'dan Edirne'ye gelerek doğaseverlere doğal sabun yapımı konusunda eğitim veren Mistik Sabun Kurucusu Kimya Mühendisi Simge Yanıkdağ ise doğal sabun yapımını daha fazla insana öğretmeye çabaladığını söyleyerek; 'Küçüklüğümde alerjik sorunlar yaşayan bir insandım. O yüzden ailemle birlikte bahçeli bir eve taşınmak zorunda kaldık. Eve taşındıktan sonra problemim azalmaya başladı ve sağlıklı olduğumu fark ettik. Sadece doğadan çok uzak kaldığım için sıkıntı yaşıyormuşum. Bunu öğrendikten sonra doğal olana ilgim artmaya başladı. Doğal içerikli ürünlere yöneldim. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü'nü kazandım. Sabun yapımını okulunda öğrendim. Fakat doğal ürünlere ilgim olduğu için eğitimimde daha da ilerlemek istedim. Anadolu Üniversitesi'nde Bitkisel Üretim Bölümü'nden sertifika aldım. 5-6 yıl önce de üretime başladım ve bu konuda araştırmalarıma devam ettim. Okuldaki tezimi de bitkisel üretim ile ilgili olarak '˜Isırgan Otu Bitkisinin Cilt Üzerindeki Etkileri' konusunda yaptım. Bu şekilde de öğretmeye devam ediyorum' ifadelerine yer verdi.

'Bütün şehirlere de gidebilirim'

Bir yıldır Mistik Sabun Atölyesi adı altında atölyeler düzenlediğini açıklayan Yanıkdağ; 'Aynı zamanda krem yapımı gibi farklı çalışmalar yapan hocalarımız da var. Onlara da yardımcı oluyorum. Atölyelerimizi artırmak istiyorum. İnsanların kolay ve eğlenerek öğrenmesini istiyorum. Bugün Mistik Sabun Atölyesi olarak Edirne'deyiz. Edirne dışında da Balıkesir ve İstanbul'un farklı ilçelerinde de atölye çalışmaları yaptım. Doğal sabun yapımı biraz da insanların ilgisine dayanıyor. İlgi olduğu takdirde bütün şehirlere gidebilirim. Benim için bir insan topluluğu ve bu konuya meraklı insanların olması yeterlidir. Merak edenler bana [email protected] adresinden ve sosyal medyadan ulaşabilirler' dedi.

'Temel malzemeler kostik ve yağ'

Atölyede gerçekleştirdiği programı açıklayan Yanıkdağ; 'Bugünkü atölyede belirli bir program izleyeceğiz. Öncelikle sabunun tarihini kısaca anlatacağım. Sabunun içeriği, yapımında kullanılan malzemeler, kimyasal yapısını öğreneceğiz. Sabun yapımında dikkat ettiğimiz bazı güvenlik önlemleri var ve onlardan bahsedeceğim. Sunumu tamamladıktan sonra da soğuk sabun yapımına başlayacağız. Son olarak da eski ve arta kalan sabunları nasıl değerlendirebileceğimizi anlatacağım. Sabun yapımında temel olan 2 malzeme var; kostik ve yağ. Yağ çeşitleri, sabunun çeşitliliğini artırıyor. Saç, vücut, yüz için kullanılmasını belirliyor. Çok sayıda yağ çeşidi var. Bunlar aynı zamanda cilt üzerinde hangi probleme iyi geleceğini de gösteriyor. Bugün öğreneceğimiz doğal sabun ise herkesin elindeki yağlarla yapabileceği bir sabun olacak. Böylece araştırmak isteyenler yeni yağlar kullanarak da sabunlarına yenilikler katabilirler. Yapacağımız sabun hem cilt hem de saçta kullanılabilecek. Atölyeye katılanlar da rahatlıkla evlerinde doğal sabun yapabilecekler. O yüzden herkesin kolaylıkla ulaşabileceği yağları seçiyorum. Atölye sonrasında ise merak ettikleri sorular bana ulaşıp sorabilirler' sözlerine yer verdi.

'Muhafaza edilmesi önemli'

Doğal sabun yapımını hızlı bir şekilde gerçekleştirebilen kişilerin bir saatte sabun yapımını tamamlayabileceğini söyleyen Yanıkdağ; 'Fakat sonrasındaki bekleme süreci biraz uzun. Sabunun 4-6 hafta arasında kurutma süreci var. 1 veya 2 günden sonra kalıptan çıkarılabilir. Çıkarıldıktan sonra kuruma aşamasına geçiyor. Gölge ve hava alan temiz bir yerde, üzerine toz gelmeyecek şekilde muhafaza edilirse daha iyi olur. Sabunumuz kururken hem reaksiyonu devam ettirerek tamamlıyor, hem de tam olarak kuruduğu için bozulma olasılığı daha düşmüş oluyor. Sabunumuz ne kadar fazla beklerse, bizim için o kadar sağlıklı ve uzun ömürlü olur. 4-6 hafta bekledikten sonra direkt kullanıma geçilebilir. Sabun ıslandıktan sonra tekrar kuru yerde muhafaza edilmelidir. Çünkü suyu çok seven bir malzemedir. Su da her zaman bakteri üremesini artıran bir yapıya sahiptir. Sabunun bozulmasına sebep olabilecek tek şey sudur. Islak şekilde bekletilmemesi gerekiyor. Sabunu kullanmadan önce parçalara bölüp, o parçaları kullanırsanız su ile temas eden yüzeyleri azalmış olursunuz. O parçayı kullanıp bitirdikten sonra diğer parçaya geçerseniz, bir sabun aylarca yetecektir' dedi.

'Suda ve doğada çözünür'

Doğal sabunun içeriğinde doğal yağlar kullanılması nedeniyle doğaya hiçbir zararı bulunmadığını belirten Yanıkdağ; 'Tek bir kimyasal malzeme var; kostik. Kostik malzemesi de doğadan elde edilen bir malzemedir. Sadece laboratuvar şartlarında yan ürünler oluşturulmaması amacıyla geliştirilmiş. Aslında külden elde edilen bir malzemedir. Sabunumuzun içeriğinde doğada çözünmeyecek herhangi bir madde yok. Kullandıktan sonra suda ve doğada çözünür' ifadelerine yer verdi.

'Piyasada satılanlar sabun değil'

Marketlerde sabun adı altında satılan malzemelerin içeriğine bakıldığında sabun olmadığının anlaşıldığına dikkat çeken Yanıkdağ; 'Çünkü kullandığımız yağların belirli bir maliyeti var ve piyasada 1-2 TL'ye bir sabuna ulaşabiliyoruz. Bu sabunların içeriğinde yağ kullanılmadığını fark ediyoruz. Sabun kelimesi, sabunlaşma reaksiyonundan kaynaklı olan bir kelimedir. Sabunlaşma reaksiyonunda temel maddeler olan kostik ve yağın tepkimeye girerek sabunu oluşturması gerekiyor. Yağ kullanılmadığı zaman nasıl bir sabun oluşabilir? Sabun oluşamaz. İçeriğinde gliserin gibi malzemeler katılarak ve raf ömrünü uzatıcı şeyler eklenerek belirli bir malzeme yaratılıyor ve bu bir sabun olmuyor. Bundan dolayı da içeriğine bakmamız çok önemlidir. İçeriğinde sodyum hidroksit olarak geçen kostik ve yağların kullanılmış olmasına dikkat edilmelidir. Bu temel malzemelerin dışındaki malzemeler aslında hiç gerekli de değildir. Sadece raf ömrünü ve cazibesini artırmak için kullanılırlar. Örneğin; koku ve renk vermek bunlar için kullanılır. Koku ve renk vermek doğal şekilde de yapılabilir. Ama bizim alıştığımız şekilde buram buram bir koku ve renk görüntüsü oluşmaz. İnsanların bunu beklememesi lazım. Doğal sabunun aslında çok hoş bir kokusu olmaz. Doğal sabun olarak satın aldığımız sabunlarda da koku maddesi kullanıldığını da fark ettim. Bu da ürünlerde etiket olmamasından ya da insanların bu konuyu bilmemesine güvenilerek yapılan hileler olabilir. Aldığımız sabunların ağır bir kokusu ve rengi olmamalıdır. Aynı zamanda doğal sabun biraz yumuşak olur. Çok katı ve sert olmamalı' dedi.

'Palm yağını tercih etmek istemiyorum'

Doğal sabun yapımı atölyesinde zeytinyağı kullanılacağını belirten Yanıkdağ; 'Birinci sınıf olmasına öncelik verilebilir. Özellikle yediğimiz zeytinyağından yapılırsa çok güzel olur. Cilt için çok faydalı olur. Fakat maliyet olarak biraz yükseltilebilir. Riviera zeytinyağı veya üçüncü sınıf zeytinyağları da kullanılabilir. Hindistan cevizi yağı kullanacağız. Hindistan cevizi yağının soğuk proses olmasına dikkat edebilirler. Talep ettikleri yere ya da üzerindeki etiketlere dikkat edebilirler. Artık her yerde de satılıyor. İçeriğinde de soğuk proses ya da soğuk sıkım yazmak zorundadır. Ayçiçek yağı kullanacağız. Ayçiçek yağı tercih etme sebebim; normalde bunu yerine üreticilerin palm yağı kullanmasıdır. Palm yağını tercih etmek istemiyorum. Çünkü bizim ülkemize ait bir yağ değil. Rafine edildiği, çok fazla vitamin kısmı kalmadığı doğrudur. Rafine edilmemişini de alabileceğimiz bazı internet siteleri var. Maliyeti biraz daha fazladır ama almak zorunda da değiller. Bunlarla birlikte kostik kullanacağız. Çörek otu yağı, badem yağı, argan yağı da kullanacağız' sözlerine yer verdi.

9 adet doğal sabun yapıldı

Açıklamaların ardından atölye çalışması başlatılırken; Yanıkdağ, sabun yapımında kullanılan malzemelerin kullanımı ve yapımında dikkat edilmesi gereken güvenlik kurallarını açıkladı. Yanıkdağ, açıklamalarının ardından atölyeye katılan 6 kişiyi 2'şerli gruplara ayırarak doğal sabun yapımını başlattı. Her grup, farklı malzemeler kullanarak 3'er adet doğal sabun ortaya çıkarırken, sabunlar kurumaya bırakıldı. Edirne'de hazırlanan doğal sabunlar, 4-6 hafta arasında kurumaya bırakıldı. Doğal sabunlar, kurutulmanın ardından kullanma hazır olacak. 

Bakmadan Geçme